Hukuk Bölümü         2009/103 E.  ,  2009/218 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : HSBC Bank A.Ş.

Vekili             : Av. F.S.

Davalı                        : Sosyal Sigortalar Kurumu Başkanlığı (İstanbul Sigorta İl Müdürlüğü)    

             O  L  A  Y       : İşyeri bildirgesinin yasal süre içersinde Kuruma verilmemesi ve işyerine ait defter ve belgelerin Yönetmeliğe uygun olarak düzenlenmemesi nedeniyle davacı adına 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu’nun 140. maddesine göre idari para cezası verilmiş, yapılan itiraz  komisyon kararı ile reddedilmiştir.

Davacı vekili, söz konusu para cezasının iptali istemiyle 19.07.2004 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

İSTANBUL BÖLGE İDARE MAHKEMESİ; 20.2.2008 gün ve E:2007/9894, K:2008/3271 sayı ile, İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nce dava konusu işlemin iptaline dair kurulan hükmün bozulmasına, 506 sayılı Kanunun 5454 sayılı Kanunla değişik 140. maddesinde, idari para cezalarına karşı Sulh Ceza Mahkemelerinde dava açılacağı hükme bağlandığından, 506 sayılı Kanun uyarınca verilen idari para cezasının iptali istemiyle açılan bu davanın görüm ve çözüm görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, davalının karar düzeltme talebi sonrasında, 506 sayılı Yasa’nın 140. maddesinde yapılmış olan değişikliğin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği ve 5655 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ile görevli mahkemenin İdare Mahkemesi olduğunun hüküm altına alındığı, bu nedenle uyuşmazlığın Mahkemelerince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığı açıklanarak, karar düzeltme isteminin kabulüne, daha önce İdare Mahkemesince verilen karar itiraz aşamasında görev yönünden bozulmak suretiyle hukuk aleminden kaldırılmış bulunduğundan, uyuşmazlığın esası hakkında yeniden bir karar verilmesinin gerektiği nedeniyle davanın reddine karar vermiş, verilen karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, aynı istemle 09.4.2007 tarihinde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

İSTANBUL 2. SULH CEZA MAHKEMESİ ; 16.4.2007  gün  ve  Müt. No:2007/660, D.İş No:2007/47 sayı ile, 506 sayılı Yasa’nın 140. maddesinde yapılmış olan değişikliğin Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiği, 506 sayılı Yasa’nın 140. maddesine dayanılarak verilen para cezalarına ilişkin uyuşmazlıkların görüm ve çözüm görevinin İdare Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, verilen karar kesinleşmiştir.

Davacı vekilinin talebi üzerine dava dosyası, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 15. maddesi uyarınca ortaya çıkan görev uyuşmazlığının çözümü için Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Turan KARAKAYA, Ayper GÖKTUNA, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK’ın katılımlarıyla yapılan 05.10.2009 günlü toplantısında; Hâkim-Raportör G. Fatma BÜYÜKEREN’in 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, başvurunun reddi gerektiğine ilişkin sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...” açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 14. maddesine göre; olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararın kesin veya kesinleşmiş olması gerekmekte; bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, hukuk uyuşmazlıklarında ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilmektedir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Olayda, İstanbul 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce görevsizlik kararı verilmiş ise de, İstanbul Bölge İdare Mahkemesi’nce, ilk hükmün bozularak davanın görev yönünden reddine dair verilen karardan sonra, karar düzeltme aşamasında, davanın esasının incelenerek reddine karar verildiği anlaşıldığından, ortada olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde, idari yargı yerince göreve ilişkin verilmiş bir karar bulunmamaktadır.

            Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun anılan Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 SONUÇ    : 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan  BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 05.10.2009 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.