T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2023/523

KARAR NO  : 2024/58

KARAR TR  : 04/03/2024

ÖZET:Müflis İmar Bankası T.A.Ş.'den alacaklı olduğunu ileri süren davacının, iflas masasına kayıt talebinin iflas idaresince reddedildiğinden bahisle işlemin iptali istemiyle açtığı davada, iflas işlemlerinin bankanın devredildiği Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından gerçekleştirilmesi nedeniyle dava konusu işlemin idari nitelikte birişlem olduğu ve2577 sayılı Kanun'un 2. maddesi kapsamında,uyuşmazlığın İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı              : Z.B

Davalı

(Adli Yargıda) :Müflis İmar Bankası T.A.Ş. İflas İdaresi

(İdari Yargıda): Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu

                            (Müflis İmar Bankası T.A.Ş. İflas İdaresini izafeten)

Vekili                : Av. T.D

 

I. DAVA KONUSU OLAY            

 

1. Davacı, müflis İmar Bankası T.A.Ş. nezdinde Off Shore hesabının bulunduğunu, 59. sıraya kaydedilen alacağının iflas idaresi tarafından banka nezdinde hesabı bulunmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, ret gerekçesinin haksız olduğunu, parasını İmar Bankası şubesine yatırdığını, iflas idaresinin ret kararını Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun gönderdiği yazı ile öğrendiğini, iflas masasına kayıt talebinin reddineilişkin kararın tarafına tebliğ edilmediğini belirterek, iflas idaresince reddedilen 367.000 TL alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi 26/02/2015 tarih ve E.2014/697, K.2015/107 sayılı kararı ile, hak düşürücü sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu karara karşı temyiz isteminde bulunulmuştur. Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 29/02/2016 tarih ve E.2015/4757, K.2016/1217 sayılı kararı ile, uyuşmazlıkta adli yargının görevli olmadığı gerekçesiyle hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermiş, bu karara karşı karar düzeltme talebinde bulunulması üzerine, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 12/10/2017 tarih ve E.2016/7168, K.2017/2667 sayılı kararı ile, istemin reddine karar vermiş ve görevsizlik kararı kesinleşmiştir. Yargıtay onama kararının ilgili kısmı şöyledir:

 

''...BDDK'nın 03.07.2003 tarih ve 1085 sayılı kararı ile 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 14/3.maddesine dayalı olarak davalı bankanın bankacılık işlemlerini yapma ve mevduat kabul izninin kaldırıldığı, yönetim ve denetimi aynı Kanun'un 16/1.maddesi uyarıncaTMSF'na intikal ettiği, TMSFtarafından 4389 sayılı Kanun'un 16/3.maddesine dayalı olarak davalı bankanın doğrudan iflasının talep edildiği,İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08.06.2005 tarih ve 2004/132 Esas, 2005/361 E.sayılı kararı ile davalı bankanın iflasınakarar verildiği, kararın 20.04.2006tarihinde kesinleştiği, TMSF Tasfiye Dairesi'nin 2005/1.sayılıdosyası ile tasfiye işlemlerine başlandığı, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 106.maddesinin 5.fıkrasıhükmü gereği alacaklılar toplantısı görev ve yetkisinin Fon'da olması nedeniyle,Müflis T. İmar Bankası T.A.Ş.İkinci Alacaklılar Toplantısı yerine kaim olmak üzere Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu'nca28.12.2006 tarih ve658 sayılı kararın alındığı, bu kapsamda Fon Kurulu'nun 23.05.2005 tarih ve 251sayılı kararı ile,iflas idarememuru olarak S.G,E.T ve İ.T'un, adı geçenlerin istifa etmeleri üzerine yine Fon Kurulu'nun 25.10.2007 tarih ve 524 sayılı kararı ileA.K, 06.05.2010 tarih ve 144 sayılı kararı ile H.K ve 02.02.2012 tarih ve 49 sayılı kararı ile S.K'un iflas idare memuru olarak atandıkları anlaşılmıştır. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 106/5. maddesi; " Fon bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 166'ıncı, 218'inci, 219'uncu, 223'üncü, 234'üncü, 236'ıncı, 249'uncu, 251'inci ve 254'üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas idaresi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder." hükmünü içermektedir.

    TMSF, iflas idaresi görev ve yetkilerini haiz olarak iflas tasfiyesiniyürüttüğüne göre, bu sıfatla düzenlenen sıra cetvelinin de TMSF'ninkamu gücüne dayalı olarak Bankacılık Kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari karara dayalı bir işlemi olduğu kuşkusuzdur. İflas idaresinin İİK'ndaki haiz olduğu yetkilere TMSF'nin sahip olması,bu hükümlerden yararlanması bu sonucu değiştirmemektedir.

5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 107. madde uyarınca devir alınan alacaklar nedeniyle Fon'a boçlu olanların iflası halinde 132/9. bent uyarınca Fon'un bir ya da iki temsilcisinin katılımı ile oluşan veİcra hakiminin seçtiği iflas idaresinin somut olayda söz konusu olmadığı, tamamının Fon'un gösterdiği adaylardan oluştuğu, iflas idaresinin Fon adına tasfiyeyi yürüttüğü anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 07.02.2011 tarih ve 2010/69 E., 2011/5 K. sayılı kararında da, TMSF'nin düzenlediği sıra cetvelinin iptaline idari yargının karar verebileceği sonucuna varılmıştır.

Bu durumda mahkemece, tüzel kişiliği haiz Fon tarafındanİcra İflas Kanunu hükümlerinden yararlanılarakdüzenlenenve idari işlem niteliğinde bulunan sıra cetvelinin dava konusu edildiği, davalı Müflis T. İmar Bankası A.Ş.'nin iflas idaresinin TMSF adına tasfiye yürüttüğü, gerçek hasmın TMSF olduğu,bucetvelde davacının alacağı ile ilgili alınan kararın iptalini amaçlayan davacının alacağının bulunup bulunmadığı, alacağı varsa cetvelin davacı alacağı ile ilgili kısmının iptali ile ilgili inceleme yapıp karar vermeninAdli Yargının görevi dahilinde olmadığı, anılan kararın iptali üzerine idarece yeni bir karar alınarak davacının alacağının cetvele kayıt ve kabulüne karar verileceğigözönünde bulundurulup,HMK'nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, hak düşürücü sürenin geçmiş olması sebebiyle reddi doğru olmamış, 12.08.2014 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 20.08.2014 olarak yazılması hatalı olmuş ise de, karar sonucu itibariyle doğru olduğundan, davacının temyiz itirazları incelenmeksizin, HUMK'nın 438/son maddesi uyarınca, gerekçesi değiştirilerek ve hüküm fıkrasında yapılan yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılamaya gereksinim göstermediğinden, HUMK'nın 438/7. maddesi uyarınca hükmün, aşağıda yazılı olduğu şekilde düzeltilerek onanması, gerekçeli karar başlığındaki dava tarihinin aşağıdaki gibi düzeltilmesi gerekmiştir.

SONUÇ :Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının temyiz itirazları incelenmeksizin kararın gerekçesi değiştirilerek ve ''HÜKÜM'' fıkrasının 1. paragrafındaki “hak düşürücü süreden dolayı” ibaresi çıkarılarak yerine ''HMK'nın 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca usulden reddine'' ibaresinin yazılması suretiyle DÜZELTİLEREKONANMASINA,.. ''

 

3. Davacı, müflis İmar Bankası Off Shore hesabına para yatırdığını, İmar Bankasının Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuna devredilmesi sonrasında Fontarafından iflas ve tasfiye sürecinin başlatıldığını, iflas masasında 59. sıraya kaydedilen alacağının TMSF iflas idaresinin 04/10/2006 tarih ve 190-59 sayılı idari işlemi ile ''talep edilen alacağın banka nezdinde bulunmadığı'' gerekçesiyle reddedildiğini, bu işlemle ilgili olarak İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinde açtığı davanın Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin kararıyla davada idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle düzeltilerek onandığını ve kesinleştiğini belirterek alacağının iflas masasına kaydına ilişkin talebinin reddine dair Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun (Müflis İmar Bankası T.A.Ş İflas İdaresinin)  04/10/2006 tarih ve 190-59 sayılı idari işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması talebiyle bu kez idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. İstanbul 8. İdare Mahkemesi 06/04/2017 tarih ve E.2016/1164, K.2017/858 sayılı kararı ile, adli yargıda açılan davanın henüz kesinleşmediği gerekçesiyle davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine karar vermiş, bu karara karşı istinaf talebinde bulunulmuştur.

 

5. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 17/10/2017 tarih ve E.2017/1828, K.2017/1850 sayılı kararı ile, farklı yargı alanlarında açılan davalarda derdestlik değerlendirilmesi yapılamayacağı gerekçesiyle istinaf talebinin kabulüne ve mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermiştir.

 

6. İstanbul 8. İdare Mahkemesi 08/02/2018 tarih ve E.2017/2216, K.2018/264 sayılı kararı ile, iflas idaresi işleminin hukuka uygunluğunun denetiminde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle 2577 sayılı Kanun'un 15/1-a maddesi gereğince davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara karşı istinaf isteminde bulunulmuştur.

 

7. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 28/06/2018 tarihve E.2018/1663, K.2018/1789 sayılı kararı ile, iflas idaresinin TMSF adına tasfiyeyi yürüttüğü anlaşıldığından davada idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle, istinaf isteminin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermiştir.

 

8. İstanbul 8. İdare Mahkemesi 22/10/2018 tarih ve E.2018/1518, K.2018/1957 sayılı kararı ile, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, bu karara karşı istinaf talebinde bulunulmuştur.

 

9. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 10/07/2019 tarih ve E.2019/666, K.2019/1742 sayılı kararı ile, istinaf talebinin reddine karar vermiş, bu karara karşı da temyiz talebinde bulunulmuştur.

 

10. Danıştay 13. Dairesi 12/05/2022 tarih ve E.2019/3738, K.2022/1986 sayılı kararı ile, ''...Uyuşmazlıkta, T.İmar Bankası T.A.Ş.'nin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun 03/07/2003 tarih ve 1085 sayılı kararıyla mülga 4389 sayılıBankalar Kanunu uyarınca Fona devredildiği, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/06/2005 tarihli kararı ile söz konusu Bankanın iflasına karar verildiği, Müflis T.İmar Bankası T.A.Ş.İflas İdaresinin 2004 sayılı Kanun gereği üç kişiden oluştuğu ve üyelerinin, gösterilen adaylar arasından icra tetkik merciince seçildiği anlaşıldığından bakılan davada, müflis bankanınFon'a devredilmesi,5411 sayılı Kanun'un 106. maddesinin 5. fıkrasında Fon'un yetki ve görevlerine getirilen sınırlamalar, 2004 sayılı Kanun'un 235. maddesinin 1. fıkrasındaki sıra cetveline itiraz ile ilgili davaların iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine açılacağına dair hüküm ve üyeleri, gösterilen adaylar arasından icra tetkik merciince seçilen müflis bankanın iflas idaresinin dava konusu işleminin idare hukuku kapsamında idari işlem olarak nitelendirilemeyeceği hususları bir arada değerlendirildiğinde, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Öte yandan, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinin1. fıkrasında, adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı merciinin davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varması halinde gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvuracağı ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteleyeceği; aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; dava dosyası ile birlikte uyuşmazlık mahkemesine göndereceği hükmü yer almaktadır.

Diğer taraftan, davacı tarafından idari yargıda dava açılmadan önce adli yargıda Müflisİmar Bankası T.A.Ş. İflas İdaresi aleyhine açılan davada Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 29/02/2016 tarih ve E2015/4757, K:2016/1217 sayılı düzelterek onama kararıyla uyuşmazlığın idari yargının görevinde bulunduğuna karar verildiği ve anılan kararın 12/10/2017 tarihinde kesinleştiği görüldüğünden, Dairemizin bozma kararına uyulması halinde 2247 sayılı Kanun hükümleri uyarınca görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesi gerektiği tabiidir.

Bu itibarla işin esası incelenerek verilen davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkinBölge İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.'' şeklindeki gerekçeyle hükmü bozmuştur.

 

11. İstanbul Bölge İdare Mahkemesi 10. İdari Dava Dairesi 27/01/2023 tarihve E.2022/1887, K.2023/60 sayılı kararı ile, davada adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle, istinaf isteminin kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın mahkemesine iadesine karar vermiştir.

 

12. İstanbul 8. İdare Mahkemesi 24/04/2023 tarih ve E.2023/364 sayılı kararı ile, davanın iflas idaresinin işlemine karşı sıra cetveline itiraz istemiyle açıldığı, 2004 sayılı Kanun'un 235/1. maddesi uyarınca uyuşmazlığın görüm ve çözümünün adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Kanun’un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmasına ve davanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

''...Dava dosyasının incelenmesinden; İmar Bank Off Shore Limited'de mevduat hesabı bulunan davacının 356.559.00-TL alacağının sıra cetveline kaydedilerek tasfiye sonunda kendisine ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun Müflis İmar Bankası T.A.Ş İflas İdaresi'nin 04/10/2006 tarih ve 190-59 sayılı işlemi ile "talep edilen alacağın banka nezdinde bulunmadığı" gerekçesiyle reddedilmesi üzerine anılan işleme karşı davacı tarafından ilk olarak İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde açılan kayıt kabul davasında 26/02/2015 tarih ve E:2014/697, K:2015/107 sayılı Karar ile davanın hak düşürücü süreden dolayı reddine karar verildiği, karara yönelik olarak yapılan temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 23. Hukuk Dairesi'nin 29/02/2016 tarih ve E:2015/4757, K:2016/1217 sayılı Kararı ile idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle düzeltilerek onanmasına karar verildiği, anılan kararın karar düzeltme sonrasında kesinleşmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 235. maddesinde; "Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar.... İtiraz eden, talebinin haksız olarak ret veya tenzil edildiğini iddia ederse dava masaya karşı açılır. Muteriz başkasının kabul edilen alacağına veya ona verilen sıraya itiraz ediyorsa davasını o alacaklı aleyhine açar." hükmü, "İflas masası" başlıklı 184. maddesinde; iflasın açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün mallarının hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil edeceği belirtilerek 226. maddesinde ise masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü yer almaktadır.

 

5411 sayılı Bankacılık Kanunu ile yürürlükten kaldırılan 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun 16. maddesinin 4. fıkrasında; "İflas kararı alınması halinde Fon, iflas masasına imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder ve bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nda yazılı iflas dairesi ve alacaklılar toplantısı ile iflas idaresi görev ve yetkilerine de sahip olarak bankayı anılan Kanun hükümleri çerçevesinde tasfiye eder." hükmüne, 5411 sayılı Kanun'un 106/5. maddesinde ise bu yetkinin kapsamı daraltılarak; "Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkında iflas kararı verilmesi hâlinde Fon, iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 206'ncı maddesinde yer alan üçüncü sıradaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder. Fon, bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun 166'ncı, 218'inci, 219'uncu, 223'üncü, 234'üncü, 236'ncı, 249'uncu, 25l'inci ve 254'üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder." hükmüne yer verilmiştir.

Olayda; T.İmar Bankası T.A.Ş.'nin, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu'nun 03/07/2003 tarih ve 1085 sayılı kararıyla mülga 4389 sayılı Bankalar Kanunu uyarınca Fona devredildiği, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 08/06/2005 tarihli kararı ile söz konusu Bankanın iflasına karar verildiği, Müflis T.İmar Bankası T.A.Ş. İflas İdaresinin 2004 sayılı Kanun gereği üç kişiden oluştuğu ve üyelerinin, gösterilen adaylar arasından icra tetkik merciince seçildiği anlaşıldığından bakılan davada, müflis bankanın Fon'a devredilmesi, 5411 sayılı Kanun'un 106. maddesinin 5. fıkrasında Fon'un yetki ve görevlerine getirilen sınırlamalar, 2004 sayılı Kanun'un 235. maddesinin 1. fıkrasındaki sıra cetveline itiraz ile ilgili davaların iflasa karar verilen yerdeki Ticaret Mahkemesine açılacağına dair hüküm ve üyeleri, gösterilen adaylar arasından icra tetkik merciince seçilen müflis bankanın iflas idaresinin dava konusu işleminin idare hukuku kapsamında idari işlem olarak nitelendirilemeyeceği hususları bir arada değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerlerinin görevli bulunduğu sonucuna varılmaktadır...''

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

13. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun "Faaliyet izninin kaldırılması veya Fona devir" başlıklı 71. maddesi şöyledir:

 

"Denetlemeler sonucunda bir bankayla ilgili olarak;

a) Bu Kanunun 70 inci maddesi kapsamında alınması istenen tedbirlerin Kurul tarafından verilen süre içerisinde ya da her halükârda en geç oniki ay içinde kısmen ya da tamamen alınmaması ya da bu tedbirleri kısmen veya tamamen almış olmasına rağmen, malî bünyesinin güçlendirilmesine imkân bulunmadığı veya bu tedbirler alınmış olsa dahi malî bünyesinin güçlendirilemeyeceğinin tespit edilmesi,

b) Faaliyetine devamının mevduat ve katılım fonu sahiplerinin hakları ve malî sistemin güven ve istikrarı bakımından tehlike arz ettiğinin ortaya çıkması,

c) Yükümlülüklerini vadesinde yerine getiremediğinin tespit edilmesi,

d) Yükümlülüklerinin toplam değerinin varlıklarının toplam değerini aşması,

e) Hâkim ortaklarının veya yöneticilerinin, banka kaynaklarını, bankanın emin bir şekilde çalışmasını tehlikeye düşürecek biçimde doğrudan veya dolaylı veya dolanlı olarak kendi lehlerine kullanması veya dolanlı olarak kaynak kullandırması ve bankayı bu suretle zarara uğratması,

Hâllerinden bir veya birkaçının varlığı durumunda Kurul, en az beş üyesinin aynı yöndeki oyuyla alınan kararla bankanın faaliyet iznini kaldırmaya ya da kredi kuruluşunun temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimini, zararın mevcut ortakların sermayesinden indirilmesi kaydıyla kısmen veya tamamen devri, satışı veya birleştirilmesi amacıyla Fona devretmeye yetkilidir.

Faaliyet izni kaldırılan kredi kuruluşları bu Kanunda yer alan hükümlere göre, kalkınma ve yatırım bankaları ise genel hükümlere göre tasfiye edilir.

Bu madde kapsamında alınan Kurul kararları Resmî Gazete’de yayımlanır. Yayım tarihi ilgililer bakımından tebliğ tarihi olarak kabul edilir."

 

14. 5411 sayılı Kanun'un ''Faaliyet izninin kaldırılması'' başlıklı 106. maddesinin beşinci fıkrası şöyledir:

 

"Yönetim ve denetimi Fona intikal eden banka hakkında iflas kararı verilmesi hâlinde Fon, iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sıradaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder. Fon, bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 166 ncı, 218 inci, 219 uncu, 223 üncü, 234 üncü, 236 ncı, 249 uncu, 251 inci ve 254 üncü maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılar toplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye eder."

 

15. 5411 sayılı Kanun'un ''Fona devredilen bankalar ile ilgili hükümler'' başlıklı107. maddesi şöyledir:

 

"Fon, bu Kanunun 71 inci maddesi hükümlerine göre ortaklarının temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankalarla ilgili yetkilerini maliyet etkinliğini sağlama ve malî sistemin güven ve istikrarını koruma ilkeleri doğrultusunda kullanır.

Fon, bu Kanunun 71 inci maddesi hükümlerine göre ortaklarının temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankanın faaliyetlerini Fon Kurulunca belirlenecek süre ile geçici olarak durdurmaya ve/veya devir tarihi itibarıyla düzenlenecek bilançosunu esas almak suretiyle;

a) Uygun göreceği aktiflerini, teşkilatını ve aksine talebi olmayan personeli ile devir tarihi itibarıyla mevduat bankaları bakımından mevduat toplamları en yüksek beş bankaca uygulanan faiz oranları ortalamasını, katılım bankaları bakımından katılım fonu toplamları en yüksek üç bankaca uygulanan getiri oranları ortalamasını geçmemek üzere işlemiş faiz ve getirileri ile birlikte sigortaya tâbi tasarruf mevduatı ve katılım fonlarını ve pasifte yer alan karşılık kalemlerini, kurulacak bir bankaya ya da mevcut bankalardan istekli olanlara devretmeye ve aktif ve pasifi kısmen veya tamamen devredilen bankanın faaliyet izninin kaldırılmasını Kuruldan istemeye,

b) Hisselerine sahip olmak kaydıyla ve sigorta kapsamındaki mevduat ve katılım fonu tutarını aşmamak koşuluyla malî yardım sağlamaya ve kendisine intikal eden hisseleri temsil eden sermayeye karşılık gelen zararları devralmaya,

c) Devralınacak zararlar sonucunda hisselerinin tamamına sahip olunamaması hâlinde, zararın ödenmiş sermaye tutarından düşülmesi suretiyle hesaplanacak sermaye esas alınmak üzere bulunacak hisse bedelinin Fon Kurulunca belirlenecek süre içinde banka hissedarlarına ödenmesi karşılığında hisselerini devralmaya,

d) Faaliyet izninin kaldırılmasını Kuruldan istemeye,

Yetkilidir.

Devralınan zararlara istinaden yapılacak ödemelerin karşılığını temsil eden hisseler, üzerindeki her türlü hak ve takyidattan arî olarak Fona intikal eder.

Hakkında bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi hükümleri uygulanan bankanın devredilen aktiflerinin toplamının devredilen pasiflerinin toplamını karşılamaması hâlinde aradaki fark sigorta kapsamındaki mevduat ve katılım fonu tutarını aşmamak kaydıyla Fon tarafından ödenir. Bu halde ve hakkında bu maddenin ikinci fıkrasının (a) bendi hükümleri uygulanan bankanın faaliyet izninin kaldırılması durumunda bu Kanunun 106 ncı maddesinin ikinci ve 109 uncu maddesinin üçüncü fıkraları uygulanmaz. Bu Kanunun 106 ncı maddesine göre iflas masaları kurulması hâlinde, Fon ödediği tutar kadar iflas masasına 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 206 ncı maddesinde yer alan üçüncü sırasındaki tüm imtiyazlı alacaklılardan önce, ancak Devletin ve sosyal güvenlik kuruluşlarının 6183 sayılı Kanun kapsamındaki alacaklarından sonra gelmek üzere imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder.

Fon, hisselerinin çoğunluğu veya tamamı kendisine intikal eden bankanın;

a) Gerektiğinde malî ve teknik yardım da sağlamak suretiyle, varlık ve yükümlülüklerini kısmen veya tamamen, mevcut bankalardan istekli olanlara ya da kurulacak bir bankaya devretmeye veya bankayı istekli olan başka bir bankayla birleştirmeye,

b) Fon Kurulunca gerekli görülen hallerle sınırlı olmak üzere, malî bünyenin güçlendirilmesi ve yeniden yapılandırılması için gerektiğinde;

1) Sermayesini artırmaya,

2) Zorunlu karşılık ve umumi disponibilite yükümlülüklerinden kaynaklanan cezaî faizlerini kaldırmaya,

3) İştirak, gayrimenkul ve diğer aktiflerini satın almaya veya bunları teminat olarak alıp karşılığında avans vermeye,

4) Likidite ihtiyacını gidermek üzere mevduat koymaya,

5) Alacaklarını veya zararlarını devralmaya,

6) Varlık ve yükümlülükleri ile ilgili her türlü işlemi yapmaya ve nakde tahvilini sağlamaya,

c) Sahip olduğu aktifleri iskonto uygulayarak veya sair suretlerle üçüncü kişilere satmaya ve gerekli göreceği her türlü tedbiri almaya,

d) Hisselerini bu Kanunun 7 ve 8 inci maddelerindeki hükümlere istinaden Kuruldan izin alınmak kaydıyla ve Fon Kurulu tarafından belirlenecek usûl ve esaslar dahilinde üçüncü kişilere devretmeye,

Yetkilidir.

Bu madde hükümlerine göre yapılan devir işlemlerinde alacaklı ve borçluların rızası aranmaz.

71 inci madde kapsamında temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetimi kendisine devredilen bankaların, malî bünyelerinin güçlendirilmesi, yeniden yapılandırılması, devri, birleştirilmesi ve satışı ile ilgili süreç devrin yapıldığı tarihten itibaren en geç dokuz aylık bir süre içerisinde tamamlanır. Fon Kurulu kararı ile bu süre üç ayı geçmemek üzere uzatılabilir. Bu süre içinde devir, birleşme veya satışın tamamlanamamış olması hâlinde Fonun talebi üzerine Kurul bankanın faaliyet iznini kaldırır."

 

16.5411 sayılı Kanun'un ''Şahsi sorumluluk ' başlıklı 110. maddesi şöyledir:

 

" Bir bankanın yöneticilerinin ve denetçilerinin kanuna aykırı karar ve işlemleriyle banka hakkında 71 inci madde hükümlerinin uygulanmasına neden olduklarının tespiti hâlinde, bankaya verdikleri zararlarla sınırlı olarak bunların şahsi sorumlulukları yoluna gidilerek, Fon Kurulu kararına istinaden ve Fonun talebi üzerine doğrudan şahsen iflaslarına mahkemece karar verilebilir.

Bu karar ve işlemler bankanın hâkim ortaklarına menfaat temini amacıyla yapıldığı takdirde, menfaat temin eden ortaklar hakkında da temin ettikleri menfaat üzerinden uygulanır. Bu suretle tahsil edilen tutarın Fon tarafından ödenen mevduat ve katılım fonu tutarı ve fer'ileri mahsup edildikten sonra bakiye kısmı tasfiye hâlindeki veya iflasa tâbi bankaya iade edilir.

Mahkemece iflasına karar verilenler hakkındaki takibi Fon yürütür.

Bu madde hükmüne göre iflası istenenler hakkında mahkemece 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 257 nci ve izleyen maddeleri hükümleri uygulanır.

Bu Kanunun 106 ncı ve 109 uncu maddeleri hükümleri, bu maddeye göre şahsi iflası istenenler hakkında da uygulanır. "

 

17. 5411 sayılı Kanun'un ''Fonun kuruluş ve bağımsızlığı'' başlıklı 111. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanun ve ilgili diğer mevzuat ile verilen yetkiler çerçevesinde tasarruf sahiplerinin hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla, mevduatın ve katılım fonlarının sigorta edilmesi, Fon bankalarının yönetilmesi, malî bünyelerinin güçlendirilmesi, yeniden yapılandırılması, devri, birleştirilmesi, satışı, tasfiyesi, Fon alacaklarının takip ve tahsili işlemlerinin yürütülmesi ve sonuçlandırılması, Fon varlık ve kaynaklarının idare edilmesi ve Kanunla verilen diğer görevlerin ifası için kamu tüzel kişiliğini haiz, idarî ve malî özerkliğe sahip Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu kurulmuştur.

Fon görevini yaparken bağımsızdır. Fonun kararları yerindelik denetimine tâbi tutulamaz.

Hiçbir organ, makam, merci veya kişi, Fon Kurulunun kararlarını etkilemek amacıyla emir ve talimat veremez.

Fon, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Kurulu ile Başkanlıktan oluşur.

Fonun merkezi İstanbul'dadır. Fon, görevli ve yetkili olduğu alanın yoğun olduğu illerde olmak ve sayısı üçü geçmemek kaydıyla Cumhurbaşkanı kararıyla yurt içi temsilcilik ve tahsilat birimleri açabilir.

Fon, 3346 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri ile Fonların Türkiye Büyük Millet Meclisince Denetlenmesinin Düzenlenmesi Hakkında Kanun, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu hükümlerine tâbi değildir.

Fon, görev ve yetkilerini etkin şekilde yerine getirmek amacıyla, yeterli sayı ve nitelikte personeli istihdam eder.

Fonun malları Devlet malı hükmündedir. Fonun mal, hak ve alacakları haczedilemez ve rehnedilemez. "

 

18.5411 sayılı Kanun'un ''Fon alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin yetki ve usûller '' başlıklı 132. maddesinin 9. fıkrası şöyledir:

 

''Bu Kanunun 107 nci maddesi uyarınca devralınan alacaklar nedeniyle Fona borçlu olanların iflası hâlinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 221 inci maddesindeki iflas bürosu Fon temsilcisinin katılımıyla teşekkül eder. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 223üncü maddesindeki iflas idaresinin, Fonun talep etmesi hâlinde üyelerinden en az biri, Fonun göstereceği iki kat aday arasından icra tetkik mercii tarafından seçilir. Fon, alacağının tahsili bakımından gerekli görürse iflas idaresinin en az iki üyesinin önereceği iki katı aday arasından seçilmesini talep etmeye yetkilidir. Bu durumda, icra tetkik mercii iflas idaresinin asgarî iki üyesini Fonun önereceği adaylar arasından seçer. Fon bir üye seçtirmişse icra tetkik mercii diğer bir üyeyi alacak tutarı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği iki aday arasından, bir üyeyi de alacaklı sayısı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği adaylar arasından seçer. Fon iki üye seçtirmişse, diğer bir üye icra tetkik mercii tarafından alacaklı sayısı itibarıyla çoğunlukta olanların göstereceği iki aday arasından seçilir.''

 

19. 1 Kasım 2005 tarih ve 25983 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 168/A maddesi ile yürürlükten kaldırılan ancak, bu Kanun'un geçici 11. maddesine göre uygulanmasına devam edilen 4389 sayılı Bankalar Kanunu'nun ''Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu '' başlıklı 15/1. maddesişöyledir:

 

''Bankalardaki tasarruf mevduatı kamu tüzelkişiliğini haiz Tasarruf Mevduatı SigortaFonu tarafından sigorta edilir. Fon, 14 üncü madde hükümlerine göre hisseleri ve/veya yönetim ve denetimi kendisine intikal eden bankaların mali bünyelerinin güçlendirilmesi, yeniden yapılandırılması ve üçüncü kişilere devri ve bu Kanun ile kendisine verilen diğer işleri de yapmakla görevli ve yetkilidir.''

 

20. 4389 sayılı Kanun'un ''Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırılmasının sonuçları'' başlıklı16. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları şöyledir:

 

" 3. Fon, yönetim ve denetimi kendisine intikal eden bankada mevduat sahipleri ile diğer alacaklıların haklarını korumaya yönelik tedbirleri alır. Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izni kaldırılan bankanın 17 nci maddede sayılan ilgililerinin mal, hak ve alacaklarına Fonun talebi üzerine mahkeme tarafından teminat şartı aranmaksızın ihtiyati tedbir veya ihtiyati haciz konulabilir. Bu şekilde alınan ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karar tarihinden itibaren altı ay içinde dava ve icra-iflas takibine konu olmaz ise kendiliğinden ortadan kalkar. Bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin kaldırıldığı tarihten itibaren bankanın alacaklıları, alacaklarını temlik edemez veya bu sonucu doğurabilecek işlemleri yapamazlar. Fon, yönetim ve denetimi kendisine intikal eden bankadaki sigortalı mevduatı doğrudan veya ilan edeceği başka bir banka aracılığı ile ödeyerek, mevduat sahipleri yerine bankanın doğrudan doğruya iflasını ister. Bu görev ve yetki münhasıran Fona aittir. Bu şekilde yapılacak iflas isteminde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 178 inci maddesinin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz.

4.İflas kararı alınması halinde Fon, iflas masasına imtiyazlı alacaklı sıfatıyla iştirak eder ve bu Kanunun uygulanması ile sınırlı olmak üzere 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı iflas dairesi ve alacaklılar toplantısı ile iflas idaresi görev ve yetkilerine de sahip olarak bankayı anılan Kanun hükümleri çerçevesinde tasfiye eder."

 

21. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "İflas daireleri" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde lüzumu kadar iflas dairesi bulunur.

Birinci madde iflasları daireleri hakkında da caridir."

 

22. 2004 sayılı Kanun'un "İflas takiplerinde yetkili merci" başlıklı 154. maddesi şöyledir:

 

" (Değişik: 18/2/1965-538/74 md.)

İflas yoliyle takipte yetkili merci, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu mahaldeki icra dairesidir.

Merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmeler hakkında yetkili merci, Türkiye’deki şubenin, birden ziyade şubenin bulunması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki icra dairesidir.

Borçlu ile alacaklı yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmişlerse, o yerin icra dairesi dahi iflas takibi için yetkili sayılır. Şu kadar ki, iflas davaları için yetki sözleşmesi yapılamaz ve iflas davası mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılır."

 

23. 2004 sayılı Kanun'un "İflas kararının tebliği ve ilanı" başlıklı 166. maddesi şöyledir:

 

" (Değişik: 18/2/1965-538/79 md.)

İflas kararı, iflas dairesine bildirilir.

(Değişik: 9/11/1988-3494/30 md.) Daire, kararı kendiliğinden ve derhal tapuya, ticaret sicil memurluğuna, gümrük ve posta idarelerine, Türkiye Bankalar Birliğine, mahalli ticaret odalarına, sanayi odalarına, taşınır kıymet borsalarına, Sermaye Piyasası Kuruluna ve diğer lazım gelenlere bildirir. Daire, ayrıca kararı, karar tarihinde, tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biri ile birlikte iflas edenin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir gazetede ve Ticaret Sicili Gazetesinde ilan eder. Tirajı ellibinin (50.000) üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetenin yayınlandığı yer aynı zamanda muamele merkezi ise mahalli gazetede ilan yapılmaz.

İflasın kapandığı veya kaldırıldığı da aynı suretle bildirilir ve ilan olunur."

 

24. 2004 sayılı Kanun'un "İflas masası" başlıklı 184. maddesi şöyledir:

 

"İflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. İflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya girer.

Müflis namına gelen mektuplar iflas idaresi tarafından açılır ve sair mevrudelerin de masaya gönderilmesi posta idaresine bildirilir"

 

 

 

 

25. 2004 sayılı Kanun'un ''İflas idaresinin vazifesi''  başlıklı 226. maddesinin 1. fıkrası şöyledir:

 

"Masanın kanuni mümessili iflas idaresidir. İdare masanın menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükelleftir. "

 

26. 2004 sayılı Kanun'un "Alacaklılar sıra cetvelinin müddet ve şekli" başlıklı 232. maddesi şöyledir:

 

"(Değişik: 28/2/2018-7101/10 md.)

Alacakların kaydı için muayyen müracaat müddeti geçtikten sonra ve iflâs idaresinin seçilmesinden itibaren en geç iki ay içinde iflâs idaresi tarafından 206 ncı ve 207 nci maddelerde yazılı hükümlere göre alacaklıların sırasını gösteren bir cetvel yapılır ve iflâs dairesine bırakılır. Zorunlu hâllerde iki ayın hitamından önce iflâs idaresinin icra mahkemesine başvurması hâlinde icra mahkemesi bir defaya mahsus olmak üzere bu süreyi en çok iki ay daha uzatabilir. Süresi içinde sıra cetvelinin verilmemesi hâlinde iflâs dairesinin durumu icra mahkemesine intikal ettirmesi üzerine iflâs idaresi üyelerinin vazifesine son verilir ve sebketmiş hizmetleri için kendilerine bir ücret tahakkuk ettirilmez. Mahkeme ayrıca bu üyelerin bir yıldan az olmamak ve üç yılı geçmemek kaydıyla herhangi bir iflâs idaresinde görev almalarını yasaklayabilir, bu karar kesindir."

 

27. 2004 sayılı Kanun'un ''Alacaklılar sıra cetveli, ilan ve ihbar'' başlıklı 234. maddesi şöyledir:

 

"(Değişik birinci fıkra: 6/6/1985-3222/29 md.) İflas idaresi sıra cetvelini iflas dairesine verir ve alacaklıları 166 ncı maddenin 2 nci fıkrasındaki usule göre ilan yoluyla haberdar eder.

İddialarının tamamı veya bir kısmı reddedilen yahut iddia ettikleri sıraya kabul edilmiyen alacaklılara doğrudan doğruya haber verilir.''

 

28. 2004 sayılı Kanun'un "Sıra cetveline itiraz ve neticeleri" başlıklı 235. maddesinin 1. fıkrası şöyledir:

 

"(Değişik: 18/2/1965-538/97 md.)

(Değişik: 9/11/1988-3494/49 md.) Sıra cetveline itiraz edenler, cetvelin ilanından itibaren onbeş gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecburdurlar. 223 üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmü mahfuzdur. Bu davaya bakan mahkeme, davacının isteği halinde ikinci alacaklılar toplantısına katılıp katılmaması ve ne nisbette katılması gerektiği konusunda 302 nci maddenin altıncı fıkrasına kıyasen onbeş gün zarfında karar verir."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

29. Uyuşmazlık Mahkemesinin Rıdvan GÜLEÇ'in Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Eyüp SARICALAR, Muharrem ÜRGÜP, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan04/03/2024 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

 

B. Esasın İncelenmesi

 

30. Raportör-Hâkim Gülay DOĞAN'ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

 

31. Dava, davacının KKTC'nde faaliyet gösteren İmar Bankası Offshore Ltd.'deki hesaplarda bulunan ve iflas masası sıra cetvelinde 59. Sıraya kaydedilen toplam 356.559 TL alacağının tespit edilerek, faizi ile birlikte ödenmesi talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 04/10/2006 tarih ve 190-59 sayılı Müflis İmar Bankası T.A.Ş. İflas idaresi kararının iptali istemiyle açılmıştır.

 

32. İmar Bankası T.A.Ş.'ye Bankacılık Kanunu'nun 14. maddesinin 3. fıkrası gereğince, istenen tedbirlerin kısmen ya da tamamen alınmadığı ve yükümlülüklerin vadesinde yerine getirilmediği nedeniyle, Banka 3 Temmuz 2003 tarihinde Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) devredilerek etkinliğine son verilmiştir.

 

33. Mülga 4389 sayılı Kanun'da; iflas kararı alınması halinde Fonun bu Kanun'un uygulanması ile sınırlı olarak İcra İflas Kanunu'nda yazılı iflas dairesi ve alacaklılar toplantısı ile iflas idaresi görev ve yetkilerine de sahip olarak bankayı anılan Kanun hükümleri çerçevesinde tasfiye edeceği belirtilmişken 5411 sayılı Kanun'da bu yetkinin kapsamı daraltılarak İcra ve İflas Kanunu'nun 166, 218, 219, 223, 234, 236, 249, 251 ve 254. maddelerindeki yetki ve görevler hariç olmak üzere iflas dairesi, alacaklılartoplantısı ve iflas idaresi görev ve yetkilerine sahip olarak bankayı tasfiye edebileceği belirtilmiştir.

 

34. İdare hukuku kuralları içinde kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade beyanıyla tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar sebebiyle açılan davaların görüm ve çözümü idari yargının görev alanında bulunmaktadır.

 

35. TMSF, iflas idaresi görev ve yetkilerini haiz olarak iflas tasfiyesini yürüttüğüne göre, bu sıfatla düzenlenen sıra cetvelinin de TMSF'nin kamu gücüne dayalı olarak Bankacılık Kanunu uyarınca tek yanlı olarak aldığı idari karara dayalı bir işlemi olduğu kuşkusuzdur. İflas idaresinin İcra ve İflas Kanunu'nda haiz olduğu yetkilere TMSF'nin sahip olması, bu hükümlerden yararlanması bu sonucu değiştirmemektedir. 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 110. maddesinde, 107. maddeye atıf bulunmadığı gibi, 107. madde uyarınca devir alınan alacaklar nedeniyle Fon'a boçlu olanların iflası halinde 132/9. bent uyarınca Fon'un bir ya da iki temsilcisinin katılımı ile oluşan ve İcra hakiminin seçtiği iflas idaresinin somut olayda söz konusu olmadığı, tamamının Fon'un gösterdiği adaylardan oluştuğu, iflas idaresinin Fon adına tasfiyeyi yürüttüğü anlaşılmaktadır.

 

36. Dosyanın incelenmesinden; Türkiye İmar Bankası T.A.Ş.'nin, BDDK'nın kararı ile, 5411 sayılı Kanun uyarınca Fona devredildiği, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 08/06/2005 tarih ve E.2004/132, K.2005/361 sayılı kararı ile, 5411 sayılı Kanun uyarınca bankanın iflasına karar verildiği, davacının banka nezdinde bulunduğunu ileri sürdüğü alacağının tahsili için müflis bankanın iflas idaresine başvuruda bulunduğu,müflis Türkiye İmar Bankası T.A.Ş İflas İdaresinin 07/12/2006 tarih ve 1850/14855 sayılı davacıya verdiği cevabi yazı içeriğinde, iflas idaresinin Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Yönetim Kurulunun 23/06/2005 tarih ve 251 sayılı Kararı ile atandığının bildirildiği anlaşılmıştır. Bu durumda; iflas idaresinin sıra cetveline ilişkin işlemlerinin 2004 sayılı Kanunla düzenlendiği anlaşılmakta ise de, iflas idaresi memurlarının genel hükümler uyarınca belirlenmiş iflas memurları olmadıklarıve dava konusuişleminidari işlem niteliği taşıdığı anlaşılmakla; uyuşmazlığın 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesi kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.

 

37. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 24/04/2023 tarih ve E.2023/364 sayılı başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. İstanbul 8. İdare Mahkemesinin 24/04/2023 tarih ve E.2023/364 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,

 

04/03/2024 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

            Başkan                       Üye                                Üye                                    Üye

            Rıdvan                      Nilgün                             Eyüp                             Muharrem

            GÜLEÇ                      TAŞ                            SARICALAR                    ÜRGÜP

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                  Üye                               Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                            ARSLAN                           BALLI                      ÇALIŞKAN