T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO      : 2018 / 294

            KARAR NO  : 2018 / 285

            KARAR TR   : 28.5.2018

ÖZET : Türk Telekomünikasyon A.Ş.’de çalışırken Kurumun özelleştirilmesi nedeniyle bir kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

K  A  R  A  R

 

Davacı          : İ.Y.

Vekili            : Av. A.T.

Davalı           : Türk Telekomünikasyon A.Ş. Genel Müdürlüğü

Vekili            : Av. H.İ.K.

 

O L A Y        : Davacı vekili müvekkilinin davalı Kurumda kapsamdışı iş sözleşmesi ile görev yapmakta iken sonradan kamu kurumuna atanması sırasında düzenlenerek Devlet Personel Başkanlığı’na gönderilen maaş nakil ilmühaberinde(yer değiştirme suretiyle atamalarda aylık bildirim formu) bildirilen ücretine, devlet memurlarına yapılan zamların, 406 Sayılı Kanun’un Ek-29. maddesinde belirtilen “kamu görevlilerine yapılan artışlardan yararlandırılması gerektiği” hükmünün, 375 Sayılı KHK’nın ek 3. maddesine göre eklenmesi ek ödemenin, ayrıca 60 günlük ikramiye ve 52 günlük ilave tediye olmak üzere, genel anlamda 112 günlük ikramiyenin sabit bir değer olarak eklenmemesi nedeniyle davalı şirkete yapılan 03.02.2017 tarihli başvurunun reddine ilişkin 20.02.2017 tarih, 36813 sayılı işleminin iptali istemiyle 20.4.2017 tarihinde idari yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 2.İDARE MAHKEMESİ; 3.5.2017 gün ve E:2017/1079, K:2017/1688 sayı ile “(…) 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari dava türleri; “idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar" olarak tanımlanmış, aynı Kanunun 15. maddesinin (l/a) bendinde; idari yargının görev alanına girmeyip adli veya askeri yargının görev alanına giren davaların reddedileceği hükme bağlanmıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Türk Telekomda 2. Tip iş sözleşmesi fesih edilerek mevzuat gereği başka kamu kurumuna nakil edilmesi sırasında "yer değiştirme suretiyle atamalarda aylık bildirim" adı ile düzenlenen nakil ilmühaberinde belirtilen ücret üzerine, ayrılış tarihi itibari ile kamu personeline yapılan artışlar ve ek ödemeler eklenerek maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi isteminin reddi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

406 sayılı Kanunun 1. maddesinin 7. fıkrasında, "Türk Telekom, bu kanun ve özel kanun hükümlerine tabi bir anonim şirkettir. Bu kanun hükümleri saklı kalmak üzere kamu iktisadi teşebbüsleri de dahil, sermayesinin yarısından fazlası kamuya ait olan kamu kurum, kuruluş ve ortaklıklarına uygulanan mevzuat Türk Telekom’a uygulanmaz." hükmüne yer verilerek Türk Telekom’a özgü farklı bir statü oluşturulmuştur.

Ayrıca, Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin özelleştirme kapsamında iken %55 oranındaki hissesinin blok olarak satışı suretiyle özelleştirilmesi için 01.07.2005 tarihinde yapılan ihale sonucunda 2005/9146 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda, şirketin %55 oranındaki hissesi satılarak 14.11.2005 tarihinde Oger firmasına devredildiği, şirketin kamusal niteliğinin ortadan kalktığı görülmektedir.

Bu durumda, maaş nakil bildirimi düzenleme ve dava tarihlerinde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari davadan söz etmek imkanı bulunmadığından; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim, benzer davalarda Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün 04.07.2011 tarih ve E:2011/147, K:2011/178 sayılı, 29.12.2014 tarih ve E:2014/1050, K:2014/1102 sayılı, 26.12.2016 tarih ve E:2016/599, K:2016/635 sayılı, 20.02.2017 tarih ve E:2017/27, K:2017/87 sayılı kararları da bu doğrultudadır.

Açıklanan nedenlerle; davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1 -a hükmü uyarınca görev yönünden reddine…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere; müvekkilinin Türk Telekomünikasyon A.Ş.’de kapsamdışı iş sözleşmesi ile görev yapmakta iken kendisine 406 Sayılı Kanunu’nun Ek-29. maddesinde belirtilen “kamu görevlilerine yapılan artışlardan yararlandırılması gerektiği” hükmü uyarınca, 375 Sayılı KHK’nın ek 3. maddesine göre ödenmesi gereken 359,08 TL tutarındaki ek ödemenin eklenmemesi, ayrıca 4046 Sayılı Kanun 22/5 maddesi hükmü gereği kamu kurumunda çalışmaya başladığı 13.11.2009 tarihi itibariye bildirim tarihindeki unvanına göre davalı şirketten almış olduğu ücret, ücrete eklenmesi gereken ek ödeme, 112 günlük ikramiyenin de eklenmesi suretiyle maaş nakil ilmühaberinin belirtilen ücretin toplamda 3.168,93 TL olarak belirlenmesi ve Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesi gerektiğinin tespiti istemiyle 13.10.2017 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ANKARA 44.İŞ MAHKEMESİ; 7.12.2017 gün ve E:2017/555, K:2017/733 sayı ile “(…) İncelenen dosya kapsamı ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18.11.2015 tarih ve 2014/9-1559 esas, 2015/2649 karar ve yine Yargıtay Genel Hukuk Kurulunun 26.12.2012 tarih, 2012/9-1518 esas, 2012/1388 karar sayılı kararı ile Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 07.04.2011 tarih ve 2011/55 esas, 2011/205 karar sayılı kararları gereğince; davacının nakledileceği Kamu Kurumunda yararlanacağı parasal haklara esas olmak üzere nakil ilmühaberinin düzenlenmesi İdare Hukuku alanında sonuçlar doğurmakta olup, nakledileceği Kurumdaki statü, özlük ve parasal haklarının belirlendiği sözkonusu işlemlerin idari işlem niteliği taşıdığı, idari işlemler ile ilgili uyuşmazlıkların Adli Yargı yerinde değil, İdari Yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği değerlendirilerek HMK 114/1-b bendi gereğince talep konusunda karar verme görevi İdari Yargıya ait olduğundan Yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM:

Talep ile ilgili karar verme görevi İdari Yargıya ait olduğundan HMK 114/1-b maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmaması nedeni ile dava şartı yokluğundan davanın USULDEN REDDİNE…” karar vermiş, bu karar istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.

Davacı vekilinin talebi üzerine İş Mahkemesince 11.4.2018 tarihli üst yazıyla gönderilen dava dosyaları 19.4.2018 tarihinde Mahkememiz kayıtlarına girmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Suna TÜRE, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 28.5.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacı vekilinin istemi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, ekinde idari yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacının, naklen geçiş yaparken maaş nakil ilmühaberinin eksik, hatalı ve hukuki düzenlemelere aykırı olarak düzenlendiği iddialarıyla toplam 112 günlük ikramiyenin sabit bir değer olarak eklenmemesi nedeniyle davalı şirkete yapılan 03.02.2017 tarihli başvurunun reddine ilişkin 20.02.2017 tarih ve 36813 sayılı işlemin iptali/ belirtilen ücretin toplamda 3.168,93 TL olarak tespit edilmesi istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı %50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, davalının hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı kuruluşta çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacının vekili tarafından;  20.4.2017 tarihinde  ilk olarak idari yargı yerinde, müvekkilinin kamu kurumuna nakil edilmesi sırasında "yer değiştirme suretiyle atamalarda aylık bildirim" adı ile düzenlenen nakil ilmühaberinde belirtilen ücret üzerine, ayrılış tarihi itibari ile kamu personeline yapılan artışlar ve ek ödemeler eklenerek maaş nakil ilmühaberinin yeniden düzenlenmesi isteminin reddi üzerine işlemin iptali istemiyle; adli yargı yerinde ise kamu kurumunda çalışmaya başladığı 13.11.2009 tarihi itibariye bildirim tarihindeki unvanına göre davalı şirketten almış olduğu ücret, ücrete eklenmesi gereken ek ödeme, 112 günlük ikramiyenin de eklenmesi suretiyle maaş nakil ilmühaberinin belirtilen ücretin toplamda 3.168,93 TL olarak belirlenmesi ve Devlet Personel Başkanlığı’na bildirilmesi gerektiğinin tespiti istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

“a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, dava açıldığı tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz etmek olanaksız olduğundan; uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle Ankara 44.İş Mahkemesinin, 7.12.2017 gün ve E:2017/555, K:2017/733 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 44.İş Mahkemesinin, 7.12.2017 gün ve E:2017/555, K:2017/733 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.5.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKSU

 

Üye

Suna

TÜRE

 

 

 

 

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Turgay Tuncay Varlı