T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS       NO : 2017/46

            KARAR   NO : 2017/106

            KARAR   TR  : 20.02.2017

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

                                                          

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı            : S.Ü.

Vekili              : Av. K. A.

Davalı             :  Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili             : Av. Z. V. A.

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının gazi olduğunu sağ ayağını diz altından terör ile mücadele sırasında kaybettiğini, 3713 sayılı Yasaya tabi olduğunu, Yasa’nın 21, 5510 sayılı Yasa’nın 73, 5434 sayılı Yasa’nın 56, 2330 sayılı Yasa’nın 2, maddeleri gereği yapılan sağlık giderlerinin tamamının kurumca karşılanmasının gerektiğini, davacının Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesinden aldığı rapor ile mikro işlemci uzaktan kumandalı diz altı protezi kullanmaya başladığını, 04.08.2014 tarihli fatura bedeli 95.086.62 TL’nın ödenmesi için kuruma başvuruda bulunduğunu ancak kurumun sadece 54.000,00 TL’yi ödediğini, kalan miktar için Ankara 5 İcra Dairesinde 2015/3365 Esas sayılı dosya üzerinden takip yapıldığını, kurumun buna da itiraz ettiğini belirterek itirazın iptaline, takibin devamına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 13. İŞ MAHKEMESİ: 2.9.2015 gün ve E:2015/152, K:2015/1652 sayı ile, 01.10.2008 den önce 5434 sayılı Yasa sebebiyle emekli sandığı iştirakçisi olan yine bu kapsamda 3713 sayılı Yasa’nın 21. Maddesi kapsamında 5434 sayılı Yasadan faydalananlar ile ilgili açılan davalar bakımından işlemlerin idari işlem niteliğini koruduğu, bu itibarla davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği, yargı yolunun dava şartı olduğu dikkate alınarak davanın usulden reddi gerektiği gerekçesiyle, davacının davasının idari yargı mercilerinde görülmesi gereken davalardan olması nedeniyle ve 6100 sayılı Yasa’nın 114/1-b maddesi gereği yargı yolu dava şartı olduğundan davanın usulden reddine karar vermiş, bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi: 21.1.2016 gün ve E:2015/21370, K:2016/640 sayı ile, dosyadaki yazılara, hükmün Dairelerince de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 17 İDARE MAHKEMESİ : 10.8.2016 gün ve E:2016/3057 sayı ile, itirazın iptali davasına bakmakla görevli merciin adli yargıda genel mahkemeler olduğu görüldüğünden, Mahkemelerinin görevsizliğine, 2247 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 20.02.2017 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığın esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra dairesine yazı ile veya sözlü olarak veya elektronik ortamda yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra müdürünce ödeme emri düzenleneceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

2004 sayılı Yasa’nın 67. maddesi;  (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu kapsamında açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu dolayısıyla, Ankara 17 İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 13 İş Mahkemesince verilen 2.9.2015 gün ve E:2015/152, K:2015/1652 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 17 İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 13 İş Mahkemesince verilen 2.9.2015 gün ve E:2015/152, K:2015/1652 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.02.2017  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN