T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2015 / 929

            KARAR NO             : 2015 / 953

            KARAR TR  : 28.12.2015

ÖZET: Davalı kamu kurumunun yapmış olduğu köprü inşaatı ve yol genişletme çalışmaları esnasında davacının işletmesinin büyük oranda zarar gördüğünden bahisle maddi ve manevi tazminat istemli açılan davanın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı            : M.S.

            Vekilleri         : Av. M.V. & Av. E.G.V.

            Davalı             : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili              : Av. S.A.U.   (Adli Yargıda)

 

O L A Y         : Davacı vekili dava dilekçesinde; “Müvekkilim Arzulu Köyü 3093 Nolu parselde kayıtlı taşınmaz üzerinde Saygı Et Lokantası adı altında ticari işletme işletmektedir.

Müvekkil kaliteli hizmet, uygun fiyat ve müşteriye özel yemekler hazırlamasıyla çevresinde ün yapmış ve sahip olduğu restoran herkesçe bilinen bir mekan olmuştur.

Ticari faaliyetlerini de sorunsuz bir şekilde devam etmekte iken Davalı Kurumca Muratlı-Hayrabolu Yol hattında, tam olarak müvekkilin sahip olduğu ve lokanta olarak işlettiği taşınmazının güney hududunda, köprü inşaatı ve yol genişletme çalışmaları işine başlanmıştır.

Bu köprü çalışması inşaatı sebebiyle yapılan kazı ve hafriyat sırasında gerekli özen gösterilmemesi ve yeterli önlem alınmaması nedeniyle müvekkile ait taşınmaz üzerinde ağır çatlaklar meydana gelmiştir. Taşınmazının belirli kısımlarında meydana gelen bu çatlaklar sebebiyle taşınmaz kullanılamaz duruma gelmiş, yıkılma tehlikesi doğmuştur. Davalı taraf da gerekli tamiratı yapmamıştır. Bunun üzerine tarafımızca tespit yapılması hususunda Muratlı Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurulmuştur.

Muratlı Sulh Hukuk Mahkemesi 2013/5 D.İş. Dosyasından yapılan tespit sonucunda bilirkişi tarafından verilen raporda “yapının yanında yapılan köprü inşaatı temel yapımı sırasında temel kazıklarının zemine çakılırken oluşan titreşim nedeni ile köprü inşaatına 10,00m uzaklıktaki tespit konusu taşınmaz zemininde ve duvarlarında ciddi çatlaklar oluşturduğu kesif anında gözlenmiştir. Tespit konusu bu yapının bu hali ile kullanılması tehlikeli olduğundan yıkılması gerektiği kanaatimdir” denilmekle iddialarımızın ne kadar haklı olduğu doğrulanmıştır.

Ayrıca yol çalışmaları sebebiyle müvekkilin işletmekte olduğu işyerinin girişi kapanmış, müşterinin girişi imkânsız hale gelmiştir. Oluşan çatlaklar sebebiyle de müşterinin lokantaya gelmesi de mümkün değildir. Müşterinin gelmemesi sebebiyle müvekkil iş yapamaz hale gelmiştir. Bu çalışmalar sebebiyle yaklaşık bir yıldır müvekkilin lokantası kapalıdır. Müvekkilin zararı her gün artmaktadır. Müvekkilin başkaca meşgul olduğu bir iş de bulunmamaktadır. Tüm geçim kaynağı olan işyerinin kapanması sebebiyle büyük sıkıntılar yaşamaktadır.

Müvekkilin delil olması sebebiyle Muratlı Sulh Hukuk Mahkemesi nezdinde yaptırdığı tespit için de 1.074,85TL masrafı olmuştur.

Müvekkile ait taşınmazda oluşan çatlakların ağır olması sebebiyle binanın bilirkişi raporu ile de sabit olmak üzere lokanta olarak kullanılması uygun olmamaktadır. Yıkılması gereken yapının maddi değeri 21.600,00 TL’dir.

Müvekkil davaya konu lokantasının yıkımı nedeniyle Saygı Demir Doğrama- Çelik Çatı adlı işyerine işyerinin yıkımı konusunda anlaşmış olmakla bunun da bedeli 1.500,00 TL’ dir. İlliyet bağı gereği bu yıkım ücreti de davalı kurumca karşılanmalıdır.

Bununla beraber, müvekkil dükkanın faaliyette bulunmaması sebebiyle ailesinin geçimini sağlamakta zorlanmış, ailesine, çocuklarına karşı sorumluluklarını yerine getirememesi onu üzmüştür. İlgili sorunun çözülmesi için Karayollarına defalarca gidip gelmiş, dilekçe yazmış ancak devletin kendisi ile ilgilenmemesi, işinin çözülmeyeceğini düşünmeye başlaması psikolojisini de etkilemiştir. İş yapamaması sebebiyle çiftçiliği de olmaması sebebiyle maddi kazanç elde etmek için sürekli iş aramış günlük işler bile yapmıştır. Bu süreçte müvekkil oldukça yıpranmıştır. Bu nedenle müvekkilin yaşadığı bu sıkıntıları gidermek namına, haksız fiili gerçekleştiren ve davalının manevi zararına da neden olan davalı Kurumdan 5.000TL Manevi tazminat talep etmekteyiz. Böyle bir zararı meydana getiren davalı, bu zararları da karşılamak zorundadır.

Tüm bu nedenlerle, yol genişletme ve köprü inşaatı çalışmaları sırasında yapılan hukuka aykırı eylemler nedeniyle müvekkilin taşınmazına zarar veren, lokantasını çalışamaz ve kullanılamaz hale getiren davalı kurumdan bu zararların tazmini zorunluluğu doğmuştur.

SONUÇ ve İSTEK: Yukarıda anlatılmak istenen sebeplerle davamızın KABULÜNE karar verilerek, dava konusu taşınmazın güney hududunda yol çalışmaları yapan ve bu çalışmalar sebebiyle müvekkile ait taşınmazdaki binada çatlaklar meydana gelmesine ve lokantanın kullanılamaz hale gelmesine, sebep olan davalı kurumdan bu eyleminden kaynaklanan 24.174,85 TL Maddi 5.000,00TL Manevi zararın yasal faizi ile tahsil edilerek müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten talep ederim.” demek suretiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Muratlı Asliye Hukuk Mahkemesi: 12.03.2015 gün ve E:2014/232, K:2015/63 sayılı kararı ile özetle; “Karayolları Genel Müdürlüğü kamu tüzel kişisi olup, kamu hizmeti görmekle yükümlü bulunmaları nedeniyle kamu hizmetleri sırasında verdikleri iddia olunan zararlardan dolayı oluşan sorumlulukları özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak idari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekmektedir. O halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine açılan bu davada adli yargının yargı yolu bakımından görevsiz bulunması nedeniyle dava dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.” şeklindeki gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiştir.

İşbu karara karşı yapılan temyiz başvuru üzerine Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 15.06.2015 gün ve E:2015/7510, K:2015/7900 sayılı ilamı ile özetle; hükmün onanmasına karar vermiş ve karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

Tekirdağ İdare Mahkemesi: 16.10.2015 gün ve E:2015/1265 sayı ile özetle; davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğini belirterek, 2247 sayılı Kanunun 19.maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.12.2015 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı yasa’nın 19.maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim İsmail SARI’nın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı kurumun yapmış olduğu köprü inşaatı ve yol genişletme çalışmaları işinde müvekkilinin işletmesinin büyük oranda zarar gördüğünden bahisle maddi ve manevi tazminat ödetilmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Dosya kapsamında yapılan incelemede, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü 1. Bölge Müdürlüğü’nün 12.7.2013 tarihli davacıya hitaben yazılmış yazıda “ Şikayete konu olan durum incelenmiş olup Tekirdağ ili, Muratlı İlçesi, Arzulu Köyü’ndeki yol ve köprü çalışmaları Bölge Müdürlüğümüz bünyesinde ihale edilen “Alpullu-Hayrabolu-Tekirdağ Yolunda Arzulu Grubu Köprüleri DSİ Kanal-1, Arzulu, Çeneköy ile DSİ Kanal-2 Köprüsü ve Bağlantı yolları yapım işi” kapsamında devam etmektedir. İhale edilen işin projesi, geçmiş yıllarda meydana gelen taşkınlar nedeniyle Arzulu deresi’nin en yüksek su seviyesi dikkate alınarak yapılmıştır. Bu nedenle mevcut onaylı projenin değiştirilmesi mümkün olmamaktadır. Öte yandan karayolundan giriş-çıkış talebi olması halinde Bölge Müdürlüğümüze başvurularak yol geçiş izin belgesi gerekmektedir.” Şeklinde yazı yazıldığı anlaşılmıştır.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projenin hukuka aykırı olduğu nedeniyle iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacak davalar ile idarenin aynı plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak davaların görüm ve çözümünün, iptal ve tam yargı davaları kapsamında yargısal denetimi yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Dava dilekçesinde, davalı kurumun yapmış olduğu köprü inşaatı ve yol genişletme çalışmaları işinde davacının işletmesinin büyük oranda zarar gördüğünden bahisle maddi ve manevi tazminat ödetilmesine karar verilmesi istemiyle dava açılmıştır. Bu bağlamda, söz konusu olayda, dosya kapsamındaki idare ile yapılan yazışmalardan da anlaşıldığı üzere, idarenin plan ve proje dâhilinde olan yol yapım çalışması kapsamında davacının işletmesinin zarar gördüğü iddia edilmiştir.

6098 sayılı Borçlar Kanununun 49. ve müteakip maddelerinde haksız fiilden doğan davalar, 4721 sayılı Türk Medeni Kanu­nun 683. maddesinde ise el atmanın önlenmesi davaları düzenlenmiştir. Bu tür davaların adli yargı düzeninde yer aldığı tartışmasızdır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu durumda açılan davanın, idarenin plan ve proje kapsamında yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak kurulmuş bir işleme karşı ya da bu nitelikteki işlem ve eyleminden doğan zararların tazminine yönelik olarak 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1. maddesinde belirtilen dava türlerinden olması nedenleriyle uyuşmazlığın İdari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü İdari yargı yerinin görevine girdiğinden, Tekirdağ İdare Mahkemesinin başvurusunun reddine kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ: Davanın çözümünde İDARİ YARGI YERİNİN görevli olduğuna, bu nedenle Tekirdağ İdare Mahkemesince yapılan BAŞVURUNUN REDDİNE, 28.12.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN