Hukuk Bölümü         2012/253 E.  ,  2012/264 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı                                      : 1- F.F.

                                                   2- A.F.

                                                   3- E.F.T.

Davalı (İtiraz Edilen Karar)        : 1- Giresun Gümrük Müdürlüğü (İdari Yargıda)

                                                     2-Bulancak Cumhuriyet Başsavcılığı

                                                     Kabahatler Bürosu  (Adli Yargıda)                                                          

O  L  A  Y                                 : V.Depoculuk Nakliyat Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile ilgili olarak yapılan incelemede 2008 yılında toplam 14 serbest dolaşıma giriş beyannamesi ile 23.130.205 kg. buğday ithal edildiği, 999.513 kg. lık bölümünün DİR çerçevesinde ithal edilmiş olmasına rağmen gümrük işlemleri gerçekleştirilmeksizin serbest dolaşıma sokulduğunun Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Gümrük Kontrolörlüğü raporu ile tespit edildiği gerekçesiyle şirket yönetim kurulu üyeleri olan davacıların,  Bulancak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 26.4.2011 gün ve Kabahat Defter No:2011/40, K:2011/40 sayılı idari yaptırım kararı ile 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesinin dokuzuncu bendi uyarınca 1.545.666 TL. idari para cezası ile ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmiştir.

Davacılar vekili 20.5.2011 tarihinde Bulancak Cumhuriyet Başsavcılığı’nın konuya ilişkin 26.4.2011 gün ve Kabahat Defter No:2011/40, K:2011/40 sayılı idari yaptırım kararının iptali istemiyle adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

Bulancak Sulh Ceza Mahkemesi, idari yaptırım kararının hukuka uygun olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar vermiş, davacılar vekili kararın usul ve esas yönünden hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle karara itiraz etmiştir.

BULANCAK ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 17.3.2012 gün ve D. İş No: 2012/54 sayı ile, kabahate konu eyleme ilişkin Ordu Vergi Mahkemesinde dava dosyası bulunduğu anlaşıldığından Kabahatler Kanunu’nun 27/8. maddesi uyarınca davanın idare mahkemesince görülmesi gerektiği açıklanarak, görev noktasında sulh ceza mahkemesinin kararının kaldırılmasına kesin olarak karar vermiştir.

Davacılar vekili, bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ORDU VERGİ MAHKEMESİ: 17.4.2012 gün ve E:2012/272, K:2012/344 sayı ile, 2008 yılında dahilde işleme rejimi çerçevesinde yapmış olduğu ithalatların incelenmesi neticesinde bir kısım eşyanın gümrük işlemleri gerçekleştirilmeksizin serbest dolaşıma sokulduğundan bahisle V.Depoculuk Nakliyat Gıda San. Ve Tic. A.Ş. adına 262.745,00 TL. vergi tahakkuku yapılarak 525.490,00 TL. gümrük para cezası kesildiği, bu vergi ve cezaya karşı Mahkemelerinde açılan davanın sonuçlandırıldığı belirtilerek, gümrük para cezasının şirket adına kesildiği, idari yaptırım kararının gerçek kişiler adına verildiği ve birlikte dava konusu olmalarının mümkün olmadığı, 5607 sayılı Kanun kapsamında verilen idari para cezasının, Kabahatler Kanunu’nun 27/8. maddesi kapsamında idari para cezası niteliğinde bulunmadığı, davanın görüm ve çözümünün sulh ceza mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar vermiş, verilen karar kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Mehmet Aydan AL’ın katılımlarıyla yapılan 5.11.2012 günlü toplantısında:

            l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu’nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, “2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, ‘ceza uyuşmazlıkları’ ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkûmiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının ‘hukuk uyuşmazlığı’ sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar ‘ceza davası’ olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği...”açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

Bulancak Asliye Ceza Mahkemesi ile Ordu Vergi Mahkemesi arasında 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde belirtilen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak davacının istemi üzerine son görevsizlik kararını veren Mahkemece Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun 3. maddesi 9. bendi uyarınca verilen idari para cezasının kaldırılması istemiyle açılmıştır.

5607 sayılı Kanun’un “Suçlar ve Kabahatler” başlığı altında düzenlenen 3. maddesinin dokuzuncu bendinde, “ Geçici ithalat, dahilde işleme ve gümrük kontrolü altında işleme rejimi çerçevesinde ülkeye getirilen eşyayı, gümrük işlemlerini gerçekleştirmeksizin serbest dolaşıma sokan kişiye, eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı idari para cezası verilir” denilmiş, “Yetkili merciler” başlığı altında düzenlenen 17. maddesinde, “Bu Kanun hükümlerine göre idari para cezasına karar vermeye Cumhuriyet savcısı, 14 üncü madde hükümlerine göre mülkiyetin kamuya geçirilmesine ise Cumhuriyet savcısının talebi üzerine, sulh ceza mahkemesi yetkilidir. Bu kararlara karşı, 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir” hükmüne yer verilmiştir.

30.3.2005 gün ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 6.12.2006 gün ve 5560 sayılı Yasa’nın 31. maddesiyle değiştirilen 3. maddesinde, “ (1) Bu Kanunun;

          a) İdarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,

          b) Diğer genel hükümleri, idarî para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında,

          uygulanır”; Kanunun “Başvuru yolu” başlıklı 27. maddesinin 1. fıkrasında ise “idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde, sulh ceza mahkemesine başvurulabilir. Bu süre içinde başvurunun yapılmamış olması halinde idari yaptırım kararı kesinleşir” düzenlemeleri yer almıştır.

          Bu düzenlemelere göre;  Kabahatler Kanunu’nun, idarî yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı anlaşılmaktadır.

Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan, görev konusunda taraflar için bir müktesep hak doğmayacağı; bu nedenle, yeni bir yasayla kabul edilen görev kurallarının, geçmişe de etkili olacağı, bilinen bir genel hukuk ilkesidir.

Davanın açıldığı andaki kurallara göre görevli olan mahkeme, yeni bir yasa ile görevsiz hale gelmiş ise, (davanın açıldığı anda görevli olan ve fakat yeni yasaya göre görevsiz hale gelen) mahkemenin görevsizlik kararı vermesi gerekeceği; ancak, yeni yasadaki görev kuralının, değişikliğin yürürlüğe girmesinden sonra açılacak davalarda uygulanacağına dair intikal hükümlerinin varlığı halinde, mahkemece görevsizlik kararı verilemeyeceği açıktır.

Diğer taraftan, dava görevsiz mahkemede açılmış, bu sırada yapılan bir kanun değişikliği ile görevsiz mahkeme o dava için görevli hale gelmiş ise, mahkeme, artık görevsizlik kararı veremeyip (yeni kanuna göre görevli hale geldiği için) davaya bakmaya devam etmesi gerekir.

            İncelenen uyuşmazlıkta, öngörülen idari para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, bu durumda Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde belirtildiği üzere, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacak olması nedeniyle, görevli mahkemenin belirlenmesinde 5326 sayılı Yasa hükümleri dikkate alınacağından, idari para cezasına karşı açılan davanın görüm ve çözümünde, anılan Kanunun 27. maddesinin (1) numaralı bendi uyarınca adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, Asliye Ceza Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

S O N U Ç: Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle, Bulancak Asliye Ceza Mahkemesi’nin 17.3.2012 gün ve Değ. İş No:2012/54 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 5.11.2012 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.