Hukuk Bölümü         2002/32 E.  ,  2002/34 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı           :B. , B.V.Y.S. A.Ş.

Vekili              :Av. N.B., Av. N.D.

Davalı            :Bursa Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü

O L A Y          :  Davacı Şirket’in Bandırma’daki kesimhanesinden yüklenen mamul malların 2918 sayılı K.T.K.’nun 65/5. maddesine aykırı şekilde yükletildiğinin, 31.5.1999 gününde Bandırma – Ankara Devlet karayolu üzerinde yapılan denetimde saptandığı nedeniyle, adıgeçen Şirkete anılan Yasa maddesine göre 230.700.000.- TL. para cezası verildiği yolunda trafik ceza tutanağı düzenlenmiştir.

            Davacı Şirket vekilince, sözkonusu para cezasına ilişkin trafik ceza tutanağının iptali istemiyle, idari yargı yerinde dava açılmıştır.

            BURSA 2. İDARE MAHKEMESİ; 8.9.1999 gün ve E:1999/660, K:1999/809 sayı ile, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca verilen para cezalarına karşı, aynı Yasa’nın 112. maddesinde işaret edilen genel yetkili Trafik Mahkemelerinde, bu mahkemelerin bulunmadığı yerlerde sulh ceza mahkemesinde dava açılmasının gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş: bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

            Davacı Şirket vekilince, aynı istekle, 7.1.2000 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunulmuştur.

            BURSA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ’nce , 31.1.2000 gün ve 2000/173-111 sayı ile, itiraz süresinin geçirildiği nedeniyle itirazın reddine karar verilmiş ise de, davacı Şirket vekilinin temyizi üzerine YARGITAY 7. CEZA DAİRESİ’nin 20.11.2001 gün ve 2001/15813- 17953 sayılı ve “ itiraza konu para cezası tutanağı sanığın yüzüne karşı düzenlenmiş ve sanık tarafından da imzalanmış olup vasıf ve mahiyeti itibariyle idari yargının görevine girdiği, idare mahkemesince davanın görev yönünden reddinden sonra sulh ceza mahkemesince de işin idari yargıya ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinden sonra mercii tayini yoluna gidilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi yasaya aykırı, muteriz vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden...” yolundaki gerekçeye dayanan bozma kararına uyan BURSA 2. SULH CEZA MAHKEMESİ; 25.12.2001 gün ve E: 2001/2508, K:2001/3088 sayı ile, Trafik Kanunu’nun 65/5. maddesinin idari para cezasını öngördüğü gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, daha önce Bursa 2. İdare Mahkemesi’nce adli yargının görevli olduğu nedeniyle görevsizlik kararı verildiğinden bahisle görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmek üzere Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine karar vermiştir.

 İNCELEME VE GEREKÇE  : Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Samia AKBULUT’ un Başkanlığında, Üyeler: Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Ümran SAYIŞ, Bekir AKSOYLU, Ayla ALKIVILCIM, Ertuğrul TAKA ve Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR’ ün  katılımlarıyla yapılan 24/6/2002 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU’ nun  davanın çözümünde idari yargının  görevli  olduğu   yolundaki   raporu   ile   dosyadaki    belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı  Mustafa EKİNCİ ile Danıştay Savcısı Emin Celalettin ÖZKAN’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

USULE İLİŞKİN İNCELEME:

            Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, Bursa 2. İdare Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararı üzerine kendine gelen davada Bursa 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nce de görevsizlik kararı verilmesi nedeniyle, anılan Yasa’nın 14. maddesinde öngörülen biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olup, hukuk alanında doğan bu uyuşmazlığın giderilmesi isteminin davanın taraflarınca ileri sürülmesi ve 15/b. maddesine göre de bu istem üzerine mahkemece dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesi gerekmekte iken, son görevsizlik kararını veren adli yargı yerince, ayrıca görevli merciin belirlenmesi için dosyanın re’sen gönderilmesi yolunda bir karar verilmiş olması karşısında, yargı mercilerinin Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurmalarını düzenleyen 19. madde kapsamında uyuşmazlık doğduğunun kabulü gerek dava ekonomisine gerekse Uyuşmazlık Mahkemesi’nin kuruluş amacına uygun olacağından, başvuruda usule aykırılık görülmeyerek, esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

           ESASA İLİŞKİN İNCELEME: Dava, 2918 sayılı Yasa’nın değişik 65. maddesinin değişik beşinci fıkrası uyarınca trafik zabıtasınca düzenlenen para cezasına ilişkin trafik ceza tutanağının iptali isteminden ibarettir.

Uyuşmazlığın esasını, trafik zabıtasınca uygulanan cezalarla ilgili davalara  adli ya da idari yargı yerlerinden hangisinin bakacağı hususu oluşturduğundan, ilgili yasal düzenlemenin ceza uygulamasına ilişkin sistematiğinin incelenmesi gerekmektedir.

            13.10.1983 tarih  ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ile getirilen sistemde, karayolları üzerinde yolcuları, yayaları ve trafiği tehlikeye sokan ve suç oluşturan fiiller, esas itibariyle, iki grupta ele alınmış; bir kısmına trafik zabıtasınca para cezası, diğerlerine mahkemelerce hafif para cezası veya bu cezanın yanında hafif hapis cezası, belgelerin geri alınması ve iptali cezası veya işyerlerinin kapatılması cezası verilmesi öngörülmüştür.

            İdarenin organları eliyle idari usullere göre uygulanması ve idare hukukunun bir müeyyidesi olması nedeniyle, idari işlem niteliğini taşıyan ve bu yönüyle adli cezalardan ayrılan idari cezaların yargısal denetiminde, kural olarak, idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

            Ancak, yasakoyucu tarafından, idari cezalara karşı ilgililerin sadece yapılan tespitin gerçeğe aykırılığı ile maddi ağır yanlışlıklar bulunduğunu ileri sürerek yapacakları itirazlarda, ülke genelinde yaygın teşkilata sahip olması ve sade bir usulle incelenerek kesin kararlarla süratle sonuçlandırılması gibi pratik düşüncelerle, adli yargı yerinin görevli kılınması olanaklı olup; bu halde, yetkili mahkemenin adli yargı yeri olduğunun ilgili yasada açıkça belirtilmesi gerekir.

2918 sayılı Yasa’nın “ Adli Kovuşturma ve Cezaların Uygulanması” başlığını taşıyan Dokuzuncu Kısmı, iki ayrı Bölüm halinde düzenlenmiş; Adli Kovuşturma” başlıklı Birinci Bölümde yer alan 112. maddede, bu Kanundaki suçlarla ilgili davalara bakacak mahkemeler ve yetkileri belirlenmiş olup, anılan maddenin 4550 sayılı Kanunla değişik    birinci fıkrasında “Sürücü belgelerinin geçici olarak geri alınması hariç olmak üzere bu Kanundaki; hafif para cezasını veya bununla birlikte hafif hapis cezasını, belgelerin geri alınması ve iptali veya işyerlerinin kapatılması cezasını gerektiren suçlarla ilgili davalara trafik mahkemelerinde, bunların bulunmadığı yerlerde yetki verilen sulh ceza mahkemelerinde bakılır.” hükmüne yer verilmiştir.

            “Cezaların Uygulanması” başlıklı İkinci Bölümde yer alan 115. maddede, 116. maddede öngörülen itiraza ilişkin hüküm saklı kalmak üzere, para cezaları ile mahkemelerce verilen ve sadece hafif para cezalarına ilişkin olan hükümlerin kesin olduğu; 116. maddede, trafik kural ve yasaklarına aykırı davranışları belirlenen ve sürücüsü tespit edilemeyen araçlara tescil plakalarına göre trafik zabıtasınca tutanak düzenleneceği  ve trafik zabıtasının yetkisi dahilindeki para cezalarına karşı araç sahiplerinin cezanın tebliğinden itibaren yedi gün içinde    “yetkili mahkemeye” itiraz edebileceği ve itiraz üzerine verilen kararların kesin olduğu hükme bağlanmıştır.

            Bu hükümlerden, 2918 sayılı Yasa’da öngörülen cezaların büyük ölçüde adli ceza kapsamında düşünülerek Hakim tarafından verilmesi esasının benimsendiği; para cezaları olarak bahsi geçen idari cezaların kesin olduğuna işaret edilmek suretiyle bu cezalara karşı itiraz yolunun kapalı tutulduğu; ancak, sadece 116. madde kapsamında bulunan idari para cezası ile ilgili ve sınırlı olarak itirazı incelemekle adli yargının yetkili ve görevli kılındığı anlaşılmaktadır.

            Ne var ki; yasakoyucu tarafından, mahkemeler tarafından verilen hafif hapis cezalarının genellikle 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun'un 4. maddesi gereğince hafif para cezasına çevrildiği; mahkemelerce sanıklar ile tutanak düzenleyen görevlilerin duruşmaya çağrılarak dinlenmesi nedeniyle zaman kaybının doğduğu gerekçesiyle ve Devlet hizmetlerinin süratli, verimli ve ekonomik bir şekilde yürütülmesini sağlamak, mahkemenin iş yükünü azaltmak ve görevlilerin zaman  kaybını  önlemek  amacıyla çıkarılan 3.11.1988  tarih

ve 3493 sayılı Yasa ile, bazı kanunların ( 6831, 1475 ve 2926 sayılı) yanısıra 2918 sayılı Yasa’ da daha önce mahkemelerce verilmesi öngörülen bir kısım cezalar, idari cezaya dönüştürülmüş; nitekim, inceleme konusu trafik ceza tutanağının dayanağı olan 65. maddede, araçların yüklenme şartlarına uymayanlara, suçun niteliğine göre, idarece para cezası verilmesi ve mahkeme tarafından da hafif para ve hafif hapis cezası hükmedilmesi şeklinde karma bir düzenleme bulunmakta iken, anılan 3493 sayılı Yasa’nın 44. maddesi ile yapılan değişiklik sonucunda, cezanın idare tarafından verilmesi esası benimsenmiş; ancak, anılan 3493 sayılı Yasa ile değişikliğe uğrayan 6831, 1475 ve 2926 sayılı Yasalar’da da getirilen idari cezalara karşı yapılacak itirazların mercii olarak sulh ceza mahkemeleri gösterilirken, 2918 sayılı Yasa’da aynı doğrultuda değişiklik yapılmasına karşın, idari cezalara karşı yapılacak itirazların merciini belirten bir hükme yer verilmemiştir.

            Buraya kadar yapılan açıklamaların ışığında: 2918 sayılı Yasa’nın “Araçların yüklenmesi” başlıklı değişik 65. maddesinin birinci fıkrasında, “Araçların yüklenmesinde yönetmelikte belirtilen ölçü ve esaslara aykırı olarak:

            (...)

            b) Taşıma sınırı üstünde yük alınması veya taşıma sınırı aşılsın veya aşılmasın dingil ağırlıklarını aşacak şekilde yüklenmesi,

            (...)

            Yasaktır.” denilmiş olup, 4262 sayılı Kanun’la değişik beşinci fıkrasında yer alan "Sürekli ve süreksiz olarak yük naklettiren kamu kurum ve kuruluşları ve gerçek ve tüzelkişilere ait işletmeler, yük nakli yaptırdıkları araçların azami toplam ağırlıklarını dikkate alarak yükleme yapmak zorundadırlar. Bu hükme aykırı hareket edenler hakkında her araç için 72.000.000.- lira para cezası uygulanacağı gibi araçlar trafikten men edilir.” kuralına göre olayda, (anılan Yasa’ya 4199 sayılı Yasa ile eklenen ve 4262 sayılı Yasa ile değişik Ek 3. maddenin birinci fıkrasının “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunundaki fiiller için, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere önceki yılda uygulanan mutlak ceza tutarları, o yıl için Vergi Usul Kanunu hükümleri uyarınca tespit ve ilan olunan yeniden değerleme oranında arttırılır.” hükmü dikkate alınarak,) trafik zabıtasınca uygulama yapılmış olup, bu uygulamanın idari ceza kapsamında bulunması; Yasa’da idari cezalarla ilgili davalarda (116. maddedeki itiraz yolu hariç) görevli yargı yerini açıkça belli eden bir hükme yer verilmemesi; bu Yasa’da gösterilen adli cezalara hükmetmekle görevli mahkemeye işaret eden 112. maddeye de herhangi bir atıfta bulunulmamış olması karşısında ve göreve ilişkin genel kurala göre, uyuşmazlığa konu edilen davanın idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekeceği açıktır.

            Açıklanan nedenlerle,  Bursa 2. İdare Mahkemesince verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

 SONUÇ         : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Bursa 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesi kapsamında görülen başvurusunun KABULÜ  İLE, Bursa 2.İdare Mahkemesi’nin 8.9.1999 gün ve E:1999/660, K:1999/ 809  sayılı   GÖREVSİZLİK   KARARININ    KALDIRILMASINA,   24.6.2002   gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE   karar verildi.