T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO         : 2016 / 187

            KARAR NO    : 2016 / 229

            KARAR TR     : 11.4.2016

ÖZET: Davacı şirketin alt işverenin çalıştırdığı sigortalıları Kuruma bildirmediği ve bu nedenle sigorta primi işveren desteğinden yersiz yararlandığının tespit edildiğinden bahisle, kurum tarafından talep edilen belgelerin düzenlenerek verilmediği takdirde 5510 sayılı Kanunun 86.maddesinin 7.fıkrası gereğince Kurumca re’sen düzenleneceğine ilişkin işleminin iptali istemiyle açılan davanın;

anılan Yasa’nın 86. ve 101. maddeleri uyarınca ADLİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

                                                          

 

 

 

 

K  A  R  A  R

 

Davacı         : B. T.Yat. İşl. Paz. ve Tic. A.Ş.

Vekilleri       : Av. Ş. E. - Av. Ş.E.,  Av. A. Ü.E., Av. S.G.

Davalı          : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Vekili           :  Av. N.Ö.Ç.

 

O L A Y      : 1-Antalya Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü(Alanya Sosyal Güvenlik Merkezi)’nce davacı Şirkete gönderilen 23.5.2012 günlü ve B.13.2.SGK.4.10.02/9.527.787 sayılı yazıda aynen, “Merkezimizde 2 5510 01 01 1081905 007 03 14 sicil numaralı dosyada işlem gören işyeriniz ile ilgili düzenlenen 11/10/2010 tarih EHO:93 İK:43 sayılı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı raporuna istinaden 2011/1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12. aylara ait sigorta primi işveren desteğinden yersiz yararlandığınız tespit edilmiş olup ilgili aylar için iptal bildirgeler ile kanun türü seçilmeksizin düzenlenmiş asıl bildirgeler 26/04/2012 tarih 7.918.243 sayılı yazımızla talep edilmiştir.

İlgide kayıtlı dilekçenizde söz konusu raporda 2010 yılında yaz sezonu için animasyon hizmetlerini üstlenen S. T.'in sigortasız işçi çalıştırdığını ve idari para cezalarının S. T.adına tahakkuk ettirildiğini belirterek söz konusu eylemlerden dolayı sorumlu tutulamayacağınızı belirtmektesiniz.

Ancak 11/10/2010 tarih EHO:93 İK:43 sayılı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı raporunda S.T.'in İşyerinizin animasyon hizmetlerini taşeron olarak yürüttüğü tespit edilmiştir.

Bununla ilgili olarak 2011-45 sayılı genelgemizin 4.5 maddesinde açıklandığı üzere alt işverenin çalıştırdığı sigortalıları Kuruma bildirmediğinin tespit edilmesi halinde, hem kayıt dışı sigortalı çalıştıran alt işverenin hem de asıl işverenin, söz konusu destekten bir yıl süreyle yararlanmasına imkan bulunmamaktadır.

Bu nedenle 26/04/2012 tarih 7.918.243 sayılı yazımızda talep etmiş olduğumuz belgeler yazımızın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde düzenlenerek Merkezimize verilmediği takdirde 5510 sayılı kanunun 86. maddesinin 7. fıkrası gereğince Kurumumuzca re’sen düzenlenecektir.

Bilgi edinilmesini rica ederim.” denilmiştir.

2- Davacı vekili dilekçesinde, davalı idarece kendilerine gönderilen 26.04.2012 tarih ve …/7.918.243 sayılı yazıya yer verdikten sonra; yazıda edilen raporda, SGK Antalya İl Müdürlüğüne Bildirilecek Hususlar başlığı altında, S. T. tarafından taşeron olarak yürütülen A. Otel Animasyon Hizmetleri hakkında 4817 sayılı yasa uyarınca yapılan denetimde, P. B. ve N.S.adlı yabancıların işyerinde 2010 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında 1 ay, çalışma izni olmadan ve sosyal güvenliği sağlanmadan çalıştığı tespitine yer verilmiş olduğunu;  S. T.’in, Arycanda Otel işyerinin 2010 yılı yaz sezonu animasyon işlerini üstlendiğini; bu hizmetleri kanunlara ve kurallara uygun olarak yapmayı, suç sayılan davranışta bulunmamayı firma çalışanlarının SGK kayıtlarını yapmayı ve resmi dairelerde her türlü sorumluluğu uhdesine alarak üstlendiğini, yüklenici tarafından teftiş raporunda adı geçen yabancı şahısların çalıştırıldığı hakkında otel işletmesi veya şirket yönetimine bilgi verilmediğini, bu şahısların yüklenici tarafından izinsiz ve sosyal güvenliği sağlanmadan çalıştırıldığı hususunun müvekkilinin bilgisi dışında olduğunu; zaten 4817 Sayılı yasanın 21/3. maddesi uyarınca idari para cezasının yükleniciye uygulandığını ve onun tarafından ödendiğini;  cezaların şahsiliği prensibi uyarınca, müvekkili şirketin, yüklenicinin eylemi nedeniyle sorumlu tutulamayacağını ve teşvik unsurlarından yararlanmasının önüne geçilemeyeceğini ifade ederek; SGK Başkanlığı, Alanya Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğünün 23.05.2012 tarih ve B.13.2.SGK.4.10.02/9.527.787 sayılı işleminin iptali ile ihtirazi kayıtla davalı kuruma ödenmiş bulunan primlerin yasal faizi ile birlikte müvekkile iadesine karar verilmesi istemiyle idari yargı yerinde  dava açmıştır.

ANTALYA 3.İDARE MAHKEMESİ: 12.12.2012 gün ve E:2012/805, K:2012/1776 sayı ile, “(…)  5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 101. maddesinde, bu kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği kuralı getirilmiştir.

Bu durumda; 5510 sayılı Kanun'un idari yargı yerini ilgilendiren istisna hükümleriyle ilgili olmayan uyuşmazlığın görüm ve çözüm görevi iş mahkemelerine aittir.

Açıklanan nedenlerle davanın 2577 sayılı Kanun'un 15/1-a maddesi hükmü uyarınca GÖREV YÖNÜNDEN REDDİNE…” karar vermiş; itiraz edilmesi üzerine Antalya Bölge İdare Mahkemesince 19.4.2013 gün ve E:2013/687, K:2013/749 sayı ile onanan, karar düzeltme istemi de 23.10.2013 gün ve E: 2013/2586, K: 2013/2195 sayı ile reddedilen karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili aynı istemle, bu kez adli yargı yerinde dava açmıştır.

ALANYA SULH CEZA HAKİMLİĞİ: 12.1.2016 gün ve Değ.İş N:2014/103 sayı ile, dava dosyasının özetine geniş bir şekilde yer verdikten sonra;

“Tüm dosya bir bütün olarak değerlendirildiğinde;

Her ne kadar Başvuran B. T. YAT. İŞL. PAZ. VE TİC. A.Ş vekili Av. Ş. E. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından verilen 23/05/2012 tarih ve B.13.2.SGK.4.10.02./9.527.787 sayılı idari yaptırım kararına itiraz etmiş ise de; söz konusu işyeri hakkında 26/05/2008 tarih ve 5763 sayılı yasanın 24 ncü maddesi ile malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları pirim oranının iş veren hissesinden beş puanlık indirimden, 2011/1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12 döneminde yararlandığından bahisle, iş yeri ile ilgili olarak düzenlenen 11/10/2010 tarih EHO 93 İK 43 sayılı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı raporu ile iş yerinde sigortasız işçi çalıştırdığının tespit edildiği ve bu nedenle 2011/01 döneminden başlayarak bir süre ile teşvik hükümlerinden faydalanmasının mümkün olmadığını, bu itibarla 2011/1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12 döneminde yararlandığı teşvik indiriminin iptali için aynı döneme ilişkin 5510 ve 6111 kanun türü seçilerek verilen bildirgeler için iptal nitelikte ve yine aynı dönemler için kanun türü seçilmeksizin asıl nitelikte aylık prim hizmet belgesi tanzim edilmesine ve teşvikten yararlanılan kısımların tahsilat tarihine kadar işleyecek gecikme zammı ile birlikte ödenmesine karar verildiği, her ne kadar bu karara esas teşkil eden ve teşvik priminin iptaline yol açan durumun S. T.tarafından taşeron olarak yürütülen A. Otel Animasyon Hizmetleri hakkında 4817 sayılı yasa uyarınca yapılan denetimde, P. B. N.S.adlı yabancıların iş yerinde 2010 yılı Temmuz ve Ağustos aylarında 1 ay çalışma izni olmadan ve sosyal güvenliği sağlanmadan çalıştığından dolayı idari yaptırım kararı verilmesinden kaynaklanmış ise de; çalışma izni olmadan yabancı işçi çalıştırmaya yönelik verilen idari yaptırım kararına yönelik bir itirazın bulunmadığı, itiraz konusunun teşvik primlerinin iptaline yönelik olduğu, 6545 sayılı Yasa'nın 48. Maddesi ile ile Sulh Ceza Hakimliğinin görev alanın belirlendiği, buna göre itiraz konusunun hakimliğimizin görev alanında yer almadığından itirazın Kabahatler Kanunun 28/1 -b maddesi uyarınca Sulh Ceza Hakimliğince incelenecek kararlardan olmadığından başvurunun reddine, Antalya 3. İdare Mahkemesi tarafından 2012/805 Esas, 2012/195(Doğrusu 2012/1776 olacak) sayılı kararı ile görevsizlik kararı verildiği, Hakimliğimiz ile Antalya 3. İdare Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan uyuşmazlığın çözümü ve görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın karar kesinleştiğinde Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine, dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.

KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;

1-Başvuran B. T. YAT. İŞL. PAZ. VE TİC. A.Ş vekili Av. Ş. E.'un Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından verilen 23/05/2012 tarih ve B.13.2.SGK.4.10.02./9.527.787 sayılı idari yaptırım kararına karşı yapmış olduğu başvuru konusunun idari yargıda görülecek işlerden olması nedeni ile 5326 Sayılı Kanunun 27/8 ve 28/1-b maddeleri uyarınca başvurunun görev nedeni ile REDDİNE,

2-Başvuranın başvurusuna konu idari yaptırım kararları ile ilgili olarak görevli ve yetkili idari yargı mercilerine başvurmakta muhtariyetine,

3-Hakimliğimiz ile Antalya 3. İdare Mahkemesi arasında görev uyuşmazlığı oluştuğundan uyuşmazlığın çözümü ve görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın karar kesinleştiğinde Uyuşmazlık Mahkemesi'ne gönderilmesine…” karar vermiş, bu karar itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 11.4.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; olay kısmında belirtildiği üzere, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

1- 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ve ceza davalarında ise ayrıca ilgili makamlarca ileri sürülebilir” hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; hukuk alanında doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

2- 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesindeki “Adli, idari, askeri yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki,  başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

Yasakoyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağını tanımıştır.

Olayda, adli yargı yerince, öncelikle görevsizlik kararı verilmekle birlikte, bununla yetinilmemiş ve görevli merciin belirtilmesi için re’sen Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurulmasına da karar verilmiştir.

Bu haliyle, Alanya Sulh Ceza Hakimliğince re’sen yapılan başvuru, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen yönteme uymamaktadır.

Ancak, adli ve idari yargı yerleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu, adli yargı dosyasının, davacı vekilinin de dilekçesi üzerine son görevsizlik kararını veren mahkemece, ekinde idari yargı dosyasının UYAP üzerinden temin edilmiş bir örneği ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin başka noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacı şirketin alt işverenin çalıştırdığı sigortalıları Kuruma bildirmediği ve bu nedenle sigorta primi işveren desteğinden yersiz yararlandığının tespit edildiğinden bahisle, kurum tarafından talep edilen belgelerin düzenlenerek verilmediği takdirde 5510 sayılı Kanunun 86. maddesinin 7. fıkrası gereğince Kurumca re’sen düzenleneceğine ilişkin SGK Başkanlığı,  Alanya Sosyal Güvenlik Merkezi Müdürlüğünün 23.05.2012 tarih ve B.13.2.SGK.4.10.02/9.527.787 sayılı işleminin iptali ile ihtirazi kayıtla davalı kuruma ödenmiş bulunan primlerin yasal faizi ile iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun, “Prim oranları ve Devlet katkısı” başlıklı 81.maddesinde; “ Bu Kanun gereğince alınacak sigorta prim oranları aşağıdaki şekildedir:

a) Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları prim oranı, sigortalının prime esas kazancının % 20’sidir. Bunun % 9’u sigortalı hissesi, % 11’i işveren hissesidir.

b) (Değişik: 17/4/2008-5754/48 md.) Bu Kanunda belirtilen fiilî hizmet süresi zammı uygulanan işlerde 4 üncü maddenin birinci fıkrasının;

(…)

ı) (Ek: 15/5/2008-5763/24 md.) Bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki sigortalıları çalıştıran özel sektör işverenlerinin, bu maddesinin birinci fıkrasının (a) bendine göre malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden, işveren hissesinin beş puanlık kısmına isabet eden tutar Hazinece karşılanır. İşveren hissesine ait primlerin Hazinece karşılanabilmesi için, işverenlerin çalıştırdıkları sigortalılarla ilgili olarak bu Kanun uyarınca aylık prim ve hizmet belgelerinin yasal süresi içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumuna vermeleri, sigortalıların tamamına ait sigorta primlerinin sigortalı hissesine isabet eden tutarı ile Hazinece karşılanmayan işveren hissesine ait tutarı yasal süresinde ödemeleri, Sosyal Güvenlik Kurumuna prim, idari para cezası ve bunlara ilişkin gecikme cezası ve gecikme zammı borcu bulunmaması şarttır.(…)” hükmüne;

 “Prim belgeleri ve işyeri kayıtları” başlıklı 86.maddesinde; “İşveren bir ay içinde 4 üncü ve 5 inci maddeye tâbi çalıştırdığı sigortalıların ve sosyal güvenlik destek primine tâbi sigortalıların;

a) Ad ve soyadlarını, T.C. kimlik numaralarını,

b) 80 inci maddeye göre hesaplanacak prime esas kazançlarını,

c) Prim ödeme gün sayıları ile prim tutarlarını,

gösteren ve örneği Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenen asıl veya ek aylık prim ve hizmet belgesini, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamındakiler için en geç Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar, diğer sigortalılar için ise ait olduğu ayı takip eden ayda Kurumca belirlenecek günün sonuna kadar Kuruma vermekle veya sigortalı çalıştırmadığı takdirde, bu hususu sigortalı çalıştırmaya son verdiği tarihten itibaren, onbeş gün içinde Kuruma bildirmekle yükümlüdür.

İşveren, işyeri sahipleri; işyeri defter, kayıt ve belgelerini ilgili olduğu yılı takip eden yıl başından başlamak üzere on yıl süreyle, kamu idareleri otuz yıl süreyle, tasfiye ve iflâs idaresi memurları ise görevleri süresince, saklamak ve Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilen memurlarınca istenilmesi halinde onbeş gün içinde ibraz etmek zorundadır.

İşverenin, sigortalıyı, 4857 sayılı İş Kanununun 7 nci maddesine göre başka bir işverene iş görme edimini yerine getirmek üzere geçici olarak devretmesi halinde, sigortalıyı devir alan, geçici iş ilişkisi süresine ilişkin birinci fıkrada belirtilen belgelerin aynı süre içinde işverene ait işyerinden Kuruma verilmesinden, işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur.

Ay içinde bazı işgünlerinde çalıştırılmadığı ve ücret ödenmediği beyan edilen sigortalıların, otuz günden az çalıştıklarını ispatlayan belgelerin işverence ilgili aya ait aylık prim ve hizmet belgesine eklenmesi şarttır. (Değişik ikinci cümle: 13/2/2011-6111/40 md.) Kurumca belirlenen işyerlerinde bu şart aranmaz.

Sigortalıların otuz günden az çalıştığını gösteren bilgi ve belgelerin aylık prim ve hizmet belgesinin verilmesi gereken süre içinde Kuruma verilmemesi veya verilen bilgi ve belgelerin Kurumca geçerli sayılmaması halinde, otuz günden az bildirilen sürelere ait aylık prim ve hizmet belgesi Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı primler, bu Kanun hükümlerine göre tahsil olunur.

(Mülga altıncı fıkra: 13/2/2011-6111/40 md.)

(Değişik yedinci fıkra: 17/4/2008-5754/50 md.) Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurlarınca, fiilen yapılan denetimler sonucunda veya işyeri kayıtlarından yapılan tespitlerden ya da kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler neticesinde veya kamu kurum ve kuruluşları ile bankalar tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı anlaşılan sigortalılara ait olup, bu Kanun uyarınca Kuruma verilmesi gereken belgelerin yapılan tebligata rağmen bir ay içinde verilmemesi veya noksan verilmesi halinde, bu belgeler Kurumca re’sen düzenlenir ve muhteviyatı sigorta primleri Kurumca tespit edilerek işverene tebliğ edilir. İşveren, bu maddeye göre tebliğ edilen prim borcuna karşı tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde, ilgili Kurum ünitesine itiraz edebilir. İtiraz, takibi durdurur. İtirazın reddi halinde, işveren kararın tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde yetkili iş mahkemesine başvurabilir. Yetkili mahkemeye başvurulması, prim borcunun takip ve tahsilini durdurmaz. Mahkemenin Kurum lehine karar vermesi halinde, 88 inci ve 89 uncu maddelerin prim borcuna ilişkin hükümleri uygulanır.

(Ek fıkra: 17/4/2008-5754/50 md.) Kurumun denetim ve kontrolle görevli memurlarınca işyerinde fiilen yapılan tespitlerden ve kamu idarelerinin denetim elemanlarınca kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemelerden kayıt ve belgelere dayanmaksızın çalıştığı belirlendiği halde, hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının Kuruma bildirilmediği anlaşılan veya eksik bildirildiği tespit edilen sigortalıların geriye yönelik hizmetlerinin veya prime esas kazançlarının, en fazla tespitin yapıldığı tarihten geriye yönelik bir yıllık süreye ilişkin kısmı dikkate alınır.

Aylık prim ve hizmet belgesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.

Sigortalının çalıştığı bir veya birden fazla işte, bu Kanunda yazılı şartları yerine getirmiş olmasına rağmen, kendisi için verilmesi gereken aylık prim ve hizmet belgesinin işveren tarafından verilmediği veya verilen aylık prim ve hizmet belgesinde kazançların veya prim ödeme gün sayılarının eksik gösterildiği Kurumca tespit edilirse, hastalık ve analık sigortalarından gerekli ödemeler yapılır.

Bu maddede belirtilen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi halinde, 102 nci maddeye göre işlem yapılır.

Kamu idarelerinde işyerinin özelliği nedeniyle prim belgelerinin farklı sürelerde verilme zamanını belirlemeye, Kurum yetkilidir. Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar ile belgelerin içerik ve şekli, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmüne; aynı Kanunun “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlıklı 101.maddesinde ise; “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” hükmüne yer verilmiştir.

Dava dosyalarının incelenmesinden; davalı İdare elemanlarınca davacı şirket hakkında yapılan denetimde, çalışma izni olmadan ve sosyal güvenliği sağlanmadan yabancı işçiler çalıştırıldığının tespit edildiği; düzenlenen İş Teftiş Kurulu Başkanlığı raporuna istinaden davacı şirketin, 2011/1-2-3-4-5-6-7-8-9-10-11-12. aylara ait sigorta primi işveren desteğinden yersiz yararlandığı nedeniyle,  ilgili aylar için iptal bildirgeler ile kanun türü seçilmeksizin düzenlenmiş asıl bildirgelerin,  26/04/2012 tarih 7.918.243 sayılı yazıyla istenildiği; davacı şirketin,  bu durumdan kendilerinin sorumluluğunun bulunmadığı, animasyon hizmetlerini yürüten kişinin sorumluluğunun sözkonusu olduğunu iddia ederek itirazda bulunduğu; davalı idarenin, 23.05.2012 tarih ve B.13.2.SGK.4.10.02/9.527.787 sayılı işlemle,  alt işverenin çalıştırdığı sigortalıları Kuruma bildirmediğinin tespit edilmesi halinde, hem kayıt dışı sigortalı çalıştıran alt işverenin hem de asıl işverenin, söz konusu destekten bir yıl süreyle yararlanmasına imkan bulunmadığını belirterek davacının itirazını reddettiği ve talep edilen belgelerin,  yazının tebliğ tarihinden itibaren bir ay içerisinde düzenlenerek Merkezlerine verilmediği takdirde 5510 sayılı kanunun 86. maddesinin 7. fıkrası gereğince Kurumca re’sen düzenleneceğini bildirmesi üzerine; davacı Şirket tarafından  anılan işleminin iptali ile ihtirazi kayıtla davalı kuruma ödenmiş bulunan primlerin yasal faizi ile iadesine karar verilmesi istemiyle  dava açıldığı anlaşılmıştır.

Olayda, 5510 Sayılı Kanun kapsamında sigortasız yabancı işçi çalıştırıldığından bahisle, aynı Kanun kapsamında davacı şirketin prim desteğinin kesilmesinin söz konusu olduğu, bu bağlamda idarece talep edilen belgelerin Yasanın 86.maddenin 7.fıkrası kapsamında resen düzenleneceğinin bildirildiği hususu da gözetildiğinde, 5510 sayılı yasanın uygulanmasından kaynaklanan uyuşmazlığa bakmakla anılan Yasa’nın 86. ve 101. maddeleri uyarınca iş mahkemesi görevli bulunmaktadır.

Açıklanan nedenlerle Alanya Sulh Ceza Hakimliğinin yönteme aykırı başvurusunun reddi ile aynı Hakimlikçe ayrıca verilen görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç      : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Alanya Sulh Ceza Hakimliğinin yönteme aykırı BAŞVURUSUNUN REDDİ ile aynı Hakimlikçe ayrıca verilen 12.1.2016 gün ve Değ.İş N:2014/103 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 11.4.2016  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN