T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2014 / 442

            KARAR NO : 2014 / 476

            KARAR TR   : 1.4.2014

ÖZET : İcra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılan davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

Davacı          : İ.K.

Vekilleri        : Av. C.M. & Av. S.A.

Davalı             : Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı (Bozcaada İlçe Gıda Tarım ve  

  Hayvancılık Müdürlüğünü İzafeten)

Vekili             : Av. Y.E.

 

O L A Y          : Davacı vekili, dava dilekçesinde; davalı/borçlu hakkında, alacağın tahsili amacıyla Çanakkale İcra Müdürlüğünün 2011/2299 E. Sayılı dosyası ile 10.000,00 TL fatura bedeli ve 3.743,84 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 13.743,84 TL nin tahsili amacıyla icra takibi yapıldığını,  ödeme emrinin borçluya 26.04.2011 tarihinde tebliğ edildiğini,  borçlu tarafından (26.4.2011 tarih, …/73 sayılı)29.04.2011 havale tarihli dilekçe ile borcun tamamına itiraz edildiğinden dolayı icra takibinin durdurulmasına karar verilmiş olduğunu; müvekkilinin fidan üretimi ve pazarlama işi yaptığını;  Bozcaada Tarım İlçe Müdürlüğüne 500 adet 4.000,00 TL değerindeki badem fidanı ve 1200 adet 6.000,00 TL değerindeki nar fidanı için toplam 10.000,00 TL.lik fatura kesildiğini; fatura ve sevk irsaliyesi ile fidanların Müdürlüğe teslim edildiğini;  müvekkilinin fidan bedellerinin ödenmesi için önceleri sözlü başvuruda bulunduğunu, ödeneceğinin beyan edilmesi üzerine beklediğini, ödemenin gecikmesi nedeniyle yazılı başvuruda bulunduğunu; ancak yine ödeme yapılmadığını;  noter kanalı ile  çekilen ihtarnameye karşılık da ödeme yapılmadığını; bunun üzerine yapılan icra takibine de davalı tarafından haksız olarak itiraz edildiğini, bu nedenlerle yapılan itirazın iptali ile alacağın % 40’dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesi için iş bu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu ifade ederek;  Çanakkale 2. İcra Müdürlüğünün 2011/2299 E. Sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, alacağın % 40 icra inkar tazminatı ve faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ÇANAKKALE 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:7.3.2013 gün ve E:2012/204, K:2013/60 sayı ile, dava dilekçesini özetledikten sonra; davalı vekilinin, idarece yapılan sözleşmelerin Devlet ihale Kanunu'nda düzenlenen şekil şartlarında yapılması gerektiğini, dava konusu olayda, idare ile davacı arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığını, davalının, dava konusu satımın tarafı olmadığını, adli yargının görevinin sözleşme ilişkisinin kurulmasından sonra başladığını, yargı yolu bakımından davanın reddi gerektiğini savunmuş olduğu;  Çanakkale 2. İcra Müdürlüğünün 2011/2299 sayılı dosyasının incelenmesi ile; davacı tarafından, Bozcaada Tarım ilçe Müdürlüğü aleyhine, 16/03/2009 tarihli faturaya dayanılarak 10.000 TL asıl alacak, 3.743,84 TL işlemiş faiz, toplam: 13.743,84 TL'nin, takip tarihinden asıl alacağa işleyecek %15 faizi istemi ile takip başlatıldığı, borçluya ödeme emrinin 26/04/2011 tarihinde tebliğ edilip, aynı tarihte Bozcaada İlçe Tarım Müdürü vekili tarafından, davalıdan fidan alınmadığından, borç bulunmadığını bildiren itiraz üzerine takibin durduğunun belirlendiği; Mahkemelerince Bozcaada İlçe Tarım Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevap ile; 2009 yılında müdürlük kayıtlarında, İsmail Karagöz'den 500 adet badem fidanı, 1200 adet nar fidanı alındığına ilişkin bir belgeye rastlanmadığı, 14/03/2009 tarihli sevk irsaliyeli faturanın müdürlük kayıtlarında mevcut bulunmadığı, müdürlükçe yapılan fidan ve benzeri alımlarda 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında alımların yapıldığını, müdürlüğün 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamı dışında, sözleşme yapmaksızın, doğrudan fidan alma yetkisi mevcut bulunmadığının bildirildiği;  tüm dosya kapsamı ile; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalıya bağlı Bozcada İlçe Tarım Müdürlüğü tarafından, 2009 yılında davalıdan, dava konusu fidanların alımı konusunda sözleşme yapılıp yapılmadığı noktasında toplandığı; davanın tarafının idare olduğu, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulup kurulmadığının incelenmesinde, adli yargının görevli bulunmadığı, adli yargının görevinin sözleşme ilişkisinin kurulmasından sonra çıkan itilaflarda başladığı gerekçesiyle; davanın konusunun; idarenin dava konusu fidanları alıp almadığı, bu konuda taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunup bulunmadığından kaynaklanıp, davalı tarafından, taraflar arasında sözleşme ilişkisi bulunmadığı iddia edildiğinden, idare ile davacı arasında kurulan bir sözleşme ilişkisi olup olmadığını belirlemenin, idari yargının görev alanı bulunduğundan, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili dilekçesinde bu kez,  davasını ve davanın safahatını anlattıktan sonra; davalı tarafından yapılan itirazın hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin mağduriyetine ve zarara uğramasına neden olduğunu, davalı tarafından Çanakkale 2. İcra Müdürlüğünün 2011/2299 E. Sayılı dosyasına yapılan itiraz işleminin iptaline, 10.000,00 TL. lik fatura bedelinin faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini istediklerini ifade ederek; Bozcada Tarım İlçe Müdürlüğünün 26.04.2011 tarih ve 73 sayılı takibe itiraz edilmesine ilişkin idari işleminin iptali ile vekil edenin alacaklı olduğu 10.000,00 TL fatura bedelinin fatura tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ÇANAKKALE İDARE MAHKEMESİ:10.10.2013 gün ve E:2013/842, K:2013/714 sayı ile, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3-a maddesinde, dava dilekçelerinin görev ve yetki yönünden de incelenecekleri, 15/1 -a maddesinde; 14. maddenin 3/a bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği, 14/6. maddesinde de, maddede sayılan hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı hükmüne yer verildiği; anılan Kanunun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde: / "a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptaleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, / İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, / (Değişik :       18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar"ın idari dava türleri olarak sayılmış olduğu; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabileceği; yukarıya alınan yasa hükümlerine göre, idare hukuku kuralları içinde kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla kamu gücü kullanılarak tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar nedeniyle açılan davaların görüm ve çözümünün idari yargıya ait bulunduğu; dosyanın incelenmesinden; Çanakkale 2. İcra Müdürlüğünün 2011/2299 sayılı dosyada belirtilen davacıdan herhangi bir fidan alımı yapılmadığı, müdürlüklerine gönderilen icra takibinin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği içerikli 26.04.2011 tarih ve 73 sayılı Bozcaada Kaymakamlığı Tarım İlçe Müdürlüğü işleminin iptali ile alacaklı olduğu 10.000 TL fatura bedelinin yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılan davanın konusunun, davacı tarafından başlatılan icra takibine Bozcaada Kaymakamlığınca yapılan itiraz mahiyetinde bir yazı olduğunun anlaşıldığı; bu veriler ışığında, davacı ile davalı idare arasındaki icra takibine ilişkin özel hukuk ilişkisinden kaynaklandığı anlaşılan uyuşmazlığın, adli yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varıldığı gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 15/1-a. maddesi hükmü uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.

 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU ve Mehmet AKBULUT’un katılımlarıyla yapılan 1.4.2014 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Davacı vekilince adli yargı yerinde,  Çanakkale 2. İcra Müdürlüğünün E:2011/2299 Sayılı dosyasındaki itirazın iptaline, alacağın % 40 icra inkar tazminatı ve faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle;  idari yargı yerinde ise; Çanakkale 2. İcra Müdürlüğünün E:2011/2299 sayılı dosyasında belirtilen davacıdan herhangi bir fidan alımı yapılmadığı, müdürlüklerine gönderilen icra takibinin kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği içerikli 26.04.2011 tarih ve 73 sayılı Bozcaada Kaymakamlığı Tarım İlçe Müdürlüğü işleminin iptali ile alacaklı olduğu 10.000 TL fatura bedelinin yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle dava açılması nedeniyle;  2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesine göre olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için davanın “tarafları, konusu ve sebebinin aynı” olması koşulunun öngörülmüş bulunması karşısında, adli ve idari yargı yerleri arasında aynı davalı aleyhine açılan davada,  her iki yargı yerinde ortak talep olan, Çanakkale 2. İcra Müdürlüğünün E:2011/2299 Sayılı dosyasındaki itirazın/ ya da icra takibinin kaldırılmasına karar verilmesi yolundaki 26.04.2011 tarih ve 73 sayılı Bozcaada Kaymakamlığı Tarım İlçe Müdürlüğü işleminin iptali istemi yönünden olumsuz görev uyuşmazlığın doğduğu; idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, adli yargıda icra takibine yapılan itirazın iptali istemiyle açılmış, görevsizlik kararının ardından, idari yargıda icra takibine yapılan itirazın iptali ile birlikte alacak talebinde bulunulmuştur.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre icra hakiminden itirazın kaldırılmasını istemektir.

İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Söz konusu 67. Madde (Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

 

 

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Olayda, davacının fidan satışından kaynaklanan alacağının davalı Bozcaada Tarım İlçe Müdürlüğünden tahsili için Çanakkale 2.İcra Müdürlüğünde ilamsız takip başlattığı, davalı idarenin 26.04.2011 tarih ve 73 sayılı yazı ile takibe yaptığı itiraz sonucu takibin durdurulmasına karar verilmesi üzerine;  icra işlemine yapılan itirazın iptali için önce adli yargıda, yapılan itirazın görevsizlik nedeniyle reddedilmesinin ardından idari yargı yerinde dava açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Çanakkale 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Çanakkale 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 7.3.2013 gün ve E:2012/204, K:2013/60 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.4.2014 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

 

 

Üye

Eyüp Sabri

BAYDAR

 

 

 

 

 

Üye

Nurdane

TOPUZ

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Ayhan

AKARSU

Üye

Sıddık

YILDIZ

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT