Hukuk Bölümü         2013/354 E.  ,  2013/441 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : C.A.

Vekilleri  : Av. Müjgan Sürek

Davalılar  : 1-Türkiye P.rolleri A.O. Genel Müdürlüğü

Vekili      : Av.Lalenur İrdem Binli        

                   2- Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı 

O L A Y : Davacı vekili dilekçesinde özetle; davacının, Türkiye P.rolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda kapsam dışı personel statüsünde kıdemli uzman müfettiş olarak görev yapmakta iken, Türkiye P.rolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü Personel ve İdari İşler Daire Başkanlığı’nın 13.03.2007 tarih ve 2703 ilgi yazısıyla Türkiye P.rolleri Anonim Ortaklığı Personel Yönetmeliği’nin “Re’sen İşten Çıkarma”, başlıklı 15. maddesi gereği emekli aylığına hak kazanmış olması ve 60 yaşını doldurmuş olması nedeniyle davalı idare ile arasındaki iş sözleşmesinin feshedilerek görevine son verildiğini ve ilgili yazının kendine tebliğ tarihi olan 15.03.2007 tarihi itibariyle görevinden ayrıldığını belirterek,davacının re’ sen emekliye sevk edilmesine ilişkin tesis edilen işlemin iptali ve göreve iadesi ile söz konusu işlem nedeniyle yoksun kalınan tüm özlük haklarının faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

                Davalı Türkiye P.rolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü vekilince süresinde verilen cevap dilekçesinde özetle, görev itirazında bulunulmuştur.

                Ankara 2. İş Mahkemesi; 17.10.2012 gün ve E: 2012/466 sayı ile, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı İdare vekilinin olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması yolunda süresi içerisinde verdiği dilekçesi üzerine, dava dosyası Danıştay Başsavcısına gönderilmiştir.

                Danıştay Başsavcısı;

Türkiye P.rolleri A.O.nun 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararname kapsamında bir Kamu İktisadi Teşekkülü olup, bu kararnamede ayrı tutulan haller dışında özel hukuk hükümlerine tabi ve tüzel kişiliği olan bir kuruluş olduğunu,Kamu İktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesine ilişkin 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 3/a maddesinde, Teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda hizmetlerin, memurlar, sözleşmeli personel ve işçiler eliyle gördürüleceğinin düzenlendiğini, memur ve sözleşmeli personelin toplu iş sözleşmeleri kapsamına alınmadığı ve işçilerin bu Kanun Hükmünde Kararnameye tabi olmadıklarının belirtildiğini, Geçici 9. maddesinde de; özel hukuk hükümlerine göre kurulmuş olup yönetim kademelerinde iş kanunu çerçevesinde personel çalıştıran ve ekli 1 sayılı cetvelde yer almayan teşebbüs ve bağlı ortaklık personeli hakkında yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameden önce tabi oldukları iş kanunu hükümlerinin uygulanacağının, bu kuruluşların genel müdür, genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyelerinin (seçimle gelenler hariç) atanmalarında 2477 sayılı Kanunun uygulanacağının, bunun dışında kalan görevlere yönetim kurullarınca atama yapılacağının hükme bağlandığını, Kamu İktisadi Teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarında kapsam dışı personel adı altında İş Yasası çerçevesinde çalıştırılan bir kesimin bulunduğunu,kapsam dışı personelin uygulamada Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde yer almamakla birlikte, sendikalarla işveren arasında düzenlenen toplu iş sözleşmelerinde konu edilmekte ve toplu iş sözleşmesinden yararlananların "kapsam içi" diğerlerinin de "kapsam dışı" olarak adlandırıldıklarını,kapsam dışı personel hakkındaki düzenlemeye 418 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede yer verilmiş ise de, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa Mahkemesince iptal edildiğini,daha sonra bu personelin 18.5.1994 günlü, 527 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede ve 24.11.1994 günlü, 4046 sayılı Yasada yer aldığı ve iş yasasına tabi olmasına rağmen Kamu personeli sayılarak memur ve sözleşmeli personel yanında yer aldığının anlaşıldığını,Uyuşmazlık Mahkemesinin 01.3.1996 günlü Resmi Gazetede yayımlanan E: 1995/1, K: 1996/1 sayılı ilke kararında da " Kapsam Dışı personel olarak belirlenen görev unvanlarını taşıyanların kurumda belli bir süre çalıştıktan sonra sendika ile ilişkisini kesen ve daha çok idareci niteliğindeki personel olduğu, bu ayrımdaki amacın, bu kesimin, yetki ve ücretinin tayin ve takdirinin idareye bırakılması ve statülerinin asli ve sürekli görevleri genel idare esaslarına göre yürüten personele göre yaklaştırılması olduğunun anlaşıldığı,bu nedenle 4046 sayılı yasa hükümlerinden, kapsam dışı personelin de kamu personeli sayıldığı sonucunun çıktığı anlaşılmaktadır." denildiğini, Yukarıda yer verilen düzenlemeler ve yargı içtihatları ile 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin eki 1 sayılı cetvelde yer almayan Kamu İktisadi Teşebbüslerinde İş Kanunu çerçevesinde kapsam dışı personel adı altında personel çalıştırılması 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlüğe girdiği 29.1.1990 tarihinden itibaren statü olarak kabul edilmiş ve bu statüye hukukilik kazandırılarak uygulamaların sürdürüldüğünü,399 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin geçici 9. maddesi uyarınca kapsam dışı personelin nitelikleri atanmaları görev ve yetkileri aylıkları ve diğer özlük haklarının kanunla yapılması gerektiğinde tereddüt olmamakla birlikte, aynı hüküm ile de açıkça belirtilmese de " Kapsam Dışı Personel" statüsünün kabul edilmiş olduğu ve bu statüde istihdam edilen personelin istihdam edilmeye devam edilmesinin ön görüldüğünü, bu personel hakkında yeni bir düzenleme yapılıncaya kadar statüsünün devamını temin amacıyla iş kanunu hükümlerinin uygulanacağının belirtildiğini, atama usulünün gösterildiğini, yine 527 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile de ücret tespitine yönelik düzenleme yapıldığını, teşebbüslerde de uygulamaların anılan hükümlere dayalı olarak Ana Statüler ve Yönetmeliklerle devam ettirildiğini, kapsam dışı personel statüsünün yargı içtihatları ile de kabul edildiği göz önünde bulundurulduğunda, statüsü itibariyle kamu personeli olan davacı ile davalı idare arasındaki ilişkinin idare hukuku ilkelerine dayanan kamu hukuku ilişkisi olduğunun kabulünün gerektiğini,bu durumda, davacının ihbar tazminatı ile yıllık izin ücretlerinin eksik ödenen kısmının faiziyle birlikte tazminine hükmedilmesi isteminden doğan uyuşmazlığın çözümünde idari yargının görevli olduğu sonucuna ulaşıldığını belirterek,2247 sayılı Yasa'nın 10’uncu maddesi uyarınca görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Zehra Ayla PERKTAŞ’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Metin ULUKANLIGİL’in katılımlarıyla yapılan 11.03.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Türkiye P.rolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü vekilinin anılan Yasa’nın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve dahi 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcılığınca, davalı Türkiye P.rolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü bakımından 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, yaş haddi nedeniyle davalı idare ile arasındaki iş sözleşmesi feshedilerek re’sen emekliye sevk edilen kapsam dışı personelin, tesis edilen işlemin iptaliyle görevine iadesi ve özlük haklarının tanınarak parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi isteminden ibarettir.

Olayda, 233 sayılı KHK.’ye tabi, Enerji ve Tabii Kaynaklar  Bakanlığı ile ilgilendirilmiş bir Teşekkül olan Türkiye P.rolleri Anonim Ortaklığı (T.P.A.O) , sermayesinin tamamı devlete ait, iktisadi alanda ticari esaslara göre faaliyet göstermek üzere kurulan, kamu iktisadi teşebbüsüdür.

                Kamu iktisadi teşebbüsleri ve bağlı ortaklıklarında, işveren ile sendikalar arasında akdedilen toplu iş sözleşmelerinin kapsamı dışında tutulan ve bu nedenle “ kapsam dışı personel” olarak adlandırılan personelin, hizmet sözleşmelerine konulan yasakla sendika üyesi olamaması, yönetim kademesindeki daimi kadrolarda görev alarak işverene ait yetkileri kullanması ya da görevinin özel bir önem taşıması ve özellikle de yetkileri, ücret ve diğer haklarının tayin ve takdirinin idareye ait olması nedeniyle statüleri, asli ve sürekli görevleri genel idare esaslarına göre yürüten memur ve sözleşmeli personel statüsüne yaklaşmakta olup; 24.11.1994 tarih ve 4046 sayılı Yasa’nın 22. ve Geçici 9. maddesinde, ( daha önce de, Ana. Mah. 5.2.1992 gün ve E:1990/22, K:1992/6 sayılı kararıyla iptal edilmiş olan 9.4.1990 tarih ve 418 sayılı K.H.K.’nin 40. maddesinde) yasa koyucu tarafından, memur ve sözleşmeli personel ile birlikte anılarak “ kamu personeli” olduğu ifade edilmiştir.

Öte yandan, Türkiye P.rolleri Anonim Ortaklığı Personel Yönetmeliği'nin, “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1.maddesinde,"Bu Yönetmelik, Türkiye P.rolleri Anonim Ortaklığı daimi kadrolarında toplu-iş sözleşmesi kapsamı dışında kalan belirsiz süreli hizmet akdi ile çalışan personelin; tayin, nakil, terfi, kadro, çalışma esasları, sosyal, idarî, malî ve diğer özlük hakları ile disiplin yönünden tabi olacakları hükümleri kapsar." , “Dayanak” başlıklı 2.maddesinde “Bu Yönetmelik, 8/6/1984 tarihli ve 233 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, 22/1/1990 tarihli ve 399 sayılı Kamu iktisadi Teşebbüsleri Personel Rejiminin Düzenlenmesi ve 233 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Kanun Hükmünde Kararname ve 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine dayanılarak hazırlanmıştır.” denilmiştir.

                Bu duruma göre anılan mevzuata dayanılarak yürürlüğe konulan TPAO Personel Yönetmeliğinin yasal dayanaktan yoksun olduğu söylenemez.

                Anılan Yönetmelik ile bu Yönetmelik hükümlerine dayanılarak akdedilen hizmet sözleşmesinde, kapsam dışı personelin sosyal güvenlik yönünden 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’na (mülga) , tabi kılınması veya bir kısım hak ve yükümlülüklerinin 4857 sayılı İş Kanunu hükümlerine paralel olması ya da anılan Kanuna atıfta bulunulması, idare ile kamu personeli olan görevlileri arasındaki idare hukuku ilkelerine dayanan kamu hukuku ilişkisini ortadan kaldıramaz. Ne zaman ki,  teşebbüs veya bağlı ortaklıktaki kamu kesimi payları %50’nin altına düşer ve kuruluş kamu kurumu niteliğini kaybederse, işte o zaman işveren ile personeli arasındaki hukuki ilişki özel hukuk ilişkisi niteliğine bürünecektir.

                Belirtilen tüm bu hususlar ile Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, 1.3.1996 tarih ve 22567 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan, 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan ya da bulunmayan Kamu İktisadi Teşebbüslerinde kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğuna ve konunun 2247 sayılı Yasa’nın 30. maddesi doğrultusunda ilke kararına bağlanmasına karar verilmiş olması, anılan 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 30. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Bir ilke kararının değişmesi veya kaldırılması yeni bir ilke kararıyla olur.” hükmü ile yedinci fıkrada yer verilen “Görev konusundaki ilke kararları; Uyuşmazlık Mahkemesini ve bütün yargı mercilerini (...) bağlar.” hükmü karşısında, yaş haddi nedeniyle davalı idare ile arasındaki iş sözleşmesi feshedilerek görevine son verilen davacının talep ettiği hakların hizmet sözleşmesi ve dayanağı olan Yönetmelik hükümlerine göre ödenip ödenemeyeceğine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde sayılan idari dava türleri arasında yer alan, genel hizmetlerden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar kapsamında idari yargı yerinde çözümleneceği açıktır.

Açıklanan nedenlerle, davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile, davalı Türkiye P.rolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü vekilinin görev itirazının Asliye Hukuk Mahkemesince reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ     : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın, BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, davalı Türkiye P.rolleri Anonim Ortaklığı Genel Müdürlüğü vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Ankara 2. İş Mahkemesi’nin 17.10.2012 gün ve E: 2012/466 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 11.03.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.