Hukuk Bölümü         2012/246 E.  ,  2013/629 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacı     : Ş.Z.A.

Vekilleri  : Av. R.E., Av.B.H.M.

Davalı      : Sağlık Bakanlığı (Adana Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Baştabipliği)

Vekili      : Av. M.Ö. 

O L A Y  : Davacı vekili,  mülkiyeti müvekkiline ait bulunan Mithatpaşa mahallesi, Alparslan Türkeş Bulvarı Tuğçe plaza adlı apartmanın zemin 1.ve 2. katlarının, karşı taraf kurumca 10 yıl süreyle ve aylık 32.500,00 TL bedelle kiralanması hususunda 1/4/2009 tarihinde başlayacak şekilde bir kira ilişkisi kurulması hususunda, müvekkili ile karşı taraf arasında ön görüşmeler yapıldığını ve ön anlaşma sağlandığını;  davalı kurumun 13/1/2009 tarihinde 0322/3247012 numaralı faksı ile gönderilen taslak kira sözleşmesi bulunduğunu; ayrıca Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürlüğünce bu kira ilişkisine onay verildiğini, gayrimenkulde bir takım tadilatların yapılmasının istenildiğini; yapılacak tadilata dair davalı kurumun bir proje düzenlediğini, bunu müvekkiline göndererek, gayrimenkulün bu projeye uygun hale getirilmesini istediğini; davalı kurumun, işbu tadilatlar bitirilmesine rağmen müvekkili ile kira sözleşmesini akdetmekten ve kira ilişkisini başlatmaktan imtina ederek müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini; bunun üzerine,  karşı tarafa hitaben Adana 7.Noterliğinin 18989 yevmiye numaralı ve 21/10/2009 tarihli ihtarnamesi keşide edilerek müvekkilinin karşı tarafın kira sözleşmesi yapılacağı inancıyla gayrimenkulde hiçbir tasarrufta bulunma imkanının kalmadığını, karşı tarafın isteği doğrultusunda tüm tadilatların yapıldığını, bununla ilgili masraflar sarf edildiğini, bu nedenle kira ilişkisinin kurulmaması ihtimalinde oldukça fazla miktarda zararın artarak oluştuğunu beyan ederek, kira akdinin kurulup kurulmayacağının bildirilmesi, sebebiyet verilen zararların ödenmesinin talep edildiğini;  karşı tarafın, Adana 14.Noterliğinin 34405 yevmiye numaralı 30/10/2009 tarihli cevabi ihtarnamede, tadilat projesinin kendileri tarafından hazırlandığı ve müvekkiline iletildiği, belirtilen tadilatların yerinde aynen tatbik edilmesi şartı ile onay verildiğinin kabul edildiğini, fakat bir takım eksik ve kusurların olduğu iddiası ile bunların giderilmesinin istendiğinden bahsedildiğini;  bu nedenle taraflarından Sulh Hukuk Mahkemesine müracaat edilerek,  açılacak dava öncesinde mahallinde ehil bilirkişilerce keşif icra edilmesi ve gayrimenkulün tadilat öncesi haline ilişkin proje ve karşı tarafın istemiyle hazırlayıp müvekkiline verdiği tadilat projelerinin mahalline uygulanması, yapılan tadilatların neler olduğunun ve karşı tarafça düzenlenen projeye uygun olarak tamamlanıp tamamlanmadığının tespit edilmesi, işbu tadilatlar için sarf edilen işçilik ve malzeme giderinin miktarının tespit edilmesi, gayrimenkulün eski haline getirilmesi için yapılması gerekenlerin belirlenmesi, eski hale getirmek için sarf edilmesi gerekli işçilik ve malzeme giderlerinin ve bunun için ihtiyaç olan sürenin ne kadar olduğunun tespitini istediklerini;  Adana 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/346 D.İş sayılı dosyası ile 4/12/2009 tarihinde ehil bilirkişiler vasıtasıyla keşif icra edilmiş ve bilirkişilerce 07/01/2010 tarihli rapor tanzim edilerek dosyaya sunulan raporda; plazanın ilk 3 katı bağımsız bölümlerden kurulu iken ön kiralamadan dolayı bağımsız dükkanların birleştirildiği, zemin kattaki dükkanların girişleri her bir dükkan için ayrı ayrı dışarıda iken yeni proje ile kuzey ve güney çıkışlarına girişlerin verildiği, kaba inşaat işlerinin tamamlandığı, dış cephe sıva, boya, işlerinin tamamlandığı, sıhhi tesisat ve elektrik alt yapılarının yapıldığı, PVC imalatların yapıldığı; ayrıca yeni projeye göre yapılan imalatların değerinin: 112.255,87 TL, projenin eski haline getirilmesi için ise belirlenen değerin 111.319,97 TL olduğunun belirlendiğini; davalı ile müvekkili arasındaki dava konusu yerin kiralanması hususundaki ön anlaşma nedeniyle müvekkilinin mecuru bir başkasına kiraya vermek üzere herhangi bir girişimde bulunamadığını, zaten yapılan tadilatlar nedeniyle mecurun ayrı ayrı dükkanlar halinde kiraya verilmesi ihtimalinin de kalmadığını, bu nedenlerle, müvekkilin tadilatlar için sarf ettiği giderin ve eski hale getirmek için sarfedeceği giderin yanı sıra mahrum kaldığı kira gelirinin de bulunduğunu; davalının, cevabi ihtarnamede deprem yönetmeliğine göre onaylı projenin revize edilmesi, 3194 sayılı İmar Kanununa uygun olarak yapı ruhsatına işlenmesi ve yapı kullanım izninin düzenlenmesi gerektiği şeklinde bir açıklama yer aldığını,  ancak kurumun böyle bir isteği var ise dahi, bu isteğin usulüne uygun bir biçimde iletilmediğini, kabulünün de mümkün olmadığını; zira, yerin kiralanması ile ilgili istemde böyle bir talepte bulunulmadığını, kaldı ki, davalı kurumun, binanın bütününü değil belli bir bölümü kiralama talebinde bulunduğunu, oysa yazı içeriğinde var olduğu iddia edilen değişikliğin binanın tümünü ilgilendiren bir değişiklik olduğunu ifade ederek; davalı kurumun sebebiyet verdiği tadilatların yapımı için sarf edilen 112.000 TL imalat değerinde şimdilik 10.000,00 TL’nin, projenin eski hale getirilmesi için gereken 111.000 TL bedelden şimdilik 10.000 TL’nin, yoksun kalınan kar bedeli olmak üzere şimdilik 5.000 TL’nin, faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesi, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması istemiyle, adli yargı yerinde dava açmıştır.

ADANA 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ:29.07.2010 gün ve E:2010/423, K:2010/570 sayı ile,  tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinden; 2886 sayılı İhale Yasasına dayanılarak sözleşme aşamasına kadar idarece alınan kararlar ve yapılan işlemlerin idari nitelikte olduğu, ihale kararı alınması, ihale şartlarının tespiti, şartnamenin hazırlanması, tahmini bedel tayini, ihale komisyonunun teşkili, ihalenin ilanı, tekliflerin değerlendirilmesi, ihale kararı, komisyonun ihaleyi yapıp yapmamakta serbest olması, ihale kararının onayı ve iptali gibi tüm hazırlıkların, idarenin yasanın verdiği yetkiye dayanılarak gerçekleştirdiği tek yanlı ve buyurucu nitelikte bir dizi işlemler olduğu, bu nedenle bu tür işlemlere karşı açılacak davaların idari yargının görevinde olduğu;  sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların ise adli yargının görevine gireceğinden, davaya bakmanın mahkemelerinin görevi dahilinde olmayıp İdari Yargının görevinde olduğu gerekçesiyle; dava dilekçesinin mahkemelerinin görevsizliği nedeniyle reddine karar vermiş; davacı vekilleri, taraflar arasında 2886 sayılı İhale Yasası çerçevesinde gerçekleşmiş hiçbir hukuki işlem bulunmadığından bahisle, kararı temyiz etmiş ancak,  karar  Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin, 24.10.2011 gün ve E:2011/12993, K:2011/11008 sayılı kararıyla onanmış ve kesinleşmiştir

Bu defa Davacı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalı kurumun sebebiyet verdiği tadilatların yapımı için sarf edilen 112.000 TL imalat değerinin, Projenin eski hale getirilmesi için gereken 111.000 TL bedelin ve yoksun kalınan bugünkü tarih itibariyle 34 aylık kira bedeli olan 1.105.000 TL’nin, faizleriyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

ADANA 1. İDARE MAHKEMESİ:04.05.2012 gün ve E:2012/137 sayı ile; 2577 sayılı idari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde, idari dava türlerinin; "a) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, c) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılım her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” olarak sayıldığı; öte yandan; 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 1. maddesinde "İki taraf karşılıklı ve birbirine uygun surette rızalarını beyan ettikleri takdirde, akit tamam olur. Rızanın beyanı sarih olabileceği gibi zımni dahi olabilir." hükümlerine yer verilmiş, aynı kanunun 11. maddesinde ise, "Akdin sıhhati, kanunda sarahat olmadıkça hiç bir şekle tabi değildir" hükmünün getirildiği;  dosyanın incelenmesinden, davacıya ait Adana İli, Seyhan İlçesi, Alparslan Türkeş Bulv. Tuğçe Plaza 1 ve 2. katların 01.04.2009 tarihinden itibaren kiralanması için Adana Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Baştabipliği ile görüşmeler yapıldığı ve bu görüşmeler neticesinde ön anlaşmanın sağlandığı, ancak sonradan kiralamadan vazgeçilmesi üzerine yapılan masraflar ile yoksun kalınan kira bedeli ve eski haline geri getirme masrafının faiziyle birlikte istenildiği, ödenmemesi üzerine açılan alacak davası neticesinde Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.07.2010 tarih ve E:2010/423, K:2010/570 sayılı kararı ile uyuşmazlığın 2886 sayılı Yasa gereği yapılacak sözleşme öncesine dayandığı gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verildiği, anılan kararın Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 24.10.2011 tarih ve E:2011/12993, K:2011/11008 sayılı kararı ile onanarak kesinleştiği, kararın 05.01.2012 tarihinde davacı vekiline tebliği üzerine 01.02.2012 tarihinde bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı;  2886 sayılı İhale Yasasına dayanılarak sözleşme aşamasına kadar idarece alınan kararlar ve yapılan işlemlerin idari nitelikte olduğu;  ihale kararı alınması, ihale şartlarının tespiti, şartnamenin hazırlanması, tahmini bedel tayini, ihale komisyonun teşkili. ihalenin ilanı, tekliflerin değerlendirilmesi, ihale kararı, komisyonun ihaleyi yapıp yapmamakta serbest olması, ihale kararının onayı ve iptali gibi tüm hazırlıkların, idarenin, yasanın verdiği yetkiye dayanılarak gerçekleştirdiği tek yanlı ve buyurucu nitelikte bir dizi işlemler olduğu;  bu nedenle bu tür işlemlere karşı açılacak davaların idari yargının görevinde olduğu, sözleşmenin imzalanmasından sonra sözleşme hükümlerinin uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlıkların ise adli yargının görevine girdiği; ancak bu kuralın uygulanabilmesi için ortada 2886 sayılı Yasa gereğince yapılmış veya yapılacak bir ihalenin olmasının gerektiği; 2886 sayılı Yasa gereğince açılmış veya açılacak bir ihale yok ise taraflar arasında yapılan anlaşmalardan doğacak ihtilafların özel hukuk hükümlerine göre çözümleneceği;  olayda, 2886 sayılı Yasa uyarınca yapılacak kiralama işlemi bulunmadığından, davacı ile davalı idare arasındaki kamu hukuku kuralları dışında özel hukuk hükümlerine göre akdedilmiş bir anlaşmanın mevcut olduğu, bu anlaşmadan kaynaklanan alacağın tahsiline ilişkin uyuşmazlığın da genel hükümlere göre adli yargı merciilerinde görülmesi ve çözümlenmesinin gerektiği; açıklanan nedenlerle, 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi'nce bir karar verilmesine kadar yargılamanın ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Mustafa AYSAL, Eyüp Sabri BAYDAR, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 13.5.2013 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME:Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından,  olumsuz görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı M. BAYHAN’ın davada idari yargının,  Danıştay Savcısı Tuncay DÜNDAR’ın ise adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacının taşınmazının, davalı idare tarafından kiralanması konusunda anlaşıldığı halde, daha sonra kiralamaktan vazgeçilmesi nedeniyle, uğranılan zararın tazmini istemiyle açılmıştır. 

818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 1. maddesinde " İki taraf karşılıklı ve birbirine uygun surette rızalarını beyan ettikleri takdirde, akit tamam olur./ Rızanın beyanı sarih olabileceği gibi zımni dahi olabilir." hükmüne, 11. maddesinde, "Akdin sıhhati, kanunda sarahat olmadıkça hiç bir şekle tabi değildir./ Kanunun emrettiği şeklin şümul ve tesiri derecesi hakkında başkaca bir hüküm tayin olunmamış ise akit, bu şekle riayet olunmadıkça sahih olmaz." hükmüne; 248. maddesiyle başlayan Sekizinci Bap’ta ise “İcar” konusuna yer verilmiştir.

                Öte yandan; Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.

Bakılan uyuşmazlıkta, 2886 sayılı Devlet İhale Kanunu ile 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu kapsamında yapılmış işlem bulunmadığı; tazminat isteminin kaynağı olan olayın, davalı idarenin kendisine kanunla verilen kamu hizmetinin görülmesi hususuna ilişkin olmadığı; idarenin özel hukuk kişileri ile aynı statüde olacak biçimde, davacının taşınmazını kiralayacak iken daha sonra kiralamaktan vazgeçmesi nedeniyle uğranıldığı iddia edilen zararın (taşınmazda yapılan tadilatlar,  taşınmazın eski haline getirilmesi halinde yapılacak masraf ile yoksan kalınan kira geliri) giderilmesine yönelik bulunduğu; dolayısıyla, taraflar arasındaki ilişkinin, kamu otoritesine ve yetkisine dayalı, tek yanlı ve resen yapılan idari işlem ve eylemden kaynaklanmadığı anlaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, bu ilişkiden doğan zararın giderilmesi istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünde adli yargı yeri görevli bulunduğundan Adana 1.İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Adana 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

SONUÇ    : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Adana 1.İdare Mahkemesinin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Adana 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29.07.2010 gün ve E:2010/423, K:2010/570 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 13.5.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.