T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

ESAS NO       : 2023/358

KARAR NO  : 2023/545      

KARAR TR  : 25/09/2023

ÖZET: Vakıf Üniversitesi bünyesinde akademik personel olarak görev yapmakta olandavacının iş akdinin feshinden kaynaklanan, kıdem tazminatı ve diğer alacaklarınıntahsili istemiyle açtığı davanın İDARİ YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

K A R A R  

                       

Davacı  : A.M.Ş.U

Vekili    : Av. A.G.H.A

Davalı   : Başkent Üniversitesi Rektörlüğü

Vekili    : Av. M.D

 

I. DAVA KONUSU OLAY

 

1. Davacı vekili, müvekkilinin davalı nezdinde Eylül 2014 tarihinde okutman olarak işe başladığını, ancakçalıştığı süreçte işçilik alacaklarının eksik ödendiğini, eşit işe eşit ücret ilkesinin ihlal edildiğini, sosyal yardımlardan faydalandırılmadığını, müvekkilinin bu alacaklarının ödenmesini talep etmişse de herhangi bir ödeme, iyileştirme yapılmadığını ve müvekkilinin sözleşmesini haklı nedenle feshetmek mecburiyetinde bırakıldığını, devamındaalacaklarının tahsili amacıyla dava öncesi zorunlu arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da uzlaşma sağlanamadığını ve dava açmak zorunda kaldıklarınıifade ederek; fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, kısmi alacak davası olarak; brüt 10 TL eksik ücret alacağı, 10 TL yıllık izin ücreti alacağı, 10 TL kıdem tazminatı alacağı, 10 TLyardım/kreş yardımı alacağı, 10 TL ayrımcılık tazminatı, 10 TL çıkış kodunun yanlış bildirilmesi nedeniyle ödenmeyen işsizlik alacağı, belirsiz alacak davası olarak; brüt 10 TL fazla mesai alacağı, 10 TL hafta tatili alacağı,10 TL UBGT alacağı olmak üzeretoplam brüt 90 TL'nin tahakkuk tarihlerinden mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle birliktedavalıdan tahsili istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.

 

2. Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle görev itirazında bulunmuştur.

 

II. UYUŞMAZLIĞA İLİŞKİN BAŞVURU SÜRECİ

 

A. Adli Yargıda

 

3. Ankara 53. İş Mahkemesi 29/03/2022 tarih ve E.2021/1431, K.2022/166 sayı ile, uyuşmazlığın çözüm yerinin idari yargı olduğu gerekçesiyle, yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle davanın usulden reddine karar vermiştir.Davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

 

4. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi 04/07/2022 tarih ve E.2022/2771, K.2022/2800 sayı ile, istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine kesin olarak karar vermiştir. Kararın ilgili kısmı şöyledir:

 

"...Tüm bu maddi ve hukuki olgular birlikte değerlendirildiğinde, özellikle 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun Ek. 11. maddesine, 6745 sayılı Kanun ile 20/08/2016 tarihinde getirilen 10. bentte, hizmet sözleşmeleri hususunda 4857 sayılı İş Kanunu’na atıf yapılması ve taraflar arasında imzalanmış sözleşmelerde, sözleşmelere idari sözleşme niteliği verecek, kamusal yetkinin getirdiği üstünlük ve ayrıcalığın bulunmaması nedeniyle idareye tanınan üstünlük ve otorite ölçütünün yokluğu, davacı ile davalı Üniversite arasında bağıtlanan sözleşmelerin bireysel iş sözleşmesi olduğunu, dolayısıyla bu iş ilişkisinin özel hukuk kurallarına göre belirlenen özel hukuk ilişkisi olduğunu göstermektedir. Davalı Vakıf Üniversitesinin, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasa'da belirtilen hükümlere tabi olması, davacının iş sözleşmesi ile çalışma olgusunu ve buna bağlı olarak İş Mahkemesinin görevini ortadan kaldırmaz. Uyuşmazlık, Adli Yargı yolunda ve İş Mahkemesinde çözülmelidir. Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 04.03.2021 gün 2021/1478 E. 2021/5636 K. sayılı ilamı bu yöndedir.

Bu nedenle mahkemece verilen yargı yolu caiz olmaması sebebiyle usulden reddi hatalı olmuştur..."

 

5. Ankara 53. İş Mahkemesi 22/11/2022 tarih ve E.2022/328 sayı ile, davalının görev itirazının kesin nitelikteki BAM kararı gözetilerek reddine karar vermiştir.

 

6. Davalı vekili tarafından, süresi içinde verilen dilekçe ile olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılması istemiyle başvuruda bulunulması üzerine dilekçe, dava dosyası örneği ile birlikte Danıştay Başsavcılığına gönderilmiştir.

 

B. Olumlu Görev Uyuşmazlığı Çıkarılmasına İlişkin Danıştay Başsavcılığı Talebi

 

7. Danıştay Başsavcısı, akademik personel olarak idare hukuku kapsamında bir kamu personeli olan davacının, idarî hizmet sözleşmesininfeshinden kaynaklanan tazminat isteminin idari yargı yerinde görülmesi gerektiğinden bahisle, 2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına karar vererek dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir. Olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ilişkin talebin ilgili kısmı şu şekildedir:

 

"Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde; kamu tüzel kişiliğine ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahip olan davalı vakıf üniversitesinin, aslî ve sürekli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı davacının; statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, idare hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu, kamu hizmeti görmek amacıyla, davacı ile vakıf üniversitesi arasında imzalanan sözleşmenin de İdarî hizmet sözleşmesi niteliği taşıdığı açıktır.

   2577 sayılı İdarî Yargılama Usulü Kanunu'nun "İdarî Dava Türleri ve İdarî Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü İdarî sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların İdarî yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

   Dosyanın incelenmesinden; Başkent Üniversitesinde okutman olarak görev yapan davacının; üniversiteden olan alacağına karşılık fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla brüt 10 TL eksik ücret alacağı, brüt 10 TL yıllık izin ücreti alacağı, brüt 10 TL kıdem tazminatı alacağı, brüt 10 TL sosyal yardım/ kreş yardım alacağı, brüt 10 TL ayrımcılık tazminatı talebi, brüt 10 TL çıkış kodunun yanlış bildirilmesi nedeniyle ödenmeyen işsizlik alacağı, brüt 10 TL fazla mesai alacağı, brüt 10 TL hafta tatili alacağı, brüt 10 TL ulusal bayram genel tatil alacağı olmak üzere toplam brüt 90 TL'nin, tahakkuk tarihinden itibaren mevduata uygulanacak en yüksek faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesi istemiyle dava açtığı anlaşılmaktadır.

   2547 Sayılı Yükseköğretim Kanununun "Öğretim Elemanları" başlıklı Beşinci Bölümünün okutmanları düzenleyen 32. maddesi 22/02/2018 tarihli, 7100 Sayılı Kanunun 6.maddesiyle yürürlükten kaldırılmış ise de aynı Kanunun 28. maddesiyle, "02/09/1983 tarihli ve 78 sayılı Yükseköğretim Kurumlan Öğretim Elemanlarının Kadroları Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 8. maddesinde yer alan “öğretim görevlisi, okutman, araştırma görevlisi, uzman, çevirici ve eğitim-öğretim planlamacısı” ibaresi “öğretim görevlisi ve araştırma görevlisi” şeklindedeğiştirilmiştir, "düzenlemesine yer verilmiş; 15. maddesi ile de 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanununda değişiklikler yapılarak, 2914 sayılı Kanunun 11. maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “yardımcı doçent” ibaresi “doktor öğretim üyesi” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkrada yer alan “ve okutman” ibaresi madde metninden çıkarılmış; 19. maddesinin birinci fıkrasında yer alan okutmanlar” ibaresi madde metninden çıkarılmış; ek 3. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “yardımcı doçent” ibaresi “doktor öğretim üyesi” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın (e) bendinde yer alan “ve okutman” ibaresi madde metninden çıkarılmış, (f) bendi yürürlükten kaldırılmış; ek 4. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde yer alan “yardımcı doçent” ibaresi “doktor öğretim üyesi” şeklinde değiştirilmiş, aynı fıkranın (e) bendinde yer alan “ve okutman” ibaresi madde metninden çıkarılmış, (f) bendi yürürlükten kaldırılmış; ek gösterge cetvelinin (d) sırasında yer alan “yardımcı doçentler” ibaresi “doktor öğretim üyeleri” şeklinde değiştirilmiş, (e) sırasında yer alan “öğretim görevlisi, okutmanlar, diğer öğretim yardımcıları” ibaresi “öğretim görevlisi ve araştırma görevlileri” şeklinde değiştirilmiştir.

   Bu kanunî düzenlemelere göre öğretim görevlisi olan okutmanların akademik personel statüsünde bulundukları açıktır.

   Bu itibarla, Davalı Başkent Üniversitesinde akademik personel olarak idare hukukuna tâbi bir kamu personeli olan davacının İdarî hizmet sözleşmesinin feshinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davanın, 2577 sayılı Kanunun 2. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi uyarınca İdarî yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

   Nitekim, Uyuşmazlık Mahkemesinin 18/10/2021 tarihli, E:2021/526, K:2021/502 sayılı, 28/05/2020 tarihli, E:2020/92, K:2020/312 sayılı ve 23/12/2019 tarihli, E:2019/783, K:2019/876 sayılı kararları da aynı yöndedir."

 

8. Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığınca, 2247 sayılı Kanun'un 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının da yazılı düşüncesi istenilmiştir.

 

III. BAŞSAVCILIK DÜŞÜNCESİ

 

9. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, Danıştay Başsavcılığınca2247 sayılı Kanun'un 10. maddesi uyarınca yapılan başvurunun kabulü gerektiği yolunda yazılı düşünce vermiştir. Görüşünilgili kısmı şöyledir:

 

"...vakıf yükseköğretim kurumlarında niteliği belirtilen kamu hizmetinin yürütülebilmesi için istihdam edilen akademik personel ile vakıf yükseköğretim kurumu arasında yapılan sözleşmelerin "idari hizmet sözleşmesi" niteliğinde olduğunun kabulü ve ilişiğin kesilmesine dair işlem nedeniyle mahrum kalınan mali hakların tazmini istemiyle açılan davanın da idari yargıda görülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır."

 

III. İLGİLİ HUKUK

 

10. Anayasa'nın “Yükseköğretim Kurumları” başlıklı 130. maddesinin birinci, ikinci ve onuncu fıkraları şöyledir:

 

“Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.

...

Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir.

...

Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir."

 

11. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na 5772 sayılı Kanun ile eklenen ve vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumları ile ilgili düzenlemeler getiren Ek 2. maddesi şöyledir:

 

“Vakıflar; kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında, akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla, Yükseköğretim kurumları veya bunlara bağlı birimlerden birini veya birden fazlasını ya da bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın, ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda yüksek nitelikli işgücü yetiştirmek amacıyla, bu Kanun hükümleri çerçevesinde kalmak şartıyla meslek yüksekokulu kurabilir. Bu meslek yüksekokulu, kamu tüzel kişiliğini haiz olup, Cumhurbaşkanı kararı ile kurulur. Kurulacak meslek yüksekokullarına, meslek ve teknik eğitim bölgesinde gereksinim duyulması esastır. ..."

 

12. Aynı Kanun'unEk 5. maddesi şöyledir:

 

“Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunur. Mütevelli heyet üyeleri, vakıf yönetim organı tarafından dört yıl için seçilir, süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Mütevelli heyet üyelerinin yaş sınırlaması hariç Devlet memuru olma niteliklerine sahip bulunmaları ve en az üçte ikisinin lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Mütevelli heyet üyeleri kendi aralarından bir başkan seçer.

            Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir. Yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapar, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini onaylar ve uygulamaları izler, ayrıca vakıfça hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürütür.

            Mütevelli heyetin toplantı nisabı ve karar alınması ile ilgili hususlarda bu Kanunun 61 inci maddesi hükmü uygulanır.”

 

13. Aynı Kanun'un Ek 8. maddesi şöyledir:

 

Vakıfca kurulacak yüksekögretim kurumlarındaki akademik organlar, Devlet yükseköğretim kurumlarındaki akademik organlar gibi düzenlenir ve onların görevlerini yerine getirir. Öğretim elemanlarının nitelikleri Devlet yükseköğretim kurumlarındaki öğretim elemanlarının niteliklerinin aynıdır. Devlet yükseköğretim kurumlarında çalışmaları yasaklanmış veya disiplin yoluyla bu kurumlardan çıkarılmış kişiler, vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alamazlar.

Vakıf yükseköğretim kurumlarında çalışan öğretim elemanlarına, unvanlarına göre Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen ücret tutarından az ücret verilemez. Bu fıkra kapsamında Devlet yükseköğretim kurumlarında ödenen emsal ücretin hesaplanmasında ilgili mevzuat uyarınca aylıklara ilişkin hükümlerin uygulandığı kadroya bağlı ödemeler dikkate alınır."

 

 

14. 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu Ek Madde 33 şöyledir:

 

"Ankara’da Türkiye Organ Nakli ve Yanık Tedavi Vakfı ile Haberal Eğitim Vakfı tarafından 2547 sayılı Yükseköğretim Kanununun vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlerine tabi olmak üzere, kamu tüzelkişiliğine sahip Başkent Üniversitesi adıyla yeni bir vakıf üniversitesi kurulmuştur.

Bu Üniversite;

a) Tıp Fakültesi,

b) Fen-Edebiyat Fakültesi,

c) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi,

d) Mühendislik Fakültesi,

e) (Değişik: 17/11/1999-4480/3 md.) Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi ile Diş Hekimliği Fakültesi,

f) Rektörlüğe bağlı Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Fen Bilimleri Enstitüsü ve Sosyal Bilimler Enstitüsü ile Hemşirelik Yüksekokulu,Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okulu ve Sağlık İdaresi ve İşletmesi Yüksek Okulundan,

g) (Ek: 25/7/2000-KHK-612/5 md.; Aynen kabul: 10/1/2001-4617/3 md.) Eczacılık Fakültesi ve Eğitim Fakültesinden;

h) (Ek: 25/7/2000-KHK-612/5 md.; Aynen kabul: 10/1/2001-4617/3 md.) Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Avrupa Birliği Uluslararası İlişkiler Enstitüsü, Transplantasyon ve Gen Bilimleri Enstitüsü ve Yanık, Yangın ve Doğal Afetler Enstitüsünden;

Oluşur."

 

          15. Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin "Öğretim elemanları" başlıklı 23. maddesi şöyledir:

 

   "Öğretim elemanlarının seçimi, değerlendirilmesi, seçilenlerin uygun görülen akademik unvanlarla görevlendirilmeleri ve yükseltilmeleri yürürlükteki kanun ve yönetmelik hükümlerine uyularak vakıf yükseköğretim kurumunun yetkili akademik organlarınca yapılır. Öğretim elemanlarının atamalarında, devlet yükseköğretim kurumlarındaki atamalarda aranan şartlara ilaveten vakıf yükseköğretim kurumunun akademik yönden gerekli gördüğü şartlar da aranabilir. Vakıf meslek yüksekokullarında özellikle uygulamalı derslerde görevlendirilecek öğretim elemanlarının atanmasında çalışma deneyimine sahip olması gözetilir.

   Vakıf yükseköğretim kurumlarında görev alacak olan akademik ve idari personelin çalışma esasları 2547 sayılı Kanunda devlet üniversiteleri için öngörülen hükümlere tabidir. Bu personelin aylık ve diğer özlük hakları bakımından ise 4857 sayılı İş Kanunu hükümleri uygulanır." (Danıştay Sekizinci Dairesinin 29/4/2011 tarihli ve E.: 2008/8234, K.: 2011/2452 sayılı Kararı ile bu maddenin son cümlesinde yer alan “özlük hakları” ibaresinin iptaline karar verilmiştir. )

 

16. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun "İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı" başlıklı 2. maddesi şöyledir:

 

"1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Anayasa Mahkemesinin 21/9/1995 tarihli ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000-4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler."

 

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

 

A. İlk İnceleme

 

17. Uyuşmazlık Mahkemesinin Muammer TOPAL'ın Başkanlığında, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN, Eyüp SARICALAR, Ahmet ARSLAN, Mahmut BALLI ve Bilal ÇALIŞKAN’ın katılımlarıyla yapılan 25/09/2023 tarihli toplantısında; 2247 sayılı Kanun'un 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı vekilinin, anılan Kanun'un 10/2. maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısınca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliğiyle karar verildi.

 

B. Esasın İncelenmesi

 

18. Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK'in davanın çözümünde idari yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan, ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonragereği görüşülüp düşünüldü:

 

19. Dava, davacının Başkent Üniversitesi bünyesinde akademik personel olarak görev yapmakta iken, iş akdinin feshinden kaynaklanan, ücret, yıllık izin, kıdem tazminatı, yardım/kreş yardımı, ayrımcılık tazminatı,çıkış kodunun yanlış bildirilmesi nedeniyle ödenmeyen işsizlik,fazla mesai, hafta tatili ve UBGT alacağının faiziyletahsili istemiyle açılmıştır.

 

20. Davalı Üniversite, yukarıda anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde 2809 sayılı Kanun'un Ek 33. maddesi ile vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlere tabi olmak üzere kamu tüzel kişiliğine sahip olarak kurulmuştur.

 

21. İdari rejime dayalı olarak düzenlenmiş bulunan Türkiye'nin idari yapısında, kamu tüzel kişiliği idari yargının görev alanının belirlenmesinde kullanılan ölçütlerden birisidir. Kamu tüzel kişilerinin kuruluş amacı kamu yararı, faaliyet konuları ise kamu hizmetidir. Bu bağlamda, Kamu Tüzel Kişileri, özel hukuk tüzel kişilerine nazaran üstün ve ayrıcalıklı kamu gücüne sahiptirler ve tek taraflı işlemlerle yeni hukuki durum yaratabilirler. Bu nedenle de personeli kamu hukukuna tabidir.

 

22. Kanunla kurulma ve kamu tüzel kişiliğine sahip olmanın yanı sıra, Devlet Üniversitelerinde olduğu gibi Vakıf Üniversitelerinin de Anayasal güvence altına alınmış olan "Bilimsel Özerkliğe sahip olmaları” bir diğer ayrıcalığıdır. Üniversitelerde bilimsel özerklik ilkesi benimsenirken güdülen amaç, yükseköğretimin çeşitli siyasal çevre ve baskı grupları ile düşünce kümelerinin etkisinin dışında tutarak, bilimsel amaç, hedefler ve gereksinimlerine bağlı olmalarını sağlamaktır. Bu nedenle de, bilimsel faaliyetin asli unsurları olan yükseköğretim elemanlarının, görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri gibi özlük haklarının kanunla düzenleneceği konusu, Anayasal teminat altına alınmıştır.

 

23. Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde, davalı Üniversitenin, sürekli ve düzenli nitelikteki kamu hizmetinde çalıştırdığı davacının, statüsü, göreve alınması, hak ve yetkileri gözetildiğinde, İdare Hukuku kapsamında bir kamu personeli olduğu, aralarında düzenledikleri sözleşmenin de idari sözleşme niteliği taşıdığı açıktır.

 

24. Buna göre, davacının sözleşmesinin feshinden dolayı talep ettiği kıdem tazminatı ve diğer alacaklarının asıl işleme bağlı bir nitelik taşıdığı, dolayısıyla bu işlemden kaynaklanan tazmin isteminin de 2577 sayılı Kanun'un yukarıda yer verilen 2. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında idari yargı yerinde görülmesi gerekmektedir.

 

25. Yukarıda belirtilen hususlar göz önünde bulundurularak, Danıştay Başsavcısınca yapılan başvurunun kabulü ile davalı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Ankara 53. İş İş Mahkemesinin 22/11/2022 tarihli ve E.2022/328 sayılı kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

V. HÜKÜM

 

Açıklanan gerekçelerle;

 

A. Davanın çözümünde İDARİ YARGININ GÖREVLİ OLDUĞUNA,

 

B. Danıştay Başsavcısınca yapılan BAŞVURUNUN KABULÜ ile davalı vekilinin görev itirazının reddine ilişkin Ankara 53. İş Mahkemesinin 22/11/2022 tarihli ve E.2022/328sayılı KARARININ KALDIRILMASINA,

 

25/09/2023 tarihinde, Üyeler Nilgün TAŞ, Doğan AĞIRMAN ve Eyüp SARICALAR'ın KARŞI OYLARI ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

             Başkan                       Üye                               Üye                                Üye

            Muammer                   Nigün                            Doğan                           Eyüp

            TOPAL                        TAŞ                            AĞIRMAN                 SARICALAR

 

 

 

 

 

 

                                                Üye                                Üye                                Üye

                                              Ahmet                             Mahmut                          Bilal

                                            ARSLAN                         BALLI                        ÇALIŞKAN  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KARŞI OY

 

 

Dava, vakıf yükseköğretim kurumu statüsündeki Başkent Üniversitesi bünyesinde öğretim görevlisi olarak görev yapmakta iken sözleşmesini fesheden davacının, kıdem tazminatı ve diğer işçilik alacaklarının tahsili istemiyle açılmıştır.

 

Davalı Başkent Üniversitesi, yukarıda anılan mevzuat hükümleri çerçevesinde 2809 sayılı Yükseköğretim Kurumlan Teşkilatı Kanunu'nun Ek 33. maddesi ile vakıf yükseköğretim kurumlarına ilişkin hükümlere tabi olmak üzere kamu tüzel kişiliğine sahip olarak kurulmuştur.

 

Somut olay ve mevzuat hükümleri birlikte irdelendiğinde; davacı ile davalı Vakıf Üniversitesi arasında imzalanan iş sözleşmesi, davacının bu iş sözleşmesine aykırılıktan bahisle 4857 sayılı Kanun hükümleri gereğince sözleşmeyi haklı nedenle feshetmiş olması, uyuşmazlığın üniversitedeki çalışma esaslarına ilişkin olmayıp aylık ve diğer özlük haklarına ilişkin olması hususları dikkate alınarak, davacının kıdem tazminatı ile diğer işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin uyuşmazlığın adli yargının görev alanında bulunduğu sonucuna ulaşılmıştır.

 

Yukarıda belirtildiği üzere, 2547 sayılı Kanun kapsamındaki kamu hizmetini yürüten davacı öğretim görevlisinin ders yükü, disiplin gibi çalışma esasları yönünden aynı kanun'a tabi olduğu tartışmasız ise de, kendisinin iş sözleşmesi ile çalıştığı ve uyuşmazlık konusunun işçilik alacakları olduğu gözetildiğinde kamu hizmeti niteliğindeki görevin özel hukuk ilişkisini ortadan kaldırmayacağı, ilgili Yönetmelik'te düzenlendiği gibi aylık ve diğer özlük hakları bakımından 4857 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanacağı, 7036 sayılı Kanun'un 5/a maddesi uyarınca da iş mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmıştır.

 

Yukarıda belirtilen hususlar göz ününde bulundurularak, davada adli yargının görevli olduğunu düşündüğümüzden sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.25/09/2023

 

 

    Üye                                                          Üye                                                 Üye

Nilgün TAŞ                                       Doğan AĞIRMAN                      Eyüp SARICALAR