T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS   NO : 2018/132

            KARAR NO : 2018/195

            KARAR TR: 26.03.2018

ÖZET : Davalı idarelerin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundan kaynaklanan sorumluluklarını yerine getirmemelerinden kaynaklandığı önesürülen trafik kazası nedeniyle oluşan maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  ARAR    

 

 

 

Davacı    : E.A.

Vekili     : Av. M.P.

Davalılar:Adli Yargıda

                  1- İçişleri Bakanlığı

Vekili     : Av. N.B.

2- Ulaştırma Bakanlığı

                  3- Y.K.

Vekili     : Av. S.Z.Ç.

İdari Yargıda

             1- İçişleri Bakanlığı

                    2- Ulaştırma Bakanlığı

 

O L A Y:  Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalılardan Y.K.'ın sahibi olduğu 20 AZ... plakalı aracıyla, 1.1.2001 tarihinde Denizli - Akdere köyü arasında ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapmakta iken aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek uçuruma yuvarlanması sonucu 5 kişinin ölümüne neden olduğunu, ölenlerden birisinin davacı Esma'nın annesi olduğunu, davacı Esma'nın kaza tarihinde 12 yaşında olup, kazadaçok ağır şekilde yaralandığını, iyileşme durumunun bulunmadığını, yatağa bağımlı - hareket edemez durumda olduğunu, yıllarca Pamukkale Üniversitesi Hastanesinde ve çeşitli hastanelerde tedavileri devam etmesine rağmen sağlığına kavuşamadığını, Ulaştırma Bakanlığınca hazırlanan Karayolu ile Şehirlerarası Yolcu Taşımacılığına ilişkin 8.9.1994 Tarih ve 22045 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Yönetmeliğin 5.maddesine göre; taşımacılık yapan davalı Yakup 'un Valilikten Güzergah İzin Belgesi alma zorunluluğu bulunduğunu, yine Denizli Valiliği Güzergah İzin Belgesi Yönergesinin 13.maddesine göre; taşımacılıkta kullanılan taşınan taşıtların 20 yaşından büyük olmaması gerektiğini, oysa davalı Yakup 'un kaza yapan aracının 1979 model bir Fiat 50 NM otobüs olduğunu, Anayasa 'nın 17., 19., 125.maddelerindeki ve 2918 Sayılı KTK 'nun l.ve 5.maddelerindeki denetim ve düzenleme görevlerini yerine getirmemeleri nedeniyle Denizli Valiliği ve dolayısıyla davalı Bakanlıkların kazada sorumluluklarının bulunduğunu, davacının kaza nedeniyle öğrenim hayatını devam ettiremediğini, normal bir hayat süremeyeceğini, yatağa bağımlı olarak yaşayacağını, açıklanan nedenlerle kazadan dolayı uğranılan geçici ve sürekli iş gücü kaybından dolayı fazlaya dair hakları saklı tutularak şimdilik 1.000,00 TL maddi, davacının yaşadığı ve yaşayacağı sıkıntı ve ızdıraplardan dolayı 100.000,00 TL manevi tazminatın davalılardan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

DENİZLİ 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 5.5.2017 gün ve E:2012/51, K:2017/248sayı ile, Ulaştırma Bakanlığı ve İç İşleri Bakanlığı 'na karşı açılan davada İdari Yargı'nın görevli olması nedeniyle, yargı yolu açısından adli mahkemelerin görevli olmadığından, Bakanlıklar aleyhine açılan davanın yargı yolu açısından (usulden) Reddine, davalı Y.K. açısından davanın kabulüne karar vermiş,bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istem ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

DENİZLİ İDARE MAHKEMESİ : 23.1.2018 gün ve E:2017/2126 sayı ile, dava konusu uyuşmazlığın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin bir tazminat davası olduğu, anılan Kanunun 110. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi’nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiş, 6.2.2018 tarih ve E:2017/2126 sayılı üst yazısı ile Mahkememize gönderilmiş olup, 14.2.2018 tarihinde kayda girmiştir.  

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Ahmet Tevfik ERGİNBAY, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Birgül KURT’un katılımlarıyla yapılan 26.03.2018 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının 1.1.2001 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanmasında aracın sürücüsü ve işleteni yanında, davalı idarelerin de yeterli denetim yapmayarak yolcu taşımacılığına uygun olmayan aracın trafikten men edilmemesi nedeniyle kusuru bulunduğundan bahisle, uğradığı ileri sürülen işgücü kaybı ve buna bağlı olarak kaynaklananmaddive manevi zararın giderilmesi istemiyle açılmış tazminat davasıdır.

2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı belirtilmiştir.

Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, dava dosyasında mevcut bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda; davacının 1.1.2001 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanmasında aracın sürücüsü ve işleteni yanında davalı idarelerin de yeterli denetim yapmayarak yolcu taşımacılığına uygun olmayan aracın trafikten men edilmemesi nedeniyle kusuru bulunduğundan bahisle, uğradığı işgücü kaybı ve buna bağlı olarak kaynaklananmaddive manevi zararın faiziyle birlikte davalılardan tahsili istemiyle davanın açılmış olduğu anlaşılmaktadır.

2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3.Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2.Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasaya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir: “… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…” (Any. Mah.nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

Anayasa’nın 158 inci maddesinin son fıkrasında “ Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesi’nin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, yasa koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158 inci maddesi uyarınca, başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

Bu durumda,2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, Denizli İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 5.5.2017 gün ve E:2012/51, K:2017/248 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Denizli İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Denizli 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 5.5.2017 gün ve E:2012/51, K:2017/248 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.03.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

    Başkan                     Üye                               Üye                              Üye                  

      Nuri                      Şükrü                          Mehmet                   Ahmet Tevfik        

NECİPOĞLU             BOZER                         AKSU                     ERGİNBAY

 

 

 

 

                                      Üye                                  ÜyeÜye

                                Alaittin Ali                 Süleyman Hilmi                   Birgül

                                  ÖĞÜŞ                             AYDIN                         KURT