Hukuk Bölümü         2005/62 E.  ,  2005/84 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : A. D.

Vekili              : Av.M. S.

Davalı             : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili              : Av. G. Ç.

             O L A Y         : Hatay İl Telekom Müdürlüğü’nde iş mevzuatına tabi kapsam dışı personel olarak şef mühendis statüsünde çalışan davacı, Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği’nin 21/B, Hizmet Akdinin “Görev Yeri ve Unvan Değişikliği” maddesi gereği, 15.8.2002 tarihinde Şırnak İl Telekom Müdürlüğü’ne mühendis olarak nakledilmiştir.

            Bir süre raporlu olan davacı, 22.11.2002 tarihli istifa dilekçesinde maaşlarının ve tazminatlarının ödenmesini talep etmiş, davacıya maaşları ödenmiştir. Ancak, davalının davacıya gönderdiği 20.1.2003 günlü yazıda, adı geçenin 15.8.2002 tarihinde nakil emrini tebellüğ ettikten sonra istirahat süresi sonunda nakil olduğu yerde işe başlamadığı, Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği’nin 21. maddesinin B fıkrasına göre kıdem tazminatı ödenmesinin mümkün olmadığı belirtilmiştir.

            Davacı vekili, 10 milyar lira kıdem tazminatının sözleşmeyi fesih tarihi olan 22.11.2002 tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizi ile birlikte hüküm altına alınması istemiyle 4.2.2003 tarihinde adli yargı yerinde dava açmış, daha sonra kıdem tazminatı tutarını ıslah suretiyle 11.172.351.227.-liraya çıkarmıştır.  

HATAY İŞ MAHKEMESİ; 17.12.2003 gün ve E:2003/ 39; K: 2003/175 sayı ile, dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının davalı yanında "Kapsam Dışı Personel" statüsünde çalıştığının anlaşıldığı ve bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, davalının, Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği’nin 2l/B ve hizmet akdinin "görev yeri ve unvan değişikliği" maddeleri uyarınca bölge müdürlüğü teşkilat disiplin kurulunun 9.7.2002 tarih ve 19 sayılı kararına dayalı olarak 13.8.2002 tarihinde davacıyı çalışmakta olduğu Hatay'dan Şırnak'a naklen atadığı, davacının da 22.11.2002 tarihinde istifa ederek kıdem tazminatının ödenmesini talep ettiği, davalı Türk Telekom AŞ.’nin 4000 sayılı Yasa ile kurulmuş TTK ve özel hukuk hükümlerine tabi bir kuruluş olduğu, 233 sayılı KHK kapsamındaki kamu iktisadi kuruluşları bölümünden çıkarılmış olmasının kamu kurumu niteliğini ortadan kaldırmadığı, sermayesindeki kamu payının çoğunlukta bulunması, telekomünikasyon ile ilgili bazı hizmetleri tekel olarak yürütmekte olması nedeniyle kamu kurumu niteliğinde bir kuruluş olarak kabulü gerektiği, davacının, davalı kuruluşta "Kapsam Dışı Personel" olarak çalıştığı ve işyerinin özel hukuk tüzel kişiliğine geçiş döneminde kamu kurumu vasfının tamamen sona ermediği, Uyuşmazlık Mahkemesi’nin 22.1.1996 tarih ve 1-1 sayılı kararında da açıkça belirtildiği üzere özelleştirilen veya özelleştirme kapsamında bulunmayan kamu iktisadi teşebbüsünde ve bağlı ortaklıklarında sözleşmeli veya kapsam dışı personel statüsünde çalışanların kurumları ile olan ilişkileri nedeniyle meydana gelen anlaşmazlıkların çözüm yerinin idare mahkemesi olduğu, nitekim, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 29.4.1997 tarih ve 1561-7773 sayılı, 3.10.1996 tarih ve 17456-18914 sayılı kararlarında da bu uyuşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğunun kabul edildiği, dolayısıyla, taraflar arasındaki uyuşmazlığın idare mahkemesi tarafından çözümlenmesinin icap ettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

Davacı vekili, aynı istekle bu kez, 14.1.2004 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.

ADANA 1.İDARE MAHKEMESİ; 15.12.2004 gün ve E:2004/64; K:2004/l646 sayı ile, davanın, Türk Telekom A.Ş. Hatay İl Müdürlüğü'nde "kapsam dışı personel" olarak görev yapan davacının 11.172.351.227.-lira tutarındaki kıdem tazminatının, sözleşmesinin fesih tarihi olan 22.11.2002 gününden itibaren yasadan doğan en yüksek mevduat faiziyle birlikte ödenmesi istemiyle açıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2.maddesinin 2.bendinin, idari yargı yetkisini idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı tuttuğu, bu anlamda, idarelerin yönetim hukukuna dayalı üstün durumlarının gereği tek yanlı etkili ve yürütülebilir idari işlemleri dışında sözleşme özgürlüğü ilkesinin geçerli olduğu, özel hukuk alanındaki sözleşmeler dolayısıyla tesis ettiği işlemlerin ve bu işlemlerden kaynaklanan hukuksal uyuşmazlıkların idari yargı yetkisi dışında tutulduğu, bu uyuşmazlıkların genel hukuk kuralları uyarınca adli yargı yerlerince çözümlenmesi gerekeceği, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 1.maddesi, işçi sayılan kimselerle işveren yada vekilleri arasında iş sözleşmesinden yada İş Kanunu’na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuki uyuşmalıkların iş mahkemelerinin görevine girdiği hükmüne yer verdiği, dava dosyasının incelenmesinden; davacının Hatay İl Telekom Müdürlüğü'nde kapsam dışı personel olarak, şef mühendis unvanıyla çalıştığı, Şırnak İl Telekom Müdürlüğü’ne, Adana Bölge Müdürlüğü Teşkilat Disiplin Kurulu’nun 9.7.2002 gün ve 19 sayılı kararıyla atanması ve davacı tarafından sözleşmesinin feshi üzerine kıdem tazminatının ödenmesi istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığının anlaşıldığı, olayda, özelleştirme kapsamına alınan davalı kurumun sermaye yapısı nedeniyle 233 sayılı KHK kapsamından çıkarılmış olmakla birlikte; bu haliyle bir kamu hizmetini yürüttüğünün kabulü ile özellikle kamu hizmetinin gerektirdiği asli ve sürekli görevleri üstlenen personelin hizmet akdi ile çalıştırılsa dahi "kapsam dışı" personel niteliğinin bir gereği olarak yönetimle ilişkisinin, "idare hukuku ilkelerine dayanan yönetim hukuku ilişkisi" olduğunun kabulü gerekeceğine yönelik Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 22.1.1996 gün ve E:95/I; K:96/l sayılı "ilke kararı" bulunmakla birlikte; uyuşmazlığın maddi çerçevesinin davalı idarenin tek yanlı ve etkili bir göreve son verme yada akdin feshi veya istifanın nedeni atama işlemini konu etmediği, davacının tek yanlı iradesi ile istifası sonrası çalıştırılmasının dayanağı "özel hukuk hizmet akdinin" uygulanmasına yönelik ve işçi statüsünün gereği İş Kanunu'nun "haklı nedenli fesih" ve "kıdem tazminatına" yönelik hükümlerinin uygulaması ve davacı yönünden bu anlamda bir hakkın doğup doğmadığının belirlenmesini gerektiren bir uyuşmazlık olduğu gözetildiğinde, "işçi" ve "işveren" arasında "İş Kanunu" hükümlerinin uygulanmasına ilişkin uyuşmazlığın görülmesi ve çözümlenmesinde adli yargı yerlerinin görevli olacağı sonucuna varıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığı’nda, Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, Ahmet VELİOĞLU, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve Celal IŞIKLAR’ın katılımlarıyla yapılan 14/11/2005 günlü toplantısında;

l- İLK İNCELEME : Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, adli ve idari yargı yerleri arasında anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli ve idari yargı dosyalarının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

ll- ESASIN İNCELENMESİ : Raportör- Hakim Nurdane TOPUZ’un davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan;

-İlgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Ahmet Yahya ÖZDEMİR’in davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Hatay İl Telekom Müdürlüğü’nde şef mühendis olarak çalışmakta iken isteği dışında Şırnak İl Telekom Müdürlüğü’ne mühendis olarak nakledilmesi üzerine iş akdini fesheden davacı tarafından, kıdem tazminatının davalı Kuruluştan tahsiline hükmedilmesi istemiyle açılmıştır.

1953 gün ve 6145 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi Kuruluş Kanunu ile, Türkiye Cumhuriyeti Posta, Telgraf ve Telefon İşletmesi kurulmuş; 1924 tarih ve 406 sayılı Telgraf ve Telefon Kanunu'nun 10.6.1994 tarih ve 4000 sayılı Yasayla değiştirilen 1. maddesi ile, posta ve telgraf tesis ve işletmesine ilişkin hizmetler, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğünce, telekomünikasyon hizmetleri ise Türk Telekomünikasyon Anonim Şirketi tarafından yürütüleceği belirtilmiştir.

27.1.2000 tarih ve 4502 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile, 406 sayılı Yasa'nın 1. maddesinin üçüncü ve dördüncü fıkraları yürürlükten kaldırılmış ve beşinci fıkradan sonra gelmek üzere maddeye eklenen altı, yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkralarda, "Telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesi ve telekomünikasyon altyapısı tesisi ve işletilmesi bu Kanuna tabidir.

Türk Telekom, bu Kanun çerçevesinde her türlü telekomünikasyon hizmetlerini yürütmeye ve telekomünikasyon altyapısı işletmeye yetkilidir.

Türk Telekom'un söz konusu yetkiye ilişkin hak ve yükümlülükleri Bakanlık ile imzalanacak görev sözleşmesi ve/veya görev sözleşmeleri ile belirlenir. Türk Telekom, görev sözleşmelerinde belirlenen asgari hizmetleri sunmakla yükümlüdür.

Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Kamu iktisadi teşebbüslerinin kuruluş, teşkilât ve faaliyetleri ile ilgili mevzuat Türk Telekom'a uygulanmaz. Sadece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır." denilmiş; anılan Yasa maddesinin dokuzuncu fıkrası 12.5.2001 gün ve 4673 sayılı Yasa'nın 1. maddesi ile değiştirilerek "Türk Telekom, bu Kanun ve özel hukuk hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu Kanun hükümleri saklı kalmak üzere, kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom'a uygulanmaz. Sermayesinin yarısından fazlası kamuda kaldığı sürece, Türkiye Büyük Millet Meclisi denetimine ilişkin 2.4.1987 tarihli ve 3346 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi hükümleri uygulanır. 16.7.1965 tarihli ve 697 sayılı Kanun ile milli güvenlik ve kamu düzeniyle sıkıyönetim ve seferberlik hallerinde telekomünikasyon hizmetlerinin yürütülmesine ilişkin özel kanunların hükümleri saklıdır." denilmiştir.

406 sayılı Yasa'nın 4502 sayılı Yasa ile değişik 2. maddesinin (c) bendinin birinci alt bendinin birinci cümlesinde "Türk Telekom; telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini, 31.12.2003 tarihine kadar bu Kanun ve görev sözleşmesi çerçevesinde tekel olarak yürütür." denildikten sonra, anılan (c) bendinin birinci alt bendine 12.5.2001 gün ve 4673 sayılı Yasa ile eklenen üçüncü tümcede "Ancak, Türk Telekom'daki kamu payı %50'nin altına düştüğünde,  Türk  Telekom'un tüm tekel hakları 31.12.2003 tarihinden önce de olsa ortadan kalkmış olur." denilmiş; 4502 sayılı Yasa'nın Geçici 3. maddesi ile de Türk Telekomünikasyon A.Ş., 233 sayılı KHK'nin ekindeki "B-Kamu İktisadi Kuruluşları (KİK)" bölümünde yer alan kuruluşlar listesinden çıkarılmıştır.

Buna göre, Türk Telekom A.Ş., 4502 sayılı Yasa'nın 29.1.2000 tarih ve 23948 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiği dikkate alındığında, 29.1.2000 tarihi itibariyle 233 sayılı KHK kapsamı dışında kalmış ve anılan KHK eki cetvellerden çıkarılmış olması karşısında, Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu'nun 22.1.1996 gün ve E:1995/1, K:1996/1 sayılı ve özelleştirme kapsamında bulunan kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli veya kapsam dışı statüde çalışan personelin kurumları ile olan ilişkilerinden doğan anlaşmazlıkların çözüm yerinin idari yargı olduğu yolundaki İlke Kararının kapsamı dışına çıkmış olduğu kuşkusuzdur.

4502 sayılı Yasa'nın 13. maddesi ile 406 sayılı Yasa'ya eklenen Ek 22. maddenin (a) bendinde, "a) Personelin statüsü: Telekomünikasyon hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler telekomünikasyon alanında sekiz yıl tecrübeye sahip ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görmüş bir genel müdür ile kadro, unvan, derece ve sayıları yönetim kurulunun önerisi ve bakanlığın teklifi üzerine bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren yüzseksen gün içerisinde Bakanlar Kurulu Kararı ile belirlenen kadrolarda istihdam edilen personel eliyle yürütülür. Bu personel hakkında bu Kanunda öngörülen hükümler saklı kalmak üzere 399 sayılı Kanun Hükmünde Kararname hükümleri uygulanır. Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur." denilmiş; kural, 4673 ve 5189 sayılı Yasalarla değiştirilerek "a) Personelin statüsü: (Ek ibare: 12.5.2001-4673/6.md.) Türk Telekomdaki kamu payı %50'nin altına düşünceye kadar, Türk Telekom Yönetim Kurulu üyeliklerine atanacaklarda Devlet memurluğuna atanabilme genel şartlarına sahip olma ve en az dört yıllık yüksek öğrenim görme şartları aranır. (Mülga ikinci ve üçüncü cümle: 16.6.2004- 5189/ 12 md.) Bunların dışında kalan personel iş mevzuatı uyarınca istihdam edilir. İş mevzuatına göre istihdam edilenlere ilişkin kayıt ve şartlar Yönetim Kurulu tarafından tayin olunur." şeklinde düzenlenmiştir.

406 sayılı Yasa'nın anılan Ek 22. maddesi uyarınca, Türk Telekom A.Ş. Genel Müdürlüğü'ne ait asli ve sürekli kadrolar belirlenerek 4.4.2000 tarih ve 24010 (Mükerrer) sayılı R.G. de yayımlanan 31.3.2000 tarih ve 2000/331 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ekinde yer alan listede: merkez teşkilatı için 100 ve taşra teşkilatı için 100 (6 Bölge Müdürü, 12 Bölge Müdür Yardımcısı ve 82 İl Telekom Müdürü) kadro ihdas edilmiş; öte yandan, aynı Yasa maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak hazırlanan "Türk Telekomünikasyon A.Ş. Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği" adı altında yapılan düzenleme, Yönetim Kurulunun 31.8.2000 tarih ve 407 sayılı kararıyla kabul edilerek yürürlüğe konulmuştur.

Yasa ile telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar "tekel" olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom, yürüttüğü hizmetin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerde istihdam edilen personelinin 399 sayılı KHK hükümlerine tabi kamu personeli olduğu da dikkate alındığında, olay tarihi itibariyle tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50'nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluştur.

Anayasa'nın 128. maddesinde, Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzel kişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği belirtilmiştir.

Bu bağlamda, “Türk Telekomünikasyon A.Ş. Kapsam Dışı Personel Yönetmeliği” adı altındaki düzenlemeye göre, bu kurumda istihdam olunan personelin durumu incelendiğinde: Türk Telekom'un 233 sayılı KHK hükümlerine tabi bir Kamu İktisadi Kuruluşu olduğu dönemde 399 sayılı KHK hükümlerine tabi sözleşmeli personel olarak görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'ya 4502 sayılı Yasa ile eklenen Ek 22. madde uyarınca asli ve sürekli görevler için belirlenen kadrolar dışında kalmakla birlikte aynı nitelikteki bazı idareci pozisyonlarında görev yapmak üzere iş mevzuatına geçerek kapsam dışı personel statüsünde çalışanların, sendikasız ve toplu sözleşmesiz istihdam edildikleri açıktır. Sendika yasağı nedeniyle toplu iş sözleşmesinin kapsamı dışında kalan bu idareci kesimin yetki ve ücretinin tayin ve takdirinin idareye bırakılması, görevlerinin de genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve sürekli görevlerden farklılık taşımaması karşısında, Türk Telekom A.Ş.'de kapsam dışı personel statüsünde bu şekilde görev yapanların da kamu personeli sayıldığının kabulü gerekir. Ancak, iş mevzuatına tabi olarak istihdam edilen kapsam dışı personelden asli ve sürekli görevlere ilişkin kadrolarda çalışanlar ile benzer şekilde asli ve sürekli hizmetlerde görev yapanlar dışında kalanların kamu personeli sayılmaları mümkün değildir.

Bu durumda, Şırnak İl Telekom Müdürlüğü’ne mühendis olarak nakledilen davacının, iş akdini fesh ederek faizi ile birlikte kıdem tazminatına hükmedilmesi istemiyle açtığı davada, uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargıya ait bulunmaktadır. 

Açıklanan nedenlerle, İş Mahkemesi'nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

            SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Hatay İş Mahkemesi’nce verilen 17.12.2003 gün ve E:2003/39; K:2003/175 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 14.11.2005 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.