T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2024/14

KARAR NO  : 2024/249      

KARAR TR  : 03/06/2024

ÖZET: Görev uyuşmazlığına konu edilen adli yargı kararı, idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş bir görevsizlik kararı niteliğinde olmadığından, 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk

 

 

 

K A R A R

 

Davacı  : P.T.San.ve Tic.Ltd.Şti

Vekili    : Av. Ö.A

Davalı   : Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü

Vekili    : Av. M.S - Av. B.Ç

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü, Mersin Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 26/12/2022 tarihli ve idari para cezası konulu 13034775 sayılı yazısı ile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Rehberlik ve Teftiş Başkanlığından alınan müfettiş raporunda, 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun 30. maddesine aykırı davranıldığının tespit edildiğinden bahisle, davacı adına 6331 sayılı Kanun’un 26. maddesinin birinci fıkrasının (n) bendi uyarınca 10.436 TL idari para cezası verildiği davacıya bildirilmiştir.

 

2. Davacı vekili, idari para cezasının iptali istemiyle adli yargı yerine başvuruda bulunmuştur.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

3. Mersin 1. Sulh Ceza Hâkimliği 15/03/2023 tarih ve D.İş No.2023/736 sayılı kararı ile, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun 26/2 maddesi gereğince Sosyal Güvenlik Kurumunca verilen idari para cezalarına yapılacak itirazda yetkili mahkemenin idare mahkemeleri olduğu gerekçesiyle, başvurunun görev yönünden reddine karar vermiş, bu karara yapılan itiraz üzerine, Mersin 2. Sulh Ceza Hakimliği 24/04/2023 tarih ve D.İş. 2023/2054 sayılı kararı ile, Mersin 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 15/03/2023 tarih ve D.İş No.2023/736 sayılı kararının kaldırılmasına, davacı vekili tarafından yapılan itirazın yeniden değerlendirilmesi amacıyla dosyanın Mersin 1. Sulh Ceza Hakimliğine iadesine kesin olarak karar vermiştir.

 

4. Mersin 1. Sulh Ceza Hâkimliği 26/04/2023 tarih ve D.İş No.2023/2578 sayılı kararı ile, idari yaptırım kararına yönelik yerinde olmayan başvurunun 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 28/8-a maddesi uyarınca reddine karar vermiştir. Karara itiraz üzerine Mersin 2. Sulh Ceza Hâkimliği 11/06/2023 tarih ve D.İş No. 2023/3620 sayılı kararı ile, itirazın reddine kesin olarak karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...İtiraz edenin dilekçesiyle kararına itiraz edilen kurumun yanıt dilekçesi ekinde gönderilen belgelerin incelenmesinde; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu ile 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu uyarınca yapılan idari yaptırım uygulamasının usul ve yasaya uygun olduğu, başvuru dilekçesi ve tüm dosya kapsamı dikkate alınarak başvuranın 6331 İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ihlal ettiği anlaşılmakla, ceza miktarının da yasal düzenlemeye uygun olarak düzenlendiği, Yargıtay 7. CD.nin 27/11/2014 tarih, 2014/22963 esas ve 2014/19969 karar sayılı ilamında "idari para cezası karar tutanağının resmi evrak niteliğinde bulunduğu, aksi ispat edilenceye kadar geçerli olduğu, ispat kuvveti bakımından başkaca bir delille (kamera kaydı v.s. gibi) desteklenmesinin gerekmediği" içtihadi kararı da dikkate alınarak itiraz edenin dilekçesinde ileri sürdüğü neden ve gerekçelerin yasal dayanağının bulunmadığı böylece işlendiği belirlenen eyleme göre yapılan uygulamada herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, itirazın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM:Açıklanan gerekçelerle;

1-                        İtiraz edenin Mersin Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğünün 26/12/2022 gün, E-24675072-311.02-00013034775 sayılı idari yaptırım kararına yönelik yerinde olmayan başvurusunun 5326 sayılı Kabahatler Yasasının 28/8-a maddesi uyarınca REDDİNE,..."

 

5. Davacı vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

6. Mersin 1. İdare Mahkemesi 01/06/2023 tarih ve E.2023/603, K.2023/910 sayılı kararı ile, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, davanın, 2577 sayılı Kanun'un 14. ve 15/1-a maddeleri uyarınca görev yönünden reddine kesin olarak karar vermiş ve bu karar kesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu'nun "İş kazası ve meslek hastalıklarının kayıt ve bildirimi" başlıklı 14. maddesinde, "(1) İşveren;

a) Bütün iş kazalarının ve meslek hastalıklarının kaydını tutar, gerekli incelemeleri yaparak bunlar ile ilgili raporları düzenler.

b) İşyerinde meydana gelen ancak yaralanma veya ölüme neden olmadığı halde işyeri ya da iş ekipmanının zarara uğramasına yol açan veya çalışan, işyeri ya da iş ekipmanını zarara uğratma potansiyeli olan olayları inceleyerek bunlar ile ilgili raporları düzenler.

(2) İşveren, aşağıdaki hallerde belirtilen sürede Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirimde bulunur:

a) İş kazalarını kazadan sonraki üç iş günü içinde.

b) Sağlık hizmeti sunucuları veya işyeri hekimi tarafından kendisine bildirilen meslek hastalıklarını, öğrendiği tarihten itibaren üç iş günü içinde.

(...)

(4) Sağlık hizmeti sunucuları kendilerine intikal eden iş kazalarını, yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucuları ise meslek hastalığı tanısı koydukları vakaları en geç on gün içinde Sosyal Güvenlik Kurumuna bildirir.(...)" hükmüne;

Aynı Kanunun "İdari para cezaları ve uygulanması" başlıklı 26. maddesinde ise; "...

e)14 üncü maddesinin birinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene her bir yükümlülük için ayrı ayrı binbeşyüz Türk Lirası, ikinci fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen işverene ikibin Türk Lirası, dördüncü fıkrasında belirtilen yükümlülükleri yerine getirmeyen sağlık hizmeti sunucuları veya yetkilendirilen sağlık hizmeti sunucularına ikibin Türk Lirası (...i)dari para cezası verilir.

(2) Bu Kanunda belirtilen idari para cezaları, 14 üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere uygulanacak idari para cezaları hariç gerekçesi belirtilmek suretiyle Çalışma ve İş Kurumu il müdürünce verilir. 14 üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenler için uygulanan idari para cezaları hariç tahsil edilen idari para cezaları genel bütçeye gelir kaydedilir. 14 üncü maddede belirtilen bildirim yükümlülüğünü yerine getirmeyenlere uygulanacak idari para cezaları ise doğrudan Sosyal Güvenlik Kurumunca verilir. Sosyal Güvenlik Kurumunca verilen idari para cezalarının tebliğ, itiraz ve tahsilinde 5510 sayılı Kanunun 102 nci maddesi hükümleri uygulanır. Verilen diğer idari para cezaları tebliğinden itibaren otuz gün içinde ödenir. İdari para cezaları tüzel kişiliği bulunmayan kamu kurum ve kuruluşları adına da düzenlenebilir." hükmüne yer verilmiş; aynı yasadaidari para cezalarına yönelik Kanun yoluna ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir.

5326 sayılı Kabahatler Kanun'un 06.12.2006 günlü, 5560 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile değişik 3. maddesinin (a) bendinde,bu Kanun'un, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı, aynı Kanun'un 27. maddesinde ise; idarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır.

Bu durumda, davacı idareye6331 sayılı Kanun uyarınca verildiği tartışmasız olan para cezasına ilişkin uyuşmazlığın görüm ve çözümünün, aynı Yasada görev konusunda bir düzenleme bulunmaması karşısında 5326 sayılı Kanun'unanılan 3. maddesi uyarınca adli yargı yerinin görevine girdiği açıktır.

Nitekim, benzer bir olaya ilişkin olarak verilen Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün 31.10.2022 tarihli ve E:2022/511 K:2022/591 sayılı kararı daaynı doğrultudadır..."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

7. 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un "Mahkemenin görevi" başlıklı 1. maddesi şöyledir:

 

“Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir.

            Özel kanun uyarınca hakeme başvurulmasının zorunlu olduğu hallerde, eğer hakemlik görevi hakim tarafından yerine getirilmiş ise bu merci, davanın konusuna göre, yukarıdaki fıkrada yazılı adli veya idari yargı mercilerinden sayılır."

 

8. 2247 sayılı Kanun’un "Olumsuz görev uyuşmazlığı" başlıklı 14. maddesi şöyledir:

“Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca (…) ileri sürülebilir..

 

9. 2247 sayılı Kanun'un "İncelemede izlenecek sıra" başlıklı 27. maddesi şöyledir :

"Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

A. İlk İnceleme

 

10. Uyuşmazlık Mahkemesinin Kenan YAŞAR'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 03/06/2024 tarihli toplantısında; Raportör-Savcı Dr. Berrak YILMAZ'ın 2247 sayılı Kanun’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra, gereği görüşülüp düşünüldü:

 

11. Başvurunun incelenebilmesi için 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulların bulunması gerektiği tartışmasızdır.

 

12.Mevzuat kısmında belirtilen düzenlemelere göre, Uyuşmazlık Mahkemesince 14. maddesi kapsamında bir görev uyuşmazlığının incelenebilmesi için, uyuşmazlığa konu edilen karar veya kararların, adli veidari yargı mercilerince ya da hakemliğin hakim tarafından yerine getirilmesinde olduğu gibi yargı merci sayılanlarca verilmesi, adli ve idari yargı yerleri tarafından konusu, tarafı ve sebebi aynı olan davalarda kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş görevsizlik kararlarının bulunması gerekmektedir.

 

13. Dosyaların incelenmesinden, olumsuz görev uyuşmazlığına konu edilen iki karardan idari yargı kararı görevsizlik kararı niteliğinde olmasına karşın, adli yargı yeri kararının yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı niteliğinde olmadığı, "idari yaptırım kararına yönelik yerinde olmayan başvurunun 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 28/8-a maddesi uyarınca reddine" yönelik verilmiş bir karar olduğu anlaşılmıştır. Dolayısıyla olayda, 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulların gerçekleşmediği sonucuna varılmıştır

 

14. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; 2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen "kararın görevsizlik kararı olması" koşulunu taşımayan başvurunun, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

 

2247 sayılı Kanun'un 14. maddesinde öngörülen koşulu taşımayanBAŞVURUNUN, aynı Kanun'un 27. maddesi uyarınca REDDİNE,

 

03/06/2024 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

        Başkan Vekili                     Üye                                Üye                                     Üye

              Kenan                          Nilgün                           Doğan                                  Eyüp

            YAŞAR                          TAŞ                           AĞIRMAN                       SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                            ARSLAN                         BALLI                        ÇALIŞKAN