Hukuk Bölümü 2001/57 E., 2001/64 K.

  • PARA CEZASI
  • HUKUK UYUŞMAZLIĞI
  • OLUMSUZ GÖREV UYUŞMAZLIĞI
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 9 ]
  • 2872 S. ÇEVRE KANUNU [ Madde 20 ]
  • 2872 S. ÇEVRE KANUNU [ Madde 25 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : İstanbul Büyükşehir Belediyesi Çevre Koruma ve Kontrol Müdürlüğü ekibince işyerinde yapılan denetim sonucunda düzenlenerek gönderilen raporu dikkate alan Bahçelievler Kaymakamlığınca, 10.5.2000 gün ve 614 sayı ile, Hava Kalitesinin Korunması Yönetmeliğinin 8. maddesine aykırı faaliyette bulunduğu nedeniyle adıgeçen Şirkete, Çevre Kanunu'nun 20/a. maddesine göre 896,620,000.- TL. para cezası verilmiştir.

    Davacı Şirket vekilince, sözkonusu para cezasının kaldırılması istemiyle, 30.5.2000 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunulmuştur. BAKIRKÖY 3. SULH CEZA MAHKEMESİ; 21.6.2000 gün ve E: 2000/1268, K: 2000/1150 sayı ile, 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 20/a. maddesinde mahiyeti açıklanan idari para cezasına karşı 25. maddeye göre 7 gün içinde idare mahkemesine itiraz edilebileceği öngörüldüğünden, itirazı incelemenin idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde dosyanın görevli idare mahkemesine gönderilmesine, yasal yollar açık olmak üzere karar vermiş; bu karar, yasa yoluna başvurulmayarak kesinleşmiştir.

    Anılan Mahkemece, dava dosyası, kararın kesinleşmesi üzerine İstanbul İdare Mahkemesine gönderilmiştir.

    İSTANBUL 5. İDARE MAHKEMESİ; 27.7.2000 gün ve E: 2000/839, K: 2000/762 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun değişik 9/1. maddesinde "Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren 30 gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir." hükmünün yer aldığı ve aynı Kanunun 3. maddesinde de, idari davaların nasıl açılacağının ve idari davalara ilişkin dilekçelerde bulunacak hususların gösterildiği; buna göre, görevsizlik nedeniyle adli yargıya dahil bir mahkemeden idari yargıya dahil bir mahkemeye gönderilen davanın görülüp çözümlenebilmesi için, usulüne uygun yeni bir dava dilekçesi ile ilk derece mahkemelerinde (konusuna göre idare veya vergi mahkemesinde) yeni bir dava açılmasının gerekli olduğu; olayda, Bakırköy 3. Sulh Ceza Mahkemesince görevsizlik kararı verilerek, dava dosyası doğrudan gönderilmiş olup, davacı tarafından, yeniden düzenlenmiş bir dava dilekçesi ile idare mahkemesi nezdinde açılmış bir dava bulunmadığından, gönderilen dava dosyası için Mahkemece herhangi bir işlem yapılamayacağı gerekçesiyle, esas kaydı kapatılarak dava dosyasının Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermiştir.

    Bunun üzerine BAKIRKÖY 3. SULH CEZA MAHKEMESİ, 25.12.2000 gün ve E: 2000/1618, K: 2000/2101 sayı ile, İstanbul 5. İdare Mahkemesi kararının görevsizlik kararı olduğu ve böylece Mahkemece daha önce verilen görevsizlik kararı nedeniyle ortada görev uyuşmazlığı bulunduğundan bahisle, giderilmesi için dosyanın Bakırköy Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesine gönderilmesi için Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar vermiş ise de; BAKIRKÖY 1. AĞIR CEZA MAHKEMESİ'nce, 4.4.2001 gün ve 2001/143 D.İş. sayı ile, Bakırköy 3. Sulh Ceza Mahkemesi ile İstanbul 5. İdare Mahkemesi arasındaki olumsuz görev uyuşmazlığının hallinin Uyuşmazlık Mahkemesinin görevine girdiğinden bahisle, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmek üzere Mahkemesine geri çevrilmesi üzerine, adıgeçen Mahkemece 11.4.2001 günlü yazı ile dava dosyası Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ümran SAYIŞ, Bekir AKSOYLU, Ayla ALKIVILCIM, Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR ve Hıfzı ÇUBUKLU'nun katılımlarıyla yapılan 9.7.2001 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU' nun 2247 sayılı Yasada öngörülen koşulları taşımayan ve yönteme uymayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN'ın başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 13.10.1988 tarih ve 19958 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 11.7.1988 günlü, E: 1988/1, K: 1988/1 sayılı "Ceza uygulamasına ilişkin idari kararlar nedeniyle açılan davalarla ilgili görev uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde görüşülüp çözümlenmesi gerektiği hakkında" ilke kararında da ifade olunduğu üzere, kanunun öngördüğü bir ceza idarenin bir organı eliyle uygulanabiliyorsa bu genel ceza hukukunun değil, idare hukukunun bir müeyyidesidir. Bu tür cezalar, uygulama alanı itibariyle, idarenin kamu düzeninin sağlanması ve korunması görev ve yükümlülüğünün yerine getirilmesi amacına yönelik bir hukuki müeyyide niteliğini taşımakta olup; idari ceza uygulaması, konusu olan suçun niteliği, uygulayan merci ve uygulanan usul ile hukuki sonuçları itibariyle adli ceza uygulamasından farklılık göstermekte ve hukuki müeyyideler, esasen gerçek anlamda bir ceza sayılmamaktadırlar.

    Hukuk uyuşmazlıklarında, görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi ancak aynı yargı düzeni içinde yer alan mahkemeler arasında olanaklı olup; bu hususa ilişkin H.M.U.K'nun 27. maddesiyle İ.Y.U.K.'nun 15. maddesinin 1. fıkrası (a) bendinin ikinci cümlesinde yer alan "görev" kuralları, aynı yargı düzeni içindeki mahkemelerin işbölümü esasına ilişkin düzenlemelerdir. Oysa yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda, görevli olduğundan bahisle farklı bir yargı düzeninde yer alan mahkemeye dava dosyasının gönderilebilmesine olanak tanıyan bir düzenleme bulunmamaktadır.

    Göreve ilişkin kararın, işbölümü esasına göre veya yargı yolu bakımından verilmiş olması farklı sonuçlar doğurmaktadır. Şöyle ki; işbölümü esasına göre verilen görevsizlik kararı sonucu dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi durumunda; dava başvuru tarihi itibariyle görevli mahkemede açılmış sayılmaktadır. Yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda ise; görevli olduğu işaret edilen yargı yerinde, bu yargı yerinin uyguladığı usul kurallarına uygun olarak yeniden dava açılması zorunlu bulunmaktadır.

    Olay kısmında belirtildiği üzere, adli yargı yerince yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının görevli olduğu işaret edilen idari yargı yerine gönderilmesi üzerine, bu yargı yerince, İ.Y.U.K.'nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usule uygun şekilde Mahkemelerinde açılmış bir dava bulunmadığı nedeniyle adli yargı yerine ait dava dosyasının Mahkemesine iade edilmiş olması, yukarıda yapılan tespite uygun düşmektedir. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanunun 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

    Olayda, Bakırköy 3. Sulh Ceza Mahkemesince verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta ise de; İstanbul 5. İdare Mahkemesinin kararı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen usul ve yönteme uygun şekilde dava açılmadığı nedeniyle dosyanın Mahkemesine iadesi yolunda olup, ortada olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince göreve ilişkin olarak verilmiş ve kesinleşmiş bir karar bulunmamaktadır.

    Diğer taraftan, olumsuz görev uyuşmazlığının bulunması halinde, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesine göre bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebileceğinden, yargı yerlerince anılan 14. madde kapsamında oluşan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için re'sen Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulabilmesine olanak bulunmadığını da belirtmek gerekir.

    Belirtilen nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan ve yöntemine uygun bulunmayan başvurunun anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmektedir.

    SONUÇ : 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan ve yöntemine uygun bulunmayan BAŞVURUNUN, aynı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 9.7.2001 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.