T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

             

            ESAS NO      : 2018 / 657

            KARAR NO  : 2018 / 572

            KARAR TR   : 22.10.2018

 

ÖZET : Davalının İcra Müdürlüğünün dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı                        : E. S.A.Ş.

Vekilleri          : Av. Ö. Y. B. - Av. D. B.

Davalı             : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av. Y.P.

 

O L A Y         : Davacı vekili dilekçesinde; müvekkili şirkete sigortalı 06 … 21 plakalı aracın 14.06.2013            tarihinde, sürücüsünün sevk ve idaresinde Silvan yolu Seyrantepe istikametine seyir halinde iken, yolda bulunan çukur ve yükseltiye aracının alt ve motor akşamlarının çarpması sonucu tek taraflı maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini; kaza nedeniyle, müvekkili tarafından sigortalı araç için 11.07.2013 tarihinde 6.669,00 TL tazminat ödendiğini;  ödenen tazminatın, olayda yolun bakım ve onarımından sorumlu davalı/borçludan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1472 v.d. maddeleri gereğince rücusu için Diyarbakır 2. İcra Müdürlüğünün 2014/11953 E. Sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıya ödeme emrinin 11.11.2014 tarihinde tebliğ edildiğini, borçlu/davalının borca, yetkiye ve yargı yoluna 11.11.2014 tarihinde itiraz ettiğini;  borçlunun asıl alacak ve faize yaptığı itirazın haksız olduğunu ifade ederek; davalının Diyarbakır 2. İcra Müdürlüğünün 2014/11953 E. Sayılı dosyasına asıl alacak ve faize yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına, karar verilmesi istemiyle 12.3.2015 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

DİYARBAKIR 2.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ(TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA): 8.3.2016 gün ve E:2015/192, K:2016/202 sayı ile, “(…)Davacı vekili her ne kadar adliye mahkemelerinin görevli olduğunu belirterek iş bu davayı açmış ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 04/11/2015 tarih 2015/1787 esas, 2015/2365 karar sayılı ilamıyla hizmet kusuruna dayanan davalarda idari yargının görevli olduğuna ilişkin karar verildiği, derdest davamızda da davalının hizmet kusuruna dayandığı, uyuşmazlığı çözmek konusunda idare mahkemelerinin görevli olduğu, davalının yargı yolu itirazının yerinde olduğu görülmüş, tüm bu sebeplerle derdest dava hakkında aşağıda ki gibi hüküm kurulmuştur.

KARAR : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Davacı tarafından davalı hakkında açılan itirazın iptali davası ile ilgili olarak idari yargının görevli olması nedeniyle HMK 114/b ve 115 maddeleri gereğince açılan davanın usulden reddine…” karar vermiş, temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesince, 20.09.2017 gün ve E:2016/14699, K:2017/8009 sayılı ilamı ile onanan karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu defa aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

DİYARBAKIR 2.İDARE MAHKEMESİ; 9.8.2018 gün ve E:2018/267 sayı ile, “(…)2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 110. maddesinde: "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görüdür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır. Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentanın bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir." hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyanın incelenmesinden; davacı sigorta şirketine sigortalı aracın 14/05/2013 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucu hasarlanmasından ötürü meydana gelen 7.435,30 TL' lik zararın, araç sahibine davacı tarafından ödenmesi neticesinde, olayın meydana gelişinde davalı idarenin yolun bakım ve onarımından sorumlu olduğundan bahisle davalı idareden rücuan tazminine karar verilmesi istemiyle Mahkememizin E.2018/267 sayılı esasına kayden - Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne esasına kayden açılması sonucu Mahkemenin, 08/03/2016 tarih, 2015/192E. ve 2016/202 K. sayılı kararıyla, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle (kesinleşen) görev yönünden reddine kararı üzerine - bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Yasa'nın 110. maddesinde yer alan hüküm nedeniyle öncelikle görevli yargı yerinin belirlenmesi gerekmektedir.2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 1.maddesiyle Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkeme olan Uyuşmazlık Mahkemesi'nin bu konudaki kararlarının irdelenmesi de yararlı olacaktır.

18/06/2012 gün ve 28327 sayılı Mükerrer Resmi Gazete'de yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesi kararlarına bakıldığında, köprüde trafik kazası yaparak yaşamını yitiren şahsın yakınları tarafından, yolun ve köprünün yol bakım, onarım ve yapımının uygun olmadığı, hiçbir işaretlemenin bulunmadığı, bu eksiklerin oluşan kazaya büyük ölçüde sebebiyet verdiği, kazanın hizmet kusuru nedeniyle meydana geldiği ileri sürülerek açılan tazminat davasında çıkan görev uyuşmazlığı sonucu Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 04/06/2012 gün ve E.2012/107, K.2012/134 sayılı kararı ile "2918 sayılı Yasanın 110. maddesinin 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe girdiği gözetildiğinde, göreve ilişkin hükmün bu tarihten önce (14/05/2010) idari yargı yerinde açılmış olan iş bu davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği" ne karar verilmiş, yine resmi bir aracın yolda bulunan rögar kapağına çarpması nedeniyle hasara uğraması sonucu açılan dava sonucunda çıkarılan görev uyuşmazlığı sonucu Mahkemenin, 04/06/2012 gün ve E.2012/101, K.2012/133 sayılı kararı ile " 2918 sayılı Yasanın 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110.maddesi gözetildiğinde meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan davanın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği’’ ne karar verilmiştir.

Bu durumda, uyuşmazlığı çözmekte adliye mahkemelerinin görevli olduğu sonucuna ulaşıldığından, yukarıda metnine yer verilen 2247 sayılı Yasanın 19. Maddesi uyarınca görevli mahkemenin belirlenmesi için, Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekmiştir.

Açıklanan nedenlerle, Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 08/03/2016 tarih, 2015/192 E. ve 2016/202 K. sayılı dosyası temin edildikten sonra, görev uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine…” karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 22.10.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, adli ve idari yargı yerleri arasında görev uyuşmazlığının doğduğu; idari yargı dosyasının Mahkemece, UYAP üzerinden temin edilen adli yargı kararının kesinleşme şerhli bir örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava,  davalının İcra Müdürlüğünün dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır.(…)” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, Diyarbakır 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulüyle, Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla); 8.3.2016 gün ve E:2015/192, K:2016/202 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç   : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Diyarbakır 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Diyarbakır 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla); 8.3.2016 gün ve E:2015/192, K:2016/202 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 22.10.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                 Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                            Mehmet                             Birol        

    DURSUN                   BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                            Üye                                  Üye                                Üye                    

                                    Süleyman Hilmi                   Aydemir                         Nurdane           

                                         AYDIN                             TUNÇ                           TOPUZ