T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2022/179 KARAR NO : 2022/476 KARAR TR : 31/10/2022 |
ÖZET: Davacıların arazilerini sulamak için kullandıkları sahipsiz kaynak suyuna haksız bir şekilde müdahale edildiğinden bahisle uğranılanmaddizararın tazminiistemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacılar : 1-M. E,2-S. E
Vekili : Av. H. Ö. B
Davalılar : 1-Milli Savunma Bakanlığı
Vekili : Av. E. Y
Adli Yargıda 2-İçişleri Bakanlığı
Vekili : Av. B. K
I. DAVA KONUSU OLAY
1. Davacılar vekili, müvekkillerinin Hakkari ili, Çukurca ilçesi, ... Köyü ... mevkiinde bulunan ... ada ... ve ... parsel ile ... ada ... parsel sayılı taşınmazların maliki olduğunu, belirtilen taşınmazlar üzerinde yıllarca tarım yaptıklarını, araziyi sulayabilmek için Halil Kara'nın maliki olduğu taşınmazın sınırları içinden çıkan kaynak suyunu kullandıklarını, sulama ihtiyacını fazlasıyla karşılayan kaynak suyunun hemen altında bir tane havuzun yapıldığını ve bu havuzda biriken sularla diğer taşınmaz sahiplerinin arazilerinin sulandığını, ancak Hakkari ili Çukurca ilçesi ..... Köyünde bulunan.... .... .... Bölgesi yetkilileri tarafından proje dışında yetkisiz ve haksız bir şekilde suyun tamamına el atıldığını, bu nedenle kaynak suyundan sadece bahse konu üs bölgesinin faydalandığını, haksız fiil kapsamında olan bu eylem nedeniyle müvekkillerinin arazisini sulayamaması ve ürün elde edememesinden dolayı zararauğradığını ifade ederek; dava tarihinden itibaren geriye dönük olarak 10 yıl boyunca uğranılanzararın tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda dava değeri arttırılmak üzere şimdilik 100 TL maddi tazminatın, her yıla ait zararın muaccel olduğu tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ
A. Adli Yargıda
2. Çukurca Asliye Hukuk Mahkemesi 03/09/2020 tarih ve E.2016/126, K.2020/33sayıile, uyuşmazlığın idari yargının görev alanında bulunduğu gerekçesiyle, kesin olmak üzere görevsizlik kararı vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:
"...bu kapsamda davacıya ait dava konusu taşınmazlara dava tarihi itibariyle fiilen el atılmadığı gibi tahrip edilen havuzun ve.... .... .... Bölgesi yetkilileri tarafından üst bölgesine çekilen su kaynağının davacının taşınmazlarında bulunmadığı anlaşılmakla; tüm dosya kapsamı ve Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 2019/651 Esas, 2019/819 Karar sayılı emsal nitelikteki ilamı da dikkate alınarak, davanın, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açıldığının, Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin; hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri" arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası" kapsamında, idari yargı yerlerince yapılması gerektiğinden mahkememizin görevsizliğine, davaya bakmaya görevli mahkemenin idare mahkemesi olduğuna dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir."
3. Davacılar vekilibu kez, Hakkari ili, Çukurca ilçesi, ...... Köyü, ..... Mevkii, .... ada, ...parsel sayılı taşınmaz kapsamında, aynı somut olay nedeniyle, 06/10/2016 tarihinden itibaren geriye doğru 1 yıllık zarar için fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50 TL maddi tazminatın, zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.
B. İdari Yargıda
4. Van 4. İdare Mahkemesi 01/02/2022 tarih ve E.2021/826 sayı ile, davanın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. Kararın ilgili kısımları şöyledir:
"Bakılan davada, dava dışı 3. bir şahsa ait taşınmaz sınırlarında bulunan kaynak suyunun davalı idare tarafından, plan ve proje kapsamı haricinde, davalı idareye ait Hakkari ili, Çukurca ilçesi, ..... Köyünde bulunan.... .... ....t Bölgesine su götürmek için yapılan çalışmadan dolayı, davacı tarafından suyun kullanılamaması nedeniyle meydana gelen zararın tazmini söz konusu olduğundan, davanın haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılacağı kuşkusuzdur.
Belirtilen duruma ve davanın niteliğine göre, açılan dava ile bir idari tasarrufun iptalinin ya da böyle bir tasarruf nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenilmemiş bulunması karşısında, haksız fiilden doğan zararların tazmini davasının, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu sonucuna ulaşılmıştır."
5.2247 sayılı Kanun'un 19., 21. ve 16. maddeleri uyarınca Danıştay Başsavcısı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının yazılı düşünceleri istenilmiştir.
III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCELERİ
6. Danıştay Başsavcısı, davanın görüm ve çözüm yerinin haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı olduğu yolunda düşünce vermiştir.
7. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, tam yargı davası niteliği taşımayan, idarenin yürütmekle zorunlu olduğu bir kamu hizmetinin yerine getirilmesinden kaynaklanmayan davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu yolunda düşünce vermiştir.
IV. İLGİLİ HUKUK
A. Mevzuat
8. Anayasa'nın 125. maddesinin son fıkrası şöyledir:
"İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür."
9. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:
"1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:
a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,
b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları
c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.
2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler."
B. Yargı Kararları
10. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 11/02/1959 tarihli, E.1958/17, K.1959/15 sayılı kararının III. bölümü şöyledir:
“...III-İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.
Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.
Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.
Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur ...”
V. İNCELEME VE GEREKÇE
A. İlk İnceleme
11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Muharrem ÜRGÜP, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 31/10/2022 tarihli toplantısında; dosya üzerinde 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
B. Esasın İncelenmesi
12. Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK'in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
13. Dava,davacılarınarazilerini sulamak için kullandıkları sahipsiz kaynak suyuna haksız bir şekilde müdahale edildiğinden bahisle uğranılan maddi zararın tazmini istemiyleaçılmıştır.
14. İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
15. Dava dosyalarının incelenmesinden, Hakkari ili, Çukurca ilçesi, .... Köyü, .... mevkiinde bulunan .... ada ... ve ... parsel ile .... ada ... parsel sayılı taşınmazların maliki davacılar tarafından, arazilerini sulayabilmek için kullandıkları ve başka bir kişiye ait taşınmaz üzerinde bulunan kaynak suyuna Hakkari ili,Çukurca ilçesi,..... Köyünde bulunan.... .... .... Bölgesi yetkilileri tarafından haksız bir şekilde müdahale edilerek su boruları ile yalnızca üs bölgesine su götürüldüğü, kaynak sudan yalnızca üs bölgesinin faydalandığından bahisle, davalı idarenin eylemi nedeniyle taşınmazlarını sulayamadıkları ve ürün elde edemedikleriileri sürülerek, uğranılan zarara karşılık maddi tazminat istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.
16. Dosya kapsamında, dava konusu kaynak suyuna müdahale edilerek üs bölgesine taşınması için yetkili idare tarafından usulüne uygun bir şekilde alınmış bir karara rastlanmadığı,davalı idarece herhangi bir karar alınmaksızın ya da işlem tesis edilmeksizin doğrudan söz konusu kaynak suyuna müdahale edilerek üs bölgesine taşındığının iddia edildiği, dolayısıyla fiili yoldan kaynaklanan bu davanın haksız fiile dayalı tazminat davası niteliğinde kabul edilmesi gerektiği, bu sebeple tam yargı davası niteliği taşımayan, idarenin yürütmekle zorunlu olduğu bir kamu hizmetinin yerine getirilmesinden kaynaklanmayan davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Van 4. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Çukurca Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/09/2020 tarih ve E.2016/126, K.2020/33 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,
B. Van 4. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Çukurca Asliye Hukuk Mahkemesinin 03/09/2020 tarih ve E.2016/126, K.2020/33 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,
31/10/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye
Muammer Doğan Eyüp Muharrem
TOPAL AĞIRMAN SARICALAR ÜRGÜP
Üye Üye Üye
Ahmet Mahmut Bilal
ARSLAN BALLI ÇALIŞKAN