Hukuk Bölümü         2010/17 E.  ,  2010/325 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           : B. Elektrik Dağıtım A.Ş.

Vekili              : Av. H.B.

Davalı            : Yenimahalle Belediye Başkanlığı

Vekili              : Av. T.Y. 

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde, borçlu Belediye Başkanlığı elemanlarının davacıya ait elektrik kablosuna 12.8.2003 tarihinde zarar verdiğini, şirketin hasar bedelini borçludan 18.9.2003 tarihli yazıyla talep ettiği halde borcunu ödemediğini, Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2004/2847 sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, davalının bu takibe haksız ve mesnetsiz itiraz ettiğini, itirazın iptali ile takibin devamına, alacak likit olup davalıca da bilindiğinden haksız yere itiraz ettiklerinden dolayı % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 14. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ; 28.9.2004 gün ve E:2004/312, K:2004/498 sayı ile, davacı vekili dava dilekçesinde, davalı-borçlu Belediye Başkanlığı elemanlarının davacıya ait elektrik kablosuna 12.8.2003 tarihinde zarar verdiğini, şirketin hasar bedelini borçludan 18.9.2003 tarihli yazıyla talep ettiği halde borcunu ödemediğini, Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2004/2847 sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, davalının bu takibe haksız ve mesnetsiz itiraz ettiğini, alacak likit olup davalıca da bilindiğinden haksız yere itiraz ettiklerinden dolayı % 40 icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, davanın, davalının takibe yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin bulunduğu, davacı yan dilekçesinde, davalı-borçlunun Belediye Başkanlığı elemanları tarafından davacı şirkete ait elektrik kablosuna 12.8.2003 tarihinde zarar vermiş olduklarını, hasar bedelinin davalı-borçludan 18.9.2003 tarihli yazıyla talep edildiğini, ancak borcun ödenmediğini, bu kez alacağın tahsili amacıyla takibe geçildiğini, takibe haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava ettiği, davalı vekili cevap dilekçesinde, dava konusu edilen takibe ilişkin dosyada ödeme emrinde borcun kaynağının 2266 nolu fatura bedeli olarak gösterildiğini, borcun sebebine ilişkin olarak kayıtlarda yapılan incelemelerde zararın belediye tarafından yapılan yol çalışması sırasında meydana geldiğini, yol açma ve yapma görevi ile ilgili yasalar ile kendi yetki ve sorumluluk bölgesinde yolun genişliğine göre belediyeye verildiğini, bu görevin yapılmasının bölge insanına hizmet sunulması sırasında kişilere veya kurumlara ait mallara belediye çalışanlarının kusurlu davranışları sonucunda bir zarar verilmesi halinde bu zararın “hizmet kusuru” olarak kabulü gerektiğini, bu durumda davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini ileri sürdüğü, ayrıca davada görev ve esasa ilişkin itirazlarının bulunduğunu açıkladığı, davanın çalışanları tarafından verildiği iddia olunun hasar bedelinin tazminine yönelik itirazın iptali davası olduğu, hizmet kusuruna dayalı ve idari eylemlerden kaynaklanan zararların idare hukuku kuralları uyarınca çözümlenmesi gerektiği, bu durumda davanın adli yargıda değil idare mahkemelerince görülmesinin icap ettiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu kararın temyizi üzerine YARGITAY 4. HUKUK DAİRESİ; 10.6.2005 gün ve E:2005/7629, K:2005/6265 sayı ile, miktar itibariyle kararın kesin olduğu gerekçesiyle temyiz dilekçesinin reddine; 13.10.2005 gün ve E:2005/11021, K:2005/10877 sayı ile de karar düzeltme dilekçesinin reddine karar vermiş ve Mahkeme kararı kesinleşmiştir.

Davacı vekili, bu kez, Yenimahalle Belediye Başkanlığı elemanlarının davacı şirkete ait elektrik kablosuna 12.8.2003 tarihinde zarar verdiğini, davacı şirketin hasar bedeli olan 417.500.496.-TL tutarındaki zararı davalıdan 18.9.2003 tarihinde talep ettiğini, davalı borçlunun borcunu ödemediğini, davacı şirketin de alacağın tahsili amacıyla borçlu aleyhine Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2004/2847 sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, davalı/borçlunun takibe itiraz ettiğini, borçlunun Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2004/2847 sayılı dosyasına vaki haksız ve mesnetsiz itirazının kaldırılarak, 417,05-YTL(417.500.496.-TL) zarar ile 21.8.2003 tarihinden itibaren işlemiş bulunan reeskont faizi, faize ve anaparaya işleyecek %18 KDV alacağın tahsiline borçlu/davalı yönünden takibin devamına, alacak likit olup davalıca da bilindiğinden ve haksız yere itiraz ettiklerinden dolayı % 40 icra inkar tazminatı verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 10. İDARE MAHKEMESİ; 9.3.2006 gün ve E:2006/657, K:2006/614 sayı ile, davanın, davalı idarenin Ankara 11. İcra Müdürlüğü’nün 2004/2847 sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ve takibin devamına ve % 40 icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemiyle açıldığı, dava konusu uyuşmazlığın, davacı şirketin davalı idareden olan alacağının takibi aşamasında ortaya çıkmış olduğu, bu tarz uyuşmazlıkların görüm ve çözüm yerinin özel hukuk davaları olduğu;  bu durumda, davacı ile idare arasında borç-alacak ilişkisinden kaynaklanan uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre adli yargı mercilerince çözümlenmesi gerektiğinden, dava konusu uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanı dışında kaldığı gerekçesiyle; davanın 2577 sayılı Kanunu 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine karar vermiş; bu karar, Ankara Bölge İdare Mahkemesi’nin 28.11.2007 gün ve E:2006/7025, K:2007/7817 sayılı kararı ile onanmak suretiyle kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Erdoğan BUYURGAN, Ramazan TUNÇ, Habibe ÜNAL, Ayper GÖKTUNA, Gürbüz GÜMÜŞAY ve Coşkun GÜNGÖR’ün katılımlarıyla yapılan 20.12.2010 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ : Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ :

Dava, ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali ile %40 icra inkâr tazminatına karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

            2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun “İlamsız takip” başlıklı Üçüncü Bap, 42-49. maddelerinde takip yöntemleri gösterilmiş; değişik 58. maddesinde, takip talebinin icra memuruna yazı ile veya sözlü olarak yapılacağına işaret edilmiş; değişik 60. maddesine göre, takip talebi üzerine icra dairesince düzenlenen ödeme emrinin değişik 61. maddede öngörülen şekilde takip borçlusuna tebliğ edileceği ve 62-65. maddelerde itiraza ilişkin hükümlere yer verilmiş olup, değişik 66. maddede, süresi içinde yapılan itirazın takibi durduracağı kurala bağlanmıştır.

            İtiraz nedeniyle takibin durması üzerine alacaklıya, itirazın iptali için Yasada iki yola başvurma olanağı tanınmış olup, bunlardan birincisi, 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak, ikincisi ise 68, ek 68/a ve ek 68/b maddelerine göre tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemektir.

            İncelenen uyuşmazlıkta alacaklı konumundaki davacı tarafından, değişik 67. maddeye göre mahkemeye başvurmak suretiyle itirazın iptali davası açılmıştır.

Sözkonusu 67. madde(Değişik: 18/2/1965 - 538/37 md.), “(Değişik birinci fıkra: 17/7/2003-4949/15 md.) Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.

(Değişik: 9/11/1988 - 3494/1 md.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.

İtiraz eden veli, vasi veya mirasçı ise, borçlu hakkında tazminat hükmolunması kötü niyetin sübutuna bağlıdır.

(Mülga dördüncü fıkra: 17/7/2003-4949/103 md.)

Birinci fıkrada yazılı itirazın iptali süresini geçiren alacaklının umumi hükümler dairesinde alacağını dava etmek hakkı saklıdır” hükümlerini taşımaktadır.

Anılan Yasanın değişik 1. maddesinin birinci fıkrasında, “Her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunur” denilmekte olup, yukarıda hükmü yazılı 67. maddede sözü edilen “mahkeme” ile, icra dairesinin bulunduğu yargı çevresi bakımından bağlı olduğu asliye mahkemesinin anlaşılması ve takip hukukuna özgü bulunan itirazın iptali davasının asliye mahkemesinde görülmesi gerektiği açıktır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri: a)İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b)İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c)Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun değişik 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasının görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Asliye Hukuk Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28.9.2004 gün ve E:2004/312, K:2004/498 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 20.12.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.