T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2021/516

KARAR NO  : 2022/63      

KARAR TR  : 28/02/2022

ÖZET: Ölüm Belgesindeki hatanın düzeltilmesi istemiyle açılan davanınİDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

K A R A R

 

 

Davacı        : S.... K.......

Vekili          : Av. A. Ö.

Davalı         : Buca Belediye Başkanlığı Sağlık İşleri Müdürlüğü

Vekili          : Av. E. G

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, müvekkilinin annesi, Yunanistan'da nüfusa kayıtlı S.... İ.... O....'nun 21/12/2015 tarihinde vefat ettiğini, ölüm belgesinin düzenlenmesi esnasında müvekkiline sorulması üzerine,anneannesinin ismini Sıdıka olarak bildiğinden, bu ismi verdiğini;ölüm belgesinde de murisin annesinin isminin Sıdıka olarak kayda geçtiğini,ancak ölüm belgesinin Apostil Şerhli örneği Yunanistan'a götürüldüğünde, murisin Yunanistan kimlik kartında annesinin adının H..... olduğunun ortaya çıktığını; müvekkilinin anneannesinin,yani murisin annesinin ismi resmi kayıtlarda H..... olmasına rağmen, yaşadıkları köyde ailesi ve çevredeki herkesin küçük yaştan itibaren kendisineS...... diye hitap ettiklerini, Nüfus Kayıtlarının da dava açılarak düzeltilmediğini, hatta murisin, müvekkiline annesinin ismi diye S..... adını verdiğini,müvekkili de doğduğundan beri anneannesinin adını S.... olarak bildiğinden muris annesinin ölüm belgesi düzenlenirken yetkililere S... bilgisini verdiğini, ancak murisin Yunanistan kimliğinin tercümesinde anneannesinin (murisin annesinin) adının H..... olduğunu öğrendiğini;müvekkilin anneannesinin ismini yanlış bilmesinden kaynaklı muris annesinin hatalı ölüm belgesi düzenlenmesi sonucu, murisin Yunanistan'da mal tasfiyesinin yapılamadığını; bir süre daha malların tasfiyesinin gerçekleşmemesi durumunda Yunanistan Devletinin murisin mallarına el koyacağını,murisinelektrik, su aboneliklerinin dahi bu yanlışlık sebebiyle hala kapatılamadığını ifade ederek; müvekkilin anneannesinin isminin H.... olduğunun tespiti ile muris annesinin ölüm belgesindeki, murisin anne ismi kısmının H..... olarak değiştirilmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. İzmir 8. Sulh Hukuk Mahkemesi 21/03/2018 tarihli ve E.2018/333, K.2018/321sayılı kararı ile, talebin Yunan vatandaşı olan kişi ile Türkiye'de düzenlenen ölüm belgesindeki kişinin aynı kişi olduğunun tespiti istemine ilişkin olup, şahıs varlığı ile ilgili olması nedeni ile asliye hukuk mahkemesinin görevine girdiğinden bahisle görevsizlik kararı vermiş, bu karar kesinleşmiştir.Dosya Asliye Hukuk Mahkemesine tevzi edilmiştir.

3. İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 06/09/2018 tarihli ve E.2018/367, K,2018/475 sayılı kararı ile, uyuşmazlığın esasını inceleyerek, davacının  davasının kabulü ile;davacının anneannesi olan S.... ile H.....'nin aynı kişi olduklarının tespitine karar vermiştir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulmuştur.

 

4. İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 05/09/2019 tarihli ve Dosya No: 2019/63, K.2019/1506 sayılı kararı ile, ilk derece mahkemesince davacı taraftan davasının idari işlemin düzeltilmesine yönelik mi olduğu, yoksa nüfus kayıtlarına uyumsuzluğun giderilmesine yönelik mi olduğunun açıklatılmasından sonra değerlendirme yapılması gerektiğinden bahisle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İzmir                       9. Asliye Hukuk Mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın, kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

5. İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi 07/11/2019 tarihli ve E.2019/409, K.2019/463 sayılı kararı ile, talebin idari işleme yönelik olması nedeniyle davanın idari yargının görev alanına girmesi nedeniyle davacının davasının yargı yeri yokluğu nedeniyle ve Mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle usulden reddine, davacının idari yargıda dava açması için muhtariyetine karar vermiş; istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi 22/09/2020 tarihli ve E.2020/896, K.2020/685 sayılı kararıistinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiş; temyiz yoluna başvurulması üzerineYargıtay 14. Hukuk Dairesi 26/01/2021 tarihli ve E.2021/127, K.2021/355 sayılı kararı ile Bölge Adliye Mahkemesi kararını onamış ve görevsizlik kararıkesinleşmiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"Davacının talebinin, annesinin ölüm belgesindeki kişi anne adının hatalı düzenlenmesi nedeni ile; belgedeki S..... olan anne adının H.... olduğunun tespiti istemine yönelik olduğu, Mahkememizin 07/11/2019 tarihli celsesinde davacı vekilince murisin Türk vatandaşlığının bulunmadığının beyan edildiği, dolayısıyla ölüm belgesinin düzenlenmesine ilişkin talebinde idari işlem niteliğinde olduğu, idari işlemdeki hataya dayalı ise ancak idare mahkemesince dava açılabileceği..."

 

6. Davacı vekili bu kez, adli yargı yerindeki süreçlerden de bahisle;idari yargılama prosedürü gereği öncelikle kaydın düzeltilmesi için davalı idareye 07/04/2021 tarihinde başvurulduğunu, davalı idarenin cevap yazısında, belgede değişiklik talebinin ancak mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra belgeyi dolduran hekimin kuruma resmi olarak talebinin Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne iletilmesi ve verilecek onay sonrası, belgenin ilgili hekim tarafından elektronik ortamda düzeltilmesiyle sağlanacağının belirtilmesi üzerine bu davayı açma zorunluluğu doğduğunu ifade ederek;aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

7. İzmir 6. İdare Mahkemesi 09/06/2021 tarihli ve E.2021/818 sayılı kararı ile, nüfus işlemlerine ilişkin tespit davası niteliğindeki bu uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemelerinin görevi kapsamında bulunduğu gerekçesiyle, 2247 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın, İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.Kararın ilgili kısımları şöyledir:

 

"2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde; İdari Yargıda açılacak dava türleri sayılmış olup, idari işlemlere karşı yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan davalar, "İptal" davası olarak tanımlanmıştır.

Keza aynı maddenin 2 nci fıkrasında ise idari yargı yetkisinin idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu belirtilmiştir.

Aktarılan bu hükümlere göre idare mahkemelerinde, iptal davası, tam yargı davası ve idari sözleşmelerden doğan davalar dışında başka bir dava açılması olanaklı değildir.

(...)

Davacının iddia ve talepleri değerlendirildiğinde, uyuşmazlığın tespit davası niteliğinde olduğu, zira davacının 21.12.2015 tarihinde vefat eden annesinin anne isminin tanık vb. delillerle ortaya konulabileceği, uyuşmazlığın idari işlemin iptali talebiyle açılan bir dava olarak nitelendirilmesi halinde idari yargı mercilerinde tanık dinlenmesi mümkün olmadığından maddi gerçeğin ortaya çıkarılamayacağı, bu itibarla, nüfus işlemlerine ilişkin tespit davası niteliğindeki işbu uyuşmazlığın asliye hukuk mahkemelerinin görevi kapsamında bulunması nedeniyle Mahkememizce görülme ve çözülme olanağı bulunmamaktadır."

 

8. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca 2247 sayılı Kanun'un 14., 15., 16. ve 19.maddeleri uyarınca Danıştay Başsavcılığı ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığından görüş istenmiştir.

III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCELERİ

A. Danıştay Başsavcılığının Yazılı Düşüncesi

9. Danıştay Başsavcısı yazılı düşüncesinde, davanın görüm ve çözümünün idari yargının görev alınına girdiği yönünde yazılı görüş bildirmiştir. Görüşün ilgili kısmı şu şekildedir:

"7)Türk vatandaşlarının, doğumla Türk vatandaşı olup da çıkma izni almak suretiyle Türk vatandaşlığını kaybedenler ve bunların altsoyları ile Türkiye'de bulunan yabancıların nüfus hizmetlerinin düzenlenmesine, yürütülmesine ve geliştirilmesine ilişkin esas ve usûl hükümlerini kapsamak üzere çıkarılan 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi adli yargı yerinde açılacak nüfus davalarını düzenlemektedir.

8)MezarlıkYerlerinin İnşaası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkında Yönetmeliğin amacı sıhhi açıdan mezarlık yer seçimi kriterlerinin tespiti ve ölümden define kadar bütün iş ve işlemlerin usul ve esaslarını belirlemektir.

9)Yönetmeliğin"Ölüm belgesi" verilmesi başlıklı 16. maddesinin 5. fıkrasında: "Ölüm belgesi düzenlenirken cenazenin kimliğine ilişkin gerekli inceleme ve araştırma yapılır. Bu kapsamda cenaze yakınlarından ölen kişiye ait nüfus cüzdanı aslını ölüm belgesini düzenleyen yetkililere göstermeleri istenir. Ölen kişinin nüfus cüzdanının bulunamaması durumunda ölen kişinin yakınlarından ölen kişinin adı, soyadı ve T.C. kimlik numarasının yazılı beyanı istenir. Ölen kişinin yakınlarından ölen kişinin adı, soyadı ve T.C. kimlik numarasının yazılı beyanı dışında nüfus kayıt örneği veya kimlik bilgilerine ilişkin başkaca bir belge istenmez." kuralı yer almakta olup, 23. maddeye göre, ülkemizde turistik veya ticari amaçla ya da yerleşik olarak bulunan yabancı uyruklu kişilerin ölümlerinin aynı usullerle bildirilmesi zorunluluğu öngörülmektedir.

10)Yunanistan uyruklu davacının annesinin ölümü üzerine. Mezarlık Yerlerinin İnşaası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkında Yönetmeliğine göre düzenlenen Ölüm Belgesinde anne adının yanlış yazılması, bu nedenle hataya dayalı işlemin bu yönden hukuka aykırılığı tespit edilerek düzeltilmesi/iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümü idari yargının görev alanına girmektedir."

 

B. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Yazılı Düşüncesi

 

10. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun 35/1.ve36. maddeleri ile, Mezarlık Yerlerinin İnşaası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkında Yönetmelik'in 16. maddesi hükümlerineyer verdikten sonra, uyuşmazlığınidari yargı yerinde çözülmesi gerektiği yolunda yazılı düşünce bildirmiştir. Görüşün ilgili kısmı şöyledir:

"...mevzuat hükümleri ve dava konusu olay birlikte değerlendiğinde; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 39. maddesinde, mahkeme kararı olmadıkça, kişisel durum sicilinin hiçbir kaydında düzeltme yapılamayacağının düzenlendiği; 5490 sayılı Kanun'un 35. maddesinde, kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydının düzeltilemeyeceğinin ve 36. maddesinde, nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, asliye hukuk mahkemesinde açılacağının belirtildiği; nüfus davalarına yönelik olarak, nüfus kütüğünde bulunan bir kaydın baştan itibaren hatalı olduğu iddiasına dayalı davaların "kayıt düzeltme" davası olarak kabulü ile söz konusu hataların adli yargı yerince düzeltilmesi gerektiği; dava konusu uyuşmazlığın ise, 5490 sayılı Kanun ve bu Kanun'a dayanılarak çıkarılan yönetmelikte belirtilen kaydın düzeltilmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, davacının talebinin; Mezarlık Yerlerinin İnşaası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkında Yönetmelik'in 16. maddesi uyarınca düzenlenen ölüm belgesinde yer alan anne adının düzeltilmesine yönelik olduğu, bu itibarla davanın, adı geçen Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına ilişkin, kamu gücüne dayalı, resen ve tek yanlı olarak tesis edilen idari işleminden kaynaklandığı kabul edilmelidir.

Uyuşmazlık Mahkemesinin 24.12.2018 tarihli ve E.-K.2018/642-810 sayılı kararında da benzer hususlar vurgulanmıştır.

Bu itibarla, açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a. maddesinde belirtilen "İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları" kapsamında idari yargı yerinde çözülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır"                   

 

IV. İLGİLİ HUKUK

11. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu'nun, “Kayıt düzeltilmesi” başlıklı 35. maddesinin 1. fıkrası şöyledir:

 

(1) Kesinleşmiş mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydı düzeltilemez ve kayıtların anlamını ve taşıdığı bilgileri değiştirecek şerhler konulamaz. Ancak olayların aile kütüklerine tescili esnasında yapılan maddî hatalar nüfus müdürlüğünce dayanak belgesine uygun olarak düzeltilir."

 

12. Aynı Kanun'un “Nüfus davaları” başlıklı 36. maddesi şöyledir:

 

(1) Mahkeme kararı ile yapılan kayıt düzeltmelerinde aşağıdaki usûllere uyulur:

a) Nüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davaları, düzeltmeyi isteyen şahıslar ile ilgili resmî dairenin göstereceği lüzum üzerine Cumhuriyet savcıları tarafından yerleşim yeri adresinin bulunduğu yerdeki görevli asliye hukuk mahkemesinde açılır. Kayıt düzeltme davaları (..) nüfus müdürü veya görevlendireceği nüfus memuru huzuru ile görülür ve karara bağlanır.

b) (Değişik: 19/10/2017-7039/9 md.) Haklı sebeplerin bulunması hâlinde aynı konuya ilişkin düzeltme yapılması hâkimden istenebilir. Ad değişikliği hâlinde, nüfus müdürlüğü bu kişinin çocuklarının baba veya ana adına ilişkin kaydı, soyadı değişikliğinde ise eşin ve ergin olmayan çocukların soyadını da düzeltir.

c) Tespit davaları, kaydın iptali veya düzeltilmesi için açılacak davalara karine teşkil eder.

(2) Kişilerin başkasına ait kaydı kullandıklarına ilişkin başvurular Bakanlıkça incelenip sonuçlandırılır. "

 

13. Mezarlık Yerlerinin İnşaası İle Cenaze Nakil Ve Defin İşlemleri Hakkında Yönetmeliğin "Amaç" başlıklı 1. maddesinde, Yönetmeliğin amacının sıhhi açıdan mezarlık yer seçimi kriterlerinin tespiti ve ölümden define kadar bütün iş ve işlemlerin usul ve esaslarınıbelirlemek olduğu belirtilmiş; "Kapsam" başlıklı 2. maddesinde, bu Yönetmeliğin,sıhhi açıdan mezarlık yer seçimi kriterlerinin tespiti, mezarlık ile mezarların tesis ve inşası,ölüm belgesi verilmesi, cenazelerin yıkattırılması, kefenlenmesi, tabutlanması, nakli, defni ve icabı halinde mezarlıktan tekrar çıkartılması ile sağlık açısından mahsuru bulunan cenazelerin ne suretle defnolunacağı, ölü küllerinin nakli ve muhafazası ile ilgili usul ve esasları kapsadığı ifade edilmiştir.

 

14. Aynı Yönetmeliğin "Tanımlar" başlıklı4. maddesinin 'g' bendinde, "Ölüm belgesi: Tabip veya ölüm belgesi düzenleme yetkilisi tarafından verilen, cenazenin defninin yapılmasının uygun olduğunu gösteren Ek-2’deki belgeyi"; 'ğ' bendinde,"Ölüm belgesi düzenleme yetkilisi: Ölüm belgesi vermeye yetkili tabip bulunmaması halinde bahse konu belgeyi düzenlemekle yetkilendirilmiş görevliyi... İfade eder."denilmiştir.

 

15. Aynı Yönetmeliğin "Ölüm belgesi verilmesi" başlıklı 16. maddesi şöyledir:

 

" (Başlığı ile birlikte değişik:RG-19/1/2013-28533)

(1) Ölüm resmî sağlık kurumlarında gerçekleşmiş veya cenaze resmî sağlık kurumuna getirilmiş ise, ölüm belgesi sağlık kurumunca düzenlenir ve kurumun müdür veya baştabibi tarafından tasdik edilir.

(2) Ölüm, özel sağlık kuruluşlarında gerçekleşmiş ise, ölüme sebep olan hastalık esnasında tedavi eden tabibin verdiği ölüm belgesi varsa bu belge belediye tabibi, yoksa toplum sağlığı merkezi hekimi veya aile hekimi tarafından tasdik edilmek şartıyla geçerli olur. Tasdik işlemi elektronik ortamda da yapılabilir.

(3) Ölümün sağlık kurumları dışında gerçekleşmesi durumunda ölüm belgesi cenazenin bulunduğu yerdeki belediye tabibi tarafından, belediye tabibi bulunmayan yerlerde toplum sağlığı merkezi hekimi yoksa aile hekimi tarafından, bunların bulunmaması halinde ise ölüm belgesi düzenleme yetkilisi tarafından verilir.

(4) Ölüm belgesi düzenleme yetkilisi bulunmayan veya makul sürede ulaşılamadığı yerlerde ise bu belge jandarma karakol komutanları veya köy muhtarları tarafından verilir. Mesai saatleri dışında verilecek olan ölüm belgelerinin düzenlenmesi işi ilçe bazında, belediye tabibi, toplum sağlığı merkezi hekimi ve aile hekimlerinin dahil olduğu nöbet sistemi ile verilir. Bu nöbet listesi toplum sağlığı merkezlerince oluşturulur, mahalli mülki amir tarafından onaylanır. Nöbet listesi oluşturulurken coğrafi şartlar göz önünde bulundurularak ilçeler birleştirilebilir. Mesai saatleri dışında ölüm belgesi düzenlenmesine ilişkin nöbet, adli hizmet nöbetleri ile birlikte verilebilir. 112 acil sağlık istasyonu görevlileri vakaya gittiklerinde ölüm gerçekleşmiş ise doğrudan ölüm belgesi düzenleyebilir. Bu nöbet uygulamasında ihtiyaç duyulan lojistik hizmetler halk sağlığı müdürlüklerince verilir.

(5) Ölüm belgesi düzenlenirken cenazenin kimliğine ilişkin gerekli inceleme ve araştırma yapılır. Bu kapsamda cenaze yakınlarından ölen kişiye ait nüfus cüzdanı aslını ölüm belgesini düzenleyen yetkililere göstermeleri istenir. Ölen kişinin nüfus cüzdanının bulunamaması durumunda ölen kişinin yakınlarından ölen kişinin adı, soyadı ve T.C. kimlik numarasının yazılı beyanı istenir. Ölen kişinin yakınlarından ölen kişinin adı, soyadı ve T.C. kimlik numarasının yazılı beyanı dışında nüfus kayıt örneği veya kimlik bilgilerine ilişkin başkaca bir belge istenmez.

(6) Ölüm belgesi elektronik ortamda doldurulur. Ancak teknik sebeplerle kâğıt ortamında doldurulanlar beş iş günü içerisinde elektronik ortama aktarılır."

 

16. Aynı Yönetmeliğin "Yabancı uyrukluların ölümü" başlıklı 23. maddesi şöyledir:

 

"(1) Ülkemizde turistik veya ticari amaçla ya da yerleşik olarak bulunan yabancı uyruklu kişilerin ölümlerinin aynı usullerle bildirilmesi zorunludur."

 

V. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

17. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, ÜyelerBirol SONER, Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Aydemir TUNÇ, Nurdane TOPUZ ve Ahmet ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 28/02/2022 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyasının bir örneğiyle birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği, usule ilişkin bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

18. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

19. Dava; davacının annesinin 21/12/2015 tarihinde vefatı üzerine Buca Belediye Başkanlığı tarafından düzenlenen Ölüm Belgesinin hatalı düzenlendiğinden bahisle müteveffanın annesinin isminin "H...." olduğunun tespit edilerek Ölüm Belgesinin bu şekilde düzeltilmesine (iptaline) karar verilmesiistemiyle açılmıştır.

 

20. Dava dosyasının incelenmesinden, davacının annesinin Yunanistan nüfusuna kayıtlı olduğu, annesinin vefatı üzerine Ölüm Belgesinin düzenlenmesi sırasında davacıya anneannesinin (murisin annesinin) adı sorulduğunda S.... bilgisini verdiğini beyan ettiği, T.C. İkamet Tezkeresinde de müteveffanın adının "S... İ..... O.....", annesinin adının ise S.... olarak geçtiği, ölüm belgesinin Apostil Şerhli örneğinin Yunanistan'a götürüldüğünde, murisin Yunanistan kimliğinin tercümesinde annesinin adının H.... olduğunun öğrenildiği, bu karışıklığın sebebinin yaşadıkları köyde, ailesi ve çevresindeki herkesin küçük yaştan itibaren anılan kişiye S.... diye hitap etmesinden kaynaklandığı, davacı adının da bu şekilde konulduğunun ileri sürüldüğü; yanlış isim beyan edilmesi sonucu Ölüm Belgesinin bu kısmının hatalı düzenlenmesi karşısında murisin Yunanistan'daki mallarının tasfiyesinin yapılamaması nedeniyle davanın açıldığı adli yargı yerinde görevsizlik kararı verilmesi üzerine, davacı vekili tarafından bu aşamada, Ölüm Belgesindeki hatanın düzeltilmesi istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun da reddedilmesi üzerine, aynı istemle idari yargı yerinde dava açıldığı anlaşılmaktadır.

 

 

21. Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ve dava konusu olay birlikte değerlendiğinde;5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununda,mahkeme hükmü olmadıkça nüfus kütüklerinin hiçbir kaydının düzeltilemeyeceğinin venüfus kayıtlarına ilişkin düzeltme davalarının, asliye hukuk mahkemesinde açılacağının belirtildiği; dava konusu uyuşmazlığın ise, 5490 sayılı Kanunkapsamında değerlendirilemeyeceği; davacının talebinin,Mezarlık Yerlerinin İnşaası ile Cenaze Nakil ve Defin İşlemleri Hakkında Yönetmelik'in 16. maddesi uyarınca düzenlenen ölüm belgesinde yer alan anne adının düzeltilmesine yönelik olduğu, bu itibarla davanın, anılan Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasına ilişkin, kamu gücüne dayalı, resen ve tek yanlı olarak tesis edilen idari işleminden kaynaklandığı gözetildiğinde, davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-a maddesi kapsamında idari yargı yerinde görülmesi gerektiğisonucuna varılmıştır.

 

22. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak; İzmir 6. İdare Mahkemesinin09/06/2021 tarihli ve E.2021/818 sayılı başvurusunun reddi gerekmiştir.

 

VI. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. İzmir 6. İdare Mahkemesinin 09/06/2021 tarihli ve E.2021/818 sayılıBAŞVURUSUNUN REDDİNE,

 

28/02/2022 tarihinde, OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 

 

          Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

        Muammer                    Birol                             Nilgün                          Doğan      

          TOPAL                    SONER                           TAŞ                         AĞIRMAN        

 

 

 

                                                Üye                                Üye                              Üye

                                            Aydemir                         Nurdane                        Ahmet

                                              TUNÇ                           TOPUZ                      ARSLAN