Hukuk Bölümü         2007/523 E.  ,  2008/25 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

 

 

Davacı            : İ.Ç.

Vekili              : Av. C.G.

            Davalı             : Akhisar Kaymakamlığı

 

            O  L  A  Y       : Davacı adına, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun  Ek.1 maddesine aykırılık nedeniyle Akhisar Bölge Trafik Denetleme İstasyon Amirleri ekiplerince düzenlenen 19.3.2005 tarih,  DP-819313 seri ve sıra nolu Trafik Ceza Tutanağı ile 379,00YTL idari para cezası verilmiştir.

Davcı vekili söz konusu idari para cezasının iptali istemiyle, 31.3.2005 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

AKHİSAR   SULH CEZA MAHKEMESİ; 12.4.2005 gün ve  2004/229(Dava, 2005 yılında açılmasına karşın, Mahkemenin Esas numarasının  2004/229 olmasının, bir hatadan kaynaklandığı düşünülmektedir.)  DEĞ.İŞ. sayı ile, muteriz Sistem Uluslararası Taşımacılık Dış Ticaret Ltd. Şti. sorumlusu İ.Ç.’ın vekili aracılığı ile mahkemelerine sunmuş olduğu 31.3.2005 tarihli hakim havaleli dilekçesiyle, Akhisar Bölge Trafik Denetleme Ekiplerince hakkında düzenlenen DP-819313 seri ve sıra nolu trafik ceza tutanağındaki idare para cezasının iptalinin talep edilmiş olmasıyla ilgili evrakların incelendiği;  Akhisar Bölge 'Trafik Denetleme İstasyon Amirleri ekiplerince 20.3.2005 tarih DP-819313 seri ve sıra nolu trafik ceza tutanağı ile muteriz hakkında 2918 sayılı yasanın ek 1. maddesine aykırı davranmaktan idari para cezası düzenlendiğinin anlaşıldığı; 2918 Sayılı Yasanın 112.  Maddesinde Trafik  Mahkemeleri ile  bu  mahkemelerin olmadığı yerlerde yetki verilen Sulh Ceza Mahkemesinin hangi suçlara bakmakla görevli olduğunun açıklandığı, anılan yasanın ek.1. maddesinde öngörülen eylemin işlenmesi nedeniyle, trafik görevlileri tarafından yüze karşı yapılan işleme itirazın incelenmesi hususunda, Sulh Ceza Mahkemesine yetki veren bir düzenlemenin bulunmadığı ve 9.3.2000 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan Uyuşmazlık Mahkemesinin 1999/44-45 sayılı kararında da belirtildiği gibi, trafik zabıtasınca yapılan uygulamanın “idari ceza “kapsamında bulunduğu ve itirazı incelemekle görevli merciin idari yargı olduğu gerekçesiyle,  kesin olarak görevsizlik kararı vermiştir.

            Davacı vekili bu defa,  davacı ve Sistem Uluslararası Taşımacılık Dış Ticaret Ltd. Şti. adına; Akhisar Bölge Trafik Müdürlüğünce verilen 819313 ve 819314 sayılı Trafik Ceza Tutanaklarının iptali istemiyle 9.5.2005 gününde idare mahkemesinde dava açmıştır.

Manisa İdare Mahkemesi; 26.5.2005gün ve E: 2005/612, K: 2005/592 sayı ile, davacıların her biri tarafından ayrı dilekçelerle yeniden dava açılmak üzere dilekçenin reddine karar vermiştir.

Davcı vekili bunun üzerine;  Akhisar Bölge Trafik Müdürlüğünün, müvekkili aleyhinde ikame ettiği, para cezası konulu 819313 seri - sıra  no'lu  trafik    ceza    tutanağının    iptali istemiyle, 5.7.2005 gününde yeniden idare mahkemesinde dava açmıştır.

Manisa İdare Mahkemesi; 20.1.2006 gün ve  E: 2005/842, K: 2006/23 sayı ile işin esası hakkında karar vermiş; itiraz edilmesi üzerine Manisa Bölge İdare Mahkemesi; 16.5.2007 gün ve   E: 2006/235, K: 2007/102 sayı ile, uyuşmazlığın sulh ceza mahkeme-lerinin görevine girdiği gerekçesiyle kararı bozmuştur.

MANİSA İDARE  MAHKEMESİ; 6.9.2007 gün ve   E:2007/1444, K: 2007/1707 sayı ile, 31.3.2005 tarihli, 25772 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren Kabahatler Kanunu uyarınca, davaya konu idari para cezasına karşı açılan davanın adli yargı yerince görülüp çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; davacı vekilinin, olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması yolundaki talebi üzerine; aynı Mahkemece; 6.11.2007 gün ve   E:2007/1444, K: 2007/1707sayı ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve işleyişi Hakkında Kanun'un 15/b maddesinde, olumsuz görev uyuşmazlıklarında dava dosyasının son görevsizlik kararını veren mahkemece bu kararın kesinleşmesinden sonra, taraflardan birinin istemi üzerine Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderileceği ve görevli mahkemenin belirlenmesi isteneceğinin hüküm altına alındığı; dosya içeriğinden; 19.3.2005 tarihinde Akhisar Bölge Trafik Denetleme Amirliği ekiplerince Manisa-Akhisar karayolunda yapılan denetimde, çalıştığı şirkete ait çekiciyi kullanan davacının, ticari taşıt kullanım belgesi bulunmadığının tespiti üzerine 379.-YTL trafik para cezası uygulandığı; davacının bu cezaya karşı 31.3.2005 tarihinde Akhisar Sulh Ceza Mahkemesi'nde açtığı davanın idari yargının görevli olduğundan bahisle görev yönünden reddi üzerine Mahkemelerince bakılan bu davanın açıldığı ve dava konusu işlemin adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle görev ret kararı verildiği; davacının 4.10.2007 tarihinde Mahkemelerine başvurarak olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesini istediğinin anlaşıldığı; 31.3.2005 tarihli, 25772 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren Kabahatler Kanunu'nun (5560 sayılı Kanun'un 31. maddesiyle değişik) 3. maddesinde, "Bu kanunun; a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde...uygulanır." hükmünün bulunduğu; konuyla ilgili bir diğer düzenleme olan, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda da, trafik para cezalarına karşı idari yargıya başvurulabileceğine dair somut bir hüküm yer almadığı; kısaca özetlenecek olursa; idari usullere göre oluşturulan, idare hukukunun bir müeyyidesi olması nedeniyle idari işlem niteliğini taşıyan ve bu yönüyle adli cezalardan ayrılan idari cezaların yargısal denetiminde, kural olarak idari yargı yerleri görevli iken, Kabahatler Kanunu'nun 3/1-a maddesiyle bu kanunun idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağının açık bir şekilde ifade edildiği; olayda da, aktarılan mer'i mevzuat hükümleri açısından bir değerlendirme yapıldığında; çerçeve nitelik taşıyan Kabahatler Kanunu'nun 3/1-a maddesinde, bu kanunun idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı belirtildiğinden, 2918 sayılı Kanun'da da dava konusu trafik para cezalarından kaynaklı uyuşmazlıklarda idari yargının görevli olduğuna dair bir hüküm bulunmadığından, davaya konu idari para cezasına karşı açılan davanın adli yargı yerince görülüp çözümlenmesi gerektiğinin düşünüldüğü; açıklanan nedenlerle; Mahkemeleri ve ilgili adli yargı yerince görevsizlik kararı verilen bu davada, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın 2247 sayılı Kanun'un 15. maddesi uyarınca Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiştir.

            İNCELEME VE GEREKÇE:

            Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN,  Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, Ayper GÖKTUNA, Muhittin KARATOPRAK ve Gürbüz GÜMÜŞAY’ın katılımlarıyla yapılan 04.02.2008 günlü toplantısında;

            l-İLK İNCELEME :Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...”açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde, DP-819313 seri ve sıra no.lu Trafik Ceza Tutanağı ile verilen 379,00YTL para cezası yönünden olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU’nun, davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 2918 sayılı Yasa’nın Ek.1 maddesine aykırılık nedeniyle trafik zabıtasınca düzenlenen para cezasına ilişkin ceza tutanağının iptali isteminden ibarettir.

13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde, “Bu kanunun amacı, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemektir” denilmiş; Ek 1. maddesinde, ticari amaçla çalışan taksi, dolmuş, minibüs ve otobüs gibi taşıtlarla   yolcu taşımacılığı; kamyon, kamyonet, triportör ve benzeri taşıtlarla yük taşımacılığı yapmak isteyen sürücülerin "Ticari Taşıt Kullanma Belgesi"ne sahip olmalarının  zorunlu olduğu,  madde hükümlerine uymayan sürücüler hakkında bu Kanunun Ek 3 üncü maddesinin a/4 numaralı alt bendi hükmünün uygulanacağı; maddenin gönderme yaptığı Ek 3 üncü maddesinin a/4 numaralı alt hükmünde ise;  bu Kanunun Ek 1 ve Ek 2 inci maddelerine aykırı hareket edenlere  idari para cezası verileceği kuralına yer verilmiş; ancak Yasanın Ek 1. maddesi, 3.5.2006 tarih ve 5495 sayılı Kanun’un 4. maddesiyle yürürlükten kaldırılmıştır.

Uyuşmazlığın esasını, trafik zabıtasınca uygulanan cezalarla ilgili davalara adli ya da idari yargı yerlerinden hangisinin bakacağı hususu oluşturduğundan, ilgili yasal düzenlemenin ceza uygulamasına ilişkin sistematiğinin incelenmesi gerekmektedir.

            13.10.1983 tarih ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile getirilen sistemde, karayolları üzerinde yolcuları, yayaları ve trafiği tehlikeye sokan ve suç oluşturan eylemler, esas itibariyle, iki grupta ele alınmış; bir kısmına trafik zabıtasınca para cezası, diğerlerine mahkemelerce hafif para cezası veya bu cezanın yanında hafif hapis cezası, belgelerin geri alınması ve iptali cezası veya işyerlerinin kapatılması cezası verilmesi öngörülmüştür.

İdarenin organları eliyle idari usullere göre uygulanması ve idare hukukunun bir müeyyidesi olması nedeniyle, idari işlem niteliğini taşıyan ve bu yönüyle adli cezalardan ayrılan idari cezaların yargısal denetiminde, kural olarak, idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

            Ancak, yasa koyucu tarafından, idari cezalara karşı ilgililerin sadece yapılan tespitin gerçeğe aykırılığı ile maddi ağır yanlışlıklar bulunduğunu ileri sürerek yapacakları itirazlarda, haklı neden ve kamu yararı bulunması halinde adli yargı yerinin görevli kılınması olanaklı olup; bu halde, yetkili mahkemenin adli yargı yeri olduğunun ilgili yasada açıkça belirtilmesi gerekir.

2918 sayılı Yasa’nın “Adli Kovuşturma ve Cezaların Uygulanması” başlığını taşıyan Dokuzuncu Kısmı, iki ayrı Bölüm halinde düzenlenmiş; “Adli Kovuşturma” başlıklı Birinci Bölümde yer alan 112. maddede, bu Yasadaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri belirlenmiş olup, anılan maddenin 4550 sayılı Yasayla değişik birinci fıkrasında “Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır.” hükmüne yer verilmiştir.

“Cezaların Uygulanması” başlıklı İkinci Bölümde yer alan 115. maddede, 116. maddede öngörülen itiraza ilişkin hüküm saklı kalmak üzere, para cezaları ile mahkemelerce verilen ve sadece hafif para cezalarına ilişkin olan hükümlerin kesin olduğu(30.01.2008 gün ve 2772 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Anayasa Mahkemesi’nin 12.12.2007 gün ve E:2003/105, K:2007/98 sayılı kararı ile, 13.10.1983 günlü, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 3493 sayılı Yasa ile değiştirilen 115. maddesinin son fıkrasının; "...para cezaları ile..." ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline, iptal edilen ibare nedeniyle uygulanma olanağı kalmayan "116 ncı maddede öngörülen itiraza ilişkin hüküm saklı kalmak üzere..." bölümünün de 2949 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 29. maddesinin ikinci fıkrası gereğince iptaline karar verilmiştir); 116. maddede, trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenen ve sürücüsü belirlenemeyen araçlara tescil plakalarına göre trafik zabıtasınca tutanak düzenleneceği ve trafik zabıtasının yetkisi dahilindeki para cezalarına karşı araç sahiplerinin cezanın bildiriminden başlayarak yedi gün içinde “yetkili mahkemeye” itiraz edebileceği ve itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır.

Bu hükümlerden, 2918 sayılı Yasa’da öngörülen cezaların büyük ölçüde adli ceza kapsamında düşünülerek Hakim tarafından verilmesi esasının benimsendiği; para cezaları olarak sözü geçen idari cezaların kesin olduğuna işaret edilmek suretiyle bu cezalara karşı itiraz yolunun kapalı tutulduğu(yukarıda sözü edilen Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararına kadar); ancak, sadece 116. madde kapsamında bulunan idari para cezası ile ilgili ve sınırlı olarak itirazı incelemekle adli yargının yetkili ve görevli kılındığı anlaşılmaktadır.

Ne var ki; Yasa koyucu tarafından, mahkemeler tarafından verilen hafif hapis cezalarının genellikle 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’un 4. maddesi gereğince hafif para cezasına çevrildiği; mahkemelerce sanıklar ile tutanak düzenleyen görevlilerin duruşmaya çağrılarak dinlenmesi nedeniyle zaman kaybının doğduğu gerekçesiyle ve Devlet hizmetlerinin süratli, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak, mahkemenin iş yükünü azaltmak ve görevlilerin zaman kaybını önlemek amacıyla çıkarılan 3.11.1988  tarih ve 3493 sayılı Yasa ile, bazı Yasaların (6831, 1475 ve 2926 sayılı) yanı sıra 2918 sayılı Yasa’da daha önce mahkemelerce verilmesi öngörülen bir kısım cezalar, idari cezaya dönüştürülmüştür. 3493 sayılı Yasanın 44. maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda, cezanın idare tarafından verilmesi esası benimsenmiş; ancak, anılan 3493 sayılı Yasa ile değişikliğe uğrayan 6831, 1475 ve 2926 sayılı Yasalarda getirilen idari cezalara karşı yapılacak itirazların mercii olarak sulh ceza mahkemeleri gösterilirken, 2918 sayılı Yasa’da aynı doğrultuda değişiklik yapılmasına karşın, idari cezalara karşı yapılacak itirazların merciini belirten bir hükme yer verilmemiştir.

Olayda, trafik zabıtasınca uygulama yapılmış olup, bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasada idari cezalarla ilgili davalarda (116. maddedeki itiraz yolu hariç) görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu Yasada gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel kurala göre, uyuşmazlığa konu edilen davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır.

Öte yandan; 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun Geçici 2. maddesinde, “Bu Kanun hükümleri, yürürlüğe girdiği tarih itibariyle idare mahkemelerinde dava açılarak iptali istenen idari yaptırım kararları hakkında uygulanmaz.” denilmesi ve İdare Mahkemesinde davanın 9.5.2005 tarihinde açılmış  olması nedeniyle,  bakılan uyuşmazlıkta,  bu Yasa hükümlerinin uygulanmayacağı açıktır.

Açıklanan nedenlerle, Manisa İdare Mahkemesice verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

                                                                                                                                       

SONUÇ    : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Manisa İdare Mahkemesi’nin 06.09.2007 gün ve E:2007/1444, K:2007/1707 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 04.02.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.