T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2022/489

KARAR NO  : 2022/671      

KARAR TR  : 28/11/2022

ÖZET: 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğe girdiği tarih öncesinde 5434 sayılı Kanun'a tabi hizmeti bulunmayan davacının emeklilik haklarına ilişkin açtığı davada, 5510 sayılı Kanun hükümleri kapsamında ADLİ YARGI YERİNİN görevli olduğu hk.

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R

         

 

Davacı      : S. E

Vekili        : Av. A. İ. K

Davalı       : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili        : Av. A. T

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı, 1984 yılından itibaren 2004 yılına kadar Bağ-Kur'lu statüsünde diş hekimi olarak faaliyet gösterdikten sonra kendisine yaşlılık aylığı bağlandığını, 2010 yılından itibaren kamu kurumuna diş hekimi olarak atandığını ve geçmiş hizmetlerinin ihya edilerek sigortalılığının tekrar başlatıldığını, 2017 yılında yaş haddinden emekliye ayrıldığını, hizmet sürelerinin birleştirilmeksizin toptan ödeme yapıldığını ve emekli aylığı bağlandığını belirterek, Bağ-Kur ile Emekli Sandığı hizmet sürelerinin birleştirilmek suretiyle kendisine toptan ödeme yapılması, emekli aylığı bağlanması ve eksik ödenen emekli aylığı farklarının ödenmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

2. Elbistan İş Mahkemesi 17/01/2019 tarihli ve E.2017/150, K.2019/6 sayılı kararı ile, "2829 sayılı Kanun gereği açılan hizmet birleştirmesiyle ilgili uyuşmazlığa 5434 sayılı Kanun hükümleri uygulanacağından davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiği" gerekçesiyle, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiştir. Bu karar, istinaf edilmeksizin 12/03/2019 tarihinde kesinleşmiştir.

 

3. Davacı vekili, bunun üzerine idari yargı yerinde dava açmıştır.

 

B. İdari Yargıda

 

4. Ankara 8. İdare Mahkemesi 25/06/2020 tarihli ve E.2019/1469, K.2020/1072 sayılı kararı ile, dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle davanın esastan reddine karar vermiştir. Bu karar, davacı tarafça istinaf edilmiştir.

 

 

5. Ankara Bölge İdare Mahkemesi 11. İdari Dava Dairesi 23/02/2022 tarihli ve E.2020/3767, K.2022/946 sayılı kararı ile, "2008 yılı öncesi Emekli Sandığı iştirakçisi olmayan davacı hakkında 5434 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmayacağı ve 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesi uyarınca adli yargının görevli olduğu" gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan kabulü ile istinafa konu kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar vermiştir.

 

6. Ankara 8. İdare Mahkemesi 14/04/2022 tarihli ve E.2022/767 sayılı kararı ile, "5510 sayılı Kanun hükümlerine tabi uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevli olduğu" gerekçesiyle, 2247 sayılı Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

A. Mevzuat

 

7. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun "Sigortalı sayılanlar" başlıklı 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi şöyledir:

 

"Bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından; b) Köy ve mahalle muhtarları ile hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ise; 1) Ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, 2) Gelir vergisinden muaf olup, esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı olanlar, 3) Anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortakları, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortakları, diğer şirket ve donatma iştiraklerinin ise tüm ortakları, 4) Tarımsal faaliyette bulunanlar, sigortalı sayılırlar."

 

8. Bu Kanun'un 101. maddesi şöyledir:

 

"Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür."

 

9. Aynı Kanun'un "5434 sayılı Kanuna ilişkin geçiş hükümleri" başlıklı Geçici 4. maddesinin ikinci fıkrası şöyledir:

 

"Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır."

 

B. Yargı Kararları

 

10. 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesinin iptali istemiyle açılan davada verilen Anayasa Mahkemesinin 22/12/2011 tarihli ve E.2010/65, K.2011/169 sayılı kararında, özetle;5510 sayılı Kanun'a 5754 sayılı Kanun ile eklenen Geçici 4. maddenin yürürlüğe girmesinden önce 5434 sayılı Kanun kapsamında bulunan memurlar ve diğer kamu görevlileri ile ilgili sosyal güvenlik mevzuatının uygulanmasından doğan idari işlem ve eylem niteliğindeki uyuşmazlıklarda idari yargının görevinin devam edeceği belirtilmiş, 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğünden sonra Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların çözümünde iş mahkemelerinin görevlendirilmesinde Anayasaya aykırılık görülmemiştir.

 

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

11. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN'ın katılımlarıyla yapılan 28/11/2022 tarihli toplantısında;2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesince, anılan Kanun'un 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

12. Raportör-Hâkim Murat UÇUR'un davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

 

13. Dava, 1984 yılından itibaren 2004 yılına kadar Bağ-Kur'lu statüsünde diş hekimi olarak faaliyeti kapsamında yaşlılık aylığı bağlanmasından sonra 2010 yılından itibaren kamu kurumuna diş hekimi olarak atanan ve 2017 yılında yaş haddinden emekliye ayrılan davacının, hizmet süreleri birleştirilmeksizin toptan ödeme yapıldığı ve emekli aylığı bağlandığından bahisle, Bağ-Kur ile Emekli Sandığı hizmet sürelerinin birleştirilmek suretiyle kendisine toptan ödeme yapılması, emekli aylığı bağlanması ve eksik ödenen emekli aylığı farklarının ödenmesi talebiyle açılmıştır.

 

14. 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu'yla, 5434 sayılı Emekli Sandığı Kanunu'nun bazı maddeleri yürürlükten kaldırılmış, kamu tüzel kişiliğine sahip Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı, hiç bir işleme gerek kalmaksızın, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla, görevleri ile birlikte, 1. maddeye dayanılarak kurulan kamu tüzel kişiliğine sahip Sosyal Güvenlik Kurumuna devredilmiştir.

 

15. 5510 sayılı Kanun'la 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu Kanunu, 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanunu, 2926 sayılı Tarımda Kendi Adına ve Hesabına Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında bulunanlar, geçici maddelerle korunan haklar dışında, sosyal güvenlik ve sağlık hizmetleri yönünden yeni bir sisteme bağlı tutulmuş ve 5510 sayılı Kanun'un yürürlüğünden sonra göreve başlayanlar yönünden, prim esasına dayalı sigorta sistemine geçilmiştir. Bu sistemle, devlet memurları ve diğer kamu görevlileri, hizmet akdine göre ücretle çalışanlar, tarım işlerinde ücretle çalışanlar, kendi hesabına çalışanlar ve tarımda kendi hesabına çalışanları kapsayan beş farklı emeklilik rejimi, aktüeryal olarak hak ve yükümlülükler yönünden tek bir sosyal güvenlik sistemi altında toplanmıştır.

 

16. Somut olayda, davacının 1984 ila 2004 yılları arasında 5510 sayılı Kanun'un 4/1-b maddesi kapsamında "hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan ticarî kazanç veya serbest meslek kazancı nedeniyle gerçek veya basit usûlde gelir vergisi mükellefi olan" olarak sigortalı sayıldığı, bu dönemde 5434 sayılı mülga Kanun'a tabi hizmetinin bulunmadığı ve 5510 sayılı Kanun'un Geçici 4/2. maddesindeki hükmün uygulama alanının olmadığı gözetildiğinde, 5510 sayılı Kanun'un 101. maddesindekidüzenleme karşısında bu Kanun'un uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde de adli yargının görevli bulunduğu sonucuna varılmıştır.

 

17. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Ankara 8. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Elbistan İş Mahkemesinin 17/01/2019 tarihli ve E.2017/150, K.2019/6 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde ADLİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Ankara 8. İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Elbistan İş Mahkemesinin 17/01/2019 tarihli ve E.2017/150, K.2019/6 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA,

 

28/11/2022 tarihinde, OYBİRLİĞİYLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

            Başkan                       Üye                               Üye                              Üye

           Muammer                   Nilgün                          Doğan                           Eyüp

             TOPAL                       TAŞ                         AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                               Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                              ARSLAN                         BALLI                      ÇALIŞKAN