T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2020/679

KARAR NO  : 2021/32     

KARAR TR  : 25/01/2021

ÖZET: Diyarbakır İli, Silvan İlçesi Devlet Hastanesinde sözleşmeli ebe olarak çalışmakta olan davacının, taşıt görevlendirme emri ile görevli olduğu ambulansın, kazaya karışması nedeniyle, trafik kurallarının ihlal edildiği ve idarenin kusurunun bulunduğunu ileri sürerek, maddi ve manevi tazminat istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

K A R A R                                                  

Davacı   : S.D.

Vekili     : Av. E.A.

Adli Yargıda

Davalılar : 1-Sağlık Bakanlığı

Vekili     : Av. A.Ş. 2-V.A.

Vekili     : Av. D. Ö. 3- A.Sigorta A.Ş. 4- B.G. Sigorta A.Ş. Vekili: Av. S.B. 5- İ.B.

İdari Yargıda

Davalı  : Sağlık Bakanlığı

                                       

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin Diyarbakır Silvan Devlet Hastanesinde sözleşmeli ebe olarak görev yaptığını, olay günü Taşıt Görev Emri ile görevli S.C., S.D. ve sürücü V.A.’nin 21 ... ... (A.sigortalı) plakalı ambulans ile yola çıkıp Diyarbakır Kadın Doğum Hastanesine Giderken Huzurevleri kavşağında kaza meydana geldiğini ve davacının ağır yaralandığını, müvekkilinin bu kazadan sonra yoğun bir tedavi gördüğünü, hala ileriye dönük yan etkileri olan hastalıklarının devam ettiğini, kafatasında çeşitli izler bulunduğunu, sunulu raporlardan da anlaşılacağı üzere hayati tehlike geçirmiş olup toplam 120 günü aşkın raporları bulunduğunu, 21 ... ... plakalı ambulansın Aksigorta tarafından sigortalanmış olduğu, kaza yapan 01 ... ... plakalı Araca ait B. Groupama tarafından yapılan sigorta poliçesi bulunduğunu, Sağlık Bakanlığının haksız fiil nedeniyle kusursuz sorumluluğundan kaynaklanan yükümlülüklerinin bulunduğunu, bu nedenle Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, müvekkili S.D.’nin bu kazadan dolayı ve kazadan sonra son derece mağdur olduğunu, zararın giderilmesi için sigorta şirketine başvurulmuş olup müvekkili adına ihtarname gönderildiğini, ancak dönüş yapılmadığı gibi müvekkilinin zararlarının giderilmediğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili S.D.’nin 13/05/2009 tarihindeki kazadan dolayı uğradığı 1.000 TL maddi ve 40.000 TL manevi zararının davalılardan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Diyarbakır 3. İş Mahkemesinin 10/3/2020 tarihli ve E.2017/592, K.2020/173 sayılı kararı ile, yapılan yargılama, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; somut uyuşmazlıkta, davacının 24/03/2009 tarihinde Diyarbakır Silvan Dr. Yusuf Azizoğlu Devlet Hastanesinde 657/4/B sözleşmeli personel olarak atandığı ve dava konusu 13/05/2009 tarihinde meydana gelen trafik kazasında 657 sayılı Kanun 4B maddesi kapsamında sözleşmeli personel statüsünde çalıştığı anlaşıldığından taraflar arasındaki uyuşmazlığın idari yargı alanında kaldığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK 114/1 -b, 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı noksanlığından davanın reddine karar verilmiş, bu karar kesinleşmiştir.

 

3. Davacı vekili bu kez aynı istemle Sağlık Bakanlığına karşı idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. Diyarbakır 2. İdare Mahkemesinin 15/09/2020 tarihli ve E.2020/801 sayılı kararı ile, 2918 sayılı Kanun'un hukuki sorumluluğa ilişkin sekizinci kısmında yer alan hükümler birlikte değerlendirildiğinde; devlet ve diğer kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların karıştığı kazalar nedeniyle araç işleticisi sıfatıyla kamu idareleri ve kuruluşlarına karşı açılacaklarda dahil bütün araç sahibi ve işleticilerine karşı açılan davaların görüm ve çözümünün adli yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19.maddesi uyarınca adli yargı dava dosyasının istenilmesine, görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine ve dosya incelemesinin görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar verilmiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

Mevzuat

 

5. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nun "Milli Eğitim Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının görev ve yetkileri" başlıklı 8/b maddesi şöyledir:

 

"...b) Sağlık Bakanlığı:

1. Karayollarında meydana gelen trafik kazaları ile ilgili ilk ve acil yardım hizmetlerini planlamak ve uygulamak

2. Trafik kazalarında yaralananların en kısa zamanda sağlık hizmetlerinden istifadelerini temin etmek üzere, İçişleri Bakanlığının uygun görüşü de alınarak karayolları üzerinde ilk yardım istasyonları kurmak, bu istasyonlara gerekli personeli, araç ve gereci sağlamak

3. Her ilde trafik kazaları için eğitilmiş sağlık personeli ile birlikte yeteri kadar ilk ve acil yardım ambulansı bulundurmak

4. Trafik kazalarında yaralanıp sağlık kuruluşlarına sevk edilenlerden kazanın sebep ve tesiriyle otuz gün içinde ölenlerin kayıtlarını tutmak ve takip eden ayın sonuna kadar Emniyet Genel Müdürlüğüne bildirmek..."

 

6. Aynı Kanun'un 3. maddesinde; araç sahibi olan veya mülkiyeti muhafaza kaydıyla satışta alıcı sıfatıyla sicilde kayıtlı görülen veya aracın uzun süreli kiralama, ariyet veya rehni gibi hallerde kiracı, ariyet veya rehin alan kişi "işleten" olarak tanımlanmış ve ayrıca ilgili tarafından başka bir kişinin aracı kendi hesabına ve tehlikesi kendisine ait olmak üzere işlettiği ve araç üzerinde fiili tasarrufu bulunduğu ispat edilirse, bu kimsenin de işleten sayılacağı hükme bağlanmıştır.

 

7. Sekizinci Kısmında "Hukuki sorumluluk ve Sigorta" konusu düzenlenmiş ve bu kısımda yer alan 85. maddede, işleten ve araç işleticisinin bağlı olduğu teşebbüs sahibinin hukuki sorumluluğu konusuna yer verilmiştir. Buna göre, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklardır.

 

8. Kanun'un "Devlet ve Kamu Kuruluşlarına Ait Araçlar" başlıklı 106. maddesinde de, genel bütçeye dahil dairelerle katma bütçeli idarelere, il özel idarelerine ve belediyelere, kamu iktisadi teşebbüslerine ve kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanun'un işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümlerinin uygulanacağı hükmü yer almıştır.

 

9. Değinilen Kanun'un 19/01/2011 tarihli, 27820 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 6099 sayılı Kanun'un 14. maddesi ile değişik "Görevli ve Yetkili Mahkeme" başlıklı 110. maddesinde de, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanun'dan doğan sorumluluk davalarının, adli yargıda görüleceği, zarar görenin kamu görevlisi olmasının, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemeyeceği, hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.

 

10. Yapılan bu değişiklik sonucu, 2918 sayılı Kanun'dan doğan sorumluluk davalarının, işleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların neden olduğu zararlara ilişkin olanları da dahil olmak üzere adli yargıda görüleceği, zarar görenin kamu görevlisi olmasının bu Kanun hükmünün uygulanmasının önlemeyeceği ve hemzemin geçitte meydana gelen tren- trafik kazalarında da bu Kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüştür.

 

11. 2918 sayılı Kanun'un 6099 sayılı Kanun'la değişik 110. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğu iddiasıyla yapılan itiraz başvurusu sonucunda verilen Anayasa Mahkemesinin 26/12/2013 tarihli ve E.2013/68, K.2013/165 sayılı kararında; "...İtiraz konusu kural, trafik kazasında zarar görenin asker kişi ya da memur olmasına, aracın askeri hizmete ilişkin olmasına, kamu ya da özel araç olmasına veya olayın hemzemin geçitte meydana gelmesi durumlarına göre farklı yargı kollarında görülmekte olan 2918 sayılı Kanun'dan kaynaklanan tüm sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceğini öngörmektedir. İtiraz konusu düzenlemenin gerekçesinde de ifade edildiği gibi, askeri idari yargı, idari yargı veya adli yargı kolları arasında uygulamada var olan yargı yolu belirsizliği giderilerek, söz konusu davalarla ilgili olarak yeknesak bir usul belirlenmektedir. Aynı tür davaların aynı yargı yolunda çözümlenmesi sağlanarak davaların görülmesi ve çözümlenmesinin hızlandırıldığı, bu suretle kısa sürede sonuç alınmasının olanaklı kılındığı ve bunun söz konusu davaların adli yargı yolunda görüleceği yolunda getirilen düzenlemenin kamu yararına yönelik olduğu anlaşılmaktadır.

 

12. Öte yandan 2918 sayılı Kanun’da tanımlanan karayolu şeridi üzerindeki araç trafiğinden kaynaklanan sorumlulukların, özel hukuk alanına girdiği konusunda tartışma bulunmamaktadır, idare tarafından kamu gücünden kaynaklanan bir yetkinin kullanılması söz konusu olmadığı gibi aynı karayolu üzerinde aynı seyir çizgisinde hareket eden, bu nedenle aynı tür risk üreten araçlar arasında özel-kamu ayrımı yapılmasını gerektiren bir neden de yoktur. " gerekçesine yer vererek, itiraz konusu kuralın Anayasa'ya aykırı olmadığı sonucuna varılmış ve aynı zamanda düzenlemenin kapsamı açıklıkla ortaya konulmuştur.

 

13. Nitekim, 110. maddede yapılan değişikliğin gerekçesinde de; "Karayolları Trafik Kanunu, kamuya ait araçların karayolu üzerindeki seyrini (m.85, 86, 90, 106, 109 ve diğ.) kendi kapsamına almış ve bu nevi araçların sebebiyet verdikleri zararların tazmini davaları adli yargıda görülmüştür. Kanun'un 106. maddesi hükmü aynen şöyledir: ' ... (kamuya) ait motorlu araçların sebep oldukları zararlardan dolayı, bu Kanun'un işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin hükümleri uygulanır ...’Kanun'un amacı, karayolu trafiğinin ve araçların ürettikleri risklere dayalı hukukta yeknesak çözüm düzeni oluşturmaktır. Yargısal görev (usul) de bu amacın dışında değildir. Bir başka yönüyle yargı sistemindeki 'görevsizlik tartışmalarının yükünü' ortadan kaldırmakta ve hak arama özgürlüğü ile adil yargılanma hakkını güçlendirmektedir. Görev kuralını üretme münhasır yetkisi, anayasaya aykırı olmamak kaydı ile yasama organına aittir (Any.m.142).” denilmektedir.

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

14. Uyuşmazlık Mahkemesinin Celal Mümtaz AKINCI’nın başkanlığında, Üyeler Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 25/01/2021 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, idari yargı dosyası ile birlikte adli yargı dosyası da temin edilmek sureti ile 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesinde öngörülen şekilde başvurulduğu ve Sağlık Bakanlığı yönünden usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

15. Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

16. Dava, Diyarbakır İli, Silvan İlçesi Devlet Hastanesinde sözleşmeli ebe olarak çalışmakta olan davacının, taşıt görevlendirme emri ile görevli olduğu ambulansın, Huzurevleri kavşağında kazaya karışması olayında, trafik kurallarının ihlal edildiği ve idarenin kusurunun bulunduğu iddialarıyla 1.000 TL maddi, 40.000 TL manevi olmak üzere toplam 41.000 TL tazminatın ödenmesi istemiyle açılmıştır.

 

17. Yukarıda sözü edilen 2918 sayılı Kanun'un değişikliğinden önce kamu araçlarının işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı kamu idaresinin sorumluluğu konusunda Kanun'da bir düzenleme bulunmadığından, askeri idari yargı, idari yargı ve adli yargı organları arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını sonlandırmak için 110. maddede değişiklik yapılmıştır. Anılan değişiklikle kamu araçlarının verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğuna ilişkin olarak 2918 sayılı Kanun'un amacına uygun biçimde adli yargıda görüm ve çözümü esası benimsenmiş; hizmet kusurundan veya kusursuz sorumluluktan kaynaklanan hukuki uyuşmazlıkların da bu kapsamda değerlendirileceği kabul edilmiştir.

 

18. Bütün bu hususların değerlendirilmesinden; işleten sıfatıyla Devlet ve diğer kamu kuruluşlarına karşı açılacak davaların adli yargının; ve dahi bunun dışında kamu idareleri ve kuruluşlarının, trafik güvenliği ve düzenini sağlamak amacıyla gerek kendi kuruluş Kanunlarında, gerekse 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu'nda belirtilen görev ve sorumluluklarının gereği gibi yerine getirmemeleri nedeniyle oluşan zararların tazmini istemiyle, ilgili idarelere karşı açılan sorumluluk davalarının görüm ve çözümünün de yine adli yargının görev alanına girdiği sonucuna ulaşılmaktadır.

 

19. Bu durumda dosya içeriğinden, devlete ait olduğu tespit edilen ambulansın karıştığı kaza sonucu açılmış olan iş bu davada, 2918 sayılı Kanun'un hukuki sorumluluğa ilişkin sekizinci kısmında yer alan hükümler birlikte değerlendirildiğinde; Devlet ve diğer kamu kuruluşlarına ait motorlu araçların karıştığı kazalar nedeniyle araç işleticisi sıfatıyla kamu idareleri ve kuruluşlarına karşı açılacaklar da dahil bütün araç sahibi ve işleticilerine karşı açılan davaların görüm ve çözümü adli yargının görev alanına girmektedir.

 

20. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; Diyarbakır 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile, Diyarbakır 3. İş Mahkemesince verilen 10/03/2020 tarihli ve E.2017/592, K.2020/173 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Diyarbakır 2. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Diyarbakır 3. İş Mahkemesince verilen 10/03/2020 tarihli ve E.2017/592, K.2020/173 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA

 

25/01/2021 tarihinde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

      Başkan                        Üye                               Üye                              Üye                 

Celal Mümtaz                  Şükrü                          Mehmet                          Birol     

    AKINCI                      BOZER                        AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                            Üye                                Üye                              Üye                 

                                         Aydemir                         Nurdane                        Ahmet

                                           TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN