Hukuk Bölümü 2007/180 E., 2007/115 K.

  • YARGI MERCİİLERİNİN UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNE BAŞVURMALARI
  • 5179 S. GIDALARIN ÜRETİMİ, TÜKETİMİ VE DENETLENMESİNE D... [ Madde 29 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 19 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 5 ]
  • "İçtihat Metni"

    O L A Y: Ankara Valiliği İl Tarım Müdürlüğü'nün 31.3.2006 gün ve 606 sayılı işlemi ile, davacıya ait işyerinin 5179 sayılı Kanun'un 29. maddesinin (a) bendine göre asgari teknik ve hijyenik şartları yerine getirinceye kadar faaliyetten men edilip, idari para cezası verilmesine karar verilmiştir.

    Davacı, bu işlemin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

    ANKARA 12. İDARE MAHKEMESİ; 26.5.2006 gün ve E:2006/1279, K:2006/998 sayı ile, davanın, 5179 sayılı Kanun'un 29. maddesinin (a) bendine göre asgari teknik ve hijyenik şartları yerine getirinceye kadar fabrikanın faaliyetten men edilmesine ve idari para cezası verilmesine ilişkin 31.3.2006 tarih ve 606 sayılı işlemin iptali istemiyle açıldığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 5. maddesinin 1. fıkrasında, "Her idari işlem aleyhine ayrı ayrı dava açılır. Ancak, aralarında maddi veya hukuki yönden bağlılık ya da sebep-sonuç ilişkisi bulunan birden fazla işleme karşı bir dilekçe ile de dava açılabilir.", 2. fıkrasında ise, "Birden fazla şahsın müşterek dilekçe ile dava açabilmesi için davacıların hak veya menfaatlerinde iştirak bulunması ve davaya yol açan maddi olay veya hukuki sebeplerin aynı olması gerekir." hükmünün yer aldığı, öte yandan, 2577 sayılı Kanun'un 15. maddesinin 1/d bendinde de, dava dilekçelerinin 3 ve 5. maddelere uygun bulunmaması halinde 30 gün içinde bu maddelere uygun şekilde yeniden düzenlenmek veya noksanları tamamlanmak üzere dilekçenin reddedileceğinin hükme bağlandığı, dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; davacının Hasmek Ekmek Fabrikası'nda 23.3.2006 tarihinde yapılan denetimde, asgari teknik ve hijyenik koşulları yerine getirmeden üretim yaptığının saptanması üzerine Ankara Valiliği'nin 31.3.2006 tarih ve 606 sayılı işlemi ile 5179 sayılı Kanun'un 29. maddesinin (a) bendine göre asgari teknik ve hijyenik şartları yerine getirinceye kadar faaliyetten men edildiği ve idari para cezası verildiği anlaşılmakta olup, para cezası verilmesine ilişkin işleme karşı açılan dava, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu uyarınca sulh ceza mahkemesinin görevine girdiğinden, bu işleme karşı ayrı, işyerinin faaliyetten men edilmesine ilişkin işlem ise, idari yargının görevine girdiğinden, bu işleme karşı ayrı, dilekçelerle dava açılması gerekirken, farklı yargı düzenlerinin görevine giren iki işlemin birlikte ve tek dilekçe ile dava konusu edilmesinde 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesi hükmüne uyarlık görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1. fıkrasına uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Kanunun 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde yukarıda belirtildiği şekilde her işleme karşı ayrı ayrı dava açılmakta serbest olmak üzere reddine karar vermiştir.

    Davacı, bu kez, idari para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

    ANKARA 7. SULH CEZA MAHKEMESİ; 9.2.2007 gün ve 2006/1195 Müt. sayı ile, Ankara Valiliği onayı ile 5179 sayılı Kanun'un 29/A maddesi gereğince faaliyetten men cezası ile birlikte verilen 1220.97 YTL idari para cezasına itiraz edildiği anlaşılmış olup; Anayasa Mahkemesi'nin 01.03.2006 gün ve 2005/103 Esas, 2006/35 Karar sayılı kararıyla iptal edilen ve 19.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun'un 31. maddesi ile yeniden düzenlenen 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesinde "İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanır" hükmü ile 5179 sayılı Kanun'un 30. maddesinde, itiraz yerinin idare mahkemesi olarak gösterilmesi karşısında, Mahkemelerinin görevli ve yetkili bulunmadığı, ancak Ankara 12. İdare Mahkemesi'nin 2006/1279 Esas, 2006/998 Karar sayılı kararı karşısında görev uyuşmazlığı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vererek, uyuşmazlığın halli için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Dr.Atalay ÖZDEMİR, M.Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Z.Nurhan YÜCEL, H.Ayfer ÖZDEMİR, Abdullah ARSLAN ve H.Hasan MUTLU'nun katılımlarıyla yapılan 04.06.2007 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ayla SONGÖR ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

    Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulunun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, 'ceza uyuşmazlıkları' ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının 'hukuk uyuşmazlığı' sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar 'ceza davası' olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği..." açıkça belirtilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

    2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinde; "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler."denilmiş; aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir.

    Sulh Ceza Mahkemesi, Ankara 12. İdare Mahkemesi'nin 2006/1279 Esas, 2006/998 Karar sayılı kararı karşısında görev uyuşmazlığı olduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vererek, uyuşmazlığın halli için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiş ise de; İdare Mahkemesi kararı, görevsizlik kararı olmayıp, para cezası verilmesine ilişkin işleme karşı açılan dava, 1.6.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5326 sayılı Kabahatler Kanunu uyarınca sulh ceza mahkemesinin görevine girdiğinden, bu işleme karşı ayrı, işyerinin faaliyetten men edilmesine ilişkin işlem ise, idari yargının görevine girdiğinden, bu işleme karşı ayrı, dilekçelerle dava açılması gerekirken, farklı yargı düzenlerinin görevine giren iki işlemin birlikte ve tek dilekçe ile dava konusu edilmesinde 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesi hükmüne uyarlık görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı Kanun'un 5. maddesinin 1. fıkrasına uygun olmayan dava dilekçesinin, aynı Kanunun 15. maddesinin 1/d bendi uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içinde yukarıda belirtildiği şekilde her işleme karşı ayrı ayrı dava açmakta serbest olmak üzere reddine ilişkindir. Kısacası, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmasına neden olacak şekilde idari yargı yerince verilmiş bir görevsizlik kararı bulunmamaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

    SONUÇ: 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 04.06.2007 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.