T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/286

KARAR NO  : 2021/367     

KARAR TR  : 07/06/2021

 

ÖZET: Davacı apartman nezdinde aynı zaman dilimi içinde kapıcılık hizmetinde çalıştırıldığı ileri sürülen iki farklı kişi nedeniyle davalı kurum tarafından tahakkuk ve tahsil edilen idari para cezalarından ikincisinin istirdadı istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

 

Davacı     : B.A.Y.

Vekili       : Av. M.A.G.

Davalı      : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili       : Av. E.Ö.

 

I. DAVA KONUSU OLAY

1. Davacı vekili; Gaziemir Sosyal Güvenlik Merkezinde 1505472.35 sicil numarasıyla tescilli müvekkili Apartman Yönetiminin, H.E. isimli kişi ile kapıcılık hizmeti alınması konusunda anlaştığını; H.E.'un şikayeti nedeniyle, davalı Kurumun yaptığı inceleme sonucunda; H.E.’un kapıcı olarak bildirimi yapılmadığı gerekçesiyle 15/08/2014 tarihli ve 4081438 sayılı yazı ile 92.524 TL idari para cezası tahakkuk ettirildiğini, ayrıca bu kişinin kendisi yerine eşi Z.E.’u çalıştırarak müvekkili Yönetime karşı aldatıcı eylemde bulunduğunu,davalı kurumun aynı tarihler arası çalışma yönünden Z.E. için de işlem yapılarak idari para cezası tahakkuk ettirdiğini, oysa, müvekkili Apartman Yönetimi nezdinde görevli olarak çalıştığını iddia eden Z.E. için yargı kararı verilmiş olması karşısında H.E. için yapılan tahakkukların düşülmesi gerektiği halde davalı Kurumca bu işlem yapılmayarak her iki kişi için ceza uygulandığı ve haksız olarak alınan paranın istirdadı için fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; haksız ödendiği düşünülen 10.000 TL'nin, tahsil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Kurumdan tahsiline karar verilmesini talep ederek adli yargı yerinde dava açmıştır.

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

A. Adli Yargıda

2. İzmir 1. İş Mahkemesi, E.2015/239, K.2016/148 sayılı dosyada 30/03/2016 tarihinde " davanın kabulüne" karar vermiş, dosya temyiz edilmiştir.

3. Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 05/11/2018 tarihli ve E.2016/10528, K.2018/8890 sayılı ilamıyla ve "idari para cezası ve ferilerinin iptali istemine ilişkin olarak eldeki davada, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK'nun 114'üncü maddesi gereğince davanın usulden reddine karar verilmesi" gerektiği gerekçesiyle kararın bozulmasına hükmederek dosyayı mahalline iade etmiştir.

4. İzmir 1. İş Mahkemesi, 11/06/2019 tarihli ve E.2019/56, K.2019/217 sayılı kararı ile, bu kez bozma ilamı doğrultusunda "6100 sayılı HMK'nın 114/1 -b maddesine göre dava şartı olan "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle davanın usulden reddine" karar vermiş, söz konusu kararın istinaf edilmeksizin 18/09/2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

5. Davacı vekili bu kez benzer taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

B. İdari Yargıda

6. İzmir 5. İdare Mahkemesi, 26/03/2021 tarihli ve E.2021/419 sayılı kararına istinaden, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için 08/04/2021 tarihli ve 2021/419 esas sayılı üst yazı ile Uyuşmazlık Mahkemesine başvurmuştur. Kararın gerekçesinin ilgili kısmı şöyledir:

"5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun "prim oranları ve devlet katkısı" başlıklı 81. maddesinde, "...Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır...

Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz."; "uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesinde, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."; diğer yandan, "kurumca verilecek İdarî para cezalan" başlıklı 102. maddesinde ise; "...İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler." kuralına yer verilmiştir.

Yukarıda anılan yasa kurallarının birlikte incelenmesinden; kural olarak 5510 sayılı Yasanın uygulanması niteliğinde; prim tahakkuku veya tahsiline ilişkin işlemler ve/veya bu işlemlerden kaynaklanan zararların tazminine yönelik davaları da kapsayacak uyuşmazlıkların iş mahkemelerinin görevinde olduğu, ayrıksı olarak ta aynı Yasanın 102. maddesi uyarınca verilmiş idari para cezalarına ilişkin işlemler ve/veya bu işlemlerden kaynaklanan zararların tazminine yönelik davaların ise idare mahkemesinde görüleceği açıktır...

...İşbu davanın davacıdan yersiz tahsil edildiği ileri sürülen primler nedeniyle açılmış tazminat davası niteliğinde olduğu dikkate alındığında, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 81. ve 101. maddeleri dikkate alınacağından, bakılan davanın görüm ve çözümünde, adli yargı yerinin (iş mahkemesinin) görevli olduğu sonucuna varılmıştır."

III. İLGİLİ HUKUK

7. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "sigortalı bildirimi vesüresi" başlıklı 8. maddesinde "İşverenler, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7 nci maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile Kuruma bildirmekle yükümlüdür" düzenlemesi bulunmamaktadır.

8. Aynı Kanun'un“Prim belgeleri ve işyeri kayıtları” başlıklı 86. maddesi şöyledir:

“Bu Kanunun 4 üncü ve 5 inci maddesine tabi sigortalılar ile sosyal güvenlik destek primine tabi sigortalılar için işverenlerce Kuruma verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgelerinin şekli, içeriği, ekleri, ilgili olduğu dönemi, verilme süresi ve diğer hususlar Kurum tarafından çıkarılan yönetmelikle belirlenir

İşveren, işyeri sahipleri; işyeri defter, kayıt ve belgelerini ilgili olduğu yılı takip eden yıl başından başlamak üzere on yıl süreyle, kamu idareleri otuz yıl süreyle, tasfiye ve iflâs idaresi memurları ise görevleri süresince, saklamak ve Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilen memurlarınca istenilmesi halinde onbeş gün içinde ibraz etmek zorundadır...

...Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartlan yerine getirmiş olmasına rağmen, kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesinde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır.”

9. "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesinde “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür” düzenlemesine yer verilmiştir.

10. "Kurumca verilecek idari para cezaları" başlıklı 102. maddesi ise şöyledir:

“Kurumca dayanağı belirtilmek suretiyle diğer kanunlarda aşağıda belirtilen fiiller için idari para cezası öngörülmüş olsa dahi ayrıca bu Kanunun;

a) 1) 8 inci maddesinin birinci fıkrası ile 61 inci maddede belirtilen bildirgeyi, bu Kanunda belirtilen süre içinde ya da Kurumca belirlenen şekle ve usȗle uygun vermeyenler veya Kurumca internet, elektronik veya benzeri ortamda göndermekle zorunlu tutulduğu hâlde anılan ortamda göndermeyenler hakkında her bir sigortalı için asgari ücret tutarında idari para cezası uygulanır(...)

(…)İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.

İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez(…)

  Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idari para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.(…)”

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın katılımlarıyla yapılan 07/06/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

B. Esasın İncelenmesi

12. Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra; gereği görüşülüp düşünüldü:

13. Dava, davacı apartman nezdinde aynı zaman dilimi içinde kapıcılık hizmetinde çalıştırıldığı ileri sürülen iki farklı kişi nedeniyle davalı kurum tarafından tahakkuk ve tahsil edilen idari para cezalarından ikincisinin istirdadı istemiyle açılmıştır.

14. Dosyanın tetkikinde; aynı dönem için davacı apartmanda hem H.E. hem de bu kişinin eşi olan Z.E. isimli şahısların kapıcılık hizmetinde kullanılmasına ilişkin olarak davalı kurum tarafından farklı tarihlerde 5510 sayılı Kanun kapsamında idari para cezaları tahakkuk ettirildiği, Z.E. için tahakkuk ettirilen cezanın yargı kararına istinaden, H.E. için tahakkuk ettirilen cezanın ise re'sen yapılan incelemeye dayanılarak gerçekleştirildiği, haksız olarak ikinci kez tahsil edildiği ileri sürülen cezanın istirdadı için görev uyuşmazlığına konu davaların açıldığı anlaşılmaktadır.

15. Uyuşmazlığa konu dava, 5510 sayılı Kanun'un 102.maddesi kapsamındaki davalardan olmayıp, Borçlar Kanunu çerçevesinde istirdat istemiyle açılan bir davadır. Davacı kendisine gönderilen idari para cezası bildirimleri üzerine 6552 sayılı Kanun kapsamında yapılandırmadan faydalanıp akabinde haksız tahsil edildiğini ileri sürdüğü kısım için istirdat davası açmıştır.5510 sayılı Kanun'un 102.maddesi dışındaki davalarda adli yargı yerinin görevli olduğu aynı Kanun'un 101.maddesinin amir hükmü olduğu gibi istirdat davasının da özel hukuk hükümleri çerçevesinde adli yargı yerinde görüleceği kuşkusuzdur.

16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, İzmir 5. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile İzmir 1. İş Mahkemesinin, 11/06/2019 tarihli ve E.2019/56, K.2019/217 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

V. HÜKÜM

Açıklanan nedenlerle;

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNA,

B. İzmir 5. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile İzmir 1. İş Mahkemesinin, 11/06/2019 tarihli ve E.2019/56, K.2019/217 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

07/06/2021 tarihinde, Üyeler Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Celal Mümtaz

AKINCI

Üye

Şükrü

BOZER

Üye

Mehmet

AKSU

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ahmet

ARSLAN

 

 

KARŞI OY

Dosyanın tetkikinde; aynı dönem için davacı apartmanda hem H.E'nin hem de bu kişinin eşi olan Z.E. isimli şahısların kapıcılık hizmetinde kullanılmasına ilişkin olarak davalı kurum tarafından farklı tarihlerde 5510 sayılı Kanun'un 102.maddesi kapsamında idari para cezaları tahakkuk ettirildiği, Z.E için tahakkuk ettirilen cezanın yargı kararına istinaden, H.E için tahakkuk ettirilen cezanın ise re'sen yapılan incelemeye dayanılarak gerçekleştirildiği, haksız olarak ikinci kez tahsil edildiği ileri sürülen cezanın iptali için görev uyuşmazlığına konu davaların açıldığı anlaşılmaktadır.

Uyuşmazlığın yukarıda yer verilen 5510 sayılı Kanun'un 102.maddesi uyarınca davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen idari para cezalarına ilişkin olduğu dosya içeriğinden sabittir. 5510 sayılı Kanun'un 102.maddesi dışındaki davalarda adli yargı yerinin görevli olduğu aynı Kanun'un 101.maddesinin amir hükmü olmakla, anılan Kanun'un 102.maddesi kapsamındaki davanın idari yargı yerinde görüleceği kuşkusuz olduğu kanaatiyle adli yargının görevli olduğu yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz. 07/06/2021

 

 

           Üye                                     Üye                                Üye

Aydemir TUNÇ                   Nurdane TOPUZ            Ahmet ARSLAN