T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

           

      ESAS   NO : 2020/492

      KARAR NO : 2020/637

      KARAR TR: 26.10.2020

         

ÖZET : Davacıların maliki olduğu ve çevreyolu çalışmaları sebebiyle Gümüşhane İli, Merkez İlçesi, Eskibağlar Mahallesinde bulunan 234 ada, 10 parsel sayılı taşınmazın altından yapılan tünelde göçük meydana geldiği ve bunun sonucunda taşınmazda çukur oluştuğundan bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminiistemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

      KARAR                                        

Davacılar : 1-A.Ş.Y.

2-H.Y.

3-K.A.

4-N.A.

5-N.B.

6-P.Y.

7-S.K.

8-Y.Y.

Vekili      : Av. M.A.

Davalı    : Karayolları Genel Müdürlüğü

Vekili      : Av. Y.G

Müdahil : C. İnş. San. ve Tic. A.Ş.

Vekili      : Av. A.M.

                                         

O L A Y: Davacılarvekili dava dilekçesinde özetle; Gümüşhane İli, Merkez İlçesi, Eskibağlar Mahallesinde bulunan 236 ada 13 parsel numaralı taşınmazın tamamı ile yine aynı mahallede bulunan 234 ada 10 parsel numaralı taşınmazın 1/2 lik kısmının müvekkillerin babaları Y.Y.'a ait olduğunu, davalı tarafından yapılmakta olan çevre yolu nedeniyle müvekkillerine ait 236 ada 13 parsel numaralı taşınmazın 1898,37 m21ik kısmının kamulaştırıldığını, arta kalan kısmında ise davalının yapmış olduğu yol çalışmaları esnasında telafisi mümkün olmayan zararlar ortaya çıktığını, 1/2 lik kısmı müvekkillerine ait olan 234 ada 10 parsel numaralı 761,00 m2 lik taşınmazın altından tünel yapılması suretiyle geçmekte olduğunu, tünel yapımı sırasında göçük ve taşınmazın büyük bir kısmında çukur meydana geldiğini, taşınmazların 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu hükümleri kıyasen uygulanarak tespit edilecek değerin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere kamulaştırmasız el koyma karşılığı olan 2.000,00-TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

GÜMÜŞHANE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 30.3.2018 gün ve E:2016/621, K:2018/295 sayı ile, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmekle; yol yapma işinin davalı idareye kamu yasası ile verilmiş bir görevin gereği olduğu, bir kamusal görevin kusurlu tertibi, yanlış düzenlenmesi, kötü yürütülmesi sonucunda doğan zararın, hukuki nitelikçe hizmet kusurundan doğan zarar niteliği taşıdığı; 11.02.1959 tarih ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında belirtildiği üzere bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp, o plan ve projeler gereğince iş görmesi de kararın neticesinin de birer idari eylem olduğu; karayolu yapılması sebebiyle davacılara ait 236 ada 13 parsel ve 234 ada 10 parsel sayılı taşınmazlarda meydana gelen zararların idari karar ve eylemlerden doğan zarar niteliği taşıdığı; böyle davaların ise tam yargı davası olup, idari yargı yerinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle, Uyuşmazlığın çözümünde İdari Yargı görevli olduğundan davanın HMK.nun 114/1-C ve 115.maddeleri gereğince usulden reddine karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacılar vekili 234 ada, 10 parsel numaralı parsele ilişkin olarak kamulaştırmasız el atıldığı nedeniyle oluşan zararın tazmini istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ERZİNCAN İDARE MAHKEMESİ: 13.7.2020 gün ve E:2019/48 sayı ile, belirtilen duruma ve davanın niteliğine göre, idarenin ayni bir hakka müdahalesinin hukuka uygunluğunun yargısal denetimi işin esasını teşkil etmekte olup, açılan dava ile bir idari tasarrufun iptalinin ya da böyle bir tasarruf nedeniyle uğranılan zararın tazmininin istenilmemiş bulunması karşısında, haksız fiilden doğan zararların tazmini davasının, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunduğu, uyuşmazlığın çözümünün idari yargının görev alanı içerisinde bulunmadığı gerekçesiyle,Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19.maddesi uyarınca adli yargı dava dosyasının istenilmesine, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Burhan ÜSTÜN’ün Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan26.10.2020 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve 234 ada, 10 parsel sayılı taşınmaza ilişkin olarak, usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların maliki olduğu ve çevreyolu çalışmaları sebebiyle Gümüşhane İli, Merkez İlçesi, Eskibağlar Mahallesinde bulunan 234 ada, 10 parsel sayılı taşınmazın altından yapılan tünelde göçük meydana geldiği ve bunun sonucunda taşınmazda çukur oluştuğundan bahisle, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL'lik maddi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle dava açmıştır.

İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu; özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men'i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerince çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu’nun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının, III. Bölümünde, “İstimlâksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlâk Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.

Bundan başka, bir amme teşekkülü tarafından bir tesisin yaptırılması sırasında Devlet malı olmayan yerlerden toprak alınması veya böyle yerlere toprak veya moloz yığılması neticesinde meydana gelen zararların tazmini davası da başkasının malına amme teşekkülünün dilediği gibi el atma hakkı bulunmadığı ve plan ve projelere ve şartnamelere başkasının malına ihtiyaca göre el atılabilmesini gerektirecek esaslar konulamayacağı cihetle, haksız fiilden doğan bir tazminat davası sayılır.

Yapılan işlerin plan veya projeye aykırı olarak yapılması hali de idari karara aykırı bir hareket bulunması itibariyle yine idari kararın tatbiki olan bir fiil sayılamaz ve bu bakımdan bu iddia ile açılmış bir dava haksız fiilden doğan bir davadan ibaret olacaktır.

Bu bentte anılan davalar, içtihadı birleştirme kararının dışında kaldıklarından kararın bunlara şümulü yoktur” denilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, Gümüşhane İli, Merkez İlçesi, Eskibağlar Mahallesinde bulunan 234 ada, 10 parsel numaralı taşınmazın yarısının davacılara ait olduğu; davalı idare tarafından yapılmakta olan Gümüşhane İli, Çevre yolu çalışmaları kapsamında taşınmazın altından tünel yapıldığı; yapılan tünel çalışmaları sırasında tünelde göçük meydana geldiği ve davacılara ait taşınmazın büyük bir kısmında çukur oluştuğu nedeniyle uğradıkları ileri sürülen zararın tazmini istemiyle dava açıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, adli yargı yerinde açılan davada yapılan keşif sonucu hazırlanan "Teknik Bilirkişi Raporunda", "... Dava konusu 234 ada, 10 parsel; Tapu Sicilinde 761.00 m² alanla kayıtlı olup, Gümüşhane ili hudutları dahilinde tünel inşaatı güzergahında kalmaktadır. Taşınmaz tünel inşaatı aşamasında tamamen çökmüş içindeki tarım boşalmıştır. 10 nolu parselin tamamına yol inşaatı nedeniyle kamulaştırmasız el atıldığı görülmüştür. Taşınmazın tamamının kamulaştırılması gerektiği görüşündeyim..." denildiği; yine İnşaat Mühendisi, Ziraat Mühendisleri ve Gayrimenkul Değerlendirme Uzmanınca hazırlanan Bilirkişi Raporunda da; "... Keşif sırasında yapılan incelemede 234 ada, 10 parsel nolu taşınmaz üzerinde derin bir çökme olduğu, 234 ada, 13 parsel nolu taşınmaz üzerinde ise derin çatlaklar olduğu görülmüştür. Taşınmazlardan 234 ada, 10 parsel nolu taşınmaz üzerinde oluşan derin ve geniş çökme nedeni ile kullanılamayacaktır. 234 ada, 13 parsel nolu taşınmaz üzerinde ise derin çatlakları kapsayan alan fen bilirkişi raporunda 3.101.09 m² olarak belirtilmiş olup taşınmazın el atılan kısmının arsa bedeli ve üzerindeki ağaç bedeli aşağıda hesaplanmıştır. ..." belirtildiği; aynı şekilde hazırlanan Ek Bilirkişi Raporunda da "... Keşif sırasında yapılan incelemede 234 ada, 10 parsel nolu taşınmaz üzerinde derin bir çökme olduğu görülmüştür. Taşınmazın bu hali ile arsa olarak kullanılması-veya üzerinde herhangi bir tarımsal faaliyet yapılması imkânsız hale gelmiştir. Taşınmazlar üzerinde birçok meyve ağacı olup Yargıtay içtihatları gereği taşınmazın her ağaç için kapama meyve bahçesi değerinden çıplak toprak değeri çıkartılmak suretiyle taşınmaz üzerinde bulunan meyve ağaçlarının bedeli ayrı ayrı hesaplanmıştır. 234 ada 10 parsel nolu taşınmazın bulunduğu bölgeye ulaşım yolu mevcut olmayıp taşınmaza ulaşım ancak diğer taşınmazlardan geçiş yapılarak sağlanabilir. Diğer taşınmazlardan geçiş yapılarak taşınmaz üzerinden çöken kısmın doldurularak eski haline getirilmesinin daha maliyetli olacağı aşikardır. Bu nedenle 234 ada 10 parsel nolu taşınmazın tamamının kamulaştırma bedeli ve üzerindeki ağaçların bedeli hesaplanmıştır. ..." ibarelerine yer verildiği görülmekte, davacıların taleplerinin de, yol yapımı sırasında olumsuz etkilenen taşınmazlarından dolayı uğradıkları zarardan dolayı tazminat istemleri olduğu görülmektedir.

Anayasanın 125 inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış olup, bununla birlikte idarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır.

Bu durumda davacıların iddiaları ve dosyada bulunan bilirkişi raporları dikkate alınarak, davanın, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü sıradaki eyleminden veya eylemsizliğinden doğan zararın giderilmesine yönelik olarak açıldığının kabulü gerekir.

Kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin; kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin; hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde “idari dava türleri” arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

Belirtilen durum karşısında, davanın görüm ve çözümü idari yargı yerinin görevine girdiğinden, Erzincan İdare Mahkemesinin 13.7.2020 gün ve E:2019/48 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Erzincan İdare Mahkemesinin 13.7.2020 gün ve E:2019/48 sayılı BAŞVURUSUNUN REDDİNE,26.10.2020 günündeOY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                  

      Burhan                       Şükrü                          Mehmet                          Birol      

    ÜSTÜN                        BOZER                      AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                            Üye                                Üye                              Üye                  

                                        Aydemir                         Nurdane                         Bilal

                                          TUNÇ                           TOPUZ                    ÇALIŞKAN