Hukuk Bölümü 2005/68 E., 2005/86 K.

  • GÖREV SIRASINDA KAMU TAŞITININ KARIŞTIĞI TRAFİK KAZASI SONUCU YARALANAN POLİS MEMURU
  • KAMU TAŞITININ KARIŞTIĞI TRAFİK KAZASI
  • OBJEKTİF SORUMLULUK ESASLARI
  • TRAFİK KAZASI SONUCU YARALANAN POLİS MEMURU
  • 2709 S. 1982 ANAYASASI [ Madde 125 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 2 ]
  • 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 85 ]
  • 2918 S. KARAYOLLARI TRAFİK KANUNU [ Madde 106 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Ankara Emniyet Müdürlüğü Kayıplar Büro Amirliği emrinde polis memuru olan davacı, görevde olduğu 3.10.2001 gününde Bentderesi Caddesinde seyir halindeki ekip otosunun, sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi nedeniyle orta refüjde yer alan elektrik direğine çarpması sonucu yaralanmıştır.

    Davacı vekili, geçirdiği trafik kazası nedeniyle cismani zarar gören müvekkili hakkında İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulunun 25.11.2004 tarih ve 4841 sayılı raporunda "Aktif polislik yapamaz idari polis olur." denildiğinden bahisle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, işgücü- efor kaybından doğan maddi ve manevi zararları karşılığı toplam 6.000.000.000.TL. tazminatın, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 30.3.2005 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

    Davalı İdare vekilince, birinci savunma dilekçesinde, müvekkil idare ile onun görevlisi olan davacı arasındaki hukuki ilişkinin bir kamu hukuku ilişkisi olduğundan bahisle davada idari yargının görevli olduğu ileri sürülerek, görev itirazında bulunulmuştur.

    ANKARA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'nce; 18.5.2005 günlü celsesinde E:2005/123 sayı ile, davalı idare vekilinin görev itirazı reddedilmiştir.

    Davalı İdare vekilince süresi içinde verilen dilekçe ile, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe ve dava dosyası örneği, Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

    DANIŞTAY BAŞSAVCISI: Anayasanın 125. maddesinde idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğunun belirtildiği, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2 nci maddesinde idari dava türlerinin sayıldığı, bu maddenin ( 1-b. ) bendinde de, idari eylem ve işlemlerden dolayı hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davalarının görüm ve çözümünün idari yargının görev alanına giren idari dava türleri arasında sayıldığı; kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kılınan kamu kuruluşunun, kamu hizmetini yürütürken, kamu görevlisine verdiği zararın tazminine ilişkin davada, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, sonuçta kamu idaresi ile görevlisi arasındaki, iç ilişki çerçevesinde hizmet kusuru ve idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tayin ve tespitinin idari yargı yerlerine ait bulunduğu; uyuşmazlığın davacı polis memurunun da içinde bulunduğu seyir halindeki ekip otosunun sürücünün kontrolünden çıkması sonucu meydana gelen kazada yaralanan davacının, uğradığı iddia olunan zararının kamu hizmetini gereği gibi yürütmediği ileri sürülen davalı idareden tazminine ilişkin bulunduğu; bu durumda, uyuşmazlığın esasını, kamu hizmetinin yürütülmesi sırasında ajanın uğradığı zararın idare tarafından tazmini oluşturmakta olup, davacı ile davalı idare arasındaki ilişkinin kamu hukukuna dahil bulunması nedeniyle, sözü edilen zararın tazmini için açılan bu davanın, İdare Hukuku esaslarına göre idari yargı yerlerince çözümlenmesi, yukarıda değinilen mevzuat hükümleri gereği olduğundan, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin İçişleri Bakanlığının görev itirazının reddine ilişkin kararının kaldırılması gerektiği gerekçesiyle idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarmış olup, 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesine göre görev konusunun incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesi'nden istemiştir.

    Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa'nın 13. maddesinin üçüncü fıkrasına göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısından yazılı düşüncesi istenilmiştir.

    YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2/1-b. maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının, idari dava türleri arasında sayıldığı; buna karşın, dava konusu zararın, kamu idaresine ait aracın karayolu üzerinde işletilmesi sırasında meydana gelmiş olması nedeniyle, görevli yargı yerinin belirlenebilmesi için konuya ilişkin özel düzenleme içeren Karayolları Trafik Yasası hükümlerinin gözden geçirilmesinin gerektiği; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. maddesi, değişik birinci fıkrasında "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." ve değişik beşinci fıkrasında "İşleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur." hükümlerini taşımakta; 106. maddesinde ise, "Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmekte olup, anılan 85. maddeden, işleten ve teşebbüs sahibinin, bir motorlu aracın işletilmesinden ve bu arada aracın sürücüsünün ve işletme yardımcılarının eylem ve davranışlarından dolayı üçüncü kişilerin uğradıkları zararlardan, kusurlu olup olmamalarına bakılmaksızın "tehlike esası"na göre sorumlu tutuldukları; 106. madde ile de, maddede sayılan kamu kurum ve kuruluşlarının işleten gibi aynı hukuki sorumluluğa tabi kılındığının anlaşıldığı; sözüedilen Yasa hükümlerinde açıkça göreve ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği gibi, esasen 85. maddedeki işletenin hukuki sorumluluğunun zarar gören üçüncü kişiler bakımından ele alınmış olması karşısında, işleten veya teşebbüs sahibi ile hizmet ilişkisi içinde bulunan araç sürücüsü veya diğer görevlilerin uğradıkları zararlardan dolayı hukuki sorumluluğun genel hükümlere tabi olmasının doğal bulunduğu; nitekim, Karayolları Trafik Kanunu'nun hukuki sorumluluğa ilişkin diğer hükümlerinde, 85. madde kapsamı dışında kalan hallerde genel hükümlerin uygulanacağına işaret edildiği; belirtilen duruma göre kamu kurumuna ait motorlu aracın kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla işletilmesi sırasında bir kamu görevlisinin yaralanması ya da ölmesi nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı, idarenin hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasları çerçevesinde sorumlu olup olmadığının yargısal denetiminin, idari eylemden doğan zararların giderilmesi için açılacak bir tam yargı davası kapsamında idari yargı yerlerince yapılacağının açık olduğu; olayda, emniyete ait aracın tahsis edildiği hizmetin yürütülmesi sırasında aracın tretuvara çarpması sonucu görevlinin yaralanması dolayısıyla uğranılan zararların idarece tazmin edilmesi istenildiğine göre, yürütülen bir hizmet sırasında doğması ve görevli kişinin bedeninde oluşması karşısında uyuşmazlığa konu edilen davanın görüm ve çözümünde idari yargının görevli bulunduğu; bu nedenlerle davaya bakmakla idari yargı görevli olduğundan Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin E:2005/123 sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler:Dr.Atalay ÖZDEMİR, Ahmet VELİOĞLU, Serap AKSOYLU, Z.Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve Celal IŞIKLAR'ın katılımlarıyla yapılan 14.11.2005 günlü toplantısında;

    1-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 27.maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, davalı idarece anılan Yasa'nın 10. maddesinde öngörülen yönteme uygun şekilde ve 12. maddede belirlenen süre içinde başvurulması üzerine Danıştay Başsavcılığı tarafından uyuşmazlık çıkarıldığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

    II- ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Savcı İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile Danıştay Başsavcılığının idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının davada idari yargının görevli bulunduğuna ilişkin düşünce yazıları ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Ahmet Yahya ÖZDEMİR'in yazılı düşünceler doğrultusundaki açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    KARAR : Dava, görevli bulunduğu kamu taşıtının karıştığı trafik kazası sonucu yaralanan polis memurunun, işgücü-efor kaybından doğan maddi ve ayrıca manevi tazminatın davalı idarece ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

    Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrasında idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılacak tam yargı davalarının görüm ve çözümünün idari yargı yerlerinin görevine girdiği tartışmasızdır.

    Ancak, tazminatın konusunu oluşturan zararın kamu idaresine ait bir motorlu aracın karayolu üzerinde işletilmesi sırasında meydana gelmiş olması nedeniyle, görevli yargı yerinin belirlenebilmesi için konuya ilişkin özel düzenleme içeren Karayolları Trafik Kanunu hükümlerinin gözden geçirilmesi gerekmektedir.

    2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun yedinci kısmında, trafik kazalarına ilişkin düzenleme yapılmış, "Hukuki Sorumluluk ve Sigorta" başlıklı sekizinci kısmının 4199 sayılı Yasa ile değişik 85. maddesinin birinci fıkrasında "Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar." Denildikten sonra, aynı Yasa ile değişik beşinci fıkrasında, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı belirtilmiş; aynı kısmın "Özel Durumlar" başlıklı üçüncü bölümünde Devlete ve kamu kuruluşlarına ait araçların durumunu düzenleyen 106. maddesinde ise, "Genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların s ebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanunun işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır "denilmiştir.

    Anılan 85. maddede, düzenlenen diğer hususların yanısıra, işleten ve araç işleticisi teşebbüs sahibinin, bir motorlu aracın işletilmesinden ve araç sürücüsünün veya aracın kullanılmasına yardımcı kişilerin kusurundan dolayı üçüncü kişilerin uğradıkları zararlar yönünden hukuki sorumlulukları düzenlenmiş olup, 106. maddede de, sayılan kamu kurum ve kuruluşlarının işleten gibi aynı hukuki sorumluluğu taşıdıkları belirtilmiştir.

    Sözüedilen Yasa hükümlerinde, açıkça göreve ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği gibi, esasen 85. maddedeki işletenin hukuki sorumluluğunun zarar gören üçüncü kişiler bakımından ele alınmış olması karşısında, işleten veya teşebbüs sahibi ile hizmet ilişkisi içinde bulunan araç sürücüsü veya diğer görevlilerin uğradıkları zararlardan dolayı hukuki sorumluluğun genel hükümlere tabi olması doğaldır.

    Nitekim, Karayolları Trafik Kanunu'nun hukuki sorumluluğa ilişkin diğer hükümlerinde, 85. madde kapsamı dışında kalan hallerde genel hükümlerin uygulanacağına işaret edilmiştir.

    Belirtilen duruma göre, kamu kurumuna ait motorlu aracın kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla işletilmesi sırasında bir kamu görevlisinin yaralanması ya da ölmesi nedeniyle uğranılan zararlardan dolayı, idarenin hizmet kusuru ya da objektif sorumluluk esasları çerçevesinde sorumlu olup olmadığının yargısal denetiminin, idari işlem ve eylemden doğan zararların giderilmesi için 2577 sayılı İ.Y.U.K.'nun 2/1-b. maddesine göre açılacak bir tam yargı davası kapsamında idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

    Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısının başvurusunun kabulü ile Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevlilik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcılığınca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18.5.2005 gün ve E: 2005/123 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 14.11.2005 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.