Ceza Bölümü         2010/8 E.  ,  2010/8 K.
"İçtihat Metni"Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

            Davacı           : K.H.

            Sanıklar         : 1- S.A.

                                     2- T.T. 

            O L A Y          : Genç/Yeniyazı Jandarma Karakol Komutanlığı emrinde görevli sanıklar J.Er S.A. ile J.Er T.T.’ın, 23.1.2008 günü, Bulgurluk Köyü Konacık mezrasında, sulh ceza mahkemesinin arama kararına istinaden yapılan aramada ele geçen esrar maddelerinden bir kısmını alarak Karakolun köpek kulübesine sakladıkları, daha sonra sanıklardan S.A.’ın bu esrar maddesini içtiği ve içmeleri için diğer askerlere de verdiği, böylece, delil niteliğinde bulunan bu maddenin bir kısmı alınarak, suç delillerini yok etme, gizleme ve değiştirme suçlarının işlendiği ileri sürülerek, bu suç açısından evrak tefrik edildikten sonra, sanıkların eylemine uyan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 281/1, 282/2. maddeleri uyarınca cezalandırılmaları istemiyle Genç Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 21.5.2008 gün ve E:2008/247, K:2008/155 sayılı iddianamesiyle kamu davası açılmıştır. 

            GENÇ ASLİYE CEZA MAHKEMESİ: 27.5.2008 gün ve E:2008/170, K:2008/95 sayıyla; iddianamede yazılı eylemin 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturduğu ve suçun askeri mahalde gerçekleştirildiği ileri sürüldüğüne göre 353 sayılı Yasa’nın 9. maddesi uyarınca sanıkları yargılama görevinin askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, temyiz edilmeyen karar kesinleşerek, dava dosyası, 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Mahkemesi’ne gönderilmiştir. 

            8. KOLORDU KOMUTANLIĞI ASKERİ MAHKEMESİ: 14.5.2009 gün ve E: 2009/351, K: 2009/379 sayıyla, sanıkların arama faaliyetine fiilen iştirak etmedikleri, esrar maddesinin ele geçirilmesi jandarma biriminin idari ve adli görevleri kapsamında olduğu, elde edilen uyuşturucunun askeri eşya niteliğinde bulunmadığı anlaşıldığından, yüklenen eylemin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 141 ve 142. maddelerinde düzenlenen hırsızlık suçunu oluşturacağı, sanıkların yargılama aşamasında terhis edildikleri, bu nedenle, 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca askeri suç olmayan, askeri bir suça bağlı bulunmayan yüklenen eylem nedeniyle sanıkları yargılama görevinin adli yargı yerine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş, kararın temyiz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine, dava dosyası, 8. Kolordu Komutanlığı Askeri Savcılığı’nca, Mahkememize gönderilmiştir. 

İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Ceza Bölümünün, Ahmet AKYALÇIN’ın Başkanlığında, Üyeler; Ali Cengiz ÖZBEK, Ramazan ÖZKEPİR, Ahmet DURU, Hasan DENGİZ, Bilgin AK, Y. Sezai KARAA’nın, katılımlarıyla yapılan 1.3.2010 günlü toplantısında;

I-İLK İNCELEME: Yapılan incelemede, usule ilişkin işlemlerde 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş Ve İşleyişi Hakkında Kanun’da belirtilen süre ve biçim yönünden bir eksiklik görülmediği, adli ve askeri yargı yerleri arasında Yasa'nın 14. maddesinde öngörüldüğü biçimde olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu anlaşıldığından, esasın incelenmesine oybirliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim G. Fatma BÜYÜKEREN’in, davanın çözü-münde adli yargı yerinin görevli olduğu yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Dr. İlknur ALTUNTAŞ’ın adli yargı,  Askeri Yargıtay Başsavcı Yardımcısı Yalçın DİLSİZOĞLU’nun davanın çözümünün adli yargı yerinin görev alanına girdiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 

353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu Ve Yargılama Usulü Kanunu'nun "Askeri Mahkemelerin Görevleri" başlığı altında düzenlenen İkinci Bölümünde yer alan "Genel Görev" başlıklı 9. maddesinde; "Askeri Mahkemeler Kanunlarda aksi yazılı olmadıkça asker kişilerin askeri olan suçları ile bunların asker kişiler aleyhine veya askeri mahallerde yahut askerlik hizmet ve görevleri ile ilgili olarak işledikleri suçlara ait davalara bakmakla görevlidirler" denilmektedir.

"Askeri suç" ise, öğretide ve uygulamada;

            a) Unsurları ve cezalarının tamamı Askeri Ceza Kanunu'nda yazılı olan, başka bir anlatımla, Askeri Ceza Kanunu dışında hiçbir ceza yasası ile cezalandırılmayan suçlar,

            b) Unsurları kısmen Askeri Ceza Kanunu'nda kısmen diğer ceza yasalarında gösterilen suçlar, 

            c) Türk Ceza Kanunu'na atıf suretiyle askeri suç haline dönüştürülen suçlar, olmak üzere üç grupta mütalaa edilmektedir.   

 Aynı Yasa’nın 13.10.1996 gün ve 22786 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4191 sayılı Yasa’yla değişik 17. maddesinde; “askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması halinde askeri mahkemenin görevi sona erer” denilmekte iken, maddenin "... ve sanık hakkında kamu davası açılmamış olması ..." tümcesi Anayasa Mahkemesi'nin 11.3.2000 gün ve 23990 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 1.7.1998 gün ve E:1996/74, K:1998/45 sayılı kararı ile iptal edilmiştir. 

Buna göre, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesi, daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevini değiştirmez. Ancak yüklenen suçun askeri bir suç olmaması, askeri bir suça bağlı bulunmaması halinde, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği açıktır. İptal kararı nedeniyle, sanık hakkında kamu davasının açılmış olup olmamasının bir önemi bulunmamaktadır. 

Öte yandan, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde, “1-Askeri bir hizmet yaparken veya vazifeyi suistimal ederek bir hizmet veya vazifeden ötürü tevdi veya emanet edilmiş olan para veya kıymeti ne olursa olsun bir eşyayı yahut kendisine tevdi veya emanet edilmiş olmasa bile her türlü askeri erzak, eşya ve hayvanları çalanlar veya zimmetine geçirenler, yahut ihtilas edenler veya satanlar, yahut rehine verenler ve bunları bilerek satın alanlar veya rehin kabul edenler veya gizleyenler beş seneye kadar ağır hapis cezasile cezalandırılırlar.

Az vahim hallerde, altı aydan üç seneye kadar hapis cezası hükmolunur.

Çalınan veya rehin edilen mallar bulunursa geri alınır. Yok edilen eşya, hayvan ve sairenin değerlerinin ödettirilmesine de hükmolunur.

2- Yukarıki fıkrada yazılı fiiller silah, cephane veya herhangi bir müdafaa vasıtasına taallük ederse ceza arttırılır.

3-Yukarıki iki fıkrada yazılı fiiller seferberlikte yapılırsa yapanlar hakkında on seneden aşağı olmamak üzere ağır hapis, az vahim hallerde iki seneden aşağı olmamak üzere beş seneye kadar ağır hapis cezası verilir” denilmiştir. 

Dosyanın incelenmesinde, Genç İlçe Jandarma Komutanlığı’nın 3.11.2008 gün, Per: 0410-8931-08/Per. İşl. Ks. sayılı yazısı ve eklerinden, olay günü, sanıklardan S.A.’ın, Karakolda 4 nolu mevzi nöbetçisi, T.T.’ın ele geçirilen esrar maddesinin bulunduğu yerden4 km. uzakta pusu faaliyeti icra edilen operasyon timinde görev yaptığı, her iki sanığın da esrar maddesinin ele geçirilmesi, muhafazası ve imhası sırasında ve uyuşturucu ile mücadele programında görevlerinin bulunmadığının, esrar maddesinin hizmet binasına taşınması sırasında da istirahatlı olduklarının bildirildiği anlaşılmıştır. 

Olumsuz görev uyuşmazlığına konu kamu davasında, adli yargı yerince verilen görevsizlik kararında, yüklenen eylemin askeri suç olup, askeri mahalde işlendiği ileri sürülerek yargılamanın askeri yargı yerine ait olduğu gerekçesine yer verilmiş ise de, dosya içersinde bulunan hizmet belgelerine ve kanıtlara göre, sanıklara yüklenen eylemin “hırsızlık” suçu kapsamında tartışılabileceği, bu suçun ise Türk Ceza Kanunu’nda düzenlendiği, Askeri Ceza Kanunu’nun 131. maddesinde düzenlenen “askeri suç” kapsamında değerlendirile-meyeceği sonucuna varılmıştır. 

Öte yandan, iddia edilen suçun asker kişiye karşı, askerlik hizmet ve görevleri nedeniyle işlenmediği gibi askeri mahalde işlense dahi sanıkların yargılama aşamasında terhis edildikleri dosya içinde bulunan bilgi ve belgelerden anlaşılmıştır. 

353 sayılı Yasa'nın 17. maddesinde, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle daha önce işlenen suçlara ait davalara bu mahkemelerin bakma görevinin değişmeyeceği, ancak suçun askeri bir suç olmaması askeri bir suça bağlı bulunmaması durumunda, askeri mahkemelerde yargılanmayı gerektiren ilginin kesilmesiyle, askeri mahkemenin görevinin sona ereceği düzenlenmiş bulunduğundan ve somut olayda sanıklara yüklenen eylemin askeri suç olmadığı anlaşıldığından, 353 sayılı Yasa’nın 17. maddesi uyarınca davanın adli yargı yerinde görülmesi ve Genç Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir. 

SONUÇ : Davanın  çözümünde ADLİ YARGI yerinin görevli olduğuna, bu nedenle Genç Asliye Ceza Mahkemesi’nin 27.5.2008 gün ve E:2008/170, K:2008/95 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 1.3.2010 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.