Hukuk Bölümü         2012/580 E.  ,  2012/473 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

 Davacı     : İ.Ç.

 Davalı      : B. Yapı Şirketi     (Adli Yargı ve İdari Yargıda)

 DSİ Bölge Müdürlüğü  (Adli Yargıda) 

O L A Y : Davacı dilekçesinde özetle; Kahramanmaraş İli, Çağlayancerit İlçesi, Engizek Mahallesi,230 ada, 16 parsel sayılı taşınmazın içerisinde bulunan dikili ağaçların davalı şirketin baraj yapımı sırasında kullandığı dinamitler nedeniyle zarara uğradığından bahisle 7.401,89 TL zararın davalı B. Yapı Şirketi tarafından ödenmesi istemiyle davalı B. Yapı Şirketine karşı İdari Yargı'da dava açmıştır.

GAZİANTEP 1.İDARE MAHKEMESİ; 12.07.2011 gün, E:2011/1108, K:2011/1158 sayı ile özetle; özel bir firmanın eyleminden dolayı uğranıldığı ileri sürülen zararın uyuşmazlık konusu edildiği davada özel hukuk hükümlerine göre adli yargının görevli olduğundan bahisle, 2577 sk.nun 15/1-a maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı, bu kez aynı taleple davalılar B. Yapı Şirketi, ve DSİ Bölge Müdürlüğüne karşı 10.08.2011 tarihinde Adli Yargı'da dava açmıştır.

PAZARCIK SULH HUKUK MAHKEMESİ; 20.12.2011 gün, E:2011/494, K:2011/780 sayı ile özetle; 6100 s.HMK.nın 3.maddesine göre idarenin eylem ve işlemleri ile idarenin sorumlu olduğu diğer sebeplerin yol açtığı ölüm veya vücut bütünlüğünün yitirilmesinden doğan zararların tazmini davalarında hukuk mahkemelerinin görevli olduğu, bunun dışındaki diğer sorumluluk hallerinde idare mahkemelerinin görevli olduğu belirtilerek, DSİ tarafından baraj inşaatının yapımı sırasında kullanılan patlayıcı maddelerin patlaması sonucunda etrafa fırlayan büyük taş ve kaya parçalarının davacının taşınmazı ile bu taşınmazda bulunan bitkilere zarar verilmesi sonucunda tazminat talebinde bulunulması sebebiyle Gaziantep İdare Mahkemesi'nin görevli olduğundan bahisle görevsizlik kararı vermiş, ve karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 24.12.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte, bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği, yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden; Davacı tarafından, zarar tazmini talebiyle, davalı B. Yapı Şirketine karşı ilk önce İdari Yargı'da dava açılmış olup, İdare Mahkemesi ''özel bir firmanın eyleminden dolayı uğranıldığı ileri sürülen zararın uyuşmazlık konusu edildiği davada özel hukuk hükümlerine göre adli yargının görevli olduğundan bahisle'' görevsizlik kararı vermiş, sonrasında ise, davacı tarafından, aynı taleple bu kez B. Yapı Şirketi ve dahi kamu kurumu niteliğindeki DSİ Bölge Müdürlüğü davalı olarak gösterilmek suretiyle Adli Yargı'da dava açılmış olup, Sulh Hukuk Mahkeme'si ''6100 sayılı HKM.nun 3.maddesine atfen davaya konu olayın idare konumundaki DSİ.nin eyleminden doğan zararın tazmini kaynaklı olduğunu belirterek, idari yargının görevli olduğundan bahisle'' görevsizlik kararı vermiştir. 

Davacı tarafından, adli yargı  yerinde dava açılırken hem B. Yapı Şirketinin, hem de idare konumundaki DSİ Bölge Müdürlüğü'nün davalı olarak gösterilmiş olmasına karşın, idari yargı yerinde dava açılırken sadece B. Yapı Şirketinin davalı olarak gösterilmiş oluşu birlikte değerlendirildiğinde, adli yargı yeri ile idari yargı yeri arasında davalı B. Yapı Şirketi açısından 2247 sk.nun 14.maddesi kapsamında olumsuz görev uyuşmazlığı oluştuğu anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Selim Şamil KAYNAK’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Davacı tarafından; Kahramanmaraş İli, Çağlayancerit İlçesi, Engizek Mahallesi, 230 ada, 16 parsel sayılı taşınmazına, baraj yapımı sırasında kullanılan dinamitlerin patlaması sonucu fırlayan kaya parçalarının düşmesi sebebiyle zarar verildiğinden bahisle, bu zararın giderilmesi için dava açıldığı anlaşılmıştır.

2257 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun ‘’İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı’’ başlıklı 2.maddesinin 1.fıkrasında idari dava türleri; İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

        İdari yargı yerlerinde görülen idari dava türlerinden biri olan tam yargı davasının açılabilmesi için, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel bir hakkın muhtel olması gerekmekte olup, idari eylem ve işlemlerden kaynaklanmayan özel hukuk hükümlerine tabi tüzel kişiler tarafından verilen zararlar nedeniyle idari yargı yerinde dava açılması ise mümkün değildir.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetimi yapan idari yargı yerine ait olduğu, idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Somut olayda; davacı tarafından idari yargı yerinde açılan davada sadece özel hukuk hükümlerine tabi olan B. Yapı Şirketi davalı olarak gösterilmiş olup, yukarıda izah edildiği üzere, özel hukuk hükümlerine tabi olan şirketin eyleminden doğan zarar nedeniyle idari yargı yerinde dava açılamayacağı anlaşılmıştır.

Dava dilekçesinde, baraj yapım çalışmaları sırasında kullanılan dinamitlerin patlaması sonucu fırlayan kaya parçalarının taşınmazın üzerine düştüğü, böylece taşınmazın zarar gördüğü ileri sürülmüştür. Bu bağlamda, davacı tarafından adli yargı yerinde dava açılırken hem B. Yapı Şirketi, hem de DSİ Bölge Müdürlüğü’nün davalı olarak gösterilmiş olmasına karşın, olumsuz görev uyuşmazlığının sadece davalı B. Yapı Şirketi açısından doğduğu kabul edilmiş olmakla, bu kabul çerçevesinde,özel hukuk hükümlerine tabi olan davalı şirketin eyleminden kaynaklandığı öne sürülen zararın tazmini bakımından açılan davanın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, davalı B. Yapı Şirketi bakımından, Pazarcık Sulh Hukuk Mahkemesin’ce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle davalı B. Yapı Şirketi bakımından Pazarcık Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 20.12.2011 gün, E:2011/494, K:2011/780 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 24.12.2012 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.