T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 124

            KARAR NO : 2016 / 167

            KARAR TR   : 14.03.2016

ÖZET : Davacının taşınmazına park yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığı ve bu şekilde davacının zararına yol açıldığı belirtilerek; dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin el atma tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsiline, taşınmazın davalı belediye adına tapuya tesciline karar verilmesi istemiyle açılan davanın, dava konusu taşınmaza fiilen el atıldığına dair dosya kapsamında bilgi ve belge bulunmaması, davacı tarafından sunulan fotoğrafların dava konusu taşınmaza ait olduğuna dair de somut bir tespit bulunmaması karşısında, imar planından kaynaklanan tazminat davaları kapsamında İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

K  A  R  A  R

Davacı             : A.K.     

Vekili               : Av.M.H.       

Davalı             : Maltepe B.B.

Vekili              : Av.H.S.S.  

 

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, Maltepe ilesi Fındıklı mahallesi 150 pafta, 1476 ada, 16 parsel numaralı taşınmazın 1/2 hissesinin maliki olduğunu, davalı belediye tarafından söz konusu taşınmazın park yapılmak amacıyla kamulaştırılmasına karar verildiğini, Kartal 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/305 Esas sayılı dosyasında kamulaştırma bedelinin tespiti davası açıldığını, ancak söz konusu davanın takipsiz bırakıldığını, kamulaştırma işleminin tamamlanmadığını, buna rağmen davalı belediyenin söz konusu taşınmazı fiilen işgal ettiğini, dava konusu taşınmaz üzerine çocuk parkı yaptığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla dava konusu arsanın dava tarihindeki değerinin el atma tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsiline, arsanın belediye adına tapuya tesciline karar verilmesini, ayrıca yine fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemi ile adli yargı yerinde dava açmıştır.

İstanbul Anadolu 23.Asliye Hukuk Mahkemesi (Kapatılan Kartal 1.Asliye Hukuk Mahkemesi): 19.06.2013 gün ve 2013/433 Esas, 2012/546 Eski Esas, 2013/231 Karar sayılı kararı ile aynen; “Mahkememizce dava konusu taşınmazın tapu kaydı celp edilerek, 200/405 hissesinin tapuda davacı adına kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.

Mahkememizce taraflara emsal bildirme imkanı tanınmış, resen emsal tespiti yapılmış, dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazların imar durumları ve emlak vergisine esas değerleri tespit edilmiş, tüm deliller toplandıktan sonra mahalinde keşif yapılarak bilirkişi kurulundan raporlar alınmıştır.

2942 sayılı kanunun geçici 6. maddesi 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı kanunun 21. maddesi ile değiştirilmiş "uygulama imar planlarıda umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı imar kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır." hükmü getirilmiştir.

Dosyamıza konu olayda bilirkişi kumlundan alman 18.02.2013 tarihli raporda dava konusu taşınmazın Maltepe Belediyesinin 1/1000 ölçekli E-5 güneyi uygulama imar planında kısmen yol, kısmen park olarak planlanan alanda kaldığı, taşınmaza fiilen el atılmadığı, davacının tasarruf yetkisinin imar planı nedeniyle kısıtlanmış olduğu belirtilmiştir.

Dosyada toplanan delillerden; dava konusu taşınmaza davalı belediye tarafından fiilen el atılmadığı davacının tasarruf yetkisinin imar planı nedeniyle kısıtlanmış olduğu anlaşıldığından, 2942 sayılı kanunun geçici 6. maddesinde yapılan değişiklikle davaya bakmak görevli idare mahkemelerine verildiğinden mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiştir.” şeklindeki gerekçesi ile 2942 sayılı Kanunun 6487 sayılı Kanunun 21.maddesi ile değişik geçici 6.maddesi gereğince dava dilekçesinin yargı yolu nedeniyle reddine karar vermiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 5.Hukuk Dairesi: 28.10.2014 gün ve 2014/10527 Esas, 2014/24354 Karar sayılı kararı ile hükmün onanmasına karar vermiş, verilen karar davacı vekiline 10.12.2014 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı vekiline tebliğine ilişkin belgeye rastlanılmamış ise de; 1086 sayılı Yasa’nın Geçici 2. ve 6100 sayılı Yasa’nın Geçici 3.maddesi gereğince halen yürürlükte olan 1086 sayılı Yasa’nın 440.maddesi gereğince kararın kesinleştiği tespit edilmiştir.

Davacı vekili bu kez; öncelikle Maltepe Belediyesi tarafından fiilen haksız olarak el atılan İstanbul İli, Maltepe İlçesi, Fındıklı Mah.150 Pafta, 1476 Ada, 16 Parsel sayılı 405 m² alanlı taşınmazın ½ (202,5 m²) hisseli arsasına yönelik davacının uğradığı zararların giderilmesi amacı ile mevcut yapı ve işgal ve inşaat itibari ile tahkikat sonucunda davacının zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, fazlaya ait talep ve dava hakları saklı tutulmak kaydı ile davacının arsasının dava tarihi itibari ile değerinin yapılacak bilirkişi incelemesi ile tespit ettirilerek el atma tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, arsanın belediye adına tapuya tesciline ve durumun ilgili tapuya bildirilmesine karar verilmesi istemi ile idari yargı yerinde dava açmıştır.

İstanbul 12.İdare Mahkemesi: 23.12.2015 gün ve 2015/1209 Esas sayılı kararı ile; “…Uyuşmazlık konusu taşınmaza ilişkin olarak fiili el atmadan kaynaklı tazminat talepli olarak açılan davada İstanbul Anadolu 23. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından görev ret kararı verildiği, anılan kararın 28.10.2014 tarihinde Yargıtay tarafından onanarak kesinleştiği, ancak huzurda açılan davada da davacı tarafından taşınmaza fiilen el atıldığı iddiasının yenilenmesi üzerine Yargıtay kararından sonra geçen zamanda gözönüne alınarak Mahkememizce 12.11.2015 tarihli ara karar ile davacıdan taşınmazın güncel fotoğrafları istenilmiş, ara karar cevabı olarak sunulan fotoğraflardan söz konusu taşınmazın çocuk parkı yapılmak suretiyle fiilen el atıldığı tespit edilmiştir. Bu durumda kamulaştırma yapılmaksızın fiili el atmadan doğan zararın tazminine yönelik olan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargının görevine girdiği anlaşılmıştır.

Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 22/09/2014 tarih, E.2014/791, K.2014/833 sayılı kararı da bu yöndedir.

Açıklanan nedenlerle, Mahkememizin görevsizliğine” şeklindeki gerekçesi ile 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, işin incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilmesine değin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 14.03.2016 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının taşınmazına park yapılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığı ve bu şekilde davacının zararına yol açıldığı belirtilerek; dava konusu taşınmazın dava tarihindeki değerinin el atma tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı belediyeden tahsiline, taşınmazın davalı belediye adına tapuya tesciline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL ecrimisil bedelinin yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Dosya kapsamında bulunan bilgi ve belgelerin incelenmesi neticesinde; 18.02.2013 tarihli Bilirkişiler İnşaat Mühendisi İbrahim Elvan, İnşaat Mühendisi Necati Uğurlu, Mülk sahibi Mesut Orak’ın birlikte düzenledikleri bilirkişi raporunda; dava konusu taşınmazın boş arsa durumunda olduğu belirtildiği;

Yine 18.12.2012 tarihli Harita ve Kadastro Mühendisi Fen Bilirkişisi Alişir Özperçin düzenlediği bilirkişi raporunda: “Davaya konu taşınmazın imar durumu ile ilgili olarak dosya içerisinde mevcut Maltepe Belediye Başkanlığı Plan ve Proje Müdürlüğünün 10 Eylül.2012 tarih ve 510- 2012/37651 sayılı yazısında davaya konu;

“Maltepe, 150 pafta 1476 ada 16 parsel sayılı taşınmaz 1/1000 ölçekli 15.02.2008- 29.07.2008-13.09.2009 T.T.’li Maltepe E-5 Kuzeyi Uygumla İmar Planında park alanında, kısmen de imar yolunda kalmakta olduğu belirtilmektedir.

Buna göre;

Ekteki imar durumu işli krokide görüleceği gibi davaya konu 1476 ada 16 parsel sayılı taşınmazın “B” ile işaretli san renkte boyalı 31,00m2 lik kısmı 1/1000 ölçekli uygulama imar planında YOL olarak ve “A” ile işaretli yeşil ile boyalı 374,00m2 lik kısmı imar planında PARK olarak planlanan sahalar içerisinde kalmakta olduğu hususları tespit edilmiştir.” denildiği görülmüştür.

Bu bilgi ve belgeler ışığında yapılan değerlendirme neticesinde; dava konusu taşınmazın imar planında park ve yol olarak planlanan sahalar içerisinde kaldığı, ancak dava konusu taşınmaz üzerinde davalı Maltepe Belediye Başkanlığı tarafından imar amacına yönelik herhangi bir fiili müdahale olmadığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı vekili tarafından İdare Mahkemesi dosyasına dava konusu parsele ilişkin olduğu belirtilen ve içeriğinde çocuk oyun parkına ait görüntüleri bulunduğu fotoğraflar ibraz edilerek dava konusu taşınmaza fiilen el atıldığı iddia edilmiş ise de; söz konusu fotoğrafların dava konusu parsele ait olduğuna ilişkin resmi bir tespit, kesif tutanağı ya da bilirkişi raporunun mevcut olmadığı anlaşılmakla bu fotoğraflara itibar edilmesi mümkün olmamıştır. Nitekim bilirkişi raporu ile daha önce boş olduğu tespit edilen dava konusu arazinin üzerinde oyun parkı yapıldığına ilişkin iddianın, bu iddiaya dayanak olan bilgi ve belgelerin dava konusu araziye alanında uzman bilirkişilerce uygulanması ile mümkün olduğu ve bu şekilde iddianın doğruluğunun araştırılması gerektiği açıktır. Hal böyle iken, resmi tespitlerle doğruluğu ortaya konulmamış fotoğraflara istinaden dava konusu taşınmaza fiilen el atıldığını kabul etme olanağı bulunmamaktadır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun “Planların hazırlanması ve yürürlüğe konulması” başlıklı 8. maddesinde;  “Planların hazırlanmasında ve yürürlüğe konulmasında aşağıda belirtilen esaslara uyulur.

            a) Bölge planları; sosyo - ekonomik gelişme eğilimlerini, yerleşmelerin gelişme potansiyelini, sektörel hedefleri, faaliyetlerin ve alt yapıların dağılımını belirlemek üzere hazırlanacak bölge planlarını, gerekli gördüğü hallerde Devlet Planlama Teşkilatı yapar veya yaptırır.

            b) İmar Planları; Nazım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye sınırları içinde kalan yerlerin nazım ve uygulama imar planları ilgili belediyelerce yapılır veya yaptırılır. Belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik dördüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Bu planlar onay tarihinden itibaren belediye başkanlığınca tespit edilen ilan yerlerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. Belediye başkanlığınca belediye meclisine gönderilen itirazlar ve planları belediye meclisi onbeş gün içinde inceleyerek kesin karara bağlar.

            Belediye ve mücavir alan dışında kalan yerlerde yapılacak planlar valilik veya ilgilisince yapılır veya yaptırılır. Valilikçe uygun görüldüğü takdirde onaylanarak yürürlüğe girer. (Değişik üçüncü cümle: 8/8/2011- KHK-648/21 md.) Onay tarihinden itibaren valilikçe tespit edilen ilan yerinde ve ilgili idarelerin internet sayfalarında bir ay süreyle eş zamanlı olarak ilan edilir. Bir aylık ilan süresi içinde planlara itiraz edilebilir. İtirazlar valiliğe yapılır, valilik itirazları ve planları onbeş gün içerisinde inceleyerek kesin karara bağlar.

            Onaylanmış planlarda yapılacak değişiklikler de yukarıdaki usullere tabidir.

            Kesinleşen imar planlarının bir kopyası, Bakanlığa gönderilir.

           İmar planları alenidir. Bu aleniyeti sağlamak ilgili idarelerin görevidir. Belediye Başkanlığı ve mülki amirlikler, imar planının tamamını veya bir kısmını kopyalar veya kitapçıklar haline getirip çoğaltarak tespit edilecek ücret karşılığında isteyenlere verir.

           c) (Ek: 3/7/2005 - 5403/25 md.) Tarım arazileri, Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen izinler alınmadan tarımsal amaç dışında kullanılmak üzere plânlanamaz.” hükmüne yer verilmiştir.

            Davaya konu olayda; davacının 1/2 hissesinin maliki olduğu 150 pafta, 1476 ada, 16 parselde kayıtlı bulunan taşınmaza park yapılmak suretiyle fiilen el atıldığından bahisle davalı idarenin dava konusu taşınmaza fiilen ve hukuken kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Öte yandan, taşınmazın imar planında “dere mutlak koruma alanı”nda kalması nedeniyle taşınmaz üzerindeki tasarruf yetkisinin kısıtlanması nedenine dayalı olarak davacının Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açtığı tazminat davasında, bu Mahkemece 4.11.1983 günlü, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun Geçici 6 ncı maddesinin kimi fıkralarının iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine yapılan itiraz başvurusunda; Anayasa Mahkemesi 25.9.2013 tarih ve E: 2013/93, K: 2013/101 sayılı kararında ”… Davacının mülkü üzerinde tasarruf etme hakkının kısıtlanması, idarenin bir eyleminden değil, idari bir işlem niteliğinde olduğu tartışmasız olan imar planından kaynaklanmaktadır. Olayda, idarenin fiili el koyma niteliği taşıyan bir eylemi henüz bulunmamakta, aksine kanunen yapması gereken kamulaştırma işlemlerini yapmamak biçiminde tezahür eden bir eylemsizliği söz konusudur. Öte yandan kamulaştırmasız el atmadan söz edilebilmesi için taşınmaz zilyetliğinin idareye geçmesi ve taşınmazın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olması gerekmektedir. Oysa, mahkemede görülen davaya konu olayda olduğu gibi imar kısıtlamaları’nda taşınmaz zilyetliği malikte kalmaya devam etmekte olup, yalnızca malikin ilgili mevzuattan kaynaklanan bazı kısıtlamalara maruz kalması söz konusu olmaktadır. Sonuç olarak, davacının taşınmazının imar planlarında “ dere mutlak koruma alanı”nda bırakılması nedeniyle, tasarruf hakkının kısıtlanmasının kamulaştırmasız el atma sonucu olduğu ve tasarruf hakkının kısıtlanması sebebiyle doğan zararın ancak idari yargıda açılacak bir tam yargı davasına konu edilebileceği sonucuna ulaşılmaktadır. Dolayısıyla bakılmakta olan dava, itiraz başvurusunda bulunan mahkemenin görev alanına girmemektedir. Nitekim, Anayasanın 158. maddesi ile, adli, idari ve askeri yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkili kılınan Uyuşmazlık Mahkemesinin istikrar bulmuş içtihatları da bu yöndedir…” gerekçesiyle, Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvurusu, başvuran mahkemenin yetkisizliği nedeniyle oybirliğiyle reddedilmiştir. Yine taşınmazı imar planında “spor alanı” olarak ayrılan davacının Asliye Hukuk Mahkemesinde açtığı tazminat davasında, davalı idarelerin görev itirazları nedeniyle Danıştay Başsavcılığınca çıkartılan olumlu görev uyuşmazlığında, Uyuşmazlık Mahkemesi’nce olumlu görev uyuşmazlığı talebinin kabulü ile ilgili Asliye Hukuk Mahkemesinin görevlilik kararının kaldırılması yolunda verilen karar nedeniyle, anayasal haklarının ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine yapılan bireysel başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesi İkinci Bölümünce 18.9.2013 tarihinde verilen kararda (Başvuru No: 2013/1586) “…Mahkemenin gerekçesi ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde, iddiaların özünün Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibariyle yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır. Yargılama, Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından usul şartlarına ve hukuka uygun olarak gerçekleştirilmiş olup, başvurucu derece mahkemelerinde kendi delillerini ve iddialarını sunma fırsatını bulmuş ve bunlar Uyuşmazlık Mahkemesi’nce gereği gibi değerlendirilmiştir… Açıklanan nedenlerle, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarının kanun yolu şikayeti niteliğinde olduğu, Uyuşmazlık Mahkemesi kararının bariz bir şekilde keyfilik de içermediği anlaşıldığından, başvurunun, diğer kabul edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin ‘açıkça dayanaktan yoksun olması’ nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir…” gerekçesiyle, davacının başvurusu oybirliğiyle reddedilmiştir. (Resmi Gazete, 30.10.2013, Sayı:28806) Son olarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 30.10.2013 tarih ve E.2013/603, K.2013/1503 sayılı kararıyla, imar planındaki kısıtlamalardan kaynaklanan ‘hukuki el atmalardan’ kaynaklanan tazminat istemli davaların idari yargının görevinde olduğu hüküm altına alınmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İstanbul 12.İdare Mahkemesince yapılan başvurunun reddine karar vermek gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İstanbul 12. İdare Mahkemesi’nce yapılan BAŞVURUNUN REDDİNE, 14.03.2016 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

Başkan

Serdar

ÖZGÜLDÜR

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN