T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/475

KARAR NO  : 2022/693      

KARAR TR  : 26/12/2022

ÖZET: Davalı idarede satın alma müdürü olarak görev yapan davacının, "kınama" cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı     : M. F. K

Vekili      : Av. Dr. M. Ö

Davalı     : Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Başkanlığı

Vekili      : Av. A. Y

 

I. DAVA KONUSU OLAY            

 

1. Davacı vekili, davalı idarede satın alma müdürü olarak görev yapan müvekkilinin, TÜBİTAK İç Denetim Birimi Başkanlığının, TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi Personel Taşıma ihalesi inceleme görevi neticesinde tanzim edilen inceleme raporunda, konuya ilişkin işlemlerin tam ve/veya zamanında yerine getirilmemesine sebebiyet verdiğinden bahisle TÜBİTAK İnsan Kaynakları Yönetmeliğinin 52. maddesinin "Görevin yerine getirilmesinde kusurlu davranmak" başlıklı 1. fıkrasının (a) bendi gereğince kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezinin 01/04/2022 tarihli ve E-52121484-050.03.04-10005521 sayılı işlemi ile bildirilen TÜBİTAK Başkanlığının 29/03/2022 tarih ve 223414 sayılı oluru ile onaylanan işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

2. Davalı idare vekili, cevap dilekçesinde davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunmuştur.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. İdari Yargıda

 

3. Kocaeli 1. İdare Mahkemesi 03/08/2022 tarihli ve E.2022/768 sayılı kararı ile, 278 sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanun'dan söz ederek, bir kamu tüzelkişisi olan TÜBİTAK ile davacı arasında imzalanan sözleşmenin, kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin bulunması, sözleşmenin düzenleme ve yürütme biçiminin özel hukuk esaslarından çok kamu hukuku esaslarına uygun olması karşısında, hizmet sözleşmesinin idari bir sözleşme olduğu ve niteliği gereği kamu gücü kullanılarak tek taraflı olarak tesis olunan kınama disiplin cezası verilmesi işleminin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin görevli olduğu sonucuna varıldığını belirterek davalı idarenin görev itirazının reddine karar vermiştir.

4. Davalı idare vekili tarafından, süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

 

B. Olumlu Görev Uyuşmazlığı Çıkarılmasına İlişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Talebi

 

5. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesihükmü gereğince, adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle,2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar vererek dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...

Buna göre, TÜBİTAK'ın, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile ilgili, tüzel kişiliği haiz, özel bütçeli bir kuruluş olduğu; buna karşılık 4 sayılı Kararname'nin 582/2. maddesinde, davalı Başkanlığın "bu bölümde hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tabî' olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu sebeple, davalının iş ve işlemlerinin yargısal denetimimin adli yargı tarafından mı yoksa idari yargı tarafından mı yapılacağının belirlenmesinde, yapılan iş ve/yeya işlemin 4 sayılı Kararname'nin ilgili bölümünde belirtilen hükümlere dayanılarak yapılıp yapılmadığının dikkate alınması gerekmektedir.

Dava dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalı kurumun yaptığı ihaleyle ilgili işlemlerin tam ve/veya zamanında yerine getirilmemesine sebebiyet verdiğinden bahisle TÜBİTAK İnsan Kaynakları Yönetmeliği'nin 52/1. maddesi gereğince kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin iptali istemi ile bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır. Davalı kurumun düzenlendiği 4 sayılı Kararname'nin 582 ilâ 597. maddelerinin incelenmesinde, davalı kurum personeli hakkında yapılacak disiplin işlemleri ve disiplin cezalarına ilişkin herhangi bir hüküm bulunmadığı, bu sebeple dava konusu uyuşmazlığın TÜBİTAK'ın düzenlendiği bölümde yer alan hükümlerden kaynaklanmadığı sonucuna varılmıştır.

Bu durumda, TÜBİTAK'ın 4 sayılı Kararname'nin 582 ilâ 597. maddelerinden kaynaklanmayan işleminden kaynaklanan uyuşmazlığın, aynı Kararname'nin 582/2. maddesinde yer alan düzenleme dikkate alındığında, özel hukuk hükümlerine adli yargı yerinde çözülmesi gerekmektedir.

Yukarıdaki açıklamalara göre, somut olaya ilişkin davanın da özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerektiği düşünülmektedir.

KARAR : Yukarıda açıklanan nedenlerle 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar verildi."

 

6. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca, 2247 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısının da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

 

III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCESİ

 

7. Danıştay Başsavcısı, 2247 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddi gerektiği yolunda düşünce vermiştir. Görüşünilgili kısmı şöyledir:

 

"...

Olayda; davacı hakkında, anılan Yönetmeliğin disiplin hükümleri uyarınca dava konusu kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin tesis edildiği, davacının bu Yönetmelik kapsamında imzaladığı hizmet sözleşmesi ile kamu kurumu niteliği olan idarede müdür olarak görev yaptığı, toplu sözleşme kapsamı dışında olduğu, sözleşmesinin kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin bulunduğu göz önüne alındığında, işçi statüsünde değerlendirilemeyeceği, statüsünün, asli ve sürekli görevleri genel idare esaslarına göre yürüten kamu personeli olduğu sonucuna varılmıştır.

Ayrıca; sosyal güvenlik açısından 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4/a maddesi kapsamında olunmasının ve bir takım hak ve yükümlülükleri konusunda TÜBİTAK İnsan Kaynakları Yönetmeliği'nde 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine atıfta bulunulmasının, idare ile kamu personeli olan görevlileri arasındaki idare hukuku ilkelerine dayanan kamu hukuku ilişkisini ortadan kaldırmayacağı da açıktır.

Bu durumda, kamu kurumu niteliğindeki davalı idare ile kamu personeli niteliğindeki personeli arasında, idarenin tek taraflı olarak kullandığı kamu gücüne dayanarak tesis ettiği dava konusu işlemden kaynaklanan uyuşmazlığa karşı açılan davanın görüm ve çözümü görevi idari yargı yerine ait bulunmaktadır."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

8. 15/07/2018 tarihli ve 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum Ve Kuruluşlar İle Diğer Kurum Ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin"Amaç ve kuruluş" başlıklı 582. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

 

" (1) Türkiye’nin rekabet gücünü ve refahını artırmak ve sürekli kılmak için toplumun her kesimi ve ilgili kurumlarla işbirliği içinde, ulusal öncelikler doğrultusunda bilim ve teknoloji politikaları hakkında çalışmak,bunları gerçekleştirecek altyapının ve araçların oluşturulmasına katkı sağlamak, araştırma ve geliştirme faaliyetlerini özendirmek, desteklemek, koordine etmek, yürütmek, bilim ve teknoloji kültürünün geliştirilmesinde öncülük yapmak amacıyla tüzel kişiliğe, idarî ve malî özerkliğe sahip, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla ilgili ve özel bütçeli Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu kurulmuştur. Kurumun kısa adı TÜBİTAK’tır.

(2) Kurum, bu Bölümde hüküm bulunmayan hallerde özel hukuk hükümlerine tâbidir. Kurumun merkezi Ankara’dadır."

 

9. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu İnsan Kaynakları Yönetmeliğinin "Kapsam" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

" (1) (Değişik:RG-23/8/2011-28034) Bu Yönetmelik, toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında kadrolu çalışan personeli kapsar.

(2) 17/7/1963 tarihli ve 278 sayılı Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Kurulması Hakkında Kanunun 19 uncu maddesine göre Kurumda görevlendirilenlere, görevin mahiyetine uygun olmak kaydıyla bu Yönetmeliğin ilgili hükümleri uygulanır.

(3) Toplu iş sözleşmesi kapsamındaki personel için, toplu iş sözleşmesinde yer almayan veya toplu iş sözleşmesinde işverence belirlenmesi kararlaştırılan hususlarda bu Yönetmelik hükümleri uygulanır.

(4) (Değişik:RG-23/8/2011-28034) Proje bütçesinin nereden karşılandığına bakılmaksızın proje personeli bu Yönetmeliğin kapsamı dışındadır."

 

10. Aynı Yönetmeliğin "Kınama" başlıklı 52. maddesi şöyledir:

 

"(1) Personele, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir. Kınama cezası verilmesini gerektiren fiil ve davranışlar şunlardır:

a) Görevin yerine getirilmesinde kusurlu davranmak,

.

..."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 26/12/2022 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin, anılan Kanun'un 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca, 10. maddede öngörülen biçimde, davalı yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

12. Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN'ın davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin adli yargının Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

13. Dava, TÜBİTAK İç Denetim Birimi Başkanlığının, TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi Personel Taşıma ihalesi inceleme görevi neticesinde tanzim edilen inceleme raporunda, davacının, konuya ilişkin işlemlerin tam ve/veya zamanında yerine getirilmemesine sebebiyet verdiğinden bahisle TÜBİTAK İnsan Kaynakları Yönetmeliği'nin 52. maddesinin "Görevin yerine getirilmesinde kusurlu davranmak" başlıklı 1. fıkrasının (a) bendi gereğince kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu Bilişim ve Bilgi Güvenliği İleri Teknolojiler Araştırma Merkezinin 01/04/2022 tarihli ve E-52121484-050.03.04-10005521 sayılı işlemi ile bildirilen TÜBİTAK Başkanlığının 29/03/2022 tarih ve 223414 sayılı oluru ile onaylanan işlemin iptali istemiyle açılmıştır.

 

14. 24/07/1963 tarihli ve 11462 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 278 sayılı Kanun ile kurulan TÜBİTAK, anılan Kanun’un bazı hükümlerinin 703 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yürürlükten kaldırılması üzerine 15/07/2018 tarih ve 4 sayılı Bakanlıklara Bağlı, İlgili, İlişkili Kurum ve Kuruluşlar ile Diğer Kurum ve Kuruluşların Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yeniden yapılandırılmıştır.

 

15. Dolayısıyla TÜBİTAK yukarıda anılan maddelerde belirtilen görevleri yerine getirmek amacıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanlığıyla ilgili tüzel kişiliği olan bir kamu kurumu olarak kurulmuştur. Özel hukuk hükümlerine atıf yapılmasının, Kurumun kamusal vasfını ve görülen hizmetin kamu hizmeti olma niteliğini, Kurumda görev yapan personelin de kamu personeli olma niteliğini değiştirmeyeceği açıktır.

 

16. Diğer yandan; TÜBİTAK İnsan Kaynakları Yönetmeliği'nin "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, bu Yönetmeliğin toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında kadrolu çalışan personeli kapsadığı düzenlenmiştir.

 

 

17. Olayda; davacı hakkında, anılan Yönetmeliğin disiplin hükümleri uyarınca dava konusu kınama cezası ile cezalandırılmasına ilişkin işlemin tesis edildiği, davacının bu Yönetmelik kapsamında imzaladığı hizmet sözleşmesi ile kamu kurumu niteliği olan idarede müdür olarak görev yaptığı, toplu sözleşme kapsamı dışında olduğu, sözleşmesinin kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin bulunduğu göz önüne alındığında, işçi statüsünde değerlendirilemeyeceği, statüsünün, asli ve sürekli görevleri genel idare esaslarına göre yürüten kamu personeli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

18. Ayrıca; sosyal güvenlik açısından 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 4/a maddesi kapsamında olunmasının ve bir takım hak ve yükümlülükleri konusunda TÜBİTAK İnsan Kaynakları Yönetmeliği'nde 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine atıfta bulunulmasının, idare ile kamu personeli olan görevlileri arasındaki idare hukuku ilkelerine dayanan kamu hukuku ilişkisini ortadan kaldırmayacağı da açıktır.

19. Bu durumda, kamu kurumu niteliğindeki davalı idare ile kamu personeli niteliğindeki personeli arasında, idarenin tek taraflı olarak kullandığı kamu gücüne dayanarak tesis ettiği dava konusu işlemden kaynaklanan uyuşmazlığa karşı açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

 

20. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

 

26/12/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

           Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

             TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                             ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN