Hukuk Bölümü 2003/90 E., 2003/100 K.

  • SORUMLU SIFATIYLA MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ ÖDEYENİN MÜKELLEFE AÇTIĞI RÜCU DAVASI
  • 197 S. MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ KANUNU [ Madde 8 ]
  • 197 S. MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ KANUNU [ Madde 13 ]
  • 197 S. MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ KANUNU [ Madde 3 ]
  • 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 27 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 14 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 15 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 9 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 15 ]
  • 2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 3 ]
  • "İçtihat Metni"

    TEKEL Genel Müdürlüğüne bağlı Çay Fabrikaları Merkez Müdürlüğü tarafından 1963 yılında satın alınan 1950 model Austin marka kamyon, 53 AC 047 plaka numarası ile TEKEL Çay Fab.Mer.Müd. adına trafik siciline tescil edildikten sonra, TEKEL Genel Müdürlüğü oluru ile 1967 yılında Bursa TEKEL Yaprak Tütün İşletme Müdürlüğüne tahsis edilmesi üzerine 16 AY 020 plaka numarası ile ve daha sonra İstanbul'da bulunan TEKEL İşletmelerine devredilmesi üzerine de 34 FF 543 plaka numarası ile yeniden tescil görmüş iken, 18.11.1985 tarihinde TEKEL İdaresince hurdaya ayrılmıştır.

    TEKEL'in bağlısı Çay Fabrikaları Merkez Müdürlüğü, 6.12.1971 tarih ve 1497 sayılı Çay Kurumu Kanunu ile TEKEL'den ayrılarak ÇAYKUR Genel Müdürlüğüne dönüştürülmüş olup, son olarak Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü adını alan kuruluştan, sözü edilen kamyona ilişkin Rize İlindeki trafik sicil kaydının terkin edilmemiş olması nedeniyle vergi dairesince gecikme faizleriyle birlikte tahakuk ettirilen 1990 yılından beri ödenmemiş Motorlu Taşıtlar Vergisi borcu 191,526,000.- lira, 30.6.1998 tarihinde cebren tahsil olunmuştur.

    Konuyu inceleyen müfettişce düzenlenen 17.9.1998 günlü rapor üzerine Teftiş Kurulu Başkanlığının teklifi ve Genel Müdür oluru ile, ödenmiş bulunan 191,526,000.- liranın tahsili için TEKEL Genel Müdürlüğüne karşı hukuki yollara başvurulması gereği havale olunan Hukuk Müşavirliğince, sözkonusu kamyonun maliye kayıtlarının devralınması veya düşürülmesinin ve vergi olarak ödenen tutarın Kuruma iade edilmesinin istenilmesi üzerine TEKEL İdaresince verilen cevapta, sözkonusu araç hakkındaki gerekli işlemlerin mevzuat hükümleri doğrultusunda yapıldığı ve vergi borçlarının da kuruluşlarınca muntazaman ödendiği belirtilerek, istek reddedilmiştir.

    Davacı İşletme vekili, müvekkil Kurumun malik olmadığı 53 AC 047 plakalı araçtan dolayı birikmiş ve birikecek Motorlu Taşıtlar Vergisinden dolayı sorumlu olmadığının tespiti ile bu araç için vergi olarak ödenen 191,526,000.- liranın, ödeme tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline hükmedilmesi istemiyle, 1.11.2000 gününde adli yargı yerinde dava açmıştır.

    İSTANBUL 3. SULH HUKUK MAHKEMESİ; 13.2.2001 gün ve E: 2000/1224, K: 2001/132 sayı ile, taraflar arasındaki ihtilafın vergi alacağına ilişkin bulunduğu gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine, talep halinde kesinleşmeye müteakip dosyanın Vergi Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiş; bu karar, temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    İSTANBUL 5. VERGİ MAHKEMESİ TEK HAKİMLİĞİ; 30.4.2001 gün ve E: 2001/618, K: 2001/691 sayı ile, gerek Vergi Usul Kanunu gerekse HMUK.'da, iki ayrı yargı kolu olan adli ve idari yargı yerlerince görevsizlik kararı verilerek dava dosyasının görevli gördüğü diğer yargı yerine gönderileceği yolunda bir düzenlemenin öngörülmediği; görevsizlik kararı tebliğ edilen davacının, Vergi Mahkemesine hitaben düzenlediği bir dava dilekçesi ile yeniden dava açmasının gerekeceği; öte yandan ortada, vergi ve cezalara ilişkin tarh ve tahakkuk işlemlerini yapma ve ödeme emri düzenleme yetkisine sahip alacaklı vergi dairesi husumeti ile görülen bir vergi uyuşmazlığı bulunmadığı gibi, ödenmiş bir verginin artık hukuka aykırılığının ihtirazi kayıt müessesi dışında ileri sürülemeyeceği; olayda, taraf kurumlardan birinin ödediği vergi borcu için diğerine rücu ettiği davanın esas itibariyle özel hukuk hükümlerine tabi bir ihtilaf olması nedeniyle çözümünün adli yargıya ait olduğu; adi borç ilişkisinden doğan rücu davasının, kamu hukuku alanına ve dolayısıyla vergi mahkemelerinin görevine girmeyeceği gerekçesiyle Mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın ait bulunduğu İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesine iadesine karar vermiş; bu karar, itiraz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı İşletme vekilinin, adli ve idari yargı yerleri arasında doğan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemini içeren ve Uyuşmazlık Mahkemesine hitaben verdiği dilekçeye rağmen dosya İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'ne gönderilmiş ise de, anılan Mahkeme'ce; 13.6.2003 gün ve E: 2002/53, K: 2003/3956 sayı ile dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesi gerekirken sehven Mahkemelerine gönderildiği belirtilerek ve sehven açılan esas kaydı kapatılmak suretiyle, dosya geri çevrilmiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Yalçın ACARGÜN'ün Başkanlığında, Üyeler: Dr. Atalay ÖZDEMİR, M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Turgut ARIBAL ve Abdullah ARSLAN'ın katılımlarıyla yapılan 29/12/2003 günlü toplantısında, Raportör- Hakim İsa YEĞENOĞLU' nun davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Tülin ÖZGENÇ'in davada adli yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Dosyanın, 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca incelenmesinden:

    Hukuk uyuşmazlıklarında, görevli veya yetkili olmayan mahkemeye açılan davanın görev veya yetki yönünden reddedilerek dava dosyasının görevli veya yetkili mahkemeye gönderilmesi, ancak aynı yargı düzeni içinde yer alan mahkemeler arasında olanaklı olup; bu hususa ilişkin H.U.M.K.' nun 27. maddesiyle İ.Y.U.K.' nun 15. maddesinin 1. fıkrası ( a ). bendinin ikinci cümlesinde yer alan "görev" kuralları, aynı yargı düzeni içindeki mahkemelerin işbölümü esasına ilişkin düzenlemelerdir. Oysa yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda, görevli olduğundan bahisle farklı bir yargı düzeninde yer alan mahkemeye dava dosyasının gönderilebilmesine olanak tanıyan bir düzenleme bulunmamaktadır.

    Göreve ilişkin kararın, işbölümü esasına göre veya yargı yolu bakımından verilmiş olması farklı sonuçlar doğurmaktadır. Şöyleki; işbölümü esasına göre verilen görevsizlik kararı sonucu dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi durumunda,dava başvuru tarihi itibariyle görevli mahkemede açılmış sayılmaktadır. Yargı yolunu değiştiren görevsizlik kararı verilmesi durumunda ise, görevli olduğu işaret edilen yargı yerine, bu yargı yerinin uyguladığı usul kurallarına uygun olarak yeniden dava açılması zorunlu bulunmaktadır.

    Olay kısmında belirtildiği üzere, adli yargı yerince yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilerek dava dosyası görevli olduğundan bahisle idari yargı yerine gönderilmiş ve bu yargı yerince, kendisine gelen adli yargı yerine ait dava dosyası üzerinde inceleme yapılarak görevsizlik kararı verilmiş olup, yukarıda yapılan açıklamalara göre, İ.Y.U.K. nun 3 ve 9. maddelerinde öngörülen şekilde usulüne uygun olarak idari yargı yerine açılmış bir dava bulunduğundan sözetmek olanaksızdır.

    Durum böyle olmakla birlikte, kamu düzenine ilişkin bulunan usul eksikliğinin tespiti ve düzeltilebilmesi Uyuşmazlık Mahkemesi'nin görev ve yetkisi dışında kaldığından, Uyuşmazlık Mahkemesi'nin önüne gelmiş bulunan görev uyuşmazlığının varlığı kabul edilerek çözüme kavuşturulmasının dava ekonomisine ve Uyuşmazlık Mahkemesi'nin kuruluş amacına uygun düşecektir.

    Bu nedenle, adli ve idari yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa'nın 14. maddesinde öngörülen biçimde doğan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için, davacı tarafından 15. maddede belirtilen yönteme uygun olarak yapılan başvuruda usule ilişkin başka bir noksanlık görülmediğinden esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verildi.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME: Dava, tahsis ve devir suretiyle elinden çıkan taşıta ilişkin adına olan trafik sicil kaydı terkin edilmediği için vergi borcunu ödeyen ÇAYKUR tarafından, taşıtı devralan TEKEL İdaresine karşı açılan rücuen alacak davasından ibarettir.

    Olayda, tahsil dairesince, trafik sicilindeki kayda göre MTV mükellefi olarak görünen ÇAYKUR'dan birikmiş vergi alacağı tahsil edilmiş olup, mükellef tarafından tahsil dairesi aleyhine dava açılmadığına göre, ortada bir vergi uyuşmazlığı ya da kamu alacağının tahsilinden doğan bir dava bulunduğundan sözetmek olanaksızdır.

    197 sayılı Motorlu Taşıtlar Vergisi Kanunu'nun değişik 3. maddesinde " Motorlu Taşıtlar Vergisinin mükellefi; trafik, belediye veya liman sicili ile Ulaştırma Bakanlığınca tutulan sivil hava vasıtaları sicilinde adlarına motorlu taşıt kayıt ve tescil edilmiş olan gerçek ve tüzel kişilerdir." denilmiş; değişik 8. maddede, sözkonusu sicil kayıtlarının silinmesi halinde mükellefiyetin hangi dönemde biteceği belirtilmiş; aynı Yasa'nın "Bildirme ve sorumluluk" başlıklı değişik 13. maddesinin (a) bendinde sicil memurlarının ve (b). bendinde vergi mükelleflerinin, verginin alınmasına esas olabilecek bilgileri ve meydana gelen değişiklikleri ilgili vergi dairesine bildirmeye, (c) bendinde de, noterlerin taşıtlarla ilgili her türlü işlemlerini yapmadan önce verginin ödendiğini gösterir belgeyi istemeye mecbur olduklarına ve (d). bendinde, taşıtların fenni muayenelerini yapmadan önce verginin ödenip ödenmediğinin fenni muayene komisyonlarınca araştırılmak zorunda bulunduğuna işaret edilmiş olup, anılan maddenin (e). bendinin değişik ikinci fıkrasında, "Yukarıdaki (c) ve (d) bentlerinde belirtilen zorunluluklara uymadan işlem yapanlar, ödenmeyen veya noksan ödenen vergiler ile gecikme zamları, gecikme faizleri ve vergi cezalarından, mükelleflerle birlikte mütelsilen sorumludurlar. Ancak, bunlar sorumlu sıfatı ile ödemek mecburiyetinde kaldıkları vergiler dolayısıyla mükelleflere rücu hakkına sahiptirler." hükmüne yer verilmiştir.

    Anılan Yasa hükümleri ile, verginin alınmasına esas olabilecek bilgileri ve değişiklikleri bildirmekle yükümlü tutulanlar ve diğer sorumlular ile mükellefler arasındaki ilişki müteselsil sorumluluk esasına tabi kılınmış ve sorumlu sıfatıyla ödemede bulunana, mükellefe rücu hakkı tanınmış olup; uyuşmazlık konusu olayda, motorlu taşıtın ilk maliki olan mükellef tarafından adına olan trafik sicil kaydının silinmemiş olması nedeniyle ödemede bulunduğu vergi dolayısıyla aynı taşıtın sonraki maliki diğer mükellef aleyhine açılan rücuen alacak davasının da aynı esaslar çerçevesindeki bir alacak ilişkisinden doğduğu açıktır.

    Bu durumda, ortada hizmet kusuru nedeniyle idarenin sorumluluğuna dayanan ya da kamu alacaklarının tahsilinden doğan idari nitelikte bir dava olmayıp, yukarıda belirtilen Yasa'dan doğan rücu hakkının kullanılmasına ilişkin bulunan alacak davasının, Borçlar Kanunu hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerleri görevli bulunmaktadır.

    Açıklanan nedenlerle, Sulh Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ :

    Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna bu nedenle İstanbul 3. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 13.2.2001 gün ve E: 2000/1224, K: 2001/132 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 29.12.2003 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ İLE karar verildi.