T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS   NO     : 2015 / 170

            KARAR NO  : 2015 / 187

            KARAR TR   : 6.4.2015

 

 

ÖZET : Davacıların veraseten malik oldukları taşınmazı haricen satmaları sonrasında, sattıkları şahıs tarafından adına tescil istemi ile yapılan başvurunun, davacıların murisleri ile tapu maliklerinin kimlik bilgilerinin birbirini tutmadığı ve murislerin payları oranının hesaplanamaması gerekçesi ile reddedilmesine ilişkin davalı idare işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile iptali istemiyle açılan davada; iptal istemine konu işlemin idarenin tek taraflı kamu gücüne dayalı tasarrufuna dayanması ve yerindelik incelemesinin denetiminin ancak 6083 Sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ve bu Kanun’a dayalı olarak çıkarılan Tapu Ve Kadastro Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatı Yetki, Görev Ve Sorumlulukları Hakkında 1724 numaralı ve 2012/2 sayılı Genelge çerçevesinde, 4721 sayılı Kanun ve 17.08.2013 gün ve 28738 sayılı Resmi gazetede yayınlanan Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri dikkate alınarak idari yargı yerince yapılabileceği dikkate alınarak; davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacılar         :1.E.G.mirasçıları

                        a)A.G.

                        b)A.G.           

                        2.N.E. mirasçıları

                        a)M.R.E.

                        b)B.A.K.(E.)

                        c)Y.A.(E.)

                        3.N.D. mirasçıları

                        a)M.E.(A.)

                        b)A.E.

                        4.A.E.E. mirasçıları

                        a)S.H.E.

                        b)O.T. (E.)

                        5.A.N.Ü. mirasçıları

                        a)İ.Ü.

                        b)M.Ü.

                        c)A.Ü.

                        d)E.S.(Ü.)

                        6.M.K. mirasçıları

                        a)K.K. mirasçıları

                        1.V.K.(K.)

                        2.N.S.(K.)

                        3.N.G.(U.)

                        4.A.U.

                        5.T.G.(U.)

                        6.M.S.(K.)

                        7.L.K.

                        b)N.Ü.

                        7.F.S. mirasçıları

                        a)H.B.P.(S.)

                        b)H.T.S.

                        c)H.K.S.

                        8.A.Ü. mirasçıları

                        a)N.Ü.

                        b)M.K.(Ü.)(ölü)

                        9.R.Ü. mirasçıları

                        a)H.A.(Ü.)

                        b)İ.Ü.

                        c)M.Ü.

                        d)A.Ü.

                        e)E.S.(Ü.)

                        f)N.Ü.

                        g)R.T.(Ü.)

                        h)N.T.(Ü.)

                        ı)B.Ü.

                        i)M.R.E.

                        j)B.A.K.(E.)

                        k)Y.A.(E.)

                        10.N.Ü. mirasçıları

                        a)N.Ü.

                        b)R.Ü.(ölü)

                        c)B.Ü.

                        11.E.G.

                        12.E.G.

                        13.H.Ü.

                        14.N.Ü.

Temsilcisi        :S.A.

Vekili              :Av.S.K.

Davalı             : Karabağlar Tapu Müdürlüğü

 

O L A Y         : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle;  İzmir İli Karabağlar İlçesi. Metin OKTAY mahallesinde kain ve tapunun 31485/13 Ada/Parsel sayılı ve tamamı 124 m² bulunan gayrimenkule, İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/11/1975 tarih ve 1975/571 E, 1975/361K sayılı ve kesinleşmiş kararına istinaden Mustafa Demirel, Güne Adalı, Erçin Gülbay, Ersin Gülbay, Erdinç Gülbay, Mehmet Ali Demirel, Kailime Ünver, Müşerref Karaca, Ayşe Ünver, Nihat Ünver, Ali Nihat Ünver, Hayriye Ünver, Nusret Ünver, Nesrin Erbek, Fethiye Sağat, Ayşe Ender Gölbay(Ertürk), Nigar Demirel’in iştiraken malik olduklarını; davacıların taşınmaz üzerindeki paylarını haricen 13924457072 Kimlik numaralı Sebile Ok'a satıp bedelini de aldıklarını ve Seviye Aslan'a bu gayrimenkulü murisi vefat eden davacılar adına intikalini yapmaya, intikalden sonra da tüm davacıların hisselerinin Sebile Ok'a satma yetkisini havi vekaletnameyi verdiklerini, davacının bu vekaletnameye istinaden davalı kuruma yaptığı müracaatın, davalı tarafından, tapu malikleri ile davacıların murislerinin aynı kişi olduğu yönünde mahkemeden bir tavzih kararı ya da yeni bir mahkeme kararı gerektiği belirtilerek reddedildiğini, davalı idare işleminin hukuka aykırı olduğunu belirterek; işlemin iptaline karar verilmesi istemi ile adli yargıda dava açmıştır.

İzmir 10 Asliye Hukuk Mahkemesi;  14.10.2014 gün ve 2014/453 Esas, 2014/454 Karar sayılı kararında aynen; “Davacılar vekili dava dilekçesinde; davacıların Karabağlar İlçesi, 31485 Ada. 13 Parsel sayılı taşınmazın el birliği mülkiyeti hükümlerine tabi olarak maliki olduklarını ve paylarını haricen Sebile Ok isimli kişiye satıp bedelini aldıklarını, davacıların taşınmazın vefat eden maliklerinin paylarını mirasçılarına intikal ve intikalden sonra da tüm davacıların paylarının Sebile Ok'a satışı için Seviye Aslan'a vekaletname verdiklerini, vekil Seviye Aslan'ın 21.01.2014 tarihinde tapuda işlem yapmak istediğini ancak Karabağlar Tapu Müdürlüğü tarafından, tahsis ve intikal işlemi için ibraz edilen veraset belgelerindeki kimlik bilgileri ile taşınmazın geldilerine ilişkin mahkeme kararında yer alan kimlik bilgilerinin karşılaştırılması sonucunda tapu kayıt malikleri ile talep edenin müvekkillerinin murislerinin aynı kişi olduğuna dair yeterli kanaate varılamadığı ve karar lehtarınca kimin hissesinin ne kadar olacağı yönünde ilgili mahkemeden tavzih kararı veya başka bir mahkemeden yeni bir mahkeme kararı ibraz edilmediğinden, tahsis ve intikal işlemi yapılmadığı gerekçesi ile tapuda işlem yapılması isteğinin reddedildiğini, Karabağlar Tapu Müdürlüğünün 16.09.2014 tarih ve 18106 yevmiye numaralı işleminin haksız olduğunu belirterek, davalı idarenin haksız işleminin iptali ile dava konusu taşınmazın murisleri vefat eden davacı mirasçılar adına intikaline ve intikalden sonra tüm davacıların hisselerinin satış yetkisini havi vekaletname gereğince Sebile Ok adına tesciline karar verilmesini istemiştir.

Dava, davalı idarenin 16.09.2014 tarih ve 18106 yevmiye numaralı ret kararının iptali ile idare tarafından tapuda intikal ve satışa ilişkin işlemlerin yapılmasının sağlanması isteğine ilişkin olup, dava davalı idareye yöneltilmiştir.

İdarenin hukuka aykırı olarak gerçekleştirdiği iddia edilen iş ve işlemlerin iptali konusunda idari yargı yerinde dava açılması gerekir.

Yargı yolu dava şartı olup, resen dikkate alınması gerektiği gibi yargı yolu noksanlığı halinde de davanın usulden reddine karar verilmesi gerekir.” şeklindeki gerekçesi ile davanın görev nedeni ile reddine karar vermiş, verilen karar taraflarca temyiz edilmeksizin karara şerh edildiği üzere 04.12.2014 tarihinde kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargıda dava açmıştır.

 İzmir 2. İdare Mahkemesi; 14.01.2015 gün ve 2014/2107 Esas sayılı kararında aynen; “Dosyanın incelenmesinden; İzmir İli. Karabağlar İlçesi. Metin Oktay Mahallesinde bulunan ve tapunun 31485 ada 13 parselinde kayıtlı taşınmazın iştirak halinde malikleri olan davacıların, paylarını Sebile OK isimli kişiye satıp bedelini aldıklarını, ancak satış sırasında Karabağlar Tapu Müdürlüğündeki kayıtlardan tahsis ve intikal işlemi için ibraz edilen veraset belgelerindeki kimlik bilgileri ile taşınmazın mirasçı yoluyla maliki olduklarına dair ibraz edilen İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesi kararındaki kimlik bilgilerinin karşılaştırılması sonucu tapu kayıt malikleri ile talep eden murislerin aynı kişi olduğuna yeterince kanaat getirilmediği ve kimin hissesinin ne kadar olacağı yönünde bir karar olmadığı gerekçesiyle tapu müdürlüğünde 16/09/2014 günlü ve 18106 yevmiye numaralı ret kararı gereğince tahsis ve intikal işlemi yapılmadığından dolayı dava konusu taşınmazın vefat eden maliklerin paylarını mirasçılarına intikal edilerek intikalden sonra da tüm davacıların paylarının Sebile OK adına tesciline karar verilmesi istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Kural olarak idari işlemlerin yetki, şekil, konu ve mevzuat yönlerinden hukuka aykırı oldukları ileri sürülerek açılacak iptal davalarının idari yargı mercilerinde açılacağı açık ise de bunun istisnalarından birisi tapu kayıtlarında yapılacak tescil işlemleridir.

Nitekim tapu kayıtlarında hükmen yapılacak tescil işlemlerinin dayanağı adli yargı mercii kararıdır. Zira anılan taşınmaz İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesini, 07.11.1975 tarih ve 1975 571 E. 1975/361 K. Sayılı ilamı gereği ilgili kişiler adına ve "iştirak halinde mülkiyet" ile kaydedilmiştir.

Dava konusu edilen işlem de tashih ve intikal işlemi için ibraz edilen veraset belgelerindeki kimlik bilgileri ile taşınmazın geldilerine ilişkin mahkeme kararında yer alan kimlik bilgilerin karşılaştırılması neticesinde tapu kayıt malikleri ile talep edenin müvekkillerinin murislerinin aynı kişi olduğuna dair yeterli kanaat oluşmadığı, ayrıca karar lehtarlarına kimin hissesinin ne kadar olacağı yönünde bir karar ibraz edilmesi gerektiği gerekçelerine dayanılmış olup tüm bu hususlar 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun hükümlerini uygulamak suretiyle çözüme kavuşturulacak hususlardır.

Davaya konu işlem idari bir organ tarafından tesis edilmiş olmakla birlikte idari davaya konu edilebilecek bir işlem niteliğinde değildir, ilgililerinin talebi taşınmazın tashih ve intikaline dair olup idarece talebin yerine getirilebilmesi için sisteme hisse giriş zorunluluğu olduğu açık olup bunu ortaya koyan bir mahkeme kararının ibraz edilmediği görülmektedir.

Olayda, davalı idarenin 16/09/2014 günlü ve 18106 yevmiye numaralı ret kararının iptali ile dava konusu taşınmazın murisleri vefat eden davacı mirasçılar adına tesciline karar verilmesi istemiyle açılan dava: yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca idare mahkemelerinin görevlerine giren iptal ve tam yargı davaları ile maddede sayılan diğer dava türleri arasında olmadığından, genel hükümler uyarınca adli yargı yerlerinde görülmesi gerekmektedir.” şeklindeki gerekçesi ile İzmir 10 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin de aynı konuya ilişkin olarak idari yargının görevli olduğu yönünde verdiği karara dayalı olarak, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilmesine değin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK,  Nurdane TOPUZ, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 6.4.2015 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların veraseten malik oldukları taşınmazın, davacı Sebile Ok'a satmaları sonrasında, Sebile Ok tarafından adına tescil istemi ile yapılan başvurunun, davacıların murisleri ile tapu maliklerinin kimlik bilgilerinin birbirini tutmadığı ve murislerin payları oranının hesaplanamaması gerekçesi ile reddedilmesine ilişkin davalı idare işleminin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile iptali istemine ilişkindir.

Dosya kapsamında bulunan davaya konu İzmir İli, Karabağlar İlçesi, Metin Oktay Mahallesinde Kain 31485 Ada 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında yapılan inceleme neticesinde, taşınmazın Mustafa Demirel, Güner Adalı, Erçin Gülbay, Ersin Gülbay, Erdinç Gülbay, Mehmet Ali Demirel, Rahime Ünver, Müşerref Karaca, Ayşe Ünver, Nihat Ünver, Ali Nihat Ünver, Hayriye Ünver, Nusret Ünver, Nesrin Erbek, Fethiye Sağat, Ayşe Ender Gülay(Ertürk) ve  Niger Demirel adına kayıtlı olduğu, tapunun 4. Cilt 331 sıralı kaydından geldiği anlaşılmıştır.

Yine dosya kapsamında bulunan veraset ilamlarının incelenmesi neticesinde;  davaya konu tapu malikleri Rahime Ünver, Müşerref Karaca, Ayşe Ünver, Ali Nihat Ünver, Nusret Ünver, Nesrin Erbek, Ersin Gülbay, ve Niger Demirel’e ait veraset ilamlarının dosyada bulunduğu görülmüştür. Ayşe Ender Gülay’a ait ve veraset ilamının dosya sunulmadığı anlaşılmıştır. Söz konusu veraset ilamları ile tapu kaydındaki malikler karşılaştırılmış, tapu maliki olarak görülen Ersin Gülbay’a ait veraset ilamının Ersin Gölbay olarak sunulduğu, Niger Demirel’e ait veraset ilamının Nigar Demirel ve Fethiye Sağat’a ait veraset ilamının Fethiye Sagad olarak sunulduğu, bu kişilerin aynı kişin olup olmadıkları konusunda dosya kapsamında bir bilgi ve belgeye rastlanmamıştır.

Dosya kapsamında bulunan iptal istemine konu 16.09.2014 gün ve 18106 sayılı kararında aynen; “…maliklerden Ersin GÖLBAY’ın 08/09/1994 tarihinde öldüğü İzmir 2.Sulh Hukuk Mahkemesinin 15/11/1994 tarih ve 1994/1544-1547 esas ve karar sayılı, Nesrin ERBEK'in 30/11/2007 tarihinde öldüğü Karaburun Sulh Hukuk Mahkemesinin 03/01/2008 tarih ve 2008/2-1 esas ve karar sayılı, Nigar DEMİREL'in 16/05/2011 tarihinde öldüğü İzmir 5.Sulh Hukuk Mahkemesinin 24/06/2011 tarih ve 2011/792-785 esas ve karar sayılı, Ayşe Ender ERTÜRK'ün 12/03/2009 tarihinde öldüğü İzmir 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 07/07/2009 tarih ve 2009/1043-1145 esas ve karar sayılı, Ali Nihat ÜNVER'in 23/12/1994 tarihinde öldüğü Karaburun Sulh 1 Hukuk Mahkemesinin 14/03/1995 tarih ve 1995/10-82 esas ve karar sayılı, Müşerref KARACA'nın 11/09/1996 tarihinde öldüğü Karaburun Sulh Hukuk Mahkemesinin 19/09/1996 tarih ve 1996/179-140 esas ve karar sayılı, Fethiye SAĞAD'ın 06/06/2002 tarihinde öldüğü İzmir 6.Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/08/2002 tarih ve 2002/828-844 esas ve karar sayılı ve Ayşe ÜNVER'in 11/10/1985 tarihinde öldüğü Karaburun Sulh Hukuk Mahkemesinin 198148-1636 esas ve karar sayılı, Rahime ÜNVER'in 29/01/1989 tarihinde öldüğü Karaburun Sulh Hukuk Mahkemesinin 08/05/2012 tarih ve 2012/81-106 esas ve karar sayılı veraset ilamlarından anlaşılmakla, mirasçıların muhtelif tarih ve muhtelif sayılı vekaletnameleri gereğince Seviye ASLAN'ı vekil tayin ettikleri, Seviye ASLAN'ında 21/01/2014 tarih 2014/2169 başvuru numarası ile Metin Oktay Mahallesi 31485 ada 13 parseldeki bahsi geçen şahısların intikalen tescilini talep etmiş, Müdürlüğümüzce taşınmazın geldi kayıtlarında yapılan incelemede; bahsi geçen taşınmaz daha önce İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/11/1975 tarih ve 1973/571 esas. 1975/361 karar sayılı ve bila tarihinde kesinleşmiş kararına göre tescil edildiği ve bu kararda tescil kararı verilen kişilerin ad ve soyadının bulunduğu başkaca nüfus bilgilerinin ve hisse oranlarının ne olduğu yönünde hüküm bulunmadığı tespit edilmiş olup, kimlik tespitine esas teşkil etmek üzere ilgili mahkemeden evrakların istendiği; Mahkemenin 20.03.2014 tarih ve 1973/571 esas sayılı cevabında mahkeme kararında bahsi geçen Sarı Ahmet oğlu Mehmet'in ve mirasçılarından Ayşe VARLI'nın Karşıyaka Sulh Hukuk Mahkemesinden verilme 26.11.1975 tarih ve 1975/1410 esas ve 1975/1487 karar sayılı ve Karaburun Asliye Hukuk Hakimliğinin 02.04.1969 tarih ve 1968/117 esas ve 1969/33 karar sayılı veraset ilamları eklenmiştir.

İşlemin yürütülebilmesi için elbirliği halindeki taşınmazda kayıtlı on yedi kişinin kesinleşmiş mahkeme katarının hüküm kısmında açık ve net bir bildirim olmamakla birlikte: 20.03.2014 tarih ve 1973/571 esas sayılı yazı ekinde gönderilen veraset ilamlarına istinaden miras hisseleri ile orantılı payları dağıtılmak istendiği.fakat 12/480 hissenin eksik olduğu.bu durumda Sarı Ahmet oğlu Mehmet mirasçısı Eda ÜNVER'in mirasçı olduğu halde adının davacı olarak geçmediği ve hisse eksikliğinin bu nedenden kaynaklandığı görülmüştür.Bunun üzerine İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesi ile 06.08.2014 tarih ve 3379 savı ile tekrar bir yazışma yapılarak Eda ÜNVER hissesinin Metin Oktay Mahallesi 31485 ada 13 parsele resen tescil edilip edilmeyeceğinin sorulduğu.cevaben alınan 07.08.2014 tarih ve 1973/571 esas ve 1975/361 karar sayılı yazıda.ilamda dava açan davacılar dışında adı geçen Eda ÜNVER adına herhangi bir tescil kararı bulunmadığı.bu şahıs açısından mahkemece verilmiş bir karar olmadığı.bu taşınmaz üzerinde bir hak iddia ediyor ise.bu yönde dava açması gerektiği.belirtilen davacılar dışındaki mirasçı Eda ÜNVER adına mahkemece herhangi bir tescil kararı verilemeyeceği ve Müdürlüğünüzce mahkeme kararında belirtildiği şekilde tescil işleminin yapılması gerektiğinin belirtildiği;

Müdürlük kayıtlarında iştirak halinde mülkiyet olarak tescilli bulunan taşınmazdaki muhtelif hisselerde tashih ve intikal işlemi yapılacağından sisteme hisse giriş mecburiyeti olduğundan, hisselerin maliklere ne şekilde verileceği hakkında tereddüte düşülerek, konunun Bölge Müdürlüğümüzce de incelenmesi istenerek 08.08.2014 tarih ve 32106051-100.99 sayılı yazı ile soru konusu edilmiştir. Bölge Müdürlüğünün 04.08.2014 tarih ve 7382 sayılı görüş yazısında ;6100 Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun, Hüküm tashihi başlıklı 304. Maddesi; (1) "Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar,mahkemece resen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir. Hüküm tebliğ edilmişse hakim, dinlemeden hatayı düzeltemez. Davet üzerine taraflar gelmezse, dosya üzerinde inceleme yapılarak karar verilebilir. (2) Tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kağıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir. " Hükmün tavzihi başlıklı; 305. maddesi (1) "Hüküm yeterince açık değilse veya icrasında tereddüt uyandırıyor yahut birbirine aykırı fıkralar içeriyorsa, icrası tamamlanıncaya kadar taraflardan her biri hükmün açıklanmasını veya tereddüt ya da aykırılığın giderilmesini isteyebilir. (2) Hüküm fıkrasında taraflara tanınan haklar ve yüklenen borçlar, tavzih yolu ile sınırlandırılamaz, genişletilemez ve değiştirilemez.' hükmüne dayanarak karar lehtarlarınca kimin hissesinin ne kadar olacağı yönünde, ilgili mahkemesinden tavzih/tashih kararı veya başka bir mahkemeden yeni bir mahkeme kararı alınması gerektiği yönünde görüş bildirilmiştir.

            Müdürlüğümüzce kimlik tespiti için taşınmazın Konak Tapu Müdürlüğüne bağlı olan Güzelyalı Mah 31485 ada 13 parselden geldiğinden kimlik teshiline yarar evrakların olup-olmadığı ilgili Müdürlüğe sorulduğu, fakat Konak Tapu Müdürlüğünün 27/01/2014 tarih ve 590 sayılı yazısında bu parsele ilişkin dosya ve resmi senedinin bulunmadığı belirtilmiştir. Bilindiği gibi 4721 sayılı Türk medeni Kanununun 1007. maddesi " Tapu Sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan devlet sorumludur. Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder./Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür," hükmündedir. Tapu Sicil Tüzüğünün 18. Maddesinde;  İstem, müdür veya görevlendireceği tapu görevlisi tarafından incelenir ve istemin hak sahibi tarafından yapılıp yapılmadığı belirlenir.İstemde bulunan hak sahibi gerçek kişi ise, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numaralı nüfus cüzdanı istenir, ibraz edilen kimlik bilgileri ile tescile esas belgelerde yer alan nüfus bilgileri karşılaştırılarak istemde bulunan ile hak sahibinin aynı kişi olup olmadığı tespit edilir. Hak sahibinin tespit edilmesine yönelik kimlik doğrulama yöntemlerini belirleyerek her türlü teknolojik güvenlik önlemlerini almaya Genel Müdürlük yetkilidir. İstem vekâleten yapılmışsa, vekilden 18/01/1972 tarih ve 1512 sayılı Noterlik Kanununa göre düzenlenmiş ve istem konusu işleri yapmaya yetkili olduğunu içeri vekâletname istenir. Tapu işlemi için düzenlenecek vekâletnamelerde, vekâlet verenin imzasının bulunması zorunludur. Vekil, tevkil yetkisine dayalı olarak bir başkasını vekil tayin etmiş ise, dayanağı olan vekaletname de aranır. Vekilin kimliği belirlendikten sonra tapu sicilindeki hak sahihi ile vekâletnamedeki vekâlet verenin kimliği ikinci fıkra hükmüne göre karşılaştırılır. İstem bir tüzel kişi adına yapılmış ise tüzel kişinin istemde bulunulan işlemi yapabileceğini ve temsilcilerini belirten, kanunlarda yazılı mercilerden alınmış yetki belgesi ve imza sirküleri aranır. Yetki belgecinde, temsilcinin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasının da bulunması zorunludur. İstemde bulunan kişi kanunî temsilci ise yetkili olduğunu belirten karar veya belge istenir. İstem, kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılırsa, bu kamu kurum ve kuruluşlarının ve temsilcilerinin yetkilerinin olup olmadığı belirlenir. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce yayımlanan 14/01/1985 tarih 1458 sayılı Genelgenin "C- Diğer İdarelerin Sebep Olduğu Hatalar başlıklı kısmında" Tapu Sicil muhafızlıklarında yapılan akit ve tescil işlemlerine dayanak olan ve diğer idareler veya mahkemelerce düzenlenen (kimlik belgesi, tahsis kararı veraset belgesi v.s ) belgelerde bu idarece düşülen hatalar da yine aynı idarenin doğru durumu belirleyen resmi belgelerine dayandırılarak düzeltilmelidir.” denilmektedir. Tapu sicilinde bir işlem yapılabilmesi için talebin gerçek hak sahibinden gelip gelmediğinin tespiti için ibraz edilen belgeler ile mevcut belgelerin karşılaştırılması gerektiğinde noter, nüfus vb. idareler ve mahkemelerle yazışma yapılmak, ibraz edilen belgelerdeki kimlik bilgileri ile mevcut kimlik bilgilerinin aynı şahsa ait olduğunun, dolayısıyla talebin gerçek hak sahibinden geldiğinin belirlenmesi, aksi halde (gerek Devlet ve kişi /ararı gerekse disiplin, ceza veya tazminat yönünden memur sorumluluğunun meydana gelmesinin önlenmesi bakımından ) ilgilisinden, hak sahibi olduğunu mahkeme kararı vb. bir yolla ispatlaması gerektiğinin bildirilmesi, ısrar halinde de ret karan verilmesi gerektiği düzenlenmiştir.

            Buna göre; Metin Oktay Mahallesi 31485 ada 13 parselde Ersin GÖLBAY, Nesrin ERBEK, Nigar DEMİREL, Ayşe Ender ERTÜRK, Ali Nihat ÜNVER, Müşerref KARACA, Fethiye SAGAD, Ayşe ÜNVER, Rahime ÜNVER'in mirasçıları adına tashih ve intikal işlemi için ibraz edilen veraset belgelerindeki kimlik bilgileri ile, taşınmazların gelelilerine ilişkin mahkeme kararında yer alan kimlik bilgilerinin, karşılaştırılması neticesinde tapu kayıt malikleri ile talep edenin müvekkillerinin murislerinin aynı kişi olduğuna dair yeterli kanaate varılamadığı ve karar lehtarlarınca, kimin hissesinin ne kadar olacağı yönünde, ilgili mahkemeden tavzih/tashih kararı veya başka bir mahkemeden yeni bir mahkeme kararı ibraz edilmediğinden Müdürlüğümüzce tashih ve intikal işlemi yapılamamaktadır.” şeklindeki gerekçesi ile davacılar temsilcisinin talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili tarafından, söz konusu red kararında gösterilen gerekçelerin hukuka aykırı olduğu belirtilerek, ilgili işlemin iptali istemi ile Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açılmıştır.

            4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun Miras Ortaklığı “Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar, mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir.

            Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.

            Mirasçılardan birinin istemi üzerine sulh mahkemesi, miras ortaklığına paylaşmaya kadar bir temsilci atayabilir.

            Mirasçılardan her biri, terekedeki hakların korunmasını isteyebilir. Sağlanan korumadan mirasçıların hepsi yararlanır.

            Bir mirasçı ödemeden aciz halinde ise, mirasın açılması üzerine diğer mirasçılar, haklarının korunması için gerekli önlemlerin gecikmeksizin alınmasını sulh mahkemesinden isteyebilirler.” Şeklindeki düzenleme ile, miras yolu ile geçen taşınmazlar üzerinde varislerin, paylaşım yapılıncaya kadar elbirliği ile malik oldukları düzenlenmiştir.

            Aynı Kanun’un Elbirliği Mülkiyetini düzenleyen 701. Maddesinde; “Kanun veya kanunda öngörülen sözleşmeler uyarınca oluşan topluluk dolayısıyla mallara birlikte malik olanların mülkiyeti, elbirliği mülkiyetidir./Elbirliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkı, ortaklığa giren malların tamamına yaygındır.”hükmüne,         Aynı Kanunun 702. Maddesinde ise; “Ortakların hakları ve yükümlülükleri, topluluğu doğuran kanun veya sözleşme hükümleri ile belirlenir./   Kanunda veya sözleşmede aksine bir hüküm bulunmadıkça, gerek yönetim, gerek tasarruf işlemleri için ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerekir./Sözleşmeden doğan topluluk devam ettiği sürece, paylaşma yapılamaz ve bir pay üzerinde tasarrufta bulunulamaz./ Ortaklardan her biri, topluluğa giren hakların korunmasını sağlayabilir. Bu korumadan bütün ortaklar yararlanır.” hükmüne yer verilmiş, bu şekilde elbirliği mülkiyetinin kanundan veya sözleşmeden  kaynaklanması arasında bir fark gözetilmeksizin, elbirliğine konu taşınmaz üzerinde maliklerin tek başına tasarruf ehliyetinin olmadığı belirtilmiştir.

            Aynı Kanun’un ‘Tescil’ başlıklı 705. Maddesinde; “Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması, tescille olur./Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır.”  şeklindeki düzenleme ile;  mülkiyetin kazanılmasının ancak tescille mümkün olduğu belirtilmiş ve istisnai olarak mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma mülkiyetin tescilden önce kazanılabileceği öngörülmüştür.

            Aynı Kanun’un ‘Tescil İsteme Hakkı’ başlıklı 716. Maddesinde; “  Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukuki sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması halinde hakimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebilir./Bir taşınmazın mülkiyetini işgal, miras, kamulaştırma, cebri icra veya mahkeme kararına dayanarak kazanan kişi tescili doğrudan doğruya yaptırabilir./Bir taşınmazın mülkiyetinde eşler arasındaki mal rejimi dolayısıyla meydana gelen değişiklikler, eşlerden birinin istemiyle tapu kütüğüne doğrudan tescil olunur.” denilmek sureti ile tescil talebini ancak tapuda hak sahibi görünen kişinin isteyebileceği, istisnaen ise Mahkeme kararı, cebri icra, işgal veya miras hakkı sahibinin doğrudan doğruya tescil talebinde bulunabileceği hükme bağlanmıştır.

            17.08.2013 gün ve 28738 sayılı Resmi gazetede yayınlanan Tapu Sicil Tüzüğü’nün 17.Maddesinde; “(1) Kanunî istisnalar dışında, tapu sicilinde hak sahibi olan kişiler istemde bulunabilir. Tescilden önce hak sahibi olmuş kişiler de hakkın tescili için gerekli belgeleri ibraz ederek istemde bulunabilirler./ (2) Aile konutu olarak özgülenen taşınmazın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutun aile konutu olduğuna dair şerhin verilmesini isteyebilir.” denilmek sureti ile istemin ancak hak sahibi olan kişi tarafından yapılabileceği ortaya konulduktan sonra aynı tüzüğün 18. Maddesinin 4. fıkrasında; “İstem vekâleten yapılmışsa, vekilden 18/1/1972 tarih ve 1512 sayılı Noterlik Kanununa göre düzenlenmiş ve istem konusu işleri yapmaya yetkili olduğunu içerir vekâletname istenir. Tapu işlemi için düzenlenecek vekâletnamelerde, vekâlet verenin imzasının bulunması zorunludur. Vekil, tevkil yetkisine dayalı olarak bir başkasını vekil tayin etmiş ise, dayanağı olan vekâletname de aranır. Vekilin kimliği belirlendikten sonra, tapu sicilindeki hak sahibi ile vekâletnamedeki vekâlet verenin kimliği ikinci fıkra hükmüne göre karşılaştırılır.” denilmek sureti ile tescil talebinin 1512 sayılı Noterlik Kanununa göre düzenlenmiş ve istem konusu işleri yapmaya yetkili olduğunu içerir vekâletnameye istinaden vekaleten de istenebileceği hükme bağlanmıştır.

Aynı Kanunun 1016. Maddesinde; “Tasarruf yetkisine ve hukuki sebebe ilişkin belgeler tamam değilse istem reddedilir./Bununla birlikte, hukuki sebebe ilişkin belgeler tamam olmasına rağmen, tasarruf yetkisini belirten belgenin tamamlanması gereken hallerde, malikin rızası veya hakimin kararıyla geçici tescil şerhi verilebilir.” denilmek sureti ile tescil talebinin kabul şartları belirlenmiştir.

Aynı Kanun’un 1007. Maddesinde de; “Tapu sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan Devlet sorumludur./Devlet, zararın doğmasında kusuru bulunan görevlilere rücu eder./ Devletin sorumluluğuna ilişkin davalar, tapu sicilinin bulunduğu yer mahkemesinde görülür.” denilmek sureti ile de tapu sicilinin yanlış tutulmasından kaynaklanan davaların taşınmazın bulunduğu yer adli yargı mercilerince ele alınacağı düzenlenmiştir.

25.11.2010 Gün Ve 6083 Sayılı Tapu Ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat  Ve Görevleri Hakkında Kanun’un ‘Teşikilat’ başlıklı 5. Maddesinin 5. fıkrasında “ Genel Müdürlüğün taşra teşkilatı, bölge müdürlükleri ile bu müdürlüklere bağlı kadastro müdürlükleri ve tapu müdürlüklerinden oluşur. Kadastro müdürlükleri illerde; tapu müdürlükleri,  merkez ilçe ve diğer ilçelerde kurulur. “ denilmek sureti ile, Tapu ve Kadastro işlemlerinin taşrada ilçe müdürlükleri aracılığıyla yerine getirileceği düzenlenmiştir.

            Bu Kanun’a dayalı olarak çıkarılan Tapu Ve Kadastro Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatı Yetki, Görev Ve Sorumlulukları Hakkında 1724 numaralı ve 2012/2 sayılı Genelge’nin ‘Tapu Müdürlükleri’nin Görevleri’ başlıklı 19. Maddesinde; “Yetki ve yetkilendirildiği alanlarda, mevzuat çerçevesinde taşınmaz mallara ait akitli ve akitsiz her türlü tescil, düzeltme, terkin işlemlerini yapmak, Mevzuata aykırı istemleri, Medeni Kanun ve Tapu Sicil Tüzüğünün ilgili maddeleri gereğince ret etmek, bu karara karşı ilgilisinin Bölge Müdürlüğüne itirazı halinde gerekli evrakları yedi gün içerisinde Bölge Müdürlüğüne göndermek”  İlçe Tapu Müdürlüklerinin görevleri arasında sayılmıştır.

            Yukarıda belirtilen tüm bu yasal mevzuat çerçevesinde dava konusu olay ele alındığında, davacıların dava konusu taşınmaza elbirliği ile malik oldukları ve taşınmaz üzerinde birlikte tasarruf etmek zorunda bulundukları konularında tereddüt bulunmadığı ancak, dava konusu taşınmazın dayanağını teşkil eden İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/11/1975 tarih ve 1975/571 E, 1975/361K sayılı kararında, adına tescil sağlanan kişilere ilişkin açık kimlik bilgileri bulunmadığı gibi, paylarının da belirtilmediği, yine de davalı kurum tarafından 20.03.2014 tarih ve 1973/571 esas sayılı yazı ekinde gönderilen veraset ilamlarına istinaden davacıların miras hisseleri ile orantılı paylarının dağıtılmak istendiği; fakat bu sefer de 12/480 hissenin eksik çıktığı ve yapılan araştırmada neticesinde Sarı Ahmet oğlu Mehmet mirasçısı Eda ÜNVER'in mirasçı olduğu halde adının davacı olarak geçmediğinin ve hissenin bu nedenle eksik olduğunun tespit edildiği, bunun üzerine İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tekrar müzekkere yazıldığı ve Eda ÜNVER hissesinin Metin Oktay Mahallesi 31485 ada 13 parsele resen tescil edilip edilmeyeceğinin sorulduğu, İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 07.08.2014 tarih ve 1973/571 Esas ve 1975/361 Karar sayılı yazısında, mahkeme kararında belirtilen davacılar dışındaki mirasçı Eda ÜNVER adına mahkemece herhangi bir tescil kararı verilemeyeceğinin, tescil işleminin mevcut mahkeme kararındaki davacılar yönünden yapılması gerektiğinin bildirildiği anlaşılmıştır. Bu cevap üzerine, İzmir 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin tapuya dayanak teşkil eden 07/11/1975 tarih ve 1975/571 E, 1975/361 K sayılı kararında geçen davacılar Ersin GÖLBAY, Nesrin ERBEK, Nigar DEMİREL, Ayşe Ender ERTÜR, Ali Nihat ÜNVER, Müşerref KARACA, Fethiye SAGAD, Ayşe ÜNVER, Rahime ÜNVER'in mirasçıları adına tashih ve intikal işlemine girişildiği ancak taşınmazların geldilerine ilişkin mahkeme kararında yer alan kimlik bilgilerinin, karşılaştırılması neticesinde tapu kayıt malikleri ile talep edenin müvekkillerinin murislerinin aynı kişi olduğuna dair yeterli kanaate varılamadığı anlaşılmıştır. Tüm bu safahat neticesinde davalı Tapu Sicil Müdürlüğü tarafından gerek gerçek hak sahiplerinin tespit edilememesi gerekse mirasçılık paylarında hisselerin tam karşılanmaması nedenleri ile davacılar vekilinin talebi reddedilmiştir. Davacılar vekili tarafından da söz konusu ret kararının salt hukuka aykırı olduğu iddiası ile ve işlemin iptali gerektiği istemi ile dava açılmıştır.

            Görüldüğü üzere dava konusu olayda, Tapu Sicil Müdürlüğü, tek taraflı, kamu gücüne dayanan, tasarrufi bir işlemi ile davacının talebini reddetmiş, gerekçe olarak da; Tashih ve İntikale konu taşınmazda kayıtlı maliklerin geldiklerinin, İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesinin 07/11/1975 tarih ve 1973/571 esas, 1975/3610 karar saydı ve 22/01/1979 tarihinde kesinleşmiş kararında geçen hak sahipleri yönünden Tapu Sicil Tüzüğünün 18. maddesi kapsamında kimlik tespitinin yapılamadığı ve karar lehtarlarınca, kimin hissesinin ne kadar olacağı yönünde, ilgili mahkemeden tavzih/tashih kararı veya başka bir mahkemeden yeni bir mahkeme kararının ibraz edilmesinin gerektiği belirtilmiştir. Davalı idarenin, ilgili kararının hukuka aykırılığı ileri sürüldüğüne göre, söz konusu tespitler ışığında kararın yerindeliğinin değerlendirilmesi gerektiği, söz konusu değerlendirmenin de ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2/1-a maddesi kapsamında, 6083 Sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ve bu Kanun’a dayalı olarak çıkarılan Tapu Ve Kadastro Genel Müdürlüğü Taşra Teşkilatı Yetki, Görev Ve Sorumlulukları Hakkında 1724 numaralı ve 2012/2 sayılı Genelge çerçevesinde, 4721 sayılı Kanun ve 17.08.2013 gün ve 28738 sayılı Resmi gazetede yayınlanan Tapu Sicil Tüzüğü hükümleri dikkate alınarak idari yargı yerinde görülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Her ne kadar İzmir 2. İdare Mahkemesi tarafından verilen görevsizlik kararının gerekçesinde; davaya konu taşınmazın tapusunun İzmir 5.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin, 07.11.1975 tarih ve 1975 571 E. 1975/361 K. Sayılı ilamına istinaden, ilgili kişiler adına ve "iştirak halinde mülkiyet" ile kaydedildiği, dava konusu edilen işlem de tashih ve intikal işlemi için ibraz edilen veraset belgelerindeki kimlik bilgileri ile taşınmazın geldilerine ilişkin mahkeme kararında yer alan kimlik bilgilerin karşılaştırılması neticesinde tapu kayıt malikleri ile talep edenin müvekkillerinin murislerinin aynı kişi olduğuna dair yeterli kanaat oluşmadığı, ayrıca karar lehtarlarına kimin hissesinin ne kadar olacağı yönünde bir karar ibraz edilmesi gerektiği gerekçelerine dayanılmış olması nedeni ile dava konusu olayın 4721 sayılı Türk Medeni Kanunun hükümlerini uygulamak suretiyle çözüme kavuşturulması gerektiği belirtilmiş ise de; davacının talebi incelendiğinde, talebin yanlış tutulan tapu kaydının düzeltilmesi ya da tashihine ilişkin olmadığı, davacının elindeki belgelerin tescil işlemi için yeterli olduğu kanaati ile idareye yaptığı müracaatının reddi üzerine, bu işlemin hukuka aykırı olduğu gerekçesi ile iptaline karar verilmesini istediği, bu noktada davanın tapuya tescil ya da tashih talebine ilişkin olmayıp, idarenin işleminin hukuka aykırılığı iddiasına dayandığı ve ilgili iddianın ancak 6083 sayılı Kanun ile 2012/2 sayılı Genelge atfı ile 4721 sayılı Kanun hükümlerince idari yargı yerinde değerlendirilmesinin mümkün olduğu kanaatine ulaşılmıştır.

Açıklanan bu nedenlerle, İzmir 2. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun reddine karar verilmesi gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 2.İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN REDDİNE,  6.4.2015 gününde Üyeler Nurdane TOPUZ ile Alaittin Ali ÖĞÜŞ’ÜN KARŞI OYLARI ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Nurdane

TOPUZ

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT