Hukuk Bölümü         2011/203 E.  ,  2012/37 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı            : S.Ö.

Vekilleri          : Av. G.Ş.,  Av. Y.Y.

Davalı             : Osmangazi Belediye Başkanlığı

Vekilleri          : Av. R.B., Av. B.G.

 O L A Y        : Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin Bursa ili, Osmangazi ilçesi, 2.Bölge, Geçit köyü, Yalakçayır mevkiinde yer alan 9 pafta, 752 parsel sayılı  taşınmazın 240/6190 hissesinin maliki olduğunu;  Emek Belediye Başkanlığının 11.11.1994 tarih ve  94/188 no.lu  Encümen kararı ile, anılan parselin de aralarında bulunduğu bazı taşınmazIarın şuyulandırmasının yapılmasına karar verildiğini ancak şuyulandırma ile davacıya imar parseli verilemediğinden, 166 ada, 11, 16 ve 20 parsel sayılı  taşınmazlarda  davacı lehine kanuni ipotek tesis edildiğini; daha sonra,  anılan Belediyenin 01.09.1995 tarih ve  95/133 no.lu  ve Encümen kararı ile bu kez, 11.11.1994 tarih ve 188 sayılı Encümen kararı ile kesinleşen 2981/3290 sayılı İmar Affı Yasasının 10-c uygulamasında yol düzenlemesi sırasında maddi hataların yapılmış olduğu, imar planı değişikliği ile yeni düzenlemeler yapıldığı ve idari hatalar yapıldığının saptandığını, ilk uygulama neticesinde tescil edilen şahıslar lehine oluşan kanuni ipotekIerin iptali ile Belediyeleri lehine dönüştürülmesine, bu işlemler sonucunda hak sahiplerinin yasal olarak alması gereken tapu miktarlarında fazla veya eksik miktarlar için 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasına göre Belediye lehine veya aleyhine ipotek  tesisine karar verildiğini; bu karar ile  166 ada, 11, 16 ve 20 parsel sayılı  taşınmazlarda  davacı lehine  olan kanuni ipoteklerin 1996 tarihli işlemler ile Emek Belediyesi lehine dönüştürülerek terkin edildiğini; bu aşamalar sırasında hiçbir tebligat yapılmadığını, müvekkilinin 2008 yılında haberdar olması üzerine başvurduğu  Emek Belediyesi Meclisince,  07.03.2008 tarih ve 14 no.lu karar ile, "Beldemiz sınırları içinde daha önceki tarihlerde yapılan şuyulandırmada hissesi kaybolmuş mülkiyet sahiplerine yer verilememesi ve bedellerinin ödenmesi durumunda Belediye bütçesine yük getireceğinden, mevcut planda Belediye Hizmet Alanı olarak ayrılmış olan Belediyemiz mülkiyetindeki 474 ada, 12 nolu parselin 1/1000 ölçekli plan tadilatı ile konut alanına dönüştürülerek, mağdur olan mülkiyet sahiplerin hisselerine karşılık gelecek miktarlarda bölünerek bila bedel verilmesine" karar verilmiş olduğunu; daha sonra Emek Belediyesinin 15.01.2009 tarih ve 4 nolu Encümen kararı ile de,  "S.Ö.'e ait 11.02.2008 tarih ve 121 sayılı dilekçesi Encümenimize havale edilmiş olup, dilekçe üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Mülkiyeti S.Ö.'e ait tapunun 9 pafta, 752 parsel,6190 m2 yüzölçümlü 240/6190 m2 hissesi Belediyemiz tarafından yapılan imar uygulaması sonucunda %35 Devlet Ortaklık Payı kesintisi yapıldıktan sonra kalan156 m2 hissesi zeminde yer kalmadığından aynı bölgede fazla yer işgal eden vatandaşlardan ipotek alacaklısı yapılmıştır. Daha sonra Belediye tarafından ipotek alacakları ile ipotek borçlarına karşılık Belediye muhatap kılınmıştır. Bu nedenle arsa sahibinin mağduriyetinin giderilmesi için Belediye Meclisinin 06.01.2009 tarih ve 3 numaralı kararına istinaden mülkiyeti Belediyemize ait 474 ada 4 nolu parselde102.69 m2 arsasını alacağına karşılık takas edilmesi için Encümenimize yetki verilmiştir. Encümenimiz tarafından yapılan araştırma neticesinde ve mülkiyet sahibi S.Ö., Encümen toplantısına davet edilerek karşılıklı yapılan görüşme sonucunda 9 pafta, 752 parselde bulunan156 m2 ipotek alacağına karşılık mülkiyeti Belediyemize ait 474 ada, 4 nolu parsel102.69 m2 arsanın başa baş takas edilmesi ve bu alacağından dolayı başkaca herhangi bir kişi veya kurumlardan hak ve alacak talebinde bulunmayacağını yazılı taahhüt etmesi ile birlikte karşılıklı takasın gerçekleştirilmesine" karar verilmiş olduğunu; Emek Belediyesince Osmangazi 2.Bölge TSM'ne hitaben yazdığı 21.01.2009 tarih ve 15 sayılı yazısı 474 ada 4 nolu parselin S.Ö.'e devredilmesi için Mali Hizmetler Müdürünün yetkili kılındığını ancak tapuda takas işleminin yapılamadığını; ve Emek Belediyesi mahalleye dönüştürülünce, Osmangazi Belediyesince 25.06.2009 tarih ve 4484 sayılı Encümen kararı ile hiçbir gerekçe göstermeden "Yapılan inceleme neticesinde: Emek Mahallesi Eski:9 pafta, 752 sayılı (6190 m2) alanlı parselde 240/6190 hissesi bulunan S.Ö.'ün156 m2 ipotek alacağına karşılık Mülkiyeti Belediyemize ait Emek 7265 ada, 4 parsel ile başa baş takas yapılması ile ilgili talebin reddine" karar verildiğini;  Davalı belediyenin 3194 Sayılı Kanunun 18 ve 2981 Sayılı Kanunun 10-c uygulaması yaptığını, davacının hissedar olduğu parselde kendisine zeminde yer verilememesi nedeniyle davacının240 m2 11, 16 ve 20 parsellerden davacı lehine ve üçüncü kişiler aleyhine kanuni ipotekler tesis ettiğini;  Belediyenin, davacıya bedel ödemeyi tercih etmeyip kanuni ipotekler oluşturmuşsa da, bilahare bu ipotekleri yasa hükmüne aykırı olarak Belediye lehine dönüştürüp, tapuda terkin ettiğini, bu işlemler sırasında davacıya hiçbir tebligat yapılmadığını, davacının mülkiyet hakkının kendisine hiçbir bedel ödemeden ortadan kaldırıldığını,  yapılan işlemin mevzuata aykırı olduğunu, Emek Belediyesi, hatasını düzeltmek ve bedel ödemeden arsa takası yaparak davacının mağduriyetini gidermek istemiş ise de, anılan belde belediyesinin mahalleye dönüştürülmesiyle davalı Osmangazi Belediyesinin hiçbir sebep göstermeden takas işleminden vazgeçtiğini, bu sebeplerle bu kez, taşınmazın dava tarihi itibariyle rayiç bedelinin talebine yönelik işbu davanın açılması zaruretinin hasıl olduğunu ifade ederek sonuç itibariyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı idare vekili, dava konusu olayda bir haksız fiil ya da akti bir ilişkinin varlığından söz edilemeyeceği, davacı tarafın dava ettiği/davasına dayanak olarak gösterdiği hususun, dava konusu taşınmaz ile ilgili yapılmış İmar uygulamaları ve alınmış Encümen Kararları olduğu, bu nevi işlemlerin idari bir işlem olmaları nedeniyle söz konusu işlemlere karşı açılacak davaların idari yargının görevine girdiği ve açılan davanın öncelikli olarak görev nedeniyle reddine karar verilmesinin gerektiğini ileri sürerek görev itirazında bulunmuştur.

            Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi: 02.11.2009 gün ve E: 2009/402, K: 2009/451 sayı ile, davanın, kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat istemine ilişkin olduğu; dosya içeriğinden; davacının Osmangazi 2. bölge geçit köyü 752 parsel sayılı taşınmazda 240/6190 paya malik olduğu, taşınmazın bulunduğu Emek belde Başkanlığınca 94/188 karar no 11.11.1994 tarihli encümen kararı ile davacı taşınmazında bulunduğu bir kısım taşınmazların şuyulandırmasının yapılmasına karar verildiği, imar uygulaması sonucunda davacıya imar parseli verilemediğinden Emek Mh. 166 ada 11, 16 ve 20 parsellerde davacı lehine kanuni ipotek hakkı tesis edildiği,  imar uygulaması kesinleştikten sonra Emek Belde Başkanlığının 1.9.1995 gün, 1995/133 sayılı kararı ile ipoteğin terkinine idari yoldan karar verildiği,  daha sonra aynı belediye meclisinin 7.3.2008 gün 14 nolu kararı ile davacı gibi mağdur olan hak sahiplerine belediye hizmet alanı olarak ayrılmış olan belediye mülkiyetindeki 474. ada 12 parselin konut alanına dönüştürülerek pay verilmesinin kararlaştırıldığı, davacının 11.02.2008 tarihli dilekçesi üzerine Emek Belediyesi encümeninin 15.1.2009 gün 4 nolu encümen kararı ile davacının takas teklifinin kabul edildiği, bu arada takas işlemleri gerçekleştirilemeden emek beldesinin mahalle statüsüne kavuşturulması ile Osmangazi belediyesi encümenin 15.6.2009 gün 4484 sayılı kararı ile davacının takas talebinin reddedildiğinin görüldüğü; davacı taşınmazında 3194 SY 18. mad. göre Emek Belediye Başkanlığınca imar uygulaması yapılmış olup uygulama sonucunda kendisine imar parseli verilemeyen davacı lehine uygulama sonucu oluşan Emek Mah. 166 ada, 11, 16 ve 20 parsellerde kanuni ipotek hakkı tesis edilmiş olduğu;  yapılan imar uygulaması kesinleşmiş olup davacı lehine kanuni ipotek hakkının tapuya tescil edildiği;  bu aşamadan sonra Emek Belediye Başkanlığının kesinleşen imar uygulamasını ve davacının kanuni ipotek hakkını ortadan kaldırıcı nitelikte tek başına hukuki işlem yapması ve davacının kanuni ipotek hakkını tapu sicilinden terkin ettirmesi, Belediye meclisi ve encümen kararlarına dayanmakta olup davacının tazminat isteminin, sözü geçen belediye meclisi ve encümen kararlarının iptali sonucunu doğurmakta olduğu;   bu halde idari işlem niteliğindeki kararlarla ilgili açılan davanın, idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle Yargı Yolu Yönünden Davanın Reddine karar vermiş;   bu kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 5. Hukuk Dairesi; 15.06.2010 gün ve E:2010/3556, K:2010/11318 sayı ile,  gerek İmar Kanunu gereğince yapılan parselasyon işlemlerinin, gerekse İmar Affı Yasasında öngörülen imar ıslah çalışmalarının bir idari karara dayandığında kuşku bulunmadığı, ancak, imar uygulaması yapılırken yasa gereği yapılan Düzenleme Ortaklık Payı kesintisi dışında kalan kısım için taşınmaz malikine ya hissesi karşılığında yer verileceği, ya hissesinin bedele dönüştürüleceği veya belirli bir sahsın parseline dahil edilerek o şahıs aleyhine ve davacı lehine hissesi karşılığında ipotek tesis edileceği;  her ne kadar davacı lehine hissesi karşılığında ipotek tesis edilmiş ise de, daha sonra encümen kararına dayanılarak tesis edilen bu ipoteklerin terkin edilmiş olduğu;  bu durumda, davacının taşınmazda Düzenleme Ortaklık Payı kesintisinden sonra kalan payına herhangi bir karşılık verilmeksizin kamulaştırmasız el atıldığı hususu tartışmasız olup, işin esasına girilerek hüküm kurulması gerektiği düşünülmeden yazılı gerekçelerle yargı yolu yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiş, davalı idare vekilinin karar düzeltme istemi aynı Daire’nin 20.01.2011 gün ve E:2010/17522, K:2011/818 sayılı kararıyla reddedilmiştir.

BURSA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 16.03.2011 gün ve E:2011/89 sayı ile, usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar vermiştir.

Davalı Osmangazi Belediye Başkanlığı vekilinin idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolundaki süresi içerisinde verdiği dilekçe üzerine dava dosyasının örneği Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Anayasa'nın 125'inci maddesinin 1'inci fıkrasında; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu; son fıkrasında da, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü bulunduğunun hükme bağlandığı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2'nci maddesinin 1'inci fıkrasının (b) bendinde; "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları"nın idari dava türleri arasında sayıldığı, idari işlemlerin, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında idare hukuku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruflar olduğu 3194 sayılı İmar Kanunu'nun "Arazi ve arsa düzenlemesi" başlıklı 18'inci maddesi uyarınca tesis edilen imar uygulaması işlemleri, yukarıda tanımı yapılan idari işlemlerden olduğundan; bu işlemlerden doğan zararların tazmini istemiyle açılan davaların, 2577 sayılı Kanunun 2'nci maddesinde yer alan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle 2247 sayılı Yasa'nın 10'uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI; 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 18. maddesine göre arsa ve arazi düzenlemesi yapmak üzere imar uygulamasında bulunan davalı Belediye Başkanlığı'nın tek taraflı ve kamu gücüne dayanarak yaptığı işlemden doğan zararın tazmini talebinin kamulaştırmasız el atma davası hukuki temelinde bulunduğunun kabulüne olanak bulunmadığı; Anayasa'nın 125/son madde ve fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekte yükümlü bulunduğunun kurala bağlandığı; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesi gereğince idari eylem ve işlemlerden dolayı zarara uğrayanlar tarafından açılan tam yargı davalarının idari dava türleri arasında sayılmış olduğu;   imar planı ve buna dayalı imar uygulaması sonucunda uğranılan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, 2577 sayılı Kanun'un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesinin gerektiği, bu nedenle Danıştay Başsavcılığının 2247 sayılı Yasa'nın 10. maddesi gereğince yapmış olduğu başvurunun kabulü ile Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/89 esas sayılı görevlilik kararının kaldırılmasına karar verilmesinin gerektiği yönünde yazılı düşünce vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Bahri AYDOĞAN, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 05.03.2012 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Başvuru yazısı ve dava dosyası üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı Osmangazi Belediye Başkanlığı vekilinin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının, görevsizlik yönünden verilen mahkeme kararının Yargıtay tarafından bozulması ve bozma kararına uyulmak suretiyle reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı'nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet AKKAYA’nın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının, paydaşı olduğu taşınmaza ilişkin olarak yapılan imar uygulamaları nedeniyle uğranılan zararın karşılığı olarak,  fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 8.000,00- TL. maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı idareden tahsili istemiyle açılmıştır.

3194 sayılı İmar Kanunu’nun 18. maddesinde, “İmar hududu içinde bulunan binalı veya binasız arsa ve arazileri malikleri veya diğer hak sahiplerinin muvafakatı aranmaksızın, birbirleri ile, yol fazlaları ile, kamu kurumlarına veya belediyelere ait bulunan yerlerle birleştirmeye, bunları yeniden imar planına uygun ada veya parsellere ayırmaya, müstakil, hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre hak sahiplerine dağıtmaya ve re'sen tescil işlemlerini yaptırmaya belediyeler yetkilidir. Sözü edilen yerler belediye ve mücavir alan dışında ise yukarıda belirtilen yetkiler valilikçe kullanılır.

Belediyeler veya valiliklerce düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların dağıtımı sırasında bunların yüzölçümlerinden yeteri kadar saha, düzenleme dolayısıyla meydana gelen değer artışları karşılığında "düzenleme ortaklık payı" olarak düşülebilir. Ancak, bu maddeye göre alınacak düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tabi tutulan arazi ve arsaların düzenlemeden önceki yüzölçümlerinin yüzde kırkını geçemez.

 (Değişik üçüncü fıkra: 3/12/2003-5006/1 md.) Düzenleme ortaklık payları, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.

Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, yukarıdaki fıkrada sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.

Herhangi bir parselden bir miktar sahanın kamulaştırılmasının gerekmesi halinde düzenleme ortaklık payı, kamulaştırmadan arta kalan saha üzerinden ayrılır.

Bu fıkra hükümlerine göre, herhangi bir parselden bir defadan fazla düzenleme ortaklık payı alınmaz. Ancak, bu hüküm o parselde imar planı ile yeniden bir düzenleme yapılmasına mani teşkil etmez…” hükmü;

24.2.1984 gün ve 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi Hakkında Kanun’un 22/5/1986 gün ve 3290 sayılı Kanun’un 4. maddesi ile değişik 10. maddesinin (c) bendinde, “İmar mevzuatına aykırı bina yapılmış, hisseli arsa ve araziler veya özel parselasyona dayalı arazilerde, imar adası veya parseli olabilecek büyüklükteki alanlarda, binalı veya binasız arsa ve arazileri birbirleriyle, yol fazlalarıyla veya Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerle birleştirmeye bunları yeniden ada ve parsellere ayırmaya, yapılara yeniden doğan imar ada veya parseli içinde kalanları yapı sahiplerine, yapı olmayanları diğer hisse sahiplerine müstakil veya hisseli veya kat mülkiyeti esaslarına göre vermeye, bunlar adına tescil ettirmeye ve tescil işlemi dışında kalanların hisselerini 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa göre tespit edilecek bedeli peşin ödenmek veya parsel sahipleri aleyhine kanuni ipotek tesis edilerek, tapu sicilinden terkin ettirmeye belediye veya valilikler resen yetkilidir…” hükmü;  

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin 1. fıkrasında(Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) ise, “İdari dava türleri şunlardır:

 a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

  b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

  c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” hükmü yer almıştır.

Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Bursa/Osmangazi 2. Bölge Geçit Köyü 752 parsel sayılı taşınmazın 240/6190 hissesine malik bulunduğu,  1994 yılında Emek Belediye Başkanlığı Encümen Kararı ile davacının taşınmazını da kapsayan bir kısım alanda şuyulandırma yapıldığı,  imar uygulaması sonucunda davacıya imar parseli verilemediğinden,  Emek Mahallesi 166 ada 11, 16 ve 20 parsel sayılı taşınmazlarda davacı lehine kanuni ipotek hakkı tesis edildiği, anılan Encümenin 1995 tarihli kararıyla ipoteğin terkinine karar verildiği,  daha sonra 2008 yılında aynı Belediye Meclisince davacı gibi mağdur olan hak sahiplerine, belediye hizmet alanı olarak ayrılmış olan, belediye mülkiyetindeki 474 ada 12 parselin konut alanına dönüştürülerek pay verilmesinin kararlaştırıldığı, davacının 11.02.2008 tarihli dilekçesi üzerine Emek Belediyesi Encümeninin 15.1.2009 gün 4 nolu encümen kararı ile Davacının 240/6190 m2 hissesinin Belediye tarafından yapılan imar uygulaması sonucunda %35 Devlet Ortaklık Payı kesintisi yapıldıktan sonra kalan156 m2hissesine ilişkin olarak davacının takas teklifinin kabul edildiği, bu arada takas işlemleri gerçekleştirilemeden Emek Beldesinin mahalle statüsüne kavuşturulması ile Osmangazi Belediyesi Encümenin 25.6.2009 gün 4484 sayılı kararı ile takas işleminin reddedildiği; davacının da mülkiyet hakkının bedelsiz olarak ellerinden alındığını iddia ederek,  fazlaya ilişkin dava hakkı saklı kalmak kaydıyla, 8.000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsili istemiyle dava açtığı anlaşılmıştır.

Buna göre, uyuşmazlığın, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun "Arazi ve arsa düzenlemesi" başlıklı 18. ve 2981 sayılı Yasanın 10/c maddesi uyarınca tesis edilen imar uygulaması işlemlerinden kaynaklandığı açıktır.

Bu durumda, idarece kamu gücü kullanılarak, resen ve tek yanlı biçimde tesis edilen uygulama işlemlerinden kaynaklanan zararın tazminine ilişkin bulunan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2/1-b maddesinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları" kapsamında imar mevzuatı hükümleri çerçevesinde idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun kabulü ile Osmangazi Belediye Başkanlığı vekilinin görev itirazının, Asliye Hukuk Mahkemesince (Yargıtay bozma ilamına uyulması suretiyle) reddine ilişkin kararın kaldırılması gerekmiştir.

 S O N U Ç : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcılığı’nca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile, davalı vekilinin GÖREV İTİRAZININ REDDİNE İLİŞKİN Bursa 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 16.03.2011 gün ve E:2011/89 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 05.03.2012  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.