Hukuk Bölümü         2011/77 E.  ,  2012/2 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı            : M.E.A.

            Davalı             : Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.

            Vekili              : Av. M.E.

            O  L  A  Y       : Davacı 20.12.2004 tarihinde D.E., Şanlıurfa İl Müdürlüğünde geçici işçi olarak işe başlamış, sendika üyesi olmayan daimi ve geçici işçilerin çalışma esaslarına göre çalışmış, Mayıs 2005 tarihinde TES-İŞ Sendikasına üye olmuş, 17.9.2007 tarihinde daimi kadroya geçirilmiştir.

            5.7.2010 tarihinde TES-İŞ Sendikasının üyeliğinden istifa ederek, 15.7.2010 tarih ve 26917 sayılı dilekçesi ile “Sendika Üyesi Olmayan Daimi ve Geçici İşçilerin Çalışma Esasları”na tabi olarak çalışmayı talep etmiştir.

Davacının bu istemi yanıt verilmemek suretiyle reddedilmiştir.

Fazlaya ilişkin talep ve dava hakkı saklı kalmak ve geçmişe dönük haklarının verilmesi talebi ile sendika üyesi olmayan daimi ve geçici işçilerin çalışma esaslarına göre çalıştırılma istemiyle 1.10.2010 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ŞANLIURFA İŞ MAHKEMESİ: 9.11.2010 gün ve E:2010/869, K:2010/578 sayı ile, dava dilekçesinde belirttiği ve davalı kuruma bu yönde yapmış olduğu müracaatı üzerine davacı kurumun olumlu veya olumsuz her hangi bir cevap vermemesi karşısında iş bu davaya bakmaya yetkili ve görevli mahkemenin mahkemeleri olmadığı, davaya bakmak görev ve yetkisinin Şanlıurfa idare mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle yargı yolu yönünden mahkemelerinin görevsizliğine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı bu kez, sendika üyesi olmayan daimi ve geçici işçilerin çalışma esaslarına göre çalıştırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve bu işlem nedeniyle yoksun kaldığı ve kalacağı parasal hakların yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle 19.1.2011 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

ŞANLIURFA İDARE MAHKEMESİ: 3.2.2011 gün ve E:2011/96, K:2011/61 sayı ile, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur” hükmüne yer verildiği, dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden, davacının davalı idare bünyesinde 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uyarınca görev yaptığı, kendisine uygulanmasını istediği ve bir örneği Şanlıurfa İş Mahkemesi'nin 2010/869 esas sayılı dosyasına eklenen “Sendika Üyesi Olmayan Daimi ve Geçici İşçilerin Çalışma Esasları”nın 2. Maddesinde, bu esasların 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uyarınca hazırlandığı ve iş mevzuatına tabi olarak çalışan personeli kapsadığı anlaşıldığından, davacı tarafından sendika üyesi olmayan daimi ve geçici işçilerin çalışma esaslarına göre çalıştırılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali ve anılan işlem nedeniyle yoksun kaldığı ve kalacağı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine hükmedilmesi istemiyle açılan bu davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerlerinin (İş Mahkemelerinin) görevli olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, bu karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.

Davacı vekili tarafından ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulmuştur. 

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 6.2.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:  Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra

     GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş.’de işçi statüsünde bilgisayar teknikeri olarak görev yapmakta olan davacının, sendika üyesi olmayan daimi ve geçici işçilerin çalışma esaslarına göre çalıştırılması istemiyle yaptığı başvurunun zımmen reddi üzerine açılmıştır.

Elektrik sektöründeki dağınık yapıyı ortadan kaldırmak ve işletme bütünlüğünü sağlamak amacıyla 1970 yılında çıkarılan 1312 sayılı Kanun ile Türkiye Elektrik Kurumu (TEK) kurulmuş, imtiyazlı şirketlerin görev bölgeleri ve belediye sınırları dışında tüm yurtta elektriğin üretim, iletim, dağıtım ve satış hizmetleri TEK bünyesinde toplanmıştır. Hizmetlerin daha etkin, daha verimli ve çağdaş bir şekilde sürdürülebilmesi amacıyla ve özelleştirme politikaları çerçevesinde TEK, Bakanlar Kurulunun 12.8.1993 tarih ve 93/4789 sayılı Kararı ile, Türkiye Elektrik Üretim-İletim A.Ş. (TEAŞ) ve Türkiye Elektrik Dağıtım A.Ş. (TEDAŞ) adı altında iki ayrı İktisadi Devlet Teşekkülü olarak yeniden yapılandırılmıştır. 1994 yılında TEAŞ ve TEDAŞ tüzel kişiliklerine kavuşmuşlardır.

Elektrik dağıtım ve perakende satış sektöründe rekabete dayalı bir ortamın oluşturulması ve gerekli reformların yapılmasını teminen dağıtım bölgeleri baz alınarak Kamu mülkiyetindeki elektrik işletmelerinin yeniden yapılandırılması suretiyle elektrik enerjisi dağıtım hizmetlerinin özelleştirilmesine karar verilmiş ve TEDAŞ 2.4.2004 tarih ve 2004/22 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınmıştır. Dağıtım bölgeleri yeniden belirlenerek, Türkiye 21 dağıtım bölgesine ayrılmıştır.

Özelleştirme Yüksek Kurulu Kararı ile özelleştirme kapsam ve programına alınan TEDAŞ; özelleştirme sürecinde bulunan ve sermayesinin tamamı T.C. Başbakanlık Özelleştirme İdaresi Başkanlığı’na ait bir kuruluştur.

Amacı, elektrik enerjisinin dağıtımı, perakende satışı ve perakende satış hizmeti faaliyetlerini karlılık ve verimlilik ilkesi çerçevesinde, ticari, ekonomik ve sosyal gereklere uygun biçimde yürütmek olan TEDAŞ’ın ve buna bağlı olarak bölgesel dağıtım şirketlerinden biri olan Dicle Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi’nin yaptığı hizmetin kamu hizmeti niteliğinde olduğu açıktır.

Ancak, davalı Dicle Elektrik Dağıtım A.Ş. 11.4.2011 gün ve 2011/27 sayılı Özelleştirme Yüksek Kurulu kararı uyarınca, 228.000.000 ABD Doları bedelle en yüksek teklifi veren Karavil Dağıtım Tüketim Malları İnşaat ve Tic. Ltd. Şti. – Ceylan İnşaat ve Tic. A.Ş. Ortak girişim grubuna satılmışsa da davanın açıldığı tarihte davalı idarenin kamu kuruluşu niteliğini sürdürmekte olduğu tartışmasızdır.

5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1. maddesinin birinci fıkrasında, “İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak lüzum görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulur.” denilmiş;  maddenin işaret ettiği 4857 sayılı İş Kanunu’nun “Amaç ve Kapsam” başlıklı 1. maddesinde birinci fıkrasında, “Bu Kanunun amacı işverenler ile bir iş sözleşmesine dayanarak çalıştırılan işçilerin çalışma şartları ve çalışma ortamına ilişkin hak ve sorumluluklarını düzenlemektir.” hükmüne; 2. maddenin ilk fıkrasında, “Bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir. İşveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birime işyeri denir.” tanımına, Yasanın çeşitli maddelerinde de işçi ve işveren yönünden, toplu iş sözleşmesinden doğan haklara ve yükümlülüklere ilişkin  hükümlere yer verilmiştir.

Dosyanın incelenmesinden, davacının 20.12.2004 tarihinde “geçici işçi” statüsünde TEDAŞ Şanlıurfa Elektrik Dağıtım Merkezinde sendika üyesi olmayan geçici işçilerin çalışma esaslarına göre çalışmaya başladığı; Mayıs 2005 te TES-İŞ Sendikasına üye olduğu; 17.9.2007 tarihinde daimi kadroya geçirildiği; 5.7.2010 tarihinde sendika üyeliğinden istifa ederek 15.7.2010 tarihli dilekçesi ile “sendika üyesi olmayan daimi ve geçici işçilerin çalışma esasları” na göre çalışmak istediğini belirten dilekçe ile davalı idareye başvurduğu ancak başvurusunun zımmen reddi üzerine dava açtığı anlaşılmıştır.

Buna göre, uyuşmazlığın daha önce sendikalı işçi olarak çalışmakta iken, sendikadan istifa eden işçi statüsündeki davacı ile, davalı kuruluş arasında “Sendika Üyesi Olmayan Daimi ve Geçici İşçilerin Çalışma Esasları” nın uygulanmasından kaynaklandığı; bu statüdekilerin konumlarını düzenleyen mevzuatın 4857 sayılı Kanun hükümlerine dayanılarak hazırlandığı; Türkiye Elektrik Dağıtım Anonim Şirketi Genel Müdürlüğünün merkez – taşra teşkilatları, bağlı ortaklıkların merkez-taşra teşkilatları ve anonim şirketler ile bu şirketlere bağlı müesseselerde iş mevzuatına tabi olarak sendika üyesi olmayan ve belirli-belirsiz süreli iş sözleşmesi ile çalışan personeli kapsadığı gözetildiğinde, uyuşmazlığın “işçi ve işveren arasında iş akdinden veya İş Kanuna dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıkları” kapsamında İş Mahkemesince çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli olduğundan İş Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerektiği gerekmiştir.

 S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Şanlıurfa İş Mahkemesi’nin 9.11.2010 gün ve E: 2010/869, K: 2010/578 GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 6.2.2012 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.