T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

            ESAS   NO : 2019/27

            KARAR NO : 2019/128

            KARAR TR: 25.02.2019

ÖZET : Giresun İlinde, Siteye ait arka bahçedeki istinat duvarının çökmesi sonucu evinin duvarının yıkılması nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın, İDARİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARAR  

 

 

 

 

Davacı                       : H.B.

Vekili                         : Av. Y.U.            

Davalı                        : 1- İ.K.

              2- A.O.K.

              3- Giresun Belediye Başkanlığı

Vekili                          : Av. S.B.

 

O L A Y                    : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 26.3.2017 tarihinde Giresun İli, Teyyaredüzü Mahallesi, Yeşilkent Sokakta Yeşilkent Sitesine ait arka bahçedeki istinat duvarının çökmesi sonucu müvekkilinin evinin duvarının yıkılması sonucu eve dolan toprak ve beton parçalarının kafasına isabet etmesi nedeniyle yaralandığı ileri sürerek, belediyenin istinat duvarının ruhsatsız olarak inşa edilmesine izin vererek kazanın meydana gelmesine sebep olduğundan bahisle, fazlaya ilişkin maddi haklar saklı kalmak kaydıyla 30.000,00-TL manevi tazminatın 26.3.2017 olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı Belediye Başkanlığı vekili, süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde,davanın idari yargı yerinde çözülmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunulmuştur.

GİRESUN 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 20.9.2018 gün ve E:2018/61 sayı ile, davalı vekilinin görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı Belediye Başkanlığı vekili tarafından, süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası ile birlikte Danıştay Başsavcılığı’na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI: “... 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesinin 1 'inci bendinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Görüldüğü üzere; İdare Hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade beyanıyla tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar sebebiyle açılan davaların görüm ve çözümü İdari Yargının görev alanında bulunmaktadır.

İdarenin yürütmekle yükümlü olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişindeki nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanan hizmet kusuru; hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi (eylemsizlik) hallerinde gerçekleşmekte ve idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açmaktadır.

Olayda, davalı idare tarafından inşaat ruhsatının, 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu hükümlerine uygun olarak verildiği gözönüne alındığında, sözkonusu kazanın meydana gelmesinde, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kılınan kamu kuruluşu tarafından, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin belirlenmesi gerekmektedir.

Buna göre, davacının yaralanması nedeniyle oluşan zararda idarenin hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetimi 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesi uyarınca "İdari Yargı" yerlerine aittir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle; 2247 sayılı Kanunun 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine... " şeklinde karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasanın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI: " ... 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” kenar başlıklı 2. maddesinde, idari dava türleri : a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak sayılmıştır.

İdarenin yürütmekle görevli olduğu bir hizmetin kuruluşunda, düzenlenişinde veya işleyişinde nesnel nitelikli bozukluk, aksaklık veya boşluk olarak tanımlanabilen hizmet kusurunun hizmetin kötü işlemesi veya hiç işlememesi hallerinde gerçekleştiği ve bunun idarenin tazmin yükümlülüğünün doğmasına yol açtığında kuşku bulunmamaktadır. Öte yandan, kamu hizmetinin, yöntemine ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, kamu yararına uygun şekilde işletilip işletilmediğinin, hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2. maddesinde “idari dava türleri’' arasında sayılan “idari işlem ve eylemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılacak tam yargı davası” kapsamında, idari yargı yerlerince yapılacağı açıktır.

Bu bakımdan; dosyadaki uyuşmazlığın çözümünün, 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu ile 3194 sayılı İmar Kanunu hükümlerine göre belediyeye verilen denetim yükümlülüğünün yerine getirilmesi yönünden kusurunun ya da idarenin sorumluluğunu gerektirecek başka bir nedenin bulunup bulunmadığının belirlenmesine bağlı bulunduğu; bu belirleme ise, yukarıda açıklanan Anayasa ve kanun hükümleri çerçevesinde idari yargı yerlerince yapılabilecek nitelikte olduğundan; davanın görüm ve çözümü davalı Giresun Belediye Başkanlığı yönünden idari yargının görev alanına girmektedir.

Bu nedenle, Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Kanunun 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kısmen kabulü ile Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20/09/2018 tarihli ve 2018/61 Esas sayılı görevlilik kararının davalı idare bakımından kaldırılmasına karar verilmesi gerekmektedir." yolunda düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ'un katılımlarıyla yapılan 25.02.2019 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idare vekilinin, anılan Yasa'nın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde, olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Gülşen AKAR PEHLİVAN’ın, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının Giresun İli, Teyyaredüzü Mahallesi, Yeşilkent Sokakta Yeşilkent Sitesine ait arka bahçedeki istinat duvarının çökmesi sonucu evinin duvarının yıkılması nedeniyle uğranıldığı öne sürülen zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

          Dava dosyasının incelenmesinden; davacının, yıkılan istinat duvarının oturduğu dairenin duvarını kırması sonucu içeriye dolan toprak ve beton parçalarının kafasına isabet etmesi sebebiyle yaralandığı, meydana gelen olayda müteahhidin ruhsatsız olarak ve onaylı proje olmaksızın fen kurallarına aykırı istinat duvarı yapması, mal sahibinin bu şekilde kurallara aykırı olarak istinat duvarı yaptırması, Giresun Belediyesinin ise bu inşaata göz yumması ve gerekli denetim görevini yapmamış olması sebebiyle kusuru bulunduğundan bahisle, davacının kaza nedeniyle uğradığı manevi zararının yasal faizi ile birlikte ödenmesi istemiyle davanın açıldığı anlaşılmıştır.

          T.C. Anayasasının 125'inci maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.

Öte yandan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2'nci maddesinin 1 'inci bendinde; idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar, idari dava türleri olarak sayılmıştır.

Görüldüğü üzere; İdare Hukuku kuralları içinde, kamu hizmetinin yürütülmesi amacıyla, kamu gücü kullanılarak tek yanlı irade beyanıyla tesis edilen idari işlemler, idari eylemler ve idari sözleşmelerden doğan uyuşmazlıklar sebebiyle açılan davaların görüm ve çözümü İdari Yargının görev alanında bulunmaktadır.

          Olayda davalı idare tarafından inşaat ruhsatının, 4708 sayılı Yapı Denetim Kanunu hükümlerine uygun olarak verildiği gözönüne alındığında, sözkonusu kazanın meydana gelmesinde, kamu hizmetini yürütmekle yükümlü kılınan kamu kuruluşu tarafından, kamu hizmetinin yöntemine ve hukuk kurallarına uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin belirlenmesi gerekmektedir.

          Buna göre, davacının yaralanması nedeniyle oluşan zararda idarenin hizmet kusuru ya da başka bir nedenle idarenin sorumluluğu bulunup bulunmadığının yargısal denetiminde 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2., 12. ve 13. maddeleri uyarınca idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı'nca yapılan başvurunun kabulü ile davalı                   Giresun Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.9.2018 gün ve E:2018/61 sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Danıştay Başsavcısı'nca yapılan başvurunun kabulü ile davalı Giresun Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Giresun 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.9.2018 gün ve E:2018/61 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 25.02.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                               Üye                               Üye                              Üye

      Hicabi                              Şükrü                          Mehmet                          Birol       

    DURSUN                           BOZER                         AKSU                          SONER          

 

 

 

 

                                                  Üye                                Üye                              Üye    

                                        Süleyman Hilmi                 Aydemir                        Nurdane

                                              AYDIN                          TUNÇ                          TOPUZ