T.C.

     UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

          ESAS NO      : 2018 / 446

          KARAR NO : 2018 / 525

          KARAR TR : 24.09.2018

ÖZET : S. Holding bünyesindeki B. T. ve A. Laboratuvarı'nda 657 sayılı yasa kapsamında memur olarak çalışan davacının çalıştığı kurumun 01.04.1996 tarihinde TÜBİTAK'a devrinden 04.11.2015 tarihinde yaş haddinden emekliye ayrılmasına kadar hizmet sözleşmesi ile ancak Emekli Sandığı ile ilişkisini koruyarak geçen hizmet süresi için emekli ikramiyesinin ödenmemesi üzerine tarafına emekli ikramiyesi ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine yönelik işlemin iptali ve emekli ikramiyesinin emekli olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

 

Davacı       : M. H. T. 

Vekili      : Av. Ö. Y. K.

Davalı      : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili      : Av. M. Ç.

O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; S. Holding AŞ bünyesinde çalışmakta iken bu kurumun özelleştirme kapsamına alınması sebebiyle 01.04.1996 itibariyle TÜBİTAK B. T. A. Laboratuvarı (B….)' da çalışmaya başlayan davacı tarafından, yaş haddinden 05.12.2015 tarihinde emekli olmasına kadar geçen süre için tarafına emekli ikramiyesi ödenmesi için yaptığı 11.12.2015 tarihli başvurusunun reddine ilişkin davalı idarenin 30.12.2015 ve 50342182 sayılı işleminin iptali istemiyle 04.03.2016 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 8. İDARE MAHKEMESİ: 30.12.2016 gün ve E:2016/2109, K:2016/5885 sayılı “5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözümünün iş mahkemelerinin görevine girdiği kurala bağlanmış ve 5510 sayılı Kanunun 101.maddesinde "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür" hükmü yer almıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden, davacının 1975-1996 yılları arasında S. Holding Aş bünyesinde yer alan S. ( B. A. G. ve E. İşletmesinde) müdür yardımcısı olarak çalıştığı, çalıştığı kuruluşun 4046 sayılı Özelleştirme Kanunu Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 19.01.1996 tarih ve 96/2 nolu kararı ile imzalanan devir protokolü ile TÜBİTAK'a devredildiği, devrin gerçekleştiği 01.04.1996 tarihinden emekli olduğu 04.11.2015 tarihine kadar 5434 sayılı Kanunun ek 71 maddesince tanınan hak çerçevesinde Emekli Sandığı ile ilişkisini devam ettirerek çalışmaya devam ettiği, 1975-1996 yılları arasındaki çalışmasına karşılık olarak 20 yıl üzerinden kendisine emekli ikramiyesi ödendiği, davacının TÜBİTAK Butal'da(B. T. A. Laboratuvarı), 01.04.1996 tarihinde hizmet sözleşmesi imzalayarak çalışmaya başladığı, yaş haddinden emekli olduğu 05.11.2015 tarihine kadar çalışmasını sürdürdüğü, hizmet sözleşmesiyle çalıştığı TÜBİTAK B.'daki çalışmaları karşılığı emekli ikramiyesinin ödenmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmış olup, davacının İş Kanunu hükümlerine göre ve hizmet sözleşmesi ile çalışmasına devam ettiği, T.-KOOP İş Sendikası'na dayanışma aidatı ödeyerek üye olduğu ve toplu iş sözleşmesinden faydalandığı göz önüne alındığında, uyuşmazlığın görüm ve çözümünün Adli Yargının (İş Mahkemeleri) görev alanında bulunduğu sonucuna varılmıştır” gerekçesiyle davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü görev yönünden reddine dair verdiği kararın istinaf edilmeksizin 22/05/2017 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Davacı vekili, bu kez aynı istemle 06.06.2017 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 3. İŞ MAHKEMESİ: 22.03.2018 gün ve E:2017/202, K:2018/67 sayılı “5510 sayılı Yasa'nın "5434 sayılı Kanuna İlişkin Geçiş Hükümleri" başlıklı Geçici 4.maddesinin 4.fıkrasına göre "Bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde; iştirakçi iken, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine tabi olarak çalışmış olup bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak yeniden çalışmaya başlayanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır."

5510 sayılı Kanunun 101 nci maddesinde yer alan “...bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür.” bölümünün iptali istemiyle yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi, 22.12.2011 tarih ve E: 2010/65, K: 2011/169 sayılı kararıyla iptal isteminin reddine karar vermiştir. Anayasa'nın 153/son maddesine göre Anayasa Mahkemesi kararlan Resmi Gazetede yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzelkişileri bağlar. Anayasa Mahkemesi kararlan ile ilgili doktrindeki ağırlıklı görüş; Anayasa Mahkemesi kararlarının gerekçesinin de bağlayıcı olduğu yönündedir.

17.4.2008 günlü 5754 sayılı “Sosyal Sigortalar Ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile Anayasa Mahkemesi’nin 15.12.2006 günlü, E. 2006/111, K.2006/112 sayılı iptal karan doğrultusunda 5510 sayılı Kanunda düzenlemeler yapılmış ve anılan Kanun’a eklenen Geçici 1 inci ve Geçici 4 üncü maddelerle 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği tarih itibariyle bu Kanun’un 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamına alınanlar ile bunların dul ve yetimleri hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılacağı hüküm altına alınmıştır.

5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmakta olanlar, evvelce olduğu gibi 5434 sayılı Kanun hükümlerine tâbi olacaklar ve bunların emeklilikleri bakımından da aynı Kanun hükümleri uygulanmaya devam edecek; ancak 5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanlar ise 5510 sayılı Kanun’un 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tâbi sigortalı sayılacak ve haklarında 5434 sayılı Kanun değil 5510 sayılı Kanun’un öngördüğü kural ve esaslar uygulanacak; ihtilaf halinde de adli yargı görevli bulunacaktır.

5754 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanun’a göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ile diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunun tesis edeceği işlem ve yapacağı muameleler idari işlem niteliğini korumaya devam edeceğinden bunlara ilişkin ihtilaflarda idari yargı görevli olmaya devam edecektir.

Öte yandan Uyuşmazlık Mahkemesinin 4.9.2012 tarihli 2012/64-83 Esas ve Karar sayılı kararında 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesinden önce iştirakçi sıfatıyla çalışmakta olan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile emekli sıfatıyla 5434 sayılı Kanuna göre emekli, dul ve yetim aylığı almakta olanlar ve ayrıca memurlar ve diğer kamu görevlilerinden ileride emekliliğe hak kazanacaklar yönünden Sosyal Güvenlik Kurumunca tesis edilen işlem ve yapacağı muamelelerin “idari işlem” ve “idari eylem” niteliğini korumaya devam edeceği, dolayısıyla, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-a maddesinde belirtilen idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykın olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları kapsamında bulunan, emekli kamu personeli olan davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği, 5510 sayılı bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra memur ve diğer kamu görevlisi olarak çalışmaya başlayanların ise 5510 sayılı Kanunun 4/c maddesi uyarınca, bu Kanun hükümlerine tabi sigortalı sayılacağı ve haklarında 5434 sayılı Kanunun değil 5510 sayılı Kanunun öngördüğü kural ve esasların uygulanacağı dolayısıyla ihtilaflarında adli yargı yerinde çözümleneceği sonucuna varılmıştır. (Ankara 13. İdare Mahkemesinin 30/11/2017 tarihli 2016/2099 Esas-2017/3301 Karar sayılı kararı da bu yöndedir)

Somut olayda uyuşmazlığın, davacının 20/05/1975-05/11/2015 tarihleri arasında 5434 sayılı Kanun kapsamında iştirakçi olduğu döneme ait emekli ikramiyesi isteminden kaynaklandığı anlaşılmakla uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanına girdiği" gerekçesiyle yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine dair verdiği karar istinaf edilmeksizin 12/04/2018 günü kesinleşmiştir.

Davacı vekili Ankara 3. İş Mahkemesine verdiği dilekçesiyle görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasını talep etmiş olmakla, dava dosyaları Ankara 3. İş Mahkemesinin 12.06.2018 tarih ve 2017/202 esas sayılı üst yazısı ile Mahkememize gönderilmiş, başvuru 19.06.2018 tarihinde Mahkememizde kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler;

Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN Aydemir TUNÇ ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 24.09.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve idari yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin işlemlerde herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Sümer Holding bünyesindeki Bursa Test ve Analiz Laboratuvarı'nda 657 sayılı yasa kapsamında memur olarak çalışan davacının 01.04.1996 tarihinde çalıştığı kurumun TÜBİTAK'a devrinden 04.11.2015 tarihinde yaş haddinden emekliye ayrılmasına kadar hizmet sözleşmesi ile ancak Emekli Sandığı ile ilişkisini koruyarak geçen hizmet süresi için emekli ikramiyesinin ödenmemesi üzerine tarafına emekli ikramiyesi ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine yönelik işlemin iptali ve emekli ikramiyesinin emekli olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

Anayasanın 125. maddesinde, idarelerin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hüküm altına alınmıştır.

4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanunun "Kuruluşlardaki Personelin Nakli" başlıklı 22. maddesinde; "Özelleştirme programına alman kuruluşlarda (iştirakler hariç) ilgili kuruluş veya İdare tarafından istihdam fazlası personel belirlenmesi ya da bu kuruluşların kısmen veya tamamen satışı nedeniyle kamu tüzel kişiliğinin sona ermesi, devredilmesi, küçültülmesi, faaliyetlerinin durdurulması, kapatılması, tasfiye edilmesi halinde; bu kuruluşlarda programa alınma tarihi itibarıyla 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tâbi olarak veya sözleşmeli statüde çalışmakta olanlar ile iş kanunlarına tâbi olarak görev yapmakla birlikte toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanmayan genel müdür, genel müdür yardımcısı, teftiş kurulu başkanı, kurul başkanı, daire başkanı, müessese, bölge, fabrika, işletme ve şube müdürü, müfettiş ve müfettiş yardımcısı, müşavir ve başuzman unvanlı kadrolara atanmak suretiyle görev yapan personel, kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere yukarıda belirtilen işlemlerin tamamlanmasından itibaren onbeş gün içerisinde İdare tarafından Devlet Personel Başkanlığına bildirilir. Nakil hakkı tanınan bir kadro veya pozisyonda görev yapmakta iken İdare tarafından ihdas edilen ve iş kanunlarına tâbi olan kadrolara atanmayı kabul edenler ile kuruluş özelleştirme programına alındıktan sonra kuruluşa naklen veya açıktan atananlar bu madde ile getirilen nakil hakkından yararlanamaz. İdare, özelleştirme programındaki kuruluşlarda nakil hakkı kapsamında yer alan kadro ve pozisyonlardan boş bulunanları iptal etmeye, kadro ve pozisyonların yerini, aynı kuruluş bünyesindeki şirketler veya işyerleri arasında değiştirmeye yetkilidir. Özelleştirme programındaki herhangi bir kuruluşun personeli, İdare tarafından özelleştirilecek kuruluşlarda görevlendirilebilir ve yetkilendirilebilirler.

Bu maddenin birinci fıkrasına göre diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilmek üzere Devlet Personel Başkanlığına bildirilen personelin, kuruluşun kamu tüzel kişiliğinin sona erdiği tarihten, yeni kurumlarında göreve başlayacakları tarihi takip eden aybaşına kadar geçecek süreye ilişkin olarak eski kadro veya pozisyonlarına ait aylık, ücret, varsa ikramiye ve ücrete bağlı diğer malî hakları ile yeni kurumlarında göreve başlayacakları tarihe kadar geçecek süredeki sosyal hak ve yardımları (harcırah, sağlık giderleri, cenaze giderleri ve ölüm yardımı) Özelleştirme Fonundan ödenir ve bunlardan T.C. Emekli Sandığına tâbi olanların bu süre içinde Sandıkla olan ilgileri devam eder. Eski görev yerinden alınan aylık ve diğer malî haklar için borç çıkarılmaz ve kurumlar arasında herhangi bir hesaplaşma yapılmaz. Personelin Devlet Personel Başkanlığına bildirildikleri tarihten yeni görev yerlerine başlayacakları tarihe kadar geçecek süredeki aylık ve ücretlerindeki artışlar, beşinci ve altıncı fıkraların uygulanmasında dikkate alınmaz. Bu personelden nakil sürecinde emekli olanlara T.C. Emekli Sandığınca ödenen emekli ikramiyeleri, makam, görev ve temsil tazminatları ile ölüm yardımları, ödenmesini takiben iki ay içerisinde faturası karşılığında Hazine tarafından T.C. Emekli Sandığına ödenir.... İş kanunlarına tâbi olarak çalışmakta iken, bu madde gereğince diğer kamu kurum ve kuruluşlarına nakledilen personele kıdem tazminatı ödenmez ve bunların önceden kıdem tazminatı ödenmiş süreleri hariç, kıdem tazminatına esas hizmet süreleri 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre emekli ikramiyelerinin hesabında dikkate alınır "

5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanun'un Ek 71.maddesinde "Sosyal güvenlik bakımından T.C. Emekli Sandığına tabi bir görevde bulunmakta iken, özelleştirme programına alman kuruluşların bü Kanuna göre emeklilik hakkı tanınan kadro ve pozisyonlarına atananlarla, bu kuruluşların özelleştirilmeleri sonucu sermayelerindeki kamu payı % 50'nin altına düşenler ile bunlardan anonim şirkete dönüştürülüp dönüştürülmediğine bakılmaksızın satılan veya devredilenlerde T.C. Emekli Sandığına tabi olarak çalışan personelden isteyenlerin Sandıkla ilgileri devam eder. Ancak bu kuruluşların sermayelerindeki kamu payının %50'nin altına düştüğü tarihten, anonim şirket statüsünde olmayanların satışı veya devri tarihinden sonra Sandığa tabi olarak geçen süreler için emeklilik ikramiyesi ödenmez.

Bu madde gereğince T.C. Emekli Sandığı ile ilgilendirilenlere ve bu Kanuna tâbi olarak çalışmakta iken bu kuruluşların özelleştirilmesi, faaliyetinin durdurulması, kapatılması veya tasfiye edilmesinden önce emeklilik, malûliyet veya ölüm nedeniyle görevlerinden ayrılmış olup da kendilerine veya dul ve yetimlerine T.C. Emekli Sandığınca aylık bağlanmış olanlara ödenen emekli ikramiyesi, makam, görev ve temsil tazminatları ile ölüm yardımları ödenmesini takip eden iki ay içinde faturası karşılığında Hazine tarafından T.C. Emekli Sandığına ödenir.

Hükümlerine yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, 20.05.1975 tarihinden Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 19.01.1996 tarihli Sümer Holding bünyesindeki Bursa Test ve Analiz Laboratuvarı'nın özelleştirilmesine ilişkin kararına kadar söz konusu yerde 657 sayılı Yasa kapsamında müdür yardımcısı olarak çalışan davacının Laboratuvarın TÜBİTAK'a 01.04.1996 tarihinde devrinden sonra da 5434 sayılı Kanun'un Ek 71.maddesi uyarınca Emekli Sandığı ile ilişkisini devam ettirerek ancak artık hizmet sözleşmesiyle ile çalışarak 04.11.2015 tarihinde emekliye ayrıldığı, emekli olması üzerine 1975-1996 yılları arasında geçen çalışma süresi için 20 yıllık emekli ikramiyesi ödense de 1996-2015 yıllan arasında TÜBİTAK’ta geçen çalışmaları için emekli ikramiyesi ödenmemesi üzerine 11/12/2015 tarihinde yapılan başvurunun 30/12/2015 tarih ve 50342182 sayılı işlem ile reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Dosya kapsamında mevcut olan devir protokolüne göre memur listesiyle TÜBİTAK'a devredilen davacının protokolün 4.maddesinden tüm özlük haklarıyla devredildiği işçilerin ise kıdem tazminatlarının TÜBİTAK tarafından üstlenileceği düzenlenerek memur olan davacının emekli ikramiyesine yönelik hakkının korunacağının anlaşılması gerektiği gibi davacı TÜBİTAK'a devri ile hizmet sözleşmesi kapsamında çalışmaya başlasa bile Emekli Sandığı ile ilişkisinin devam ettirilmesi talebinde bulunduğu, TÜBİTAK tarafından emekli keseneklerinin 5434 sayılı Kanun kapsamında yatırılarak iştirakçiliğinin devam ettirildiği, İş Kanunu kapsamında kıdem tazminatı ödenecek personel konumunda olmadığı, bu sebeplerle ve yukarıda özetlenen mevzuat hükümleri uyarınca davacı tarafından açılan davanın, görüm ve çözümünün idari yargı yerinde görüleceği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin 30.12.2016 gün ve E:2016/2109, K:2016/5885 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 8. İdare Mahkemesi’nin 30.12.2016 gün ve E:2016/2109, K:2016/5885 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.09.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 Başkan

Hicabi 

DURSUN

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

Üye

Mehmet

AKSU

 

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Turgay Tuncay Varlı