T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

            HUKUK BÖLÜMÜ

            ESAS NO       : 2016 / 555

            KARAR NO  : 2016 / 561

            KARAR TR   : 28.11.2016

ÖZET: Davalı Şirkette çalışırken özelleştirme nedeniyle kamu kurumuna nakledilen davacının, maaş nakil bildiriminin ilgili mevzuata uygun düzenlenmemesi nedeniyle uğradığı parasal kaybın giderilmesi istemiyle açtığı davanın, ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk.

 

                                                          

 

K  A  R  A  R

 

            Davacı             : M.D.

Vekili              : Av. E.Y.

Davalı             : Türk Telekomünikasyon A.Ş.

Vekili              : Av. K.S.  (Adli Yargıda)

                         

O L A Y          : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkette mühendis olarak çalışmakta iken iş akdinin feshedilerek 406 sayılı Yasanın ek 29 ve 4046 sayılı Yasanın 22. maddeleri gereğince başka bir kamu kurum ve kuruluşuna atanmak üzere Devlet Personel Başkanlığına gönderilen nakil bildirimi cetvelinin, bildirim tarihine kadar gerçekleşen zamlar ile enflasyon farkları dikkate alınmaksızın ve ek ödemeler belirtilmeksizin düzenlendiğini, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak üzere toplam 500,00 TL’nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 2. İş Mahkemesi:20.12.2012 gün ve E:2011/164 K:2012/984 sayılı kararı ile “… Uyuşmazlık, 399 sayılı KHK’nın ek II. cetvelinde yer alan ve özelleştirme sonucu hissesi devredilen davalı kurumda TİP 2 sözleşmesi nakle tabi olarak çalışan davacının davalının özelleştirmeden önce tabi olduğu özelleştirme ile bazı hükümleri değişen 406 sayılı KHK’nın 3. maddesi ve 399 sayılı KHK’nın ek ikinci cetvelinde yer alan kurumlarda çalışan sözleşmeli personele yapılan artışlardan yararlanıp yararlanamayacağı, nakledilirken bu artışların yer aldığı ücreti gösteren nakil maaş ilmühaberinin buna göre düzenlenmesi gerekip gerekmediği hususundan kaynaklanmaktadır.

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, daha önceki tarihlerde nakle tabi işçilerde davalı Türk Telekomünikasyon A.Ş. arasındaki uyuşmazlıklarda esasa yönelik kararlar verilmiş ise de, Danıştay İdari Dava Dairelerinin 07.04.2011 gün ve 2011/55-205 sayılı kararından sonra uyuşmazlığın Adli yargı yerinde görüleceğine dair görüşünü değiştirmiş, 01.10.2012 gün ve 2012/27071-32336 E ve K nolu kararında da görüleceği üzere uyuşmazlığın İdari Yargı yerinde görülmesi gerektiği kabul edilmiştir…” şeklindeki gerekçe ile HMK’ nun 114/1-b maddesi gereğince “yargı yolunun caiz olmaması” nedeniyle aynı yasanın 115/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine karar vermiş, verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi:08.12.2014 gün ve E:2014/33834 K:2014/34782 sayılı kararı ile “… 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle, kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri" başlığı altındaki 331. maddesinin 2. fıkrasındaki "görevsizlik, yetkisizlik veya gönderme kararlarından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde, yargılama giderlerine o mahkeme hükmeder" düzenlemesi uyarınca yargı yolu ile görevsizlik karan sonucu verilen ret kararları henüz davayı esastan sonuçlandırmadığından davaya bir başka mahkemede devam edilmesi halinde yargılama giderine de o mahkemece hükmolunmalıdır.

Anılan Kanun'un 323/ğ. maddesi gereğince yargılama giderlerinden sayılan vekâlet ücretine de görevsizlik kararında ayrıca hükmolunamaz. Mahkemece bu husus göz ardı edilerek davalı yararına vekalet ücreti takdir edilmesi ve davacı aleyhine yargılama gideri yükletilmesi doğru değildir. Ancak, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı Kanun'un geçici 3. maddesi uyarınca uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 438/7. maddesi uyarınca aşağıda belirtilen şekilde düzeltilerek onanması uygun bulunmuştur…” şeklindeki gerekçe ile Temyiz olunan kararın hüküm kısmının vekâlet ücretine yargılama giderlerine ilişkin 2, 3 ve 4. bentlerinin çıkartılmasına, yerine; "6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 331/2. maddesi gereği yargılama giderlerinin görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya görevli mahkemede devam edilmemesi durumunda, mahkemece talep üzerine dosya üzerinden durumun tespiti ile yargılama giderlerinin hüküm altına alınmasına" bendinin eklenmesine, hükmün bu şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermiş, karar kesinleşmiştir.

Davacı vekili bu kez aynı istemle idari yargı yerinde dava açmıştır.

Ankara 18. İdare Mahkemesi:14.04.2016 gün ve E:2015/2677 sayılı kararı ile “…2577 sayılı Kanun’un 2. maddesinde idari dava türleri sayılmış olup, kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine açılan davalara bakılmaktadır.

Buna göre; iptali istenilen işlemin tesis edildiği tarihte davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari dava bulunduğundan söz edilemeyeceğinden, uyuşmazlığın özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Nitekim benzer uyuşmazlıklarda Uyuşmazlık Mahkemesi’nin vermiş olduğu 03.10.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/193 sayılı ve 05.07.2010 tarih ve E:2010/56, K:2010/157kararlar da davanın görüm ve çözümünde adli yargının görev alanına girdiği sonucuna varıldığından, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, dosya incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesince karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Nuri NECİPOĞLU’nun Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.11.2016 günlü toplantısında:

l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesine göre başvuruda bulunulmuş olduğu, idari yargı dosyasının Mahkemece, ekinde adli yargı dosyası ile birlikte Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Engin SELİMOĞLU’ nun, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davalı şirkette görev yapmakta iken, 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen, sonrasında Kamu Kurumu emrine atanan davacı tarafından; eksik ödemeye karşılık gelen aylık 500,00-TL’nın yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

Telekomünikasyon şebekeleri üzerinden sunulan ulusal ve uluslararası ses iletimini ihtiva eden telefon hizmetlerini 31.12.2003 tarihine kadar “tekel” olarak yürütmekle görevli kılınan ve çoğunluk hisseleri kamuya ait bulunan Türk Telekom’un, tekel kapsamında kamu hizmeti yürüten, ancak kuruluş yasasındaki son düzenlemeler ile kendine özgü statüye sahip olan ve sermayesindeki kamu payı % 50’nin altına düşünceye kadar kamu kuruluşu niteliğini taşıyan bir kuruluş olduğu tartışmasızdır.

Ancak, özelleştirme kapsamında bulunan Türk Telekomünikasyon A.Ş.’deki tamamı Hazineye ait bulunan hisselerden % 55’i, 14.11.2005 tarihli Hisse Satış Sözleşmesi ile Oger Telekomünikasyon Anonim Şirketine satılmıştır.

Olayda, hisse devir (14.11.2005) tarihinde davalı şirket nezdinde çalışmakta iken 406 sayılı Yasa'nın Ek-29. maddesi ile 4046 sayılı Yasa'nın 22. maddesine göre adı Devlet Personel Başkanlığına bildirilen ve sonrasında kamu kurumu emrine atanan davacı tarafından; maaş nakil ilmühaberinin düzeltilmesi ve parasal hakların giderilmesi istemiyle dava açılmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlıklı 2. maddesinin değişik 1 numaralı bendinde:

a) (Değişik : 8.6.2000-4577/5 md.) İdari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18.12.1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar” idari dava türleri olarak sayılmış olup; kural olarak, idari yargıda ancak Devlete ve kamu tüzel kişilerine karşı açılan davalara bakılabilir.

Buna göre, maaş nakil bildirimi düzenleme ve dava tarihlerinde davalı mevkiinde kamu kuruluşu niteliği taşımayan Türk Telekomünikasyon A.Ş.'nin olması karşısında, idari yargı yetkisi kapsamında açılmış bir idari davadan söz etmek imkânı bulunmadığından;  uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Belirtilen nedenlerle, Ankara 18. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile Ankara 2. İş Mahkemesince verilen 20.12.2012 gün ve E:2011/164, K:2012/984 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Ankara 18. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile Ankara 2.İş Mahkemesinin 20.12.2012 gün ve E:2011/164, K:2012/984 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.11.2016  gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

Başkan

Nuri

NECİPOĞLU

 

 

 

Üye

Ali

ÇOLAK

 

 

 

 

 

Üye

Süleyman Hilmi

AYDIN

Üye

Yusuf Ziyaattin

CENİK

 

 

 

 

 

Üye

Mehmet

AKBULUT

Üye

Alaittin Ali

ÖĞÜŞ

 

 

 

 

 

Üye

Yüksel

DOĞAN