T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/241

KARAR NO  : 2020/250      

KARAR TR  : 27/04/2020

 

ÖZET: 2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİ gerektiği hk.

 

K A R A R

 

          Davacı                             : H.B.

          Vekili                             : Av. H.S.

          Davalı                           : Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanlığı

          Vekili                             : Av. Z.Y.

 

          O L A Y: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 05/04/2019 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki 46 B... plakalı araç ile seyir halindeyken belediye çalışması yapılan orta refüjde 5,90 metre uzunluğundaki refüj çukuruna girerek maddi hasarlı trafik kazası geçirdiğini, belediyenin herhangi bir önlem, ikaz ve uyarı levhası bırakmadığını, müvekkilinin meydana gelen kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığını, aracında ciddi anlamda hasar meydana geldiğini, trafik kazası sonucu araçta işçilik dahil toplam 32.036,12 TL hasar meydana geldiğini, kaza nedeniyle müvekkilinin aracında bir değer kaybı oluştuğunu, ayrıca müvekkilinin aracını kullanmaması nedeniyle araç kiraladığını ve kira bedelinin 9.440 TL olduğunu, bu zararlarını da talep ettiklerini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 20.000,00 TL maddi tazminatın kaza olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 500,00 TL müvekkilinin ikame araç bedeli ile müvekkilinin aracında meydana gelen değer kaybı olarak şimdilik 500,00 TL'nin tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

          GAZİANTEP 6. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 18/10/2019 gün, E:2019/189, K:2019/306 sayılı dosyada "...Davalı Belediye Başkanlığı kamu tüzel kişisi olup görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup, bu zararların tazmini amacıyla ilgili idarelere karşı hizmet kusuruna dayanılarak idari yargılama usul kanunu 2.madde hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekmektedir" gerekçesiyle "Davanın yargı yolu yokluğu nedeniyle usulden reddine" karar vermiş, yapılan yazışma sonucu kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmıştır.

          Davacı vekili benzer taleple idari yargı yerinde dava açmıştır.

          GAZİANTEP 1. İDARE MAHKEMESİ: 28/02/2020 gün, E:2020/174 sayılı dosyada "2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun 1. maddesinde; Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu, “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde; bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu Kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın belediye trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu, 13. maddesinin l/c bendinde; kurum ve kuruluşların karayolu yapısında yapacakları çalışmalarda zorunlu nedenlerle meydana gelen arıza, engel ve benzerlerini en kısa zamanda ortadan kaldırarak karayolunu kullananlara ve araçlara zarar vermeyecek duruma getirmekle yükümlü olduğu belirtilmiş; "Görevli ve Yetkili Mahkeme" başlıklı 110. maddesinde, "İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür...." hükmüne yer verilmiştir.

          Dava dosyasının incelenmesinden, 05/04/2019 tarihinde davacının 46 B... plakalı aracıyla şehir merkezinde seyir halindeyken, davalı/ idarece yapılan yol çalışması nedeniyle orta refüjde oluştuğu belirtilen 5,90 metre uzunluğundaki çukura düşmesi sonucunda aracında oluştuğu iddia edilen toplamda 21.000,00-TL zararın Karayolları Trafik Kanunu'nun 10/b-3 maddesi uyarınca tahsili amacıyla Gaziantep 6. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan tazminat davasında adı geçen Mahkemece 18/10/2019 gün ve E:2019/l 89, K:2019/306 sayılı kararı ile; "Davanın trafik kazasından kaynaklı maddi tazminata ilişkindir. Davacı, davalı belediye tarafından açılan çukura düşen aracında oluşan hasar bedeli, değer kaybı ile araç bedelinin tazminini talep etmiştir. Davalı Belediye Başkanlığı kamu tüzel kişisi olup görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup, bu zararların tazmini amacıyla ilgili idarelere karşı hizmet kusuruna dayanılarak İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 2.maddesi uyarınca tam yargı davası açılması gerekmektedir.” gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmesi ve bu kararın taraflarca istinaf edilmemesi üzerine kesinleşen görevsizlik kararı akabinde, Gaziantep 3.İdare Mahkemesi'nin 20/11/2019 tarih ve E:2019/367, K:2019/113 sayılı kararıyla merciine tevdi kararı verildiği, davalı idarece 27.01.2020 tarih ve E.5059 sayılı işlemi ile talebin reddi üzerine idarenin sorumluluğu altındaki karayolunda alınması gereken tedbirleri almadığından uğranıldığı ileri sürülen 21.000,00-TL zararın tazmini istemiyle 17/02/2019 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

          Uyuşmazlık konusu olay 2918 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; anılan Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile çalışma usullerini kapsadığı, 10. maddesinde belediyelere, yapım ve bakımından sorumlu olduğu yollan trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurma yükümlülüğünün getirildiği, bu yükümlülüğün davalı idare tarafından yerine getirilmediği ileri sürülerek meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın 2918 sayılı Kanun'un uygulanmasından doğan bir tazminat davası olduğu ve bu Kanunun 110. maddesi uyarınca davanın görüm ve çözümünde adli yargı mercilerinin görevli olduğu anlaşılmaktadır.

          Bu durumda, yukarıda yer verilen Kanun hükmü uyarınca dava konusu uyuşmazlığın çözümünün adli yargının görevine girdiği ve davanın görev yönünden reddi gerektiği sonucuna varılmıştır.

          Nitekim benzer bir uyuşmazlıkta verilen Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 30/09/2019 tarih E:2019/587, K:2019/564 sayılı kararı da bu yöndedir.

          Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyasının; Gaziantep 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E:2019/189 sayılı dosyasının aslı Mahkememizce temin edilerek iş bu dosya ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosyanın incelenmesinin Uyuşmazlık Mahkemesince bu konuda karar verilinceye kadar ertelenmesine"karar vererek, 05/03/2020 gün, E:2020/174 sayılı üst yazı ekindeki dava dosyaları ile birlikte Mahkememize başvurmuş, müracaat 09/03/2020 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suat ARSLAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 27.04.2020 günlü toplantısında: Raportör-Hakim Engin SELİMOĞLU’nun 2247 sayılı Yasa’da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Anayasanın "Uyuşmazlık Mahkemesi" başlıklı 158. maddesinde;

"Uyuşmazlık Mahkemesi adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözümlemeye yetkilidir. Uyuşmazlık Mahkemesinin kuruluşu, üyelerinin nitelikleri ve seçimleri ile işleyişi kanunla düzenlenir. Bu mahkemenin Başkanlığını Anayasa Mahkemesince, kendi üyeleri arasından görevlendirilen üye yapar.

Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır." hükmüne yer verilmiş;

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun’un 1. Maddesinde, “Uyuşmazlık Mahkemesi; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ile görevlendirilmiş, adli ve idari yargı mercileri arasındaki görev ve hüküm uyuşmazlıklarını kesin olarak çözmeye yetkili ve bu kanunla kurulup görev yapan bağımsız bir yüksek mahkemedir…”,

19. maddesinde; “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” denilmiş;

Aynı Yasanın "İncelemede izlenecek sıra" başlıklı 27. maddesinde;

"Uyuşmazlık Mahkemesi, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceler; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddeder" kuralına yer verilmiştir.

Anılan düzenlemelere göre, 19. madde kapsamında Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulabilmesi için, adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararının bulunması gerekmektedir.

Dosyaların incelenmesinde; Gaziantep 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 11/03/2020 gün ve 2019/189 esas sayılı cevabi yazısından uyuşmazlığa ilişkin olarak adli yargı yerindeki davanın kesinleşmediği anlaşılmıştır. Dolayısıyla adli yargı yerince verilmiş kesinleşmiş görevsizlik kararı bulunmadığından, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen "adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı" bulunması koşulu gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi  gerekmiştir.

             

              S O N U Ç:   2247 sayılı Yasanın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 27.04.2020 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                  

      Hicabi                       Şükrü                          Mehmet                          Suat      

    DURSUN                  BOZER                         AKSU                        ARSLAN          

 

 

 

 

                                          Üye                                Üye                              Üye                  

                                        Aydemir                        Nurdane                        Ahmet

                                          TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN