Hukuk Bölümü 2009/210 E., 2010/13 K.

"İçtihat Metni"

Serik Kaymakamlığı İlçe Tarım Müdürlüğü'nce davacıya gönderilen 31.3.2008 gün ve 1320 sayılı yazıda, Müdürlükleri kontrol ve denetim ekibince 24.3.2008 tarihinde Atatürk Mah. 34/B Akça Ticaret Yanı Gebiz Kasabası/Serik adresindeki davacıya ait işletmede yapılan denetimde, Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkındaki 5179 sayılı Kanun'un 29. maddesine aykırı olarak üretim/faaliyet sürdürdüğünün tespit edildiği, denetim sırasında tespit edilen ve yedd-i emin tutanağı ile yedd-i emine (zabıta memuru) muhafazasına bırakılan gıda maddeleri ve ambalajlarına, 5179 sayılı Kanun'un 29. maddesinin (a) bendi gereğince Serik Kaymakamlık Makamı'nın 31.3.2008 tarihli Olur'u ile el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verildiği belirtilmiştir.

Davacı vekili, bu işlemin iptali ile el konulan malların iadesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

SERİK SULH CEZA MAHKEMESİ; 24.10.2008 gün ve D. İş:2008/269 sayı ile, itiraz eden vekilinin Serik İlçe Tarım Müdürlüğü'nün elkoyma kararının iptaline karar verilmesini talep ettiği, idari yaptırımın 5179 sayılı Yasa'nın 29/a maddesi uyarınca uygulandığı, 5728 sayılı Yasa ile değişik 5179 sayılı Yasa'nın 30. maddesi hükmüne göre idari para cezalarına karşı idare mahkemesine itiraz edilebileceği yolundaki hükmün Yasa metninden çıkarıldığı, yeni düzenleme ile, genel hükümler uyarınca sulh ceza mahkemelerinin görevli hale geldiği, ancak somut olayda, idarenin elkoyma kararına itiraz edildiği, idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANTALYA 3. İDARE MAHKEMESİ; 20.5.2009 gün ve E:2008/107 sayı ile, davacı Derman Ana Gıda Tem. Teks. Tur. İnş. Taah. Tic. San. İml. İth. İhr. Ltd. Şti. vekili tarafından; Antalya İli, Serik İlçesi, Gebiz Beldesi, Atatürk Mahallesi, 34/B Akça Ticaret Yanı adresindeki davacıya ait işletmede yapılan denetim sonucu 5179 sayılı Yasa'nın 29. maddesine aykırı olarak üretim/faaliyet sürdürüldüğü sebebiyle, denetim sırasında tespit edilen ve yedd-i emin zabıta memurunun muhafazasına bırakılan gıda maddeleri ve ambalajlarına 5179 sayılı Yasa'nın 29/a maddesi gereğince el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine ilişkin (31.03.2008 tarihli ve 1320 sayılı işlemle bildirilen) 31.3.2008 tarihli işlemin iptali istemiyle Serik Kaymakamlığı'na karşı dava açıldığı, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un 5728 sayılı Yasa'nın 542. maddesiyle değişik 29/a maddesinde, "Bu Kanuna uymayanlara uygulanacak cezai hükümler aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir: a) 4 üncü maddede belirtilen izin ve tescil işlemlerini yaptırmadan üretime geçen veya bu ürünleri mübadele konusu yapan gerçek veya tüzel kişilere bin Türk Lirası idari para cezası verilir ve işletme üretimden men edilir. Ayrıca, ürünlere elkonularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Bu işletmelerin, tescil ve izin işlemleri yapıldıktan sonra üretim yapmalarına izin verilir. Üretim izni alınmamış gıdaları, bunlarla temasta bulunan madde ve malzemeleri veya süresi dolmuş gıda maddeleri satan veya satışa arzeden gerçek veya tüzel kişilere bin Türk Lirası idari para cezası verilir. Ayrıca, bu ürünlere elkonularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir" hükmünün düzenlendiği, mülkiyetin kamuya geçirilmesi kararına karşı gidilebilecek itiraz merciinin ise 5179 sayılı Yasa'da gösterilmediği, öte yandan; 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3, 16 ve 27. maddelerinden söz ederek, dava dosyasının incelenmesinden, Antalya İli, Serik İlçesi, Gebiz Beldesi, Atatürk Mahallesi, 34/B Akça Ticaret Yanı adresindeki davacıya ait işletmede yapılan denetim sonucu 5179 sayılı Yasa'nın 29. maddesine aykırı olarak üretim/faaliyet sürdürüldüğü sebebiyle, denetim sırasında tespit edilen ve yedd-i emin zabıta memurunun muhafazasına bırakılan gıda maddeleri ve ambalajlarına 5179 sayılı Yasa'nın 29/a maddesi gereğince el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine ilişkin (31.3.2008 tarihli ve 1320 sayılı işlemle bildirilen) 31.3.2008 tarihli işlemin iptali istemiyle görülen davanın açıldığının anlaşıldığı, bakılan davada, mülkiyetin kamuya geçirilmesine dair karara karşı 5179 sayılı Yasa'da açıkça idari yargı yerinde dava açılabileceğine ilişkin bir düzenlemenin bulunmadığı görülmüş olup, bu nedenle, davada, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3/a maddesi gereğince adli yargı yerinin(sulh ceza mahkemesi) görevli bulunduğu, ancak, uyuşmazlıkla ilgili Serik Sulh Ceza Mahkemesi'nin 24.10.2008 gün ve 2008/269 Değişik İş sayılı K:2008/483 sayılı görevsizlik kararının tarafların yüzlerine karşı, kararın tefhiminden itibaren 7 gün içinde temyiz yolu açık olmak üzere verildiği ve temyiz başvurusunda bulunulmaması üzerine bu kararın kesinleşmiş olduğu, Mahkemelerinin 11.3.2009 tarihli ara kararıyla istenilen Serik Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2008/269 Değişik İş sayısına kayıtlı dava dosyasından anlaşıldığından; görevli yargı yerinin belirlenmesi için Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvuru zorunluluğu doğduğu, bu nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın, Serik Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2008/269 Değişik İş sayısına kayıtlı dava dosyasıyla birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, bu konuda verilecek karara değin davanın incelenmesinin ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa KICALIOĞLU, Mahmut BİLGEN, Habibe ÜNAL, Nüket YOKLAMACIOĞLU, Serdar AKSOY ve Muhittin KARATOPRAK'ın katılımlarıyla yapılan 1.2.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu'nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, 'ceza uyuşmazlıkları' ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının 'hukuk uyuşmazlığı' sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar 'ceza davası' olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği…

…" açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da gönderilmek suretiyle 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, davacıya ait gıda maddeleri ve ambalajlarına 5179 sayılı Kanun'un 29. maddesinin (a) bendi gereğince el konularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesi yolunda tesis edilen işlemin iptali ile el konulan malların iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

27.5.2004 gün ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'un "İdarî yaptırımlar ve cezalar" başlığını taşıyan 29. maddesinde (Değişik: 23/1/2008 - 5728/542 md.), "Bu Kanuna uymayanlara uygulanacak cezai hükümler aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir:

a) 4 üncü maddede belirtilen izin ve tescil işlemlerini yaptırmadan üretime geçen veya bu ürünleri mübadele konusu yapan gerçek veya tüzel kişilere bin Türk Lirası idarî para cezası verilir ve işletme üretimden men edilir. Ayrıca, ürünlere elkonularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Bu işletmelerin, tescil ve izin işlemleri yapıldıktan sonra üretim yapmalarına izin verilir.

Üretim izni alınmamış gıdaları, bunlarla temasta bulunan madde ve malzemeleri veya süresi dolmuş gıda maddeleri satan veya satışa arzeden gerçek veya tüzel kişilere bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca, bu ürünlere elkonularak mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.

4 üncü maddede belirtilen izin ve tescil işlemlerini yaptıran; ancak, asgarî teknik ve hijyenik şartlarını muhafaza etmeden üretim yapan işyerleri, durumlarını düzeltinceye kadar faaliyetten men edilir, üretilen ürünlere el konulur ve sahipleri gerçek veya tüzelkişilere bin Türk Lirası idarî para cezası verilir. Ayrıca, elkonulan ürünlerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir. Bu işletmelere, mevcut durumlarını düzelttikten sonra üretim yapma izni verilir. İlgili mercilerce verilen otuz günlük süre içerisinde, eksikliklerini gidermeyen işyerlerinin çalışmaya esas olan izinleri iptal edilir…

…" denilmiştir.

5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'da mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karara karşı kanun yoluna ilişkin bir düzenleme yer almamaktadır.

Öte yandan; 30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun "Genel kanun niteliği" başlığını taşıyan 3. maddesinde(Değişik: 6/12/2006-5560/31 md.), (1) Bu Kanunun;

a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

uygulanır"; "Yaptırım türleri" başlığını taşıyan 16. maddesinde, "(1) Kabahatler karşılığında uygulanacak olan idarî yaptırımlar, idarî para cezası ve idarî tedbirlerden ibarettir.

(2) İdarî tedbirler, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirlerdir"; "Mülkiyetin kamuya geçirilmesi" başlığını taşıyan 18. maddesinde, "(1) Kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine, ancak kanunda açık hüküm bulunan hallerde karar verilebilir.

(2) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, eşyanın;

a) Kullanılmaz hale getirilmesi,

b) Niteliğinin değiştirilmesi,

c) Ancak belli bir surette kullanılması,

Koşullarından birinin yerine getirilmesine bağlı olarak belli bir süre geciktirilebilir. Belirlenen süre zarfında koşulun yerine getirilmemesi halinde eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilir.

(3) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar kesinleşinceye kadar ilgili kamu kurum ve kuruluşu tarafından eşyaya elkonulabileceği gibi; eşya, kişilerin muhafazasına da bırakılabilir.

(4) Eşyanın mülkiyeti, kanunda açık hüküm bulunan hallerde ilgili kamu kurum ve kuruluşuna, aksi takdirde Devlete geçer.

(5) Eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine karar verilebilmesi için fail hakkında idarî para cezası veya başka bir idarî yaptırım kararı verilmiş olması şart değildir.

(6) Kaim değerin mülkiyetinin kamuya geçirilmesine de karar verilebilir.

(7) Mülkiyeti kamuya geçirilen eşya, başka suretle değerlendirilmesi mümkün olmazsa imha edilir.

(8) Mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin karar, kesinleşmesi halinde yerine getirilir" ve "Başvuru yolu" başlığını taşıyan 27. maddesinde, "(1) İdarî para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idarî yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idarî yaptırım kararı kesinleşir…

…" hükmü yer almıştır.

Bu düzenlemelere göre; Kabahatler Kanunu'nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen mülkiyetin kamuya geçirilmesinin, 5326 sayılı Kanun'un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun'da da mülkiyetin kamuya geçirilmesine itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda, Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacak olması nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, mülkiyetin kamuya geçirilmesine karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, İdare Mahkemesince yapılan başvurunun kabulü ile Sulh Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ:Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Antalya 3. İdare Mahkemesi'nce yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile Serik Sulh Ceza Mahkemesi'nin 24.10.2008 gün ve D.İş:2008/269 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.2.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.