T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/269

KARAR NO  : 2021/285     

KARAR TR  : 03/05/2021

ÖZET: Sigortalı aracın uğradığı hasarı ödeyen sigorta şirketinin, zararın idarece giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K A R A R

            

            

Davacı            : A.Sigorta A.Ş.

Vekili              : Av. M.K.D.

Davalılar       

Adli Yargıda  : 1-Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. M.K.

                        2-Şanlıurfa Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (ŞUSKİ)

Vekili              : Av. S.A.

İdari Yargıda: Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı

         

I. DAVA KONUSU OLAY

                     

1.  Davacı şirket vekili, müvekkili şirkete Kasko poliçesi ile sigortalı dava dışı F.İ.’e ait 34 ... plakalı aracın 04/05/2013 tarihinde ŞUSKİ'ye ait rögar kapağının üzerinden geçerken kapağın yerinden çıkarak sigortalı aracın arka sağ teker ve jant kısımlarına zarar vermesi neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu nedenle söz konusu rögar kapaklarının kontrol ve bakımından sorumlu olan davalı ŞUSKİ ve kazanın meydana geldiği yol kesiminde asfalt yol kaplamasının kaza öncesinde patlayarak boşluk oluşturduğu ve çerçevenin desteksiz kaldığı halde sürücüleri uyarıcı herhangi bir işaretleme ve uyarıcı levha koymayan ve asfalt tamir etmeyen Şanlıurfa Büyükşehir Belediyesinin kusurlu olduklarını, meydana gelen kaza neticesinde sigortalı araçta 2.492,33 TL tutarında hasar meydana geldiğini, tespit edilen hasar bedelinin 26/08/2013 tarihinde yetkili servise ödenerek ibra ile müvekkili şirketin sigortalının haklarına halef olarak rücu hakkı kazandığını ileri sürerek, yapılan ödemenin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Şanlıurfa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 08/12/2015 tarihli ve E.2014/983, K.2015/1236 sayılı dosyasında, davanın kabulü ile 2.4492,33 TL nin 26/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıların müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş, bu karara karşı davalı idarelerce temyiz isteminde bulunulmuştur.

 

3. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 18/05/2016 tarihli ve E.2016/2139, K.2016/6082 sayılı dosyasında, Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden davanın HMK 114/1-b. maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından, HMK 115/2. maddesi gereğince dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı biçimde karar verildiği ve ŞUSKİ Genel Müdürlüğü yönünden HMK'nin 266. ve takip eden maddeleri uyarınca, mahkemece, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde, tarafların birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınarak karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı idareler vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.

 

4. Şanlıurfa 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/06/2018 tarihli ve E.2016/740, K.2018/568 sayılı dosyasında, bozma kararına uyulduktan sonra; davalı Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı açısından davanın hizmet kusuruna dayalı olarak açıldığı, bu bağlamda yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerektiği, davalı ŞUSKİ yönünden ise, keşif sonucu tanzim edilen bilirkişi raporunda, bu kurumun kusurunun olmadığının tespit edildiği ve bu kurum açısından ise davanın esastan reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, davalı Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı açısından yargı yolu bakımından reddine, davalı ŞUSKİ açısından ise davanın esastan reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekilince temyiz isteminde bulunulmuştur.

 

5. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 26/10/2020 tarihli ve E.2019/1291, K.2020/6211 sayılı dosyasında, hasara neden olan rögar kapağının ŞUSKİ'ye ait ve onun bakım ve sorumluluğunda olduğu; dolayısıyla kusursuz sorumluluğu bulunan ŞUSKİ'nin yol yapımı, bakımı ve gözetimi ile ilgili eksikliğin ŞUSKİ'nin sorumluğunu ortadan kaldırmayacağı dolayısıyla mahkemece araç hasarına yönelik bilirkişi incelemesi yapılması gerektiği gerekçesiyle, hükmün davalı ŞUSKİ Genel Müdürlüğü yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

 

6. Bu kararla davalılardan ŞUSKİ yönünden yargılamanın devam ettiği ancak Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığı yönünden ise kararın kesinleştiği görülmektedir.

 

7. Davacı vekili bu kez aynı istemle Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

8. Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesinin 23/03/2021 tarihli ve E.2021/287 sayılı dosyasında, dava konusu uyuşmazlığın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin bir tazminat davası olduğu, anılan Kanun'un 110. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

9. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 1. maddesinde, Kanun'un amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, bu Kanun'un trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu Kanun'un karayollarında uygulanacağı belirtilmiştir.

 

10. 2918 sayılı Kanun'un, "Belediye trafik birimleri, görev ve yetkileri" başlıklı 10. maddesi şöyledir:

 

" (Değişik: 18/1/1985 - KHK 245/3 md.; Aynen kabul: 28/3/1985 - 3176/3 md.)

Bu Kanunla belediyelere verilen görevler il ve ilçe trafik komisyonları ve mahalli trafik birimleri ile işbirliği yapılarak yürütülür.

   a) Kuruluş

   Her belediye başkanlığı bünyesinde, hizmet kapasitesi gözönünde tutularak İçişleri Bakanlığınca tespit edilecek ölçülere ve genel hükümlere göre, belediye trafik şube müdürlüğü, şefliği veya memurluğu kurulur.

   b) Görev ve yetkiler

   1. Yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmak,

   2. Gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmak,

   3. Karayolu yapısında ve üzerinde yapılacak çalışmalarda gerekli tedbirleri almak, aldırmak ve denetlemek,

   4. Karayolunda trafik için tehlike teşkil eden engelleri gece veya gündüze göre kolayca görülebilecek şekilde işaretlemek veya ortadan kaldırmak,

   5. Yol yapısı veya işaretleme yetersizliği yüzünden trafik kazalarının vukubulduğu yerlerde, yetkililerce teklif edilen tedbirleri almak,

   6. Çocuklar için trafik eğitim tesisleri yapmak veya yapılmasını sağlamak,

   7. Bu Kanun ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmeliklerle verilen diğer görevleri yapmak.

   (Ek fıkra: 25/6/1988 - KHK 330/2 md.)"

         

11. 2918 sayılı Kanun'un, 19/01/2011 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde şu hükme yer verilmiştir:

         

"İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir."

 

12. Aynı Kanun'un Geçici 21. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz."

 

B. Yargı Kararları

 

13. 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrasının iptali istemiyle Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi ve Batman 2. Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan itiraz başvuruları üzerine konuyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, şu gerekçesi ile anılan kuralı Anayasa'ya aykırı görmemiş ve iptal istemini oy birliğiyle reddetmiştir:

 

   "… Anayasa Mahkemesi’nin daha önceki kimi kararlarında da belirtildiği üzere, tarihsel gelişime paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayırımına gidilmemiş ve idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Bu nedenle, genel olarak idare hukuku alanına giren konularda idari yargı, özel hukuk alanına giren konularda adli yargı görevli olacaktır. Bu durumda, idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda kanun koyucunun mutlak bir takdir yetkisinin bulunduğunu söylemek olanaklı değildir. Ancak, idari yargının denetimine bağlı olması gereken idari bir uyuşmazlığın çözümü, haklı neden ve kamu yararının bulunması halinde kanun koyucu tarafından adli yargıya bırakılabilir. İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun’dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargıda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Öte yandan, 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan Karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda bir tartışma bulunmamaktadır. İdare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi, aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayırımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2.,125. ve 155. maddelerine aykırı değildir. İtirazın reddi gerekir…" (Any. Mah.'nin 26.12.2013 tarih ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararı; R.G. 27.3.2014, Sayı: 28954, s.136-147.)

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

14. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 03/05/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

15. Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ’nin davada adli yargının, Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

16. Dava; meydana gelen trafik kazası neticesindeki zararın, davalının kusuru nedeniyle oluştuğundan bahisle, tazmini istemiyle açılmıştır.

 

17. Anayasa Mahkemesinin yukarıda gerekçesine yer verilen kararı, kanun koyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, dolayısıyla 2918 sayılı Kanun'un 110. maddesinin birinci fıkrası ile öngörülen, bu Kanun’dan doğan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görülmesi düzenlemesinin Anayasa’ya aykırı bulunmadığına dair olup, esas itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasa’nın 158. maddesi uyarınca, başta Uyuşmazlık Mahkemesi olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.

 

18. Bu durumda, 2918 sayılı Kanun'un 19/01/2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesinin işaret edilen kararı gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanun'un, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

 

19. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 20/06/2018 tarihli ve E.2016/740, K.2018/568 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Şanlıurfa 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Şanlıurfa 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 20/06/2018 tarihli ve E.2016/740, K.2018/568 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

03/05/2021 tarihinde, Üye Ahmet ARSLAN’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

           Başkan                        Üye                             Üye                              Üye

     Celal Mümtaz                  Şükrü                          Mehmet                          Birol     

         AKINCI                     BOZER                         AKSU                          SONER         

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye 

                                            Aydemir                         Nurdane                         Ahmet

                                             TUNÇ                           TOPUZ                       ARSLAN

 

 

                                                         KARŞI OY

 

 

İdarenin kendi kuruluş Kanunu'nda belirlenen ve 2918 sayılı Kanun'da tekrarlanan görevlerinden, yani; yol yapım, bakım, işletme, trafik güvenliğini sağlama şeklinde yürütülen kamu hizmetlerinden kaynaklanan hukuki sorumluluğunun idare hukuku ilke ve kurallarına göre belirlenmesi; uyuşmazlığın, özel hukuktaki araç işletenin hukuki sorumluluğundan değil, davalı idare tarafından görevlerinin tam ve eksiksiz yerine getirilmediği, dolayısıyla yürütülen hizmetlerin kusurlu işletildiği, meydana gelen zararda hizmet kusuru bulunduğu iddiasından kaynaklanması karşısında uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görevinde bulunduğu sonucuna ulaşıldığından, uyuşmazlığın çözümünde adli yargıyı görevli kabul eden çoğunluğun kararına katılmıyorum.

 

 

                                                                                                                     Üye

                                                                                                           Ahmet ARSLAN