Hukuk Bölümü 2007/546 E., 2008/104 K.

"İçtihat Metni"

21.8.2007 gün ve 224 sayılı Cihanbeyli Belediye Encümen kararı ile, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi gereğince inşaat mühendisi Vahdettin Özdemir'in 1/5 oranında 600.00 YTL para cezası ile cezalandırılmasına, ayrıca aynı Kanunun 32. maddesine aykırı olarak kaçak yapı durumundaki istinat duvarlarının 1 ay içerisinde kaldırılarak imara uygun hale getirilmesine, istinat duvarlarının kaldırılmadığı takdirde, Belediyelerince yıktırılarak, yıkım masraflarının %20 fazlası ile yapı sahiplerinden tahsil edilmesine karar verilmiştir.

Cihanbeyli Belediyesi'nin 21.8.2007 gün ve 2007/86 sayılı işlemi ile para cezası davacıya tebliğ edilmiştir.

Davacı, para cezasının kaldırılması istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

KONYA 1. İDARE MAHKEMESİ; 19.9.2007 gün ve E:2007/1234, K:2007/1288 sayı ile, davanın, davacı adına 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca kesilen 600,00 YTL idari para cezasına ilişkin 21.8.2007 gün ve 2007/86 sayılı işlemin iptali istemiyle açıldığı, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun muhtelif hükümlerinden söz ederek, Kabahatler Kanunu hükümleri incelendiğinde, idari yaptırım kapsamında bulunan idari para cezalarının, özel kanunlarında yargı yoluna ilişkin özel hüküm bulunmaması halinde ve ayrıca özel kanunlarında yargı yoluna ilişkin özel hüküm bulunmamakla birlikte para cezasının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmemiş olması hallerinde söz konusu idari para cezasına karşı açılacak davaların görüm ve çözümünde sulh ceza mahkemelerinin görevli olduğunun anlaşıldığı, dava dosyasının incelenmesinden, davacı adına 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesi uyarınca dava konusu işlem ile 600,00 YTL idari para cezası kesilmesi üzerine, iş bu para cezasının iptali istemiyle bakılan davanın açıldığının anlaşıldığı, olayımızda, 3194 sayılı İmar Kanunu'nda, bu Kanun gereğince uygulanan para cezasına karşı açılacak davaların idare mahkemelerinde görüleceğine ilişkin özel bir hüküm bulunmadığı gibi, dava konusu para cezasına ilişkin işlem kapsamında davacı ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren başkaca bir kararın da verilmediğinin anlaşıldığı, bu duruma göre, dava konusu edilen ve 3194 sayılı İmar Kanunu gereğince uygulanan idari para cezasına karşı açılan iş bu davanın görüm ve çözümünün Mahkemelerinin görev alanına girmeyip, Adli Yargı Yerlerinin (Sulh Ceza Mahkemesi) görev alanına girdiği gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir.

Davacı, bu kez, söz konusu idari para cezasına karşı adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.

CİHANBEYLİ SULH CEZA MAHKEMESİ; 28.9.2007 gün ve E:2007/184 D.İş, K:2007/184 D.İş sayı ile, itiraz eden Vahdettin Özdemir 11.9.2007 havale tarihli dilekçesi ile, Cihanbeyli Belediye Başkanlığı'nca verilen idari para cezasının usul ve yasaya aykırı olarak verildiği gerekçesi ile idari para cezasının iptaline karar verilmesini talep ettiği, 3194 sayılı İmar Kanunu'nun ceza hükümlerini düzenleyen 42. maddesine göre idari para cezalarına karşı Sulh Ceza Mahkemelerine itiraz edilebileceğini düzenleyen 42. maddenin 5. fıkrasının Anayasa Mahkemesi'nin 15.5.1997 gün, 1996/72-1997/51 sayılı kararı ile iptal edilip, görevin idare mahkemelerine verilmesi karşısında, 5560 sayılı Yasa ile değişik 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3. maddesine göre "idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanır" hükmü de dikkate alınarak İmar Kanunu'nun 42. maddesine karşı yapılan itirazların idare mahkemesince karara bağlanacağı düşünülerek Mahkemelerinin görevsizliğine, cezanın niteliği gereği Konya İdare Mahkemelerinin görevli olduğuna karar verilerek, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 3 ve 3194 sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesine göre 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nun 28/1 -b maddesi gereğince başvurunun görevsizlik nedeniyle reddine, başvuruyu incelemekle Konya İdare Mahkemesinin görevli olduğuna dair dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde itiraz eden ve aleyhine itiraz olunan kurum temsilcisinin tebliğ tarihinden itibaren en geç 7 gün içerisinde temyizi kabil olmak üzere karar vermiştir.

Bunun üzerine, davacı, Sulh Ceza Mahkemesi kararının bozulması istemiyle Yargıtay'a hitaben temyiz dilekçesi vermiştir.

Cihanbeyli Sulh Ceza Mahkemesi'nce Uyuşmazlık Mahkemesi'ne hitaben yazılan 30.10.2007 gün ve Değişik İş No:2007/184 sayılı yazıda, Mahkemeleri kararında sehven temyizi kabil olmak üzere yazılmışsa da verilen kararın idari para cezasının miktarı itibariyle 5326 sayılı Yasa'nın 28/10 maddesi gereğince kesin olduğunun anlaşıldığı, itiraz edenin Mahkemelerine sunduğu Konya 1. İdare Mahkemesi'nin 2007/1234 Esas, 2007/1288 Karar sayılı kararı göz önüne alınarak itiraz edenin başvurusu üzerine görevli mahkemenin belirlenmesi amacıyla Mahkemeleri dosyasının ekte gönderildiği belirtilmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ahmet AKYALÇIN'ın Başkanlığında, Üyeler: Mahmut BİLGEN, Erdoğan BUYURGAN, Habibe ÜNAL, O.Cem ERBÜK, Serdar AKSOY ve Coşkun GÜNGÖR'ün katılımlarıyla yapılan 07.04.2008 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Nurdane TOPUZ'un 2247 sayılı Yasa'da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU'nun başvurunun reddi gerektiği yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Uyuşmazlık Mahkemesi Genel Kurulu'nun 11.7.1988 günlü, E:1988/1, K:1988/1 sayılı İlke Kararında, "2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun bütünüyle incelenip değerlendirilmesinden, bu Kanunun uygulanması yönünden 2 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan, 'ceza uyuşmazlıkları' ibaresinden, savcının ya da şahsi davacının talebi ile başlayan yargılaması sonunda sanığın mahkumiyetine ya da beraatine hükmedilebilecek davalarda, askeri ve adli ceza mahkemeleri arasında çıkan görev ve hüküm uyuşmazlıklarının anlaşılması, bunun dışında kalan tüm görev uyuşmazlıklarının 'hukuk uyuşmazlığı' sayılması gerektiği sonucuna varılmaktadır. Uygulanması idari organlara bırakılan cezalar, adli nitelikte olmadığından, bunlar hakkında yapılan itirazlar ya da açılan davalar 'ceza davası' olarak nitelendirilemezler. İdari niteliklerinden dolayı bu davalara ilişkin görev ve hüküm uyuşmazlıklarının Uyuşmazlık Mahkemesinin Hukuk Bölümünde incelenip çözümlenmesi gerektiği..." açıkça belirtilmiştir. Bu durum gözetildiğinde, olay bölümünde yazılı başvuru konusu görev uyuşmazlığının Hukuk Bölümünde incelenmesi gerektiği kuşkusuzdur.

2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesinde, "Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler. (Değişik:21.1.1982-2592/6 md.)Mahkemenin gerekçeli kararı, dava dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilir" denilmiştir. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmektedir.

Sulh Ceza Mahkemesi dosyasından idare mahkemesi kararının kesinleşip kesinleşmediği anlaşılamadığından, Başkanlığımızca 28.3.2008 gün ve E:2007/546 sayılı yazı ile, Konya 1. İdare Mahkemesi'nden 19.9.2007 gün ve E:2007/1234, K:2007/1288 sayılı görevsizlik kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı bir örneğinin istenilmesi üzerine anılan Mahkemece gönderilen 31.3.2008 gün ve E:2007/1234(2008/293) sayılı yazıda, söz konusu kararın yapılan itiraz üzerine Konya Bölge İdare Mahkemesi'nce bozulması üzerine Mahkemelerinin E:2008/293 sayısına kaydının yapıldığı, dava dosyasının derdest durumda olması nedeniyle istenilen kesinleşmiş karar suretinin gönderilemediği belirtilmiştir.

Bu durumda, olayda, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşullar gerçekleşmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan başvurunun, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.

SONUÇ: 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 07.04.2008 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.