T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 560

            KARAR NO : 2014 / 592

            KARAR TR   : 05.05.2014

 

ÖZET : Ankara Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Gençlik ve Çocuk Şube Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Gençler Bilgi Erişim Merkezi ile Gençlik Merkezi’nde usta öğretici olarak ve ek olarak da müdür yardımcısı olarak çalışmakta iken iş akdinin askerlik nedeniyle feshedilen davacının, çalışma süreci boyunca işçilik haklarının tam olarak ödenmediği iddiası ile eksik ödenen alacaklarının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

K  A  R  A  R

Davacı           : H.Ş.

Vekilleri         : Av.T.T.

Davalı                        : Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. İ.E.K. & Av. Ö.E.

O L A Y           :Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının 17.08.2007 tarihinden itibaren Ankara Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı Gençlik ve Çocuk Şube Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Gençler Bilgi Erişim Merkezi ile Gençlik Merkezinde “taahhütname” imzalamak suretiyle rehber ve usta öğretici olarak çalıştığını, ek olarak müdür yardımcısı olarak da görevlendirildiğini, çalışma süresi içerisinde işçilik alacaklarının davacıya tam olarak ödenmediğini beyanla; 200,00 TL fazla mesai, 300,00 TL hafta tatili, 200,00 TL kıdem tazminatını, 12.000,00 TL eksik ödenen ücret,  300,00 TL ücretli izin alacağı ile 4.000,00 TL ilave tediye ücretinin yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargıda dava açmıştır.

 ANKARA 5. İŞ MAHKEMESİ: 17.04.2013 gün ve E:2012/1167 K:2013/326 sayılı kararında özetle; Ankara 9. İdare Mahkemesi ve bu Mahkemenin kararını onayan Danıştay 12. Dairesinin kararları hep birlikte gözetildiğinde; davacının 657 Sayılı Yasaya tabi olarak statü hukukuna göre çalıştığı gerekçesiyle HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine karar vermiştir.

Davacı vekilinin temyiz başvurusu üzerine; Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 01.07.2013 gün E:2013/14758 K:2013/16102 karar sayılı ilamı ile hükmün onanmasına karar vermiş, onama kararına karşı yapılan karar düzeltme isteminin de Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 24.09.2013 gün ve E:2013/25743, K:2013/19691 sayılı ilamı ile reddedilmesinin ardından görevsizlik kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez; müvekkilinin Ankara Büyükşehir Belediyesi'nde istihdam edilmesinin "statü hukukuna tabi olduğu" yolunda Ankara 5. İş Mahkemesi'nin hukuki nitelemesinin Mahkemelerince de uygun görülmesi halinde, müvekkilinin davalı belediyede ne surette ve hangi statüde istihdam edildiği takdir ve tespitine ve bu belirlemeye göre talep etmekte haklı olduğu ve ödenmeyen alacaklarının neler ve ne miktarda olduğunun tam olarak tespiti ile fazlasını isteme hakları saklı tutularak;  toplam 72.400,000 TL alacağın, kanuni faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi;  ödettirilecek alacaklarına, ihtarname ile davalı belediyeye başvuru tarihleri olan 06.12.2012 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 14. İDARE MAHKEMESİ :26.11.2013 gün ve E:2013/1509 K:2013/1667 sayılı kararında “…davacının; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda tanımlanan şekliyle, memur, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçi kapsamında bulunmadığı; idareye verdiği bir taahhütnameye istinaden, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu; taahhütnamede, ek ders ücretinin hesaplanmasında 657 sayılı 176. maddesinden esinlenmiş olunmasının, davacının kamu personeli statüsünde değerlendirilmesi için yeterli olamayacağı gibi, taahhütnameyi de idari sözleşme haline getirmeyeceği; dolayısıyla, taahhütnameyle kurulan ilişkinin, daha ziyade Türk Borçlar Kanununda tanımını bulan hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu; buna göre; davacının statüsü dikkate alındığında ve iş mevzuatından kaynaklanan talepleri gözetildiğinde; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmış olduğu;  nitekim; Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümünün 30.09.2013 tarih ve E:2013/851, K.2013/ 1277 sayılı kararının da bu yönde bulunduğu…” şeklindeki  gerekçe ile 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 15/1-a maddesi uyarınca davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

 

 

 

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan Akarsu ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 05.05.2014 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, dava dosyalarının 15.maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 17.08.2007 tarihinden itibaren 01011200627440 sigorta sicil numarası ile her yılın 15 Aralık tarihinden, izleyen yılın 14 Aralık gününde sona eren “ taahhütname “ başlıklı evraklara imzası alınmak suretiyle, Ankara Büyükşehir Belediyesi Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı Gençlik ve Çocuk Şube Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren Gençler Bilgi Erişim Merkezi ile Gençlik Merkezi’nde usta öğretici olarak ve ek olarak da müdür yardımcısı olarak çalışmakta iken iş akdinin askerlik nedeniyle feshedilen davacının, çalışma süreci boyunca işçilik haklarının tam olarak ödenmediği iddiası ile eksik ödenen alacaklarının faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açılmıştır.

506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 2. Maddesinde “Bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanlar bu kanuna göre sigortalı sayılırlar…” denilmiş, aynı Yasanın “Uyuşmazlıkların Çözüm Yeri” Başlıklı 134. maddesinde, “Bu kanunun uygulanmasından doğan uyuşmazlıklar, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görülür” hükmüne yer verilmiş; 506 sayılı yasa hükümleri 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 106. maddesi ile yürürlükten kaldırılmıştır. 5510 sayılı Kanunun  3.maddesinde;  kısa ve/veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödemesi gereken kişi sigortalı olarak tanımlanmış; 79.madde ile başlayan Dördüncü Kısmında, primlere ilişkin hükümlere yer verilmiş; 101. maddesinde “Bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar İş Mahkemelerinde görülür” denilmiştir.

Öte yandan, 4857 sayılı İş Kanununun 1.maddesinde,  Kanunun amacının,  işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemek olduğu belirtilmiş; aynı zamanda, bakılan davanın da konusunu oluşturan  “İş Sözleşmesi, Türleri ve Feshi” hususuna Kanunun 8.maddesi ve devamında;  kıdem tazminatı,  ücretli izin, bildirim süresinden kaynaklanan yükümlülük ve haklara ilişkin hususlara ise, Kanunun değişik maddelerinde  yer verilmiştir.

Diğer taraftan; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.

Bu mahkemeler:

A) (Mülga: 18/10/2012-6356/81 md.)

B) İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakarlar.

İş mahkemesi kurulmamış olan yerlerdeki bu davalara o yerde görevlendirilecek mahkeme tarafından, temsilci üyeler alınmaksızın, bu kanundaki esas ve usullere göre bakılır.

Fiili ve hukuki imkansızlıklar dolayısıyla iş mahkemesinin toplu olarak görevini yapamadığı hallerde de yukarıdaki fıkra hükmü uygulanır.

(Ek fıkra: 2/7/2012-6352/39 md.) Birden fazla iş mahkemesi bulunan yerlerde, sosyal güvenlik hukukundan kaynaklanan davaların görüleceği iş mahkemeleri, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirlenebilir.” denilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden; davacının, davalı idareye verdiği ve tek taraflı olarak imzaladığı bir taahhütnameye istinaden, Ankara Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal Hizmetler Dairesi Başkanlığı bünyesinde düzenlenen El Becerileri ve Meslek Edindirme Kurslarında rehber ve usta eğitici sıfatıyla çalıştığı anlaşılmıştır.

Somut durum dikkate alındığında, davacının;  657 sayılı Devlet Memurları Kanununda tanımlanan şekliyle, memur, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçi kapsamında bulunmadığı;  idareye verdiği bir taahhütnameye istinaden, idareyle arasında bir hizmet ilişkisi kurulduğu; taahhütnamede, ek ders ücretinin hesaplanmasında 657 sayılı Kanununun 176. maddesinden esinlenmiş olunmasının, davacının kamu personeli statüsünde değerlendirilmesi için yeterli olamayacağı gibi, taahhütnameyi de idari sözleşme haline getirmeyeceği; dolayısıyla, taahhütnameyle kurulan ilişkinin, daha ziyade Türk Borçlar Kanununda tanımını bulan hizmet sözleşmesi niteliğinde olduğunun kabulünde zorunluluk bulunmaktadır.

Buna göre; davacının statüsü dikkate alındığında ve iş mevzuatından kaynaklanan talepleri gözetildiğinde; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır

Açıklanan nedenlerle, Ankara 5. İş Mahkemesi’nin 17.04.2013 gün ve E:2012/1167 K:2013/326 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 5. İş Mahkemesi’nin 17.04.2013 gün ve E:2012/1167 K:2013/326 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 05.05.2014 OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri BAYDAR 

 

 

 

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Sıddık

YILDIZ

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT