T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

            ESAS   NO : 2018/614

            KARAR NO : 2018/754

            KARAR TR: 26.11.2018

ÖZET: Davalı Şirkette çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

                                                                 KARAR                                                 

             Davacı      : R. A.

Vekili         : Av. K.Y.

Davalılar  : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili       : Av. B.K.

                                        

O L A Y : İl Telekom Müdürlüğünde görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasanın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasanın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen davacı kamu kurumu emrine atanmıştır.

Davacı vekili maaş nakil ilmühaberinin iptali ve düzeltilmesi ile fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla eksik yapılan ödemeler karşılığının hüküm altına alınması istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Çorum 2. İş Mahkemesi: 27.4.2017 gün ve E:2016/302, K:2017/163 sayı ile, davanın kısmen kabulü ile; davacının 5473 sayılı Yasa ile değişik 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararname gereği 40,00-TL/Ay esası ile ek ödeme almaya hak kazanan personel statüsünde bulunduğu, bu nedenle davacının nakle tabi personel olarak Devlet Personel Başkanlığı'na bildirim tarihindeki maaş nakil ilmühaberine, bildirime esas çıplak net maaşından hariç sabit değer olarak 136,85-TL'nin eklenmesi gerektiğinin ve Devlet Personel Başkanlığına bildirilmesi gereken aylık net ücretin; 1.814,47-TL olduğunun tespitine karar vermiş, bu karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf isteminde bulunulmuştur.

Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi: 7.3.2018 gün ve E:2017/2266, K:2018/503 sayı ile, mahkemece yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden ret kararı verilmesi gerekirken hüküm oluşturulduğu görülmekle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/l-a-4 maddesi gereğince davanın esası incelenmeden kaldırılmasınakarar vermiştir.

ÇORUM 2. İŞ MAHKEMESİ: 12.4.2018 gün ve E:2018/43, K:2018/181 sayı ile, bozmaya uyarak, idari işleme yönelik sözkonusu uyuşmazlığın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği kanaatine varılarak; davanın HMK'nun 114/1-b maddesi uyarınca "yargı yolunun caiz olmaması" nedeniyle aynı Yasanın 115/2 maddesi uyarınca usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ÇORUM İDARE MAHKEMESİ: 11.7.2018 gün ve E:2018/528 sayı ile, 406 sayılı Kanunun değişik 1. maddesinin 9. fıkrasında “Türk Telekomun, bu kanun ve özel kanun hükümlerine tabi bir anonim şirketi olduğu, bu kanun hükümleri saklı kalmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz” hükmüne yer verilerek Türk Telekom’a özgü farklı bir statü oluşturduğu, aynı Kanunun 4673 sayılı Yasayla değişik Ek 22. maddesinde de Türk Telekomdaki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartlarının aranacağı, bunların dışında kalan personelin iş mevzuatı uyarınca istihdam edileceği ve iş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartların Yönetim Kurulu tarafından tayin olunacağının hükme bağlandığı, ayrıca, Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin özelleştirme kapsamında iken %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışı suretiyle özelleştirilmesi için 01.07.2005 tarihinde yapılan ihale sonucunda 2005/9146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda şirketin %55 oranındaki hissesi satılarak 14.11.2005 tarihinde Oger firmasına devredildiği, şirketin kamusal niteliğinin ortadan kalktığı buna göre, iptali istenilen işlemin tesis edildiği ve davanın açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 26.11.2018 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacı tarafından; maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

 

 

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacı tarafından; maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre,iptal istemi tarihinde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan sözetmek olanaksız olduğundan;uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Çorum İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Çorum 2. İş Mahkemesince verilen 12.4.2018 gün ve E:2018/43, K:2018/181 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Çorum İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Çorum 2. İş Mahkemesince verilen 12.4.2018 gün ve E:2018/43, K:2018/181 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 26.11.2018 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

       Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol     

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye   

                                         Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                               AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ