Hukuk Bölümü 2000/51 E., 2000/63 K.

  • ASKERLİK YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ TAMAMLAYAN ÖĞRETMEN
  • ÖĞRETMEN OLARAK ASKERLİK YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜ TAMALAYAN KİŞİ
  • YOLLUK ÖDENMESİ İSTEMİ
  • 1076 S. YEDEK SUBAYLAR VE YEDEK ASKERİ MEMURLAR KANUNU [ Madde 7 ]
  • 1111 S. ASKERLİK KANUNU [ Madde 5 ]
  • 1602 S. ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ KANUNU [ Madde 20 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 19 ]
  • 2247 S. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAK... [ Madde 27 ]
  • "İçtihat Metni"

    OLAY : Askerlik yükümlülüğünü Eruh Yatılı İlköğretim Bölge okulunda yedek subay öğretmen olarak tamamlayıp terhis olan davacı, yolluk bildiriminde beyanda bulunduğu ikamet adresine göre yolluk ödenmemesine ilişkin işlemin iptali istemiyle, genel idari yargı yerinde dava açmıştır.

    DİYARBAKIR İDARE MAHKEMESİ; 2.2.2000 gün ve E: 2000/17, K: 2000/60 sayı ile, Askerlik Yükümlülüğünü Milli Eğitim Bakanlığı Emrinde Öğretmen Olarak Yerine Getirecekler Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, MEB emrinde yapılan öğretmenlik hizmetinin gerçekte askerlik yükümlülüğünün başka bir biçimde yerine getirilmesi esaslarını düzenlediği, kişinin asker kişi sıfatını saklı tuttuğu ve aylık ile yolluğa hak kazanmada askerlik yükümlüsü olan kişilere özgü düzenlemeleri içerdiği; olayda, gerek davacının asker kişi sıfatını taşıması gerekse dava konusu işlemin askerlik hizmetinin yerine getirilmesine ilişkin bulunması karşısında, uyuşmazlığın görüm ve çözümünde 1602 sayılı Yasa'nın 20. maddesine göre Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar temyiz edilmeyerek kesinleşmiştir.

    Davacı, aynı istekle, 5.5.2000 gününde askeri idari yargı yerinde dava açmıştır.

    ASKERİ YÜKSEK İDARE MAHKEMESİ BİRİNCİ DAİRESİ; 4.7.2000 gün ve E: 2000/701 sayı ile, Anayasa'nın 157. ve 1602 sayılı Yasa'nın 20. maddelerine göre, AYİM'in bir davada görevli olabilmesi için, dava konusu idari işlem veya eylemin "askeri kişiyi ilgilendirmesi" ve "askeri hizmete ilişkin bulunması" koşullarının birlikte gerçekleşmesinin gerektiği; 1602 sayılı Yasa'nın 20. maddesinin ikinci fıkrasında, kimlerin asker kişi sayılacağının belirtildiği; idarece bir işlem tesis edilirken Kanun'da sayılan bu asker kişilerden herhangi birisi gözönünde tutulmuş, bu kişinin askeri yeterlik ve yetenekleri, tutum ve davranışları, askeri geçmişi, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevleri askeri kural, gerek ve gelenekler gözönünde tutularak değerlendirilmiş ise, bu işlemin askeri nitelikte bir işlem olduğu; işlem askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durumun değişmeyeceği; olayda, Eruh Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda Yedeksubay öğretmen olarak görev yapan ve firar ve izin tecavüzü suçları dışında askeri kural ve ceza yasasına tabi olmayan davacının, asker kişi olarak sayılması mümkün olmadığı gibi, Eruh Malmüdürlüğünce tesis edilen harcırah ödenmemesi işleminde askeri hizmete ilişkin unsurunun da bulunmadığı; zira, harcırah ödenmemesi işleminde davacının askeri yeterlik ve yeteneği, askeri geçmişi, askeri görev yerinin özelliği gibi, işleme askeri hizmete ilişkinlik unsuru veren hususların bulunmadığı; bir örnekle açıklamak gerekirse, Eruh Yatılı İlköğretim Bölge Okulunda görevli olan herhangi bir öğretmenle davacı arasında harcırah ödenmesinde uygulanacak kurallar açısından bir fark bulunmadığı; bu nedenle, sözkonusu davada AYİM'in değil, genel idari yargı merciinin görevli olduğu kanısına varıldığı; ancak, daha önce İdare Mahkemesi'nce görevsizlik kararı verildiğinden bahisle, görevli yargı merciinin belirlenmesi için 2247 sayılı Yasa'nın 19. maddesine göre Uyuşmazlık Mahkemesi'ne başvurulmasına, bu konuda karar verilmesine kadar dosyanın incelenmesinin ertelenmesine karar vermiştir.

    İNCELEME VE GEREKÇE: Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü'nün, Ali HÜNER'in Başkanlığında, Üyeler: Mahir Ersin GERMEÇ, Dr. Mustafa KILIÇOĞLU, Sabriye KÖPRÜLÜ, Ayla ALKIVILCIM, Dr. Serdar ÖZGÜLDÜR ve Hıfzı ÇUBUKLU' nun katılımlarıyla yapılan 18/12/2000 günlü toplantısında, Raportör-Hakim İsa YEĞENOĞLU'nun davanın çözümünde genel idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Danıştay Savcısı O. Cem ERBÜK ile AYİM Savcısı Serdar AKSOY'un davada genel idari yargının görevli olduğu yolundaki yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

    USULE İLİŞKİN İNCELEME:

    Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa'nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, AYİM Birinci Dairesi'nce anılan yasa'nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık görülmemiş, esas inceleme yapılmasına oybirliği ile karar verilmiştir.

    ESASA İLİŞKİN İNCELEME:

    Dava, askerlik yükümlülüğünü yedek subay öğretmen olarak tamamlayan davacıya, beyan ettiği ikamet adresine göre yolluk ödenmemesi işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

    Anayasa'nın 157. maddesinde, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin askeri olmayan makamlarca tesis edilmiş olsa bile, asker kişileri ilgilendiren ve askeri hizmete ilişkin idari işlem ve eylemlerden doğan uyuşmazlıkların yargı denetimini yapan ilk ve son derece mahkemesi olduğu; ancak askerlik yükümlülüğünden doğan uyuşmazlıklarda ilgilinin asker kişi olması şartının aranmayacağı belirtilmiş; 20.7.1972 tarih ve 1602 sayılı Yasa'nın 25.12.1981 tarih ve 2568 sayılı Yasa ile değişik 20. maddesinde de aynı hüküm yer almıştır. Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin bir davaya bakabilmesi için dava konusu idari işlemin "asker kişiyi ilgilendirmesi" ve "askeri hizmete ilişkin bulunması" koşullarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir. 1602 sayılı Yasa'nın değişik 20. maddesinde, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bulunan veya hizmetten ayrılmış olan, subay, askeri memur, astsubay, askeri öğrenci uzman çavuş, uzman jandarma çavuş, erbaş ve erler ile sivil memurlar asker kişi sayılmaktadır.

    İdari işlemin, görevli yargı yerinin tespiti yönünden "askeri hizmete ilişkin" olup olmadığının saptanabilmesi için işlemin konusuna bakılması gerekmektedir. Eğer idari işlem askeri gereklere askeri usul ve yönteme ve askeri hizmete göre tesis edilmiş ise bu işlemin askeri hizmete ilişkin olduğu kabul edilmelidir. Daha açık bir ifadeyle, askeri hizmete ilişkin idari işlemler: idarenin bir asker kişinin askeri yeterlik ve yeteneklerinin, tutum ve davranışlarının, askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin; askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural, gerek ve gelenekler gözönünde tutularak değerlendirilmesi sonucunda tesis edilen işlemlerdir. İşlem, askeri olmayan bir makam tarafından tesis edilmiş olsa bile durum değişmemekte menfaati ihlal edilen asker kişinin açtığı davanın Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nde görülmesi gerekmektedir. Olayda, 1076 sayılı Yedek Subaylar Ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu'na 3358 sayılı Kanun ile eklenen Ek 7. madde kapsamında olmak üzere ve 1111 sayılı Askerlik Kanunu'na 3358 sayılı Kanun ile eklenen Ek 5. madde gereğince çıkarılan Askerlik Yükümlülüğünü Milli Eğitim Bakanlığı Emrinde Öğretmen Olarak Yerine Getirecekler Hakkında Yönetmelik hükümlerine göre askerlik yükümlülüğünü Milli Eğitim Bakanlığı emrinde yedek subay öğretmen olarak tamamlayıp terhis olan davacının, yolluk bildiriminde ikamet adresi belirttiği halde, ilgili malmüdürlüğünce terhisten sonra göreve başlayacağı öğretmen kadrosunun bulunduğu yer ikamet adresi kabul edilerek yolluk ödenebileceğinin belirtilmesi üzerine, beyan ettiği ikamet adresine göre yolluk ödenmemesi işleminin iptali istemiyle inceleme konusu davayı açtığı, dosyanın incelenmesinden anlaşılmaktadır.

    1076 sayılı Yedek Subay Ve Yedek Askeri Memurlar Kanunu'na 3358 sayılı Kanun ile eklenen Ek. 7. maddede, Milli Eğitim Bakanlığının ihtiyaç göstermesi ve Genelkurmay Başkanlığının uygun görmesi üzerine, yedek subay aday adayı olarak silah altına alınacaklardan, bu Bakanlık kadrolarında öğretmen olarak görev yapanlar ile mesleği öğretmen olan ancak Bakanlık kadrolarında öğretmenlik görevine başlamamış bulunanlardan yeteri kadarının, temel askerlik eğitimini takiben Milli Eğitim Bakanlığı emrine verilecekleri; bu şekilde öğretmen olarak ayrılan ve göreve başlayan yükümlülere, 926 sayılı Kanun'da asteğmenler için tespit edilen aylık, ödenek, yardım ve tazminatların Milli Eğitim Bakanlığınca ödeneceği; bu yükümlülerin, öğretmenlik görevleri sırasında resmi elbise giyemeyecekleri, emsali yedek subaylar kadar hizmet yapacakları, hizmetlerinin askerlik sevk tarihinde başlayacağı, görev yerlerinin Milli Eğitim Bakanlığınca belirleneceği, hizmetlerinin sonunda asteğmen olarak terhis edilecekleri; bunlar hakkında, firar, hava değişimi, izin tecavüzü, yoklama kaçağı ve bakaya suçlarından dolayı askeri ceza ve disiplin mevzuatı hükümlerinin uygulanacağı hususları kurala bağlanmıştır. Öte yandan, 1111 sayılı Askerlik Kanunu'na 3358 sayılı Kanun ile eklenen, Ek 4. maddede er öğretmenlerle ilgili benzer düzenlemeye yer verilmiş ve Ek 5. maddede, 1076 sayılı Yasa'nın Ek 7. ve 1111 sayılı Yasa'nın Ek 4. maddelerinin uygulanmasıyla ilgili hususların, her iki bakanlıkça (MSB ile MEB) müştereken çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceğine işaret edilmiştir.

    Anılan Yasa hükmü gereğince çıkarılan Askerlik Yükümlülüğünü Milli Eğitim Bakanlığı Emrinde Öğretmen Olarak Yerine Getirecekler Hakkında Yönetmeliğin 14. maddesinde, 1076 sayılı Yasa'ya tabi yükümlülerden MEB emrinde öğretmen olarak görev yapmak üzere ayrılanlara, fiilen öğretmenlik görevine başladıkları tarihten itibaren 926 sayılı Yasa'da asteğmenler için tespit edilen aylık, ödenek, yardım ve tazminatların MEB'nca ödeneceği; bunlara öğretmenlikten dolayı ayrıca bir ücret ödenmeyeceği belirtilmiş olup, anılan Yönetmelikte yer alan çeşitli hükümlerden, temel askerlik eğitimleri sonunda MEB emrine öğretmen olarak verilecek yükümlülerin seçimi, eğitim süre ve yerleri ile görevlendirildikleri yerlere sevklerinin Genelkurmay Başkanlığınca çıkarılacak bir yönerge ile belirleneceği; öğretmen yükümlülerin MEB'nın uygun gördüğü yerlerde görevlendirileceği; bunların, yükümlülük süreleri içerisinde ihtiyaç durumuna bağlı olarak yer değiştirme suretiyle atamaya tabi tutulabilecekleri ve bunlara sürekli ve geçici görev yolluklarının usulüne uygun olarak MEB'nca ödeneceği; MEB emrine verilen öğretmen yükümlülere verilecek izinlerde aynı Bakanlıkta görevli diğer öğretmenlere tanınan statünün uygulanacağı anlaşılmaktadır.

    Belirtilen yasal düzenleme ile, öğretmen olan askerlik yükümlüleri MEB emrine verilmekle eğitim-öğretim hizmetinde duyulan ihtiyacın giderilmesi amaçlanmış ve bu suretle öğretmenlere mesleklerini icra ederek askerlik yükümlülüklerini yerine getirme olanağı tanınmış olup, bu yükümlüler hakkında kimi durumlarda (disiplin, ceza gibi) askeri kuralların uygulanacağı öngörülürken atama, yerdeğiştirme ve izin gibi konularda MEB kadrosundaki öğretmenlerin tabi olduğu kurallar benimsenmiştir.

    Buna göre, görevli yargı yerinin tespiti için, dava konusu işlemin yargısal denetiminde uygulanacak kurallara bakılması gerekmektedir. Yukarıda sözügeçen Yönetmeliğin 10/1. maddesinde, "1076 ve 1111 sayılı Kanunlara tabi yükümlülerden, temel askerlik eğitimini müteakip geri kalan hizmetlerini Milli Eğitim Bakanlığı emrinde öğretmen olarak tamamlayacak olanların, görev yerlerine sevkleri, eğitim merkez komutanlıkları veya sınıf okul komutanlıklarınca veya okul komutanlıklarınca aşağıdaki şekilde yapılır. Temel askerlik eğitimi sonunda; sevk edileceklere, istekleri halinde 10 gün izin verilir. Bu izin sonunda belirtilen görev yerlerine katılırlar. Bu yükümlülere Milli Eğitim Bakanlığınca görevlendirildikleri yere kadar olan yol masrafları 1111 sayılı Kanuna tabi erlerde olduğu gibi sınıf okulu ve eğitim birlik komutanlıklarınca tahakkuk ettirilir. Ancak izinli bırakılanlara yol masrafı verilmez." denilmek suretiyle, temel askerlik eğitiminin tamamlanması üzerine verilecek yolluk konusunda özel bir düzenleme öngörülmesine karşılık, bu yükümlülerin hizmet süreleri sonunda emrinde görevli oldukları il-ilçe milli eğitim müdürlüklerince nasıl terhis edileceklerine ilişkin 28. maddede yollukla ilgili herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu durumda, yedek subay öğretmen olarak görev yaptıkları hizmet süresince MEB tarafından 926 sayılı TSK Personel Kanunu'nda asteğmenler için tespit edilen aylık, ödenek, yardım ve tazminatlar ödeneceğine göre, terhis olmaları üzerine bunlara yolluk ödenmesinde genel hükümlerin uygulanacağı; diğer bir ifadeyle, 6245 sayılı Harcırah Kanunu hükümlerine göre yolluk ödeneceği açıktır.

    Bu açıklamalara göre, hernekadar davacı, MEB uhdesindeki bir hizmetle görevlendirilmiş ve aylık ödenek, yardım ve tazminatları MEB tarafından ödenmiş ise de, askeri disiplin ve ceza kurallarına tabi olan ve bu hizmeti tamamladığında asteğmen olarak terhis edilen davacının, 1602 sayılı Yasa'nın 20. maddesinde sayılan asker kişilerden olduğu kuşkusuzdur. Ne varki, dava konusu yolluk işlemi tesis edilirken, idarece davacının askeri geçmişinin, asker kişi olmaktan kaynaklanan hak ve ödevlerinin, askerlik hizmetinin amacı, askeri görev yerlerinin özellikleri, askeri kural, gerek ve gelenekler yönlerinden değerlendirilmesi veya bu işlemin yargısal denetimi sırasında bu hususların dikkate alınması sözkonusu olmadığından, ortada askeri hizmete ilişkin bir işlem bulunmamaktadır.

    Belirtilen durum karşısında, olayda Anayasa'nın 157. ve 1602 sayılı Yasa'nın 20. maddelerinde öngörülen, idari işlemin asker kişiyi ilgilendirmesi ve askeri hizmete ilişkin bulunması koşulları birlikte gerçekleşmediğinden, davanın görüm ve çözümü genel idari yargı yerinin görevine girmektedir.

    Açıklanan nedenlerle, AYİM Birinci Dairesi'nce yapılan başvurunun kabulü ile Diyarbakır İdare Mahkemesi'nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmektedir.

    SONUÇ : Davanın çözümünde GENEL İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle AYİM Birinci Dairesi'nce yapılan başvurunun KABULÜ ile Diyarbakır İdare Mahkemesi'nin 2.2.2000 günlü, E: 2000/17, K: 2000/60 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 18.12.2000 gününde KESİN OLARAK OYBİRLİĞİ ile karar verildi.