Hukuk Bölümü 2001/6 E., 2001/23 K.

  • İTİRAZ DAVASI
  • BEDEL TAKDİR KOMİSYONU KARARI
  • ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILARAK HAZİNE ADINA TESCİL EDİLEN TAŞINMAZ
  • RAYİÇ BEDELİN TESPİTİ
  • 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 11 ]
  • 6831 S. ORMAN KANUNU [ Madde 2 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 19 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2924 S. ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMES... [ Madde 15 ]
  • 2924 S. ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMES... [ Madde 1 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : İzmir İli, Torbalı İlçesi, Yeşilköy, Köyiçi mevkiinde, 6831 sayılı Yasa'nın 2/B. maddesine göre orman niteliğini kaybettiği nedeniyle orman sınırları dışına çıkarılarak Hazine adına tescil edilen yerlerden arsa vasfındaki 761 sayılı parselin 2924 sayılı Yasa'ya göre hak sahibi olarak belirlenen davacı, idarece yapılacak satış işlemlerine esas alınmak üzere 2924 sayılı Yasa gereğince kurulan Bedel Takdir Komisyonu tarafından 2,318,860,000.- TL. olarak tespit edilen bedele itiraz ederek, bedelin 347,700,000.- TL. olarak tespitine karar verilmesi istemiyle, 19.12.1999 gününde adli yargı yerinde itiraz davası açmıştır.

    TORBALI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 30.12.1999 gün ve E: 1999/97, K: 1999/630 sayı ile, idareye bir yasa ile kamu gücü kullanma ve tek taraflı hareket etme yetkisi tanınmış ise bu yetkinin kullanılmasından doğan uyuşmazlıkların idari yargının görev alanına gireceğinin açık olduğu; 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun'un 3763 sayılı Kanunla değişik 15. maddesi gereğince kurulan Rayiç Bedel Tespit Komisyonunca bedel takdir edilmesinin idari bir işlem olduğu ve Yasa'da bu işleme karşı adli yargıda itiraz edileceğine ilişkin herhangi bir hüküm de bulunmadığı, davalı vekilinin tespite itiraz mahiyetindeki davada Kadastro Mahkemesinin görevli olduğu yolundaki görüşüne itibar edilmediği, yargılamanın idari yargının görevine girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı, aynı istekle, 22.6.2000 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır. İZMİR 4. İDARE MAHKEMESİ; 18.10.2000 gün ve E: 2000/451 sayı ile, olayda uyuşmazlığın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B. maddesi uyarınca orman niteliğini kaybetmiş olması nedeniyle orman sınırları dışına çıkarılarak 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanun'a göre tespit edilen hak sahiplerine satışa çıkarılan taşınmazın rayiç bedelinin tespitine ilişkin işlemden kaynaklandığı; gerek 6831 sayılı Orman Kanunu'nda gerekse 2924 sayılı Kanun'da bu tür bir uyuşmazlığın hangi yargı yerinde çözümleneceğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığı; fakat, 2924 sayılı Kanun'a dayanılarak Bakanlar Kurulu Kararıyla çıkarılan Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Yönetmeliğin 47. maddesinde "25 inci maddede açıklandığı şekilde tespiti yapılan taşınmazların rayiç bedeli 29 uncu maddeye göre oluşturulacak komisyon tarafından tespit ve ilan edilir. Bu bedel ilandan sonra değiştirilemez. Tespit edilen bedele karşı, adına tespit yapılan şahıslarca 60 gün içerisinde itiraz davası açılabilir. Ancak itiraz edilmiş olması, bu Yönetmeliğe göre yapılacak iş ve işlemleri durdurmaz." yolunda düzenlemeye yer verildiği; mahkemelerin görev ve yetkilerinin kanunla düzenleneceği ve zaten yukarıda belirtilen Yönetmelik hükmüyle konuya ilişkin herhangi bir görevli ve yetkili mahkemenin belirlenmediği, fakat tespit edilen bedele karşı itiraz davası açılabileceği vurgulanmış olup, bu dava türü 2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri Ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu Ve Görevleri Hakkında Kanun'un değişik 5. maddesinde sayılan idare mahkemelerinde görülecek olan dava türlerinden herhangi birine girmediğinden, taşınmazın tespit edilen bedeline itiraz davasına ilişkin uyuşmazlığın adli yargı yerinde görülmesi gerektiği kanaatine varıldığı; öte yandan, kimi İdare Mahkemelerince uyuşmazlığın adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle verilen görevsizlik kararlarının Danıştay'ca onandığından bahisle ve bu davada daha önce adli yargı yerince görevsizlik kararı verildiği nedeniyle, görevli merciin belirtilmesi için 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, bu konuda bir karar verilinceye değin incelemenin ertelenmesine karar vermiştir. İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Ümran SAYIŞ, Bekir AKSOYLU, Mustafa BİRDEN, Ertuğrul TAKA ve Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR'ün katılımlarıyla yapılan 14/5/2001 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN'ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi'nce anılan Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmemiş, esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

    Dava, orman sınırları dışına çıkarılarak Hazine adına tescil edilen yerlerden arsa vasfındaki taşınmazın 2924 sayılı Yasa'ya göre hak sahibi olarak belirlenen davacı tarafından, anılan Yasa ile kurulmuş bulunan Bedel Takdir Komisyonunca yapılan rayiç bedel tespitine itirazdan ibarettir. 17.10.1983 tarih ve 2924 sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Kanunun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, nakline karar verilen orman içi köyler halkının yerleştirilmesi ve orman sınırları dışına çıkartılmış ve çıkartılacak yerlerin değerlendirilmesi suretiyle, orman köylülerinin kalkınmalarının desteklenmesi olduğuna işaret edilmiş; 2. maddesinde, bu Kanunun, 6831 sayılı Orman Kanununun 2 nci maddesi uyarınca orman kadastro komisyonları tarafından orman sınırları dışına çıkarılan,

    a) Orman olarak muhafazasında bilim ve fen bakımından hiçbir yarar görülmeyip, aksine tarım alanlarına dönüştürülmesinde kesin yarar görülen yerleri,

    b) Otlak, kışlak, yaylak gibi yerleri,

    c) Tarla, bağ, bahçe, meyvelik, zeytinlik, fındıklık, fıstıklık (Antep fıstığı) gibi çeşitli tarım alanlarını,

    d) Şehir, kasaba, köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahalarını, kapsadığı belirtilmiş; 3. maddesinin değişik birinci fıkrasında, orman kadastro komisyonlarınca orman sınırı dışına çıkarılan yerlerin, Orman Bakanlığının talebi üzerine Hazine adına tescil edileceği ve bu yerlerin, bu Kanunun hükümleri uygulanmak kaydıyla Orman Bakanlığının emrine geçeceği hükme bağlanmıştır.

    Aynı Yasa'nın, "Köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahalarının değerlendirilmesi" başlıklı 12. maddesi," (Değişik birinci fıkra: 28.8.1991 - 3763/3. md.) Bu Kanunun 2 nci maddesinin (d) bendi kapsamına giren, köy yapılarının toplu olarak bulunduğu yerleşim sahaları, orman sınırları dışına çıkarıldığı tarihteki fiili durumlarına göre ifraz edilerek üzerinde yapısı bulunan hak sahibi kişilere, rayiç bedeli peşin veya beş yıllık süre içinde ve yıllık eşit taksitle alınmak üzere, Orman Bakanlığınca satılır.

    (Değişik: 30.10.1995 - 4127/2 md.) Bu kişilerin hak sahibi olabilmesi için köy nüfusuna kayıtlı olmaları ve bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren geriye yönelik en az 5 yıl müddetle o yerde ikamet etmiş bulunmaları gerekir.

    Hak sahipliği tanımına girmeyen kişilerce işgal edilen yerler, aynı köydeki başka bir hak sahibine üzerindeki yapısı ile birlikte tespit edilecek rayiç bedel üzerinden ve yapının bedeli peşin olarak satılır, yapı bedeli sahibine defaten iade olunur.

    (Değişik: 30.10.1995 - 4127/2 md.) 11 inci maddenin ikinci, üçüncü, beşinci ve altıncı fıkra hükümleri bu madde için de uygulanır." hükümlerini taşımakta; "Rayiç bedel tespiti ve devir işlemleri" başlıklı olup 28.8.1991 tarih ve 3763 sayılı Kanun ile değişik 15. maddesinde ise, "Bu Kanun hükümlerinin uygulandığı yerlerdeki rayiç bedelin tespiti belediye ve köy mülki hudutları esas alınarak 5 üyeden meydana gelen Bedel Takdir Komisyonunca yapılır.

    Bedel Takdir Komisyonu, Orman Bakanlığının görevlendireceği 3 ve belediyelerde belediye encümenince, köylerde köy muhtar ve ihtiyar heyetlerince tespit edilen 2 kişiden oluşur. Bedel Takdir Komisyonuna belediyeler ve köylerce isim tespitinin 15 gün içinde yapılamaması halinde, bu kişiler mülki amirlerce mahallinden resen tespit edilir.

    Satış işlemleri bu bedeller esas alınarak Orman Bakanlığınca gerçekleştirilir." hükümlerine yer verilmiştir.

    Anayasa'nın 170. maddesinde, ormanlar içinde veya bitişiğindeki köyler halkının kalkındırılması, ormanların ve bütünlüğünün korunması bakımlarından, ormanın gözetilmesi ve işletilmesinde Devletle bu halkın işbirliğini sağlayıcı tedbirlerle, 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tamamen kaybetmiş yerlerin değerlendirilmesi, bilim ve fen bakımından orman olarak muhafazasında yarar görülmeyen yerlerin tespiti ve orman sınırları dışına çıkartılması, orman içindeki köyler halkının kısmen veya tamamen bu yerlere yerleştirilmesi için Devlet eliyle anılan yerlerin ihya edilerek bu halkın yararlanmasına tahsis edilmesinin kanunla düzenleneceği öngörülmüş olup; bu Anayasa kuralı ile, bilim ve fen bakımından artık orman olarak işletilmesinde yarar görülmeyen yerlerin, orman köyleri halkının yararına tahsis edilmek suretiyle değerlendirilmesi ve böylece, orman köylüsünün ormanları tahribinin önlenerek ulusal ekonomiye katkıda bulunması ve üretici hale getirilip kalkınması amaçlanmış ve bu işlerin yapılması Devlete görev olarak yüklenmiştir.

    Anayasa'nın 170. maddesi ile 2924 sayılı Yasa'da belirtilen amacın gerçekleştirilmesi, kamu yararı düşüncesine dayanmakta; hak sahibi orman köylülerinin ve rayiç bedelin tespit edilmesi işleri ise, idareye Anayasa ve Yasa ile verilen bu görev kapsamındaki bir kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin bulunmaktadır.

    Anayasa'nın 125. maddesinin birinci fıkrasında, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu kurala bağlanmıştır. Nitekim, 20.10.1983 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına rağmen uygulama olanağı bulunamadığından bahisle ve Anayasa'ya uygun esaslar içinde 2924 sayılı Yasa'ya işlerlik kazandırmak amacıyla, bu Yasa'nın 11 ve 15. maddelerini değiştiren 28.8.1991 tarih ve 3763 sayılı Yasa'ya ilişkin 23.1.1990 tarih ve 11 karar sayılı T.B.M.M. Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonu Raporunda: "Beşinci maddeyle rayiç değer tespiti ve devir işlemlerini içeren 2924 sayılı Kanunun 15 inci maddesi yeniden düzenlenmiş ve bu düzenleme ile rayiç bedeli tespit edecek bedel takdir komisyonunun kimlerden teşekkül edeceği esası getirilmiş ve satış işlemlerinde Bakanlığın inisiyatif sahibi olması sağlanmıştır. Ayrıca yine alt komisyon metninde bulunan 'Komisyonca takdir olunan bedele itiraz edilemez' hükmüne yeni metinde yer verilmeyerek Anayasanın 125 inci maddesinin birinci fıkrasındaki 'İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.' hükmüne özen gösterilmiştir." denilmektedir.

    Bu itibarla, Anayasa ve Yasa ile verilen görevi kapsamındaki kamu hizmetinin yürütülmesine ilişkin olarak idarece kurulan Bedel Takdir Komisyonu tarafından kamu gücüne dayanılarak ve tek yanlı olarak tesis edilen rayiç bedel tespiti işlemi, Bakanlıkça yapılacak satış işlemlerine esas alınacak olması nedeniyle kesin ve yürütülmesi zorunlu bir idari işlem niteliğini taşımakta olup; bu işlemin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a. maddesinde yer verilen "idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davası" kapsamında yargısal denetiminin idari yargı yerlerince yapılacağında duraksamaya yer bulunmamaktadır.

    Öte yandan, 2924 sayılı Yasa kapsamına alınan ve Hazine adına tescil edilerek Orman Bakanlığının emrine verilen; başka deyişle, Yasa ile öngörülmüş bir kamu hizmetine tahsis edilen bu yerler "kamu malı" niteliğinde olduğundan, Yasa gereği kamu yararı amacıyla orman köylülerine satılıp devrinin yapılacağı aşamaya kadar idarenin bu taşınmazlar üzerinde özel mülkiyetinin değil ancak "idare hukuku mülkiyeti"nden sözedilebilecek olması karşısında, hak sahibinin ve rayiç bedelin tespiti gibi idari aşamalardaki iş ve işlemlerin Medeni Kanun'da düzenlenen mülkiyet hukukuna tabi olması düşünülemez.

    Anayasa'nın 142. maddesinde "Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir." hükmüne yer verilmiştir. Anılan hükme göre, yasakoyucunun, Kamulaştırma Kanunu'nda olduğu gibi, takdir edilen bedele karşı ilgililerin yapacakları itirazlarda, ülke genelinde yaygın teşkilata sahip olması gibi pratik düşüncelerle adli yargının görevli kılınması olanaklı olup; bu halde, yetkili mahkemenin adli yargı yeri olduğunun ilgili yasada açıkça belirtilmesi gerekir. Ancak, 2924 sayılı Yasa'nın 15. maddesinde bu doğrultuda bir hükme yer verilmemiştir.

    Hernekadar, 2924 sayılı Yasa'nın "Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasına ilişkin şekil, şart ve esaslar ile ifraz işlemleri Bakanlar Kurulunca yürürlüğe konulacak bir yönetmelikte düzenlenir." hükmünün yer aldığı 21. maddesi uyarınca, 15.7.1997 tarih ve 97/9637 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile çıkarılan ve 31.7.1997 tarihli, 23066 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Hakkında Yönetmeliğin 47. maddesinde "... Tespit edilen bedele karşı, adına tespit yapılan şahıslarca 60 gün içerisinde itiraz davası açılabilir..." kuralına yer verilmiş ise de, adli yargıya özgü bir dava nitelemesi yapıldığı ve idari yargıda böyle bir dava türü olmadığından hareketle, yukarıda belirtilen Anayasa kuralına rağmen adli yargının görevli olduğu söylenemeyeceği gibi; idari yargı yerinde iptal davası açılacağı yerde ilgililerce Yönetmelikte nitelendirildiği üzere "itiraz davası" olarak açılmış bulunan bir davanın, 2577 sayılı İ.Y.U.K.'nun 15/1-d. maddesine göre dava dilekçesinin usule uygun şekilde yeniden açılmak üzere reddi yoluyla idari dava olarak açılmasının sağlanması ya da mahkemece rayiç bedel tespiti işleminin iptali istemiyle açıldığı biçiminde tavsif edilmesi olanaklıdır.

    Açıklanan nedenlerle, 2924 sayılı Yasa'ya göre kurulan Bedel Takdir Komisyonu tarafından yapılan rayiç bedel tespitinin kamu gücüne dayalı, re'sen ve tek yanlı olarak tesis edilen bir idari işlem niteliği taşıması karşısında, bu işleme karşı açılan davanın görüm ve çözümünde idari yargı yeri görevli olduğundan, İzmir 4. İdare Mahkemesi'nce 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesine göre yapılan başvurunun reddi gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 4. İdare Mahkemesi'nce yapılan başvurunun REDDİNE, 14.5.2001 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.