T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

      ESAS   NO : 2019/575

            KARAR NO : 2019/768

            KARAR TR: 25.11.2019

 

 

ÖZET: Güneş enerjisinden elektrik elde etmek üzere "Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik" uyarınca Osmaniye İli, Merkez İlçesi, Tehçi Köyünde bulunan taşınmazdaki GES tesisine ait süre uzatım talebinin reddine ilişkin işleme yapılan itirazın reddi ile bağlantı sözleşmesinin iptal edilmesi işlemlerinin iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARAR                  

 

 

 

Davacı     : A. Enerji Üret.Tic.Ltd.Şti.

Vekili                            : Av. E.Ç.E.

Davalılar: 1- Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu

Vekili                        : Av. E.Y.Y.

2- Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.

Vekili                        : Av. A.T.G.

 

O L A Y                    : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Osmaniye İli, Merkez İlçesi, Tehçi Köyü, 111 ada, 229 sayılı parselde kurulması planlanan TEHÇİ-2 adındaki GES tesisine ait süre uzatım talebinin reddine ve söz konusu üretim tesisiyle ilgili olarak Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin 28/6. maddesi uyarınca işlem yapılması için Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.'ye bildirimde bulunulmasına ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 08.03.2018 tarihli ve 7725-39 sayılı kararına karşı yapılan itirazın reddine ve TEHÇİ-2 üretim tesisi ile ilgili yapılan yer değişikliği talebi hakkında karar alınmasına yer olmadığına ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun 12.07.2018 tarihli ve 7951-45 sayılı kararı ile bağlantı sözleşmesinin iptal edilmesine ilişkin Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin 26.03.2018 tarihli işleminin iptali ve davacı şirketin yükümlülüklerinin Osmaniye 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin E:2014/904 sayılı dava dosyasının sonuçlanmasına kadar durdurulmasına, bu hususta davacı şirkete ek süre verilmesine, bu talebin kabul görmemesi halinde müvekkili şirketin parsel değişikliği talebinin kabulü ile projenin başka bir parsele kaydırılmasına karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Davalılardan, Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, bakılan davanın açıldığı tarih itibariyle şirketlerinin kamu kuruluşu niteliği taşımadığı ve faaliyetleri özel hukuk hükümlerine tabi bir özel hukuk tüzel kişisi halini aldığı dikkate alındığında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğu ifade edilerek görev itirazında bulunulmuştur.

ANKARA 14. İDARE MAHKEMESİ: 21.5.2019 gün ve E:2018/2085 sayı ile, Dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesinde "İşletme Hakkı Devri"ne dayalı olarak uygulanan "Hisse Satış Modeli"ne göre yatırımcının, özelleştirilen dağıtım şirketinin bulunduğu bölgedeki elektrik dağıtım lisansına sahip tek şirket olduğu; ancak, yatırımcının işletme hakkını devraldığı dağıtım tesisleri ve bu tesislerin işletilmesinde varlığı zorunlu unsurların mülkiyetinin TEDAŞ'ta kalmaya devam ettiği; yatırımcı, dağıtım şirketinin hisselerinin sahibi olarak TEDAŞ ile imzalanmış olan işletme hakkı devir sözleşmesi çerçevesinde dağıtım varlıklarının işletme hakkını elde ettiği; yani, "hisse satış modeli"nde, mevcut varlıklar ile özelleştirme sonrası yatırımcı tarafından gerçekleştirilecek yatırımlar sonucu oluşacak yeni varlıkların mülkiyeti TEDAŞ'ta kalırken, yatırımcının, dağıtım tesislerinin ve bu tesislerin işletilmesinde varlığı zorunlu diğer unsurların işletme hakkını kazandığı ve tüm yeni yatırımları gerçekleştirme yükümlülüğünü üstlendiği; yatırımcının ayrıca, işletme hakkı çerçevesinde vereceği hizmeti ve üstlendiği yükümlülükleri, Elektrik Piyasasına ilişkin Kanun ve ilgili alt düzenlemeler uyarınca ve EPDK'nın denetimi altında gerçekleştirdiğini; davalı dağıtım şirketinin de belirli bölgeler dâhilinde bölgesel tekel olarak elektrik enerjisinin dağıtımıyla görevli olduğu söz konusu kamusal hizmet kapsamında, lisanssız elektrik üretimine ilişkin bağlantı başvurularının 02.10.2013 tarihli ve 28783 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik ve Yönetmelik uyarınca çıkarılan Tebliğ çerçevesinde dağıtım şirketlerine yapılacağının belirtildiği; Yönetmeliğin "Bağlantı ve Sistem Kullanımına İlişkin Hükümler" başlıklı bölümünde, bağlantı esasları, bağlantı başvuru süreci, bağlantı başvurularının değerlendirilmesi ve sonuçlandırılması ve bağlantı ve sistem kullanımı süreci, bu süreçte dağıtım şirketinin yetki ve sorumluluğu, her aşamada hangi idari işlemlerin nasıl tesis edileceğinin ayrıntılı olarak düzenlendiği; bu itibarla, davalı Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. tarafından, bakılan davanın açıldığı tarih itibariyle kamu kuruluşu niteliği taşımadığı ve faaliyetleri özel hukuk hükümlerine tabi bir özel hukuk tüzel kişisi halini aldığı dikkate alındığında, ortada idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğu ifade edilmişse de, özel faaliyetler için söz konusu olamayacak üstün ayrıcalıklara sahip olan, yükümlülükler rejimine tabi tutulan ve sorumluluğu ile denetimi son tahlilde bir kamu otoritesi tarafından üstlenilen kamu hizmeti niteliğindeki elektrik dağıtım faaliyetini yürüten davalı şirket ile davacı şirket arasındaki ilişkinin ticari bir ilişki olarak değerlendirilemeyeceği, bu kapsamda kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade açıklamasıyla tesis edilen işlemlerin yargısal denetimini yapma görevinin İdari Yargı merciine ait olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, davalı idarenin görev itirazının reddine, Mahkemelerince dava konusu uyuşmazlıkta görevli olduğuna karar vermiştir.

Davalılardan Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. vekili ; Müvekkili şirketin, tüm hisselerinin TEDAŞ'a ait olmak üzere 30.09.2013 tarihine kadarfaaliyet gösterdiğini, bu süreçte özelleştirme işlemlerinin yürütüldüğünü, özelleştirmenin tamamlanmasıyla birlikte şirketin hisselerinin tamamının Alman firması EON.SE ile Hacı Ömer Sabancı Holding ortaklığı olan ENERJİSA ENERJİ A.Ş.’ye devredilerek 30.09.2013 tarihli hisse   satış sözleşmesinin imzalandığını; söz konusu hisse devri ile şirketin kamu iktisadi teşebbüsü olma niteliğinin sona erdiğini ve tamamen bir özel hukuk tüzel kişisi haline geldiğini; buna göre şirketin Türk Ticaret Kanunu hükümlerine göre kurulmuş ve faaliyet gösteren bir anonim şirket olduğunu; müvekkili şirketin TEDAŞ veya bir başka kamu kurum veya kuruluşu ile ne organik bağı ne de hissedarlık ilişkisi bulunduğunu; bu bakımdan müvekkili şirketin bir kamu kuruluşu olarak değerlendirilmesi için hiçbir hukuki dayanak bulunmadığını; nitekim müvekkili şirketin bir kamu kuruluşu olmadığı Uyuşmazlık Mahkemesi önüne gelen emsal kararlarda da ortaya konulduğunu ileri sürerek, adli yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresi içinde verdiği dilekçe üzerine; dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: Davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde bulunan Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş.’nin kamu kuruluşu niteliği taşımayan özel hukuk tüzel kişisi niteliğinde olması karşısında, bu şirket bakımından idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan, uyuşmazlığın, davalı Torslar Elektrik Dağıtım A.Ş.'le ilgili kısmının özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinin düşünüldüğü; Uyuşmazlık Mahkemesinin 28/11/2016 tarihli ve E.-K.-2016/103-531 sayılı kararında da benzer hususların vurgulandığı gerekçesiyle, 2247 sayılı Kanunun 10. ve 13. maddeleri gereğince, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığına gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Danıştay Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: Davacı şirket tarafından kurulması planlanan TEHÇİ-2 isimli güneş enerji santrali (GES) tesisine ait süre uzatım talebi ile ilgili olarak yaptığı itirazın reddine ilişkin Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Kararlarının, güneş enerjisi üretim tesisinin bağlantı anlaşmasındaki iki yıllık süre içinde tamamlanamadığından dolayı Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmeliğin 24. maddesinin atıf yaptığı Elektrik Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 35. maddesi kapsamında tesis edildiği ve anılan Yönetmeliğin 28. maddesinin altıncı fıkrası gereğince işlem yapılması için yetkili Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş'ne bildirimde bulunulması üzerine davacı şirket ile Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş arasındaki bağlantı anlaşmasının iptal edildiği; mevzuat hükümleri uyarınca kamu hizmeti niteliğindeki elektriğin üretimi amacıyla kamu hukuku alanında, üstün ayrıcalıklara sahip olan, yükümlülükler rejimine tabi tutulan ve sorumluluğu ile denetimi son tahlilde bir kamu otoritesi tarafından üstlenilen kamu hizmeti niteliğindeki elektrik dağıtım faaliyetini yürüten davalı şirket ile davacı şirket arasındaki ilişkinin özel hukuk alanında değerlendirilemeyeceği, bu kapsamda kamu gücü kullanılarak re'sen ve tek yanlı irade açıklamasıyla tesis edilen dava konusu işlemlerin iptali istemiyle açılan davada yargısal denetimin, idari yargıda yapılması gerektiği sonucuna varıldığı gerekçesiyle, 2247 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca yapılan başvurunun reddinin uygun olacağı şeklinde görüş bildirmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan25.11.2019 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalılardan Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilinin, anılan Yasa'nın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde, davalılardan Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. yönünden olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

  II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, güneş enerjisinden elektrik elde etmek üzere "Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik" uyarınca Osmaniye İli, Merkez İlçesi, Tehçi Köyü, 111 Ada, 229 Parsel sayılı taşınmazdaki GES tesisine ait süre uzatım talebinin reddine ilişkin işleme yapılan itirazın reddi ile bağlantı sözleşmesinin iptal edilmesi işlemlerinin iptali istemiyle açılmıştır.

Ortaya çıkan görev uyuşmazlığının çözümü açısından davalı kuruluşun hukuki yapısını incelemek gerekirse: Türkiye Elektrik Kurumu (TEK), Elektrik sektöründeki yapının yeniden düzenlenmesi amacıyla 1970 yılında çıkarılan 1312 sayılı Kanun ile kurulmuş; özelleştirme politikaları çerçevesinde, Bakanlar Kurulunun 12.08.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Kararı ile, Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş. (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) adı altında iki ayrı İktisadi Devlet Teşekkülü olarak yeniden yapılandırılmış ve 1994 yılında tüzel kişiliklerine kavuşmuşlardır. Daha sonra,dağıtım bölgeleri baz alınarak Kamu mülkiyetindeki elektrik işletmelerinin yeniden yapılandırılması suretiyle elektrik enerjisi dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiş ve Yüksek Planlama Kurulu’nun 17.03.2004 tarih ve 2004/3 sayılı Kararı İle kabul edilen “Elektrik Sektörü Reformu ve Özelleştirme Stratejisi Belgesi” çerçevesinde Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 02.04.2004 tarih, 2004/22 sayılı kararı ile davalı Şirketin de bağlı olduğu TEDAŞ özelleştirme kapsam ve programına alınmış, dağıtım bölgeleri yeniden belirlenerek, Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrılmıştır.

Özelleştirme Yüksek Kurulu’nun 11.07.2013 tarih. 2013/105 sayılı kararı doğrultusunda da Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş.'nin Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş (ÇEDAŞ) daki %100 oranındaki hissesinin, 30.09.2013 tarihinde ENERJİSA Elektrik dağıtım A.Ş’ ye devredildiği böylece davalı Şirketin devir tarihi itibariyle kamu kurumu yani idare olma vasfını kaybederek, özel şirket statüsüne dönüştüğü anlaşılmıştır.

Olayda, güneş enerjisinden elektrik elde etmek üzere Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik uyarınca Osmaniye İli, Merkez İlçesi, Tehçi Köyü, 111 Ada, 229 Parsel sayılı taşınmazdaki GES tesisine ait süre uzatım talebinin reddine ilişkin işleme yapılan itirazın reddi ile bağlantı sözleşmesinin iptal edilmesi işlemlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Toroslar Elektrik A.Ş.’nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının başvurusunun kabulü ile davalılardan Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilinin yaptığı görev itirazının reddine ilişkin   Ankara 14. İdare Mahkemesinin 21.5.2019 gün ve E:2018/2085 sayılı Görevlilik Kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle   Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile davalılardan Toroslar Elektrik Dağıtım A.Ş. vekilinin yaptığı görev itirazının reddine ilişkin Ankara 14. İdare Mahkemesinin 21.5.2019 gün ve E:2018/2085 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 25.11.2019 gününde Üye Ahmet ARSLAN'ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol       

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                              Aydemir                        Nurdane                         Ahmet

                                                TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

 

Davacı tarafından, güneş enerjisinden elektrik elde etmek üzere Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik kapsamında güneş enerji santrali tesisine ait süre uzatımı talebinin reddine ilişkin işleme yaptığı itirazın reddi ile bağlantı sözleşmesinin iptal edilmesi işlemlerinin iptali istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı Kanun'un 2.1.a maddesinde; İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları İdarî dava türleri arasında sayılmış olup, idare tarafından, bir kamu hizmetinin yürütülmesi dolayısıyla kamu gücü kullanılarak tek taraflı iradeyle tesis edilen kesin ve yürütülmesi zorunlu İdarî işlemlere karşı açılacak davalarda İdarî yargı yeri görevli bulunmaktadır.

Elektrik enerjisine ilişkin faaliyetleri, temel olarak “üretim”, “iletim”, “dağıtım” ve “ticaret” başlıkları altında toplamak mümkündür. Hizmetin kesintiye uğramasının alternatif maliyetleri çok yüksek olduğu için bütün bu faaliyetlerin bir koordinasyon içinde yürütülmesi şarttır. Bu amaçla, 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile, 2001 yılında kamu tüzel kişiliğini haiz, İdarî ve mali özerkliğe sahip ve bu Kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getirmek, enerji piyasasını düzenlemek ve denetlemek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) kurulmuştur.

Elektrik piyasası faaliyetleri, 4628 sayılı Kanun ve ilgili mevzuatında detaylı olarak düzenlenmiş, 4628 sayılı Kanun'un mülga 2. maddesi, elektrik piyasası faaliyetlerini: “piyasada faaliyet gösterecek tüzel kişilerin üretim, iletim, dağıtım, toptan satış, perakende satış, perakende satış hizmeti, ticaret, ithalat ve ihracat faaliyetleri” olarak sıralamıştır. Kanun'da elektrik enerjisi “iletim” faaliyetinin ancak tekel niteliğinde ve Türkiye Elektrik İletim Anonim Şirketi tarafından yürütülebileceği düzenlenmiştir. Diğer faaliyetlerde ise, kamu tüzel kişilerinin yanında, özel hukuk tüzel kişilerinin de hizmetlerin yürütülmesine katılabileceği öngörülmüştür. Elektrik piyasası faaliyetlerinin yürütülmesinde kamu-özel ayrımı yapılmaksızın, kural olarak, lisans alınması zorunluluğu getirilmiştir. Belirtilen yaklaşım, 30.3.2013 tarih ve 28603 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile de sürdürülmüştür.

Bu itibarla, elektrik piyasası faaliyetlerinin, arz güvenliğini ve kamu hizmeti gerekliliklerini sağlayacak bir uyum içinde yürütülmesi için düzenleme, denetleme ve kolluk faaliyetlerinde bulunma işlevlerinin kamu gücüyle yerine getirildiği bir kamu hizmeti faaliyeti olduğu sonucuna ulaşılmaktadır.

Öte yandan, elektriğin kamu hizmeti özelliği, "dağıtım" faaliyeti açısından ele alındığında, 6446 sayılı Kanun'un "Dağıtım Faaliyeti" başlıklı 9. maddesi, dağıtım şirketlerinin lisanslarında belirtilen bölgelerdeki tesislerde yenileme, ikame ve kapasite artırım yatırımlarını yapma, dağıtım sistemine bağlı ve/veya bağlanacak olan tüm sistem kullanıcılarına, eşit taraflar arasında ayrım gözetmeksizin elektrik enerjisi dağıtımı ve bağlantı hizmeti sunma yükümlüğü getirmiştir. Kanun'da ve ilgili yönetmeliklerde "dağıtım" faaliyetini yerine getirecek işletmelerin uyması gereken yükümlülükler açıkça düzenlenmiştir.

Elektrik dağıtım piyasasının en temel aktörü Türkiye Elektrik Dağıtım AŞ (TEDAŞ); tüzel kişiliğe sahip, özel hukuk hükümlerine tabi, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı, elektrik dağıtımıyla, elektriğin tüketicilere perakende satışı ve tüketicilere perakende hizmeti verilmesiyle iştigal eden bir iktisadi devlet teşekkülüdür. Doğal tekel niteliğindeki elektrik dağıtım faaliyeti 4628 sayılı Kanun öncesinde TEDAŞ tarafından gerçekleştirilmekte iken, 4628 sayılı Kanun uyarınca, dağıtım sektörünün, EPDK tarafından verilen dağıtım lisanslarıyla bölgesel tekeller olarak işletilmesi öngörülmüştür. 17/03/2004 tarihinde Yüksek Planlama Kurulu'nun 2004/3 sayılı kararıyla onaylanarak yürürlüğe giren "Elektrik Enerjisi Sektörü Reformu ve Özelleştirme Stratejisi Belgesi" (Strateji Belgesi) ile elektrik dağıtım ve üretim alanları için özelleştirme girişimi başlatılarak özelleştirme uygulamalarına dağıtım sektöründen başlanacağı belirtilmiş; Strateji Belgesi'ndeki eylem planına uygun olarak Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 02.04.2004 tarihli ve 2004/22 sayılı kararıyla TEDAŞ özelleştirme programına alınmıştır. Bu kapsamda, söz konusu Yüksek Planlama Kurulu kararı ekinde yer alan dağıtım bölgelerinin şirketleştirilmesinin tamamlanarak TEDAŞ'ın hissedarı olduğu ve dağıtım ve perakende satış hizmeti yürüten 20 dağıtım şirketi oluşturulmuştur. 4628 sayılı Kanun'un 14.2. maddesinde yer verilen, "TEDAŞ'ın faaliyet alanında yer alan ve dağıtım faaliyeti için gerekli olan işletme ve varlıklar üzerinde, mülkiyeti saklı kalmak kaydı ile TEDAŞ ile belirlenen dağıtım bölgelerinde faaliyet göstermek üzere kurulan elektrik dağıtım şirketleri arasında işletme hakkı devir sözleşmesi düzenlenebilir." kuralı uyarınca, TEDAŞ ile % 100 hisselerine sahip olduğu 20 elektrik dağıtım şirketi arasında dağıtım varlıklarının işletilmesine yönelik İdarî sözleşme niteliğine sahip "İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi" imzalanmış ve Özelleştirme Yüksek Kurulu'nun 7.11.2005 tarihli ve 2005/125 sayılı kararıyla da; sermayesinin % 100'ü TEDAŞ'a ait olan ve elektrik dağıtım bölgelerinde dağıtım lisansı ile TEDAŞ'ın uhdesinde bulunan dağıtım sisteminin işletme hakkına sahip olan veya ileride sahip olacak dağıtım şirketlerinin hisselerinin blok olarak satış yöntemi ile özelleştirilmesine karar verilmiştir.

Dağıtım bölgelerinin özelleştirilmesinde "işletme Hakkı Devri"ne dayalı olarak uygulanan "Hisse Satış Modeli"ne göre yatırımcı, özelleştirilen dağıtım şirketinin bulunduğu bölgedeki elektrik dağıtım lisansına sahip tek şirket olmaktadır. Ancak, yatırımcının işletme hakkını devraldığı dağıtım tesisleri ve bu tesislerin işletilmesinde varlığı zorunlu unsurların mülkiyeti TEDAŞ'ta kalmaya devam etmektedir. Yatırımcı, dağıtım şirketinin hisselerinin sahibi olarak TEDAŞ ile imzalanmış olan işletme hakkı devir sözleşmesi çerçevesinde dağıtım varlıklarının işletme hakkını elde etmektedir. Yani, "hisse satış modeli"nde, mevcut varlıklar ile özelleştirme sonrası yatırımcı tarafından gerçekleştirilecek yatırımlar sonucu oluşacak yeni varlıkların mülkiyeti TEDAŞ'ta kalırken, yatırımcı, dağıtım tesislerinin ve bu tesislerin işletilmesinde varlığı zorunlu diğer unsurların işletme hakkını kazanmakta ve tüm yeni yatırımları gerçekleştirme yükümlülüğünü üstlenmektedir. Yatırımcı ayrıca, işletme hakkı çerçevesinde vereceği hizmeti ve üstlendiği yükümlülükleri, 4628 sayılı Kanun ve ilgili alt düzenlemeler uyarınca ve EPDK'nın denetimi altında gerçekleştirmektedir. Davalı dağıtım şirketinin de belirli bölgeler dâhilinde bölgesel tekel olarak elektrik enerjisinin dağıtımıyla görevli olduğu söz konusu kamusal hizmet kapsamında, lisanssız elektrik üretimine ilişkin bağlantı başvurularının 02/10/2013 tarihli ve 28783 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Elektrik Piyasasında Lisanssız Elektrik Üretimine İlişkin Yönetmelik ve Yönetmelik uyarınca çıkarılan Tebliğ çerçevesinde dağıtım şirketlerine yapılacağı belirtilmiştir. Yönetmeliğin "Bağlantı ve Sistem Kullanımına İlişkin Hükümler" başlıklı bölümünde, bağlantı esasları, bağlantı başvuru süreci, bağlantı başvurularının değerlendirilmesi ve sonuçlandırılması ve bağlantı ve sistem kullanımı süreci, bu süreçte dağıtım şirketinin yetki ve sorumluluğu, her aşamada hangi idari işlemlerin nasıl tesis edileceği ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Her ne kadar davalı şirketin özel hukuk tüzel kişisi ve dava konusu işlemlerin de özel hukuk işlemi olduğu ifade edilmişse de, özel faaliyetler için söz konusu olamayacak üstün ayrıcalıklara sahip olan, yükümlülükler rejimine tabi tutulan ve sorumluluğu ile denetimi son tahlilde bir kamu otoritesi tarafından üstlenilen kamu hizmeti niteliğindeki elektrik dağıtım faaliyetini yürüten davalı şirket ile davacı şirket arasındaki ilişkinin ticari bir ilişki olarak değerlendirilemeyeceği, bu kapsamda kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade açıklamasıyla tesis edilen dava konusu işlemlerin yargısal denetimini yapma ve bu işlemlerden doğan tazminat istemini (ve diğer istemleri) karara bağlama görevinin idari yargı merciine ait olduğu açıktır.

Bu itibarla, davacı tarafından yapılan söz konusu başvurunun reddine ilişkin işlemden doğan uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum.

 

                Üye

              Ahmet

                                   ARSLAN