T.C.

     UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

         

          ESAS NO     : 2018 / 556

          KARAR NO : 2018 / 556

          KARAR TR  : 24.09.2018

ÖZET : İcra Müdürlüğünün dosyasında haciz tutanağı ve satış ilanının şirkete usulüne uygun tebliğ edilmeden yapıldığı iddia edilen ihale sonucu evvelce davacı şirket adına kayıtlı satılan araca ilişkin olarak uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

  

 

 

K  A  R  A  R

 

 

 

Davacı            : K. D. S. D. T. Ve Pazarlama Anonim Şirketi

Davalı         : Adana 14. İcra Müdürlüğü

 

O L A Y       : Davacı dava dilekçesinde özetle; şirket adına kayıtlı 01 … .3 plakalı aracın, Adana 14. İcra Dairesi'nin 2016/91 Talimat sayılı dosyası üzerinden açık artırma usulü ile üçüncü kişiye ihale edilmeden önceki aşamada, haciz tutanağı ve taşınır satış ilanının usulüne uygun olarak taraflarına tebliğ edilmeden, satış ve ihale işlemlerini gerçekleştiren Adana 14. İcra Müdürlüğü görevlilerinin 82.000,00-TL maddi tazminat ödemeye mahkûm edilmeleri ile mevzuata aykırı olarak ihalenin feshi istemiyle 27/10/2017 tarihinde adli yargı yerinde dava açmıştır.

ADANA 1. İCRA HUKUK MAHKEMESİ: 31/01/2018 gün, E:2018/64, K:2018/50 sayılı dosyasında; "Mahkememizce 18/01/2018 tarihli duruşma sırasında davacı tarafından açılan hizmet kusuruna davalı tazminat davasının tefrik edilerek Mahkememizin 2018/64 E sırasına kaydı yapılmıştır.

Dava, hizmet kusuruna dayalı tazminat isteğine ilişkindir.

Davaya konu talep mahkememizce dosya üzerinden incelenmiş HMK 114 ve devamı maddeleri uyarınca dava şartları incelenmiş buna göre davanın mahiyeti talebin konusu gereği 2577 sayılı Yasadan kaynaklanan tam yargı davası niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.

2577 Sayılı Yasanın 2. maddesinde "İdari dava türleri, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı açılan iptal davaları; idari işlem ve eylemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ; kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı açılan davalar olarak sayılmış; idari yargının idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimini yapmakla görevli olduğu kurala bağlanmıştır. Olayda, zararın meydana gelmesinde hizmet kuşum veya başka nedenle idarenin sorumluluğunun bulunup bulunmadığının İdare Hukuku ilkelerine göre saptanması gerekeceğinden, 2577 Sayılı Yasanın 2/1-b maddesinde sayılan tam yargı davası kapsamında bulunan bu davanın görüm ve çözümünde idari yargı yerlerinin, görevli bulunduğu sonucuna varılmaktadır" gerekçesiyle şikâyetin reddine dair verdiği kararın 10/04/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.

Davacı vekili 09/07/2018 tarihinde idari yargı yerine müracaat etmiştir.

ADANA 1. İDARE MAHKEMESİ: 12/07/2018 gün, E:2018/738 sayılı dosyasında; "2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Sorumluluk" başlıklı, 5.maddesinde; "İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır." hükmü yer almaktadır.

Dava dosyası ve eklerinin incelenmesinden; davacı şirketin üçüncü kişiyle olan borç ilişkisinden dolayı ve İstanbul 5. İcra Dairesi'nden yazılan 2016/9224 sayılı talimat gereğince, Adana 14. İcra Dairesi'nin 2016/91 Talimat sayılı dosyası ile 29.06.2016 tarihinde 01 AİT 63 plaka sayılı, davacı şirket adına kayıtlı aracın icra satışı yoluyla satışının yapıldığı, davacı şirket yetkilisi tarafından, haciz tutanağı ve satış ilanının şirkete usulüne uygun tebliğ edilmediğinden bahisle, ihalenin feshi ve talimat yoluyla satış işlemlerini gerçekleştiren Adana 14. İcra Müdürlüğü görevlileri hakkında maddi ve manevi zararın tazmini istemiyle dava açıldığı, açılan davada Adana I. İcra Hukuk Mahkemesi 18.01.2018 gün ve 2017/606 Esas sayılı kararıyla, tazminat istemi yönünden tefrik kararı verilmek suretiyle davanın ayrı bir esas üzerinden devamına ve ihalenin feshi yönünden davanın süre yönünden reddine karar verildiği, tazminat istemi içerikli davanın ise, Adana 1. İcra Hukuk Mahkemesi'nce verilen 31.08.2018 gün, E:2018/64 ve K: 2018/50 sayılı karar ile mahkemelerinin görevsizliğine hükmedildiği ve görevsizlik kararının 10.04.2018 tarihinde kesinleştiği, kesinleşen dava dosyasının l. İcra Hukuk Mahkemesi'nce mahkememize gönderildiği ve gönderilen davanın 18.04.2018 tarihinde mahkememiz esasına kaydedildiği, mahkememizce eksik olan harç ve posta giderlerinin yatırılması için davacıya 20.04.2018 tarihinde para isteme yazısının gönderildiği ve davacı tarafından 14.05.2018 tarihinde harç ve posta giderinin yatırıldığı, sonrasında mahkememizin 22.05.2018 gün 2018/379 Esas ve 2018/567 sayılı kararıyla, talep edilen tazminat miktarı unsurları belirtilmeden ve idare mahkemesi başkanlığına hitaben yazılmış ve imzalanmış bir dilekçeyle dava açılmadığından bahisle 2577 sayılı yasanın 3.maddesi uyarınca dilekçe ret kararı verildiği, kararın tebliği üzerine davanın yenilendiği, yenilenen dava dilekçesiyle davacı tarafından. Adana 14. İcra Müdürlüğü görevlilerinin 82.000,00-TL maddi tazminat ödemeye mahkûm edilmeleri ile mevzuata aykırı olarak yaptıkları tasarruflarının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Olayda; davacı şirket yetkilisi tarafından, haciz tutanağı ve satış ilanının şirkete usulüne uygun tebliğ edilmeden satışın yapılması nedeniyle zarara uğranıldığından bahisle, Adana 14. İcra Müdürlüğü görevlilerinin 82.000,00-TL maddi tazminat ödemeye mahkûm edilmeleri ile mevzuata aykırı olarak yaptıkları tasarrufların iptali istemiyle açılan davada, 2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun "Sorumluluk" başlıklı, 5.maddesi uyarınca, İcra Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının idare aleyhine açılacağı ve işbu davalara adliye mahkemeleri tarafından bakılacağının açıkça hüküm altına alınmış olması karşısında, meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; 2247 Sayılı Uyuşmazlık Mahkemesi'nin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun uyarınca görevli yargı kolunun tespiti yönünde bir karar verilmek üzere dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin davanın görüm ve çözümünün ertelenmesine” karar vererek 27.07.2018 tarih ve 2018/738 esas sayılı üst yazısı ile görev uyuşmazlığının giderilmesi için Mahkememize başvurmuş, müracaat 13/08/2018 tarihinde kayıt altına alınmıştır.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Başkan Hicabi DURSUN, Üyeler; Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN Aydemir TUNÇ ve Turgay Tuncay VARLI’nın katılımlarıyla yapılan 24.09.2018 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, Mahkemece idari yargı dosyasının ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, Adana 14. İcra Müdürlüğünün 2016/91 sayılı talimat dosyasında haciz tutanağı ve satış ilanının şirkete usulüne uygun tebliğ edilmeden yapıldığı iddia edilen ihale sonucu satılan evvelce davacı şirket adına kayıtlı araca ilişkin olarak uğranıldığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılmıştır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun

"İcra Daireleri" başlıklı 1.maddesinde; "her asliye mahkemesinin yargı çevresinde yeteri kadar icra dairesi bulunacağı; her icra dairesinde Adalet Bakanlığı tarafından atanacak bir icra müdürü, yeteri kadar icra müdür yardımcısı, icra katibi ile adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonları tarafından görevlendirilecek mübaşir ve hizmetli bulunacağı;  icra müdürü, icra müdür yardımcısı veya icra katibinin herhangi bir nedenden dolayı yokluğu halinde görev ve yetkilerinin, adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından görevlendirilecek yazı işleri müdürü veya zabıt katibi tarafından yerine getirileceği; Adalet Bakanlığının, icra dairelerini bir arada bulundurmaya ve aynı icra mahkemesine bağlamaya yetkili olduğu" hususlarına yer verilmiş

"Sorumluluk" başlıklı, 5.maddesinde de; "İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davaları, ancak idare aleyhine açılabilir. Devletin, zararın meydana gelmesinde kusuru bulunan görevlilere rücu hakkı saklıdır. Bu davalara adliye mahkemelerinde bakılır" denilmiştir.

Olayda davacı tarafından, icra dairesi görevlileri kusuruna dayanılarak usulsüz olduğunu ileri sürdüğü tebligat sonrası gerçekleşen ihale üzerine şirket aracının satılarak zarara uğratıldığından bahisle tazminat talep edilmiştir.

 Bu duruma göre, İcra ve İflas Kanunu’nun uygulanmasına ilişkin olarak icra dairesi görevlilerinin işlemlerinden doğduğu öne sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davanın anılan Yasa hükmü uyarınca adli yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden, Adana 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 31.01.2018 gün, E:2018/64, K:2018/50 sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle  Adana 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 31.01.2018 gün, E:2018/64, K:2018/50 sayılı KARARININ KALDIRILMASINA, 24.09.2018 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

 Başkan

Hicabi 

DURSUN

 

Üye

Şükrü

BOZER

 

 

 

Üye

Mehmet

AKSU

 

Üye

Birol

SONER

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

 

Üye

Aydemir

TUNÇ

Üye

Turgay Tuncay Varlı