T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/258

KARAR NO  : 2021/297     

KARAR TR  : 03/05/2021

ÖZET: Davalı tarafından düzenlenen ödeme emrinin iptali istemiyle açılan davanın, 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesi gereğince ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı       : R.K.

Vekili         : Av. E.D.U.

Davalı        : Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Başkanlığı

                   Seyhan Sosyal Güvenlik Merkezi

Vekili         : Av. A.Ş.

 

          I. DAVA KONUSU OLAY

 

          1. Davacı vekili; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Seyhan Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından müvekkili adına düzenlenen 00044164 takip kartı, 2016/040016 takip nolu, damga vergisi konulu, asıl ve gecikme zammı tutarından oluşan ödeme emrinin iptali, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesi istemleriyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

          II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

          A. İdari Yargıda

 

          2. Adana 3. İdare Mahkemesinin 03/09/2020 tarihli ve E.2020/1085, K.2020636 sayılı kararıyla; uyuşmazlığın, vergi mahkemesinin görevine giren vergi, resim ve harç benzeri mali yüküme ilişkin olduğu, bakılan davanın görüm ve çözümünün vergi mahkemesinin yetkisinde bulunduğu sonucuna varıldığından bahisle, davanın görev yönünden reddine, dava dosyasının Adana Vergi Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmiştir.

 

          3. Davalı vekili savunma dilekçesinde; davanın adli yargıda görülmesi gerektiği görüşüyle davanın görev yönünden reddi gerektiğini belirtmiştir.

 

          4. Adana 1. Vergi Mahkemesinin 02/11/2020 tarihli ve E.2020/1029 sayılı kararıyla; davalı vekilinin görev itirazı reddedilmiştir.

 

          5. Davalı idare vekilince Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına sunulmak üzere Adana 1. Vergi Mahkemesi Başkanlığına sunulan dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması talebinde bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmiştir.

B. Olumlu Görev Uyuşmazlığı Çıkarılmasına İlişkin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı Talebi

 

6. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı davanın adli yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle, 2247 sayılı Kanun'un 10. ve 13. maddeleri gereğince olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar vererek dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir. Olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ilişkin talebin ilgili kısmı şu şekildedir:

 

"…

Somut olayda uyuşmazlığa konu ödeme emri idari para cezasına ilişkin olmayıp damga vergisi alacağına ilişkin ise de, damga vergisi alacağının da yukarıda belirtilen düzenlemelerde geçen 'diğer alacaklar' kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda kalan kurum alacaklarının tahsilinde ise, 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanmak suretiyle düzenlenecek ödeme emrine karşı açılacak davalara bakma görevinin, Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesine ait olduğu anlaşılmaktadır.

Davaya konu olayda, davalı idare tarafından davacı adına tahakkuk ettirilen damga vergisinin ödenmemesi sebebiyle 2016/040016 takip no.lu ödeme emri belgesi düzenlenerek davacıya tebliğ edildiği, bunun üzerine davacı tarafından bu ödeme emrinin iptali istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Bu durumda, söz konusu ödeme emrine karşı açılan davada, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi gözetildiğinde İş Mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.

Uyuşmazlık Mahkemesinin 26/10/2015 tarihli ve E.-K.2015/674-687 sayılı kararında da benzer hususların vurgulandığı görülmektedir.

Açıklanan nedenlerle, açılan davanın adli yargı yerinde çözümü gerekmektedir.

..."

 

          III. İLGİLİ HUKUK

 

          7. 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Vergi Mahkemelerinin görevleri:" başlıklı 6. maddesi şöyledir:

 

              "Vergi mahkemeleri:

              a) Genel bütçeye, il özel idareleri, belediye ve köylere ait vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezaları ile tarifelere ilişkin davaları,

              b) (a) bendindeki konularda 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun uygulanmasına ilişkin davaları,

              c) Diğer kanunlarla verilen işleri,

              Çözümler."

 

          8. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

             "1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

             a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

             b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları

             c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

             2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler."

 

          9. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Kurumca verilecek idarî para cezaları" başlıklı 102. maddesinde şu hükme yer verilmiştir:

 

          " ...

 

   İdarî para cezaları ilgiliye tebliğ ile tahakkuk eder. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde Kuruma ya da Kurumun ilgili hesaplarına yatırılır veya aynı süre içinde Kuruma itiraz edilebilir. İtiraz takibi durdurur. Kurumca itirazı reddedilenler, kararın kendilerine tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde yetkili idare mahkemesine başvurabilirler. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde, idari para cezası kesinleşir.

          İdarî para cezalarının, Kuruma itiraz edilmeden veya yargı yoluna başvurulmadan önce tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde peşin ödenmesi halinde, bunun dörtte üçü tahsil edilir. Peşin ödeme idari para cezasına karşı yargı yoluna başvurma hakkını etkilemez. (İptal üçüncü cümle: Anayasa Mahkemesi’nin 28/11/2013 tarihli ve E.: 2013/40, K.: 2013/139 sayılı Kararı ile.) (…)

          Mahkemeye başvurulması idari para cezasının takip ve tahsilini durdurmaz. Tebliğ tarihinden itibaren onbeş gün içinde ödenmeyen idari para cezaları, 89 uncu madde hükmü gereğince hesaplanacak gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilir.

          İdarî para cezaları on yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresi, fiilin işlendiği tarihten itibaren başlar.

          ... "

 

10. 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesinde şöyle denilmiştir:

 

"...

Kurumun süresi içinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun 51 inci, 102 nci ve 106 ncı maddeleri hariç, diğer maddeleri uygulanır. Kurum, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasında Maliye Bakanlığı ile diğer kamu kurum ve kuruluşları ve mercilere verilen yetkileri kullanır. (Ek cümle:18/5/2017-7020/16 md.) Cumhurbaşkanı, Kurumun 6183 sayılı Kanuna göre takip edilen alacakları için anılan Kanunun 48/A maddesini; en az üç yıl süreyle prim yükümlüsü olup son üç yıl içerisinde verilmesi gereken bildirgeleri kanuni sürelerinde vermiş olanlardan başvuru tarihi itibarıyla vadesi bir yılı geçmemiş borcunu borç ödemede hüsnüniyet sahibi olmasına rağmen ödeyememiş olanlar hakkında uygulatmaya ve uyumlu prim borçlularını belirlemeye yetkilidir. (Ek cümleler: 28/11/2017-7061/87 md.) 6183 sayılı Kanunun 23 üncü maddesine göre Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince reddiyat yapılması durumunda anılan maddenin birinci fıkrasına göre yapılacak mahsuptan sonra Kurumun prim ve diğer alacaklarından muaccel olanlara mahsup yapılır. Kurumun tahsil ettiği prim ve diğer alacaklardan reddi icap edenler, istihkak sahiplerinin Kuruma olan muaccel borçlarına mahsubundan sonra Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerine olan muaccel borçlara mahsup edilmek üzere reddolunur. Bu suretle yapılan ödemelerde, reddedilen tutarın Kuruma ve/veya alacaklı tahsil dairesinin hesabına geçtiği tarihte ödeme yapılmış sayılır. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Maliye Bakanlığı ile Kurum tarafından müştereken belirlenir.

Kurum, 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen alacakları hariç olmak üzere her türlü alacağın teminatını teşkil etmek üzere Yeni Türk Lirası ve/veya yabancı para birimi üzerinden ticari işletme, taşınır ve/veya taşınmaz rehni dahil olmak üzere her türlü teminat almaya yetkilidir.

Kurumun 6183 sayılı Kanun kapsamında takip edilen prim ve diğer alacakları amme alacağı niteliğinde olup, imtiyazlı alacaktır. Kurumun taraf olduğu her türlü dava ve icra takiplerinin kısmen veya tamamen aleyhe neticelenmesi halinde 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununda yazılı tazminat ve cezalar Kurum hakkında uygulanmaz.

Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usûlü Hakkında Kanunun uygulamasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesi yetkilidir. Yetkili iş mahkemesine başvurulması alacakların takip ve tahsilini durdurmaz.               

..."

 

          IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

          A. İlk İnceleme

 

          11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 03/05/2021 tarihli toplantısında, 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre davalı idare vekilinin, anılan Kanun'un 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca 10. maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

          B. Esasın İncelenmesi

 

          12. Raportör-Hâkim Burak Cenk İLHAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ'nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın ise davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

          13. Dava, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Seyhan Sosyal Güvenlik Merkezi tarafından düzenlenen 00044164 takip kartı, 2016/040016 takip nolu, borç türü "damga vergisi" olan, asıl tutar ve gecikme zammı tutarından oluşan ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.

         

          14. Somut olay üzerinden mevzuat hükümleri incelendiğinde; Vergi Mahkemelerinin görevleri 2576 sayılı Kanun'un6. maddesinde (bkz § 7)  genel olarak düzenlenmiş ise de, 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesinde belirtilen bir takım konulara bakmakla görevli mahkemenin belirlenmesine yönelik düzenlemenin daha özel nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.

 

          15. Önümüzdeki dosyada; uyuşmazlığa konu ödeme emri idari para cezasına ilişkin olmayıp damga vergisi alacağına ilişkin ise de, damga vergisi alacağının da 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesinde (bkz § 10) belirtilen "diğer alacaklar" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, bu kapsamda kalan kurum alacaklarının tahsilinde ise, 6183 sayılı Kanun hükümleri uygulanmak suretiyle düzenlenecek ödeme emrine karşı açılacak davalara bakma görevinin, adli yargıya ait olduğu değerlendirilmektedir.

 

          16. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca yapılan başvurunun kabulü ile Adana 1. Vergi Mahkemesinin 02/11/2020 tarihli ve E.2020/1029 sayılı görevlilik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısınca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile davalı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Adana 1. Vergi Mahkemesinin 02/11/2020 tarihli ve E.2020/1029 sayılı GÖREVLİLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

03/05/2021 tarihinde, üyelerden Aydemir TUNÇ ve Ahmet ARSLAN'ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

           Başkan                       Üye                              Üye                              Üye

     Celal Mümtaz                  Şükrü                          Mehmet                          Birol     

         AKINCI                     BOZER                         AKSU                          SONER         

 

 

 

 

                                                 Üye                                Üye                              Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                             TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN

 

 

 

KARŞI OY

 

 

Dava konusu uyuşmazlıkta, davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından davacı adına düzenlenen ödeme emrinin iptaline karar verilmesinin istenildiği; tahakkuk ettirilen damga vergilerinin ödenmemesi nedeniyle dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, damga vergilerinin 488 sayılı Damga Vergisi Kanunu'nun 1. maddesinde düzenlenen hüküm uyarınca Kanun'a ekli (1) sayılı tabloda yazılı kağıt niteliğinde olan evrakların verilmesi veya alınmasına ilişkin olduğu, 5510 sayılı Kanun'un 88. maddesinde değinilen "diğer alacaklar" kapsamında değerlendirilemeyeceği, doğrudan vergi mevzuatının uygulanmasını gerektiren nitelikte bir vergi uyuşmazlığı olduğu anlaşılmakla, bakılan davanın görüm ve çözümünün vergi mahkemesinin görev alanına girdiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.

 

 

                                    Üye                                                            Üye

                               Aydemir                                                      Ahmet

                                TUNÇ                                                       ARSLAN