T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

          HUKUK BÖLÜMÜ

        ESAS    NO  : 2016/253

       KARAR  NO : 2016/294

       KARAR  TR  : 09.05.2016

 

ÖZET : Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : M. S.

Davalı             : Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi

Vekili             : Av. C. S.

 

O L A Y         : İl Telekom Müdürlüğünde görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı, kamu kurumu emrine atanmıştır.

 Davacı, maaş nakil ilmühaberinde eksik gösterilen bu nedenle ödenmeyen ek ödemelerin, zamların, ikramiye tutarının ve tüm mali hakların hakediş tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber ödenmesi; söz konusu tutarın maaş nakil ilmuhaberine konulmak suretiyle nakil maaşının teknisyen unvanı da dikkate alınarak yeniden hesaplanarak yeni çalıştığı kuruma bildirilmesi ve maaşına yansıtılması ve fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla 11.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 15. İş Mahkemesi: 7.2.2014 gün ve E:2012/205, K:2014/120 sayı ile, davanın kısmen kabulüne, 3.340,88TL ücret farkı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kamu kurumuna nakil tarihi itibari ile brüt ücretinin 2.063,67TL olduğunun ve maaş nakil ilmühaberine bu şekilde geçmesi gerektiğinin tespitine, 3.500,00TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kamu kurumuna nakil tarihinden sonraki ücret farkı alacağına yönelik davanın adli yargı yolu caiz olmadığından usulden reddine karar vermiş, bu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi: 9.6.2015 gün ve E:2014/10202, K:2015/20014 sayı ile, somut olayda; davacının tüm talepleri özelleşme tarihinden önce 05.05.2004 tarihinde İdare tarafından yapılan tasarrufa dayanmakta olup, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararına göre uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu; buna göre uyuşmazlığın çözümü İdari Yargıya ait olduğundan yargı yolunun caiz olmaması sebebiyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar vermiştir.

ANKARA 15. İŞ  MAHKEMESİ: 23.10.2015 gün ve E:2015/862, K:2015/1146 sayı ile, bozmaya uyulduktan sonra yapılan yargılamada uyulan bozma ilamı içeriğine göre başkaca bir araştırmaya girişilmeksizin Yargıtay bozma ilamında vurgulandığı gibi davacının tüm talepleri özelleştirme tarihinden önce yapılan idari tasarrufa dayanmış olmakla davada idari yargının görevli olduğu, adli yargı yolunun caiz olmadığı gerekçesiyle dava şartının yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 8 İDARE MAHKEMESİ: 11.4.2016 gün ve E:2015/3627 sayı ile, iptali istenilen işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz edilemeyeceğinden, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı mercilerinin görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 09.05.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacı tarafından; maaş nakil ilmühaberinde eksik gösterilen bu nedenle ödenmeyen ek ödemelerin, zamların, ikramiye tutarının ve tüm mali hakların hak ediş tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber ödenmesi; söz konusu tutarın maaş nakil ilmuhaberine konulmak suretiyle nakil maaşının teknisyen unvanı da dikkate alınarak yeniden hesaplanarak yeni çalıştığı kuruma bildirilmesi ve maaşına yansıtılması ve fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla 11.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacı tarafından; maaş nakil ilmühaberinde eksik gösterilen bu nedenle ödenmeyen ek ödemelerin, zamların, ikramiye tutarının ve tüm mali hakların hak ediş tarihinden itibaren yasal faizi ile beraber ödenmesi; söz konusu tutarın maaş nakil ilmuhaberine konulmak suretiyle nakil maaşının teknisyen unvanı da dikkate alınarak yeniden hesaplanarak yeni çalıştığı kuruma bildirilmesi ve maaşına yansıtılması ve fazlaya dair hakkı saklı kalmak kaydıyla 11.000,00 TL maddi, 6.000,00 TL manevi tazminatın işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır.

            2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

            a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

            b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre,  iptal ve tazmin istemi tarihinde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan sözetmek olanaksız olduğundan;  uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Ankara 8 İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulüyle, Ankara 15. İş Mahkemesinin 23.10.2015 gün ve E:2015/862, K:2015/1146 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 8 İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Ankara 15. İş Mahkemesinin 23.10.2015 gün ve E:2015/862, K:2015/1146 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 09.05.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Ahmet Tevfik

ERGİNBAY

 

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN